29 Haziran 2011 Çarşamba

Boğaziçi Köprüsü'nden atladı ama ölmedi



Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak intihar girişiminde bulunan bir kişi, yaralı olarak kurtarıldı.

Güncelleme:29 Haziran 2011 16:00
İSTANBUL (A.A) - Alınan bilgiye göre, 34 DL 3564 plakalı aracı ile Boğaz Köprüsü'ne gelen ve aracını bırakarak köprü üstündeki korkulukları aşan Ersin Y. (34), kendisini boşluğa bıraktı. Suya düşen Ersin Y, bu sırada denizde bulunan balıkçılar tarafından fark edilerek Beylerbeyi sahiline çıkarıldı.
Ersin Y. olay yerine gelen ambulansla Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülerek tedavi altına alındı.
rsin Y'nin aracında da ''Onursuz ve şerefsiz her gün öleceğime, onurlu ve şerefimle bir kez ölürüm. Herkesi çok seviyorum, en çok da eşimi...'' yazılı bir not bulundu.
KAYNAK.MYNET.COM

15 Haziran 2011 Çarşamba

NE KILIÇDAROĞLU NE BAYKAL İşte kulislerde konuşulan Genel Başkan adayı

ı

CHP'de kılıçlar çekildi. Hatta CHP Genel Başkanlığı için isimler de ortalığa dökülmeye başlandı.

Güncelleme:15 Haziran 2011 16:04
CHP'nin çeşitli kademelerinde görev almış, CHP hükümetlerinde bakanlık ve sözcülük yapmış isimlerden Orhan Birgit, seçim sonuçlarını değerlendirdiği yazısında Önder Sav'ın görüşlerine yer verdi.
Sav, kendisini Genel Sekreterlik'ten düşüren Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Erdoğan'ın dişlerini sökeceğim" ve "Yeni CHP" söyleminin parti tabanında "hoş karşılanmadığını" savundu. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in yetkilerinin "İnönü ve Ecevit'te bile olmadığını" söyledi. Orhan Birgit de, olağanüstü kurultay toplanması durumunda Kılıçdaroğlu'na alternatif olarak ortaya çıkabilecek isim için "akil adamların" Samsun Milletvekili Prof. Haluk Koç'un adını telaffuz ettiklerini belirtti.

Orhan Birgit, bu görüşlerini Cumhuriyet'teki yazısında dile getirdi.
 Mustafa Kemal, Halk Fırkası’nı Cumhuriyetin ilanından bir ay önce “9 Eylül 1923”te kurdu. O tarihten, çok partili hayata geçinceye kadar, CHP de rejimin resmi partisi olmaktan kendisini kurtaramadığı için, öyle delegelerin belirli imzalar ile kurultay toplama gibi alışkanlıklarla tanışamadı.
Ne zaman ki, parti içi demokrasi, ülkenin bu ilk politik örgütünü de kendi kapsama alanı içine almış oldu. Parti 80 yıl sonra, yavaş yavaş da olsa, gerçek kimliğine sahip oldu. CHP’nin tarihi, partinin 33’ü olağan, 15’i, olağanüstü olmak üzere 48 kurultay yaparak, onu Kurultaylar Partisi diye tanımlayanları da haklı çıkartır.
Bugün gelinen aşama, CHP’nin, mesela Erdoğan’ın liderliğindeki AKP’den fersah fersah daha çok demokratik kuralların egemen olduğu bir parti olduğunu göstermektedir. Belki de o nedenledir ki, 12 Haziran seçiminde, umulan sonucun alınamadığını gerekçe gösterenler, çıkış yolunun bir özeleştiriye fırsat vermek için yeni bir olağanüstü kurultaydan geçtiğini yüksek sesle söylemeye başlamışlardır. O seslerden birisinin, eski Genel Sekreter Önder Sav olduğunu söylemeliyim.
Kılıçdaroğlu’na, genel başkanlık yolunu açanların başını çeken Sav, “Yönetimin seçim kampanyasında 12’ye 5 kala farklı bir strateji saptayarak, partiyi Yeni CHP olarak tanıtmasının tutarlı seçmenin bir bölümünün sandığa gitmemesine neden olduğu”nu ileri sürüyor. Yeni yönetimin milletvekili adayı yapmadığı Sav, “Kemal Bey’in AKP Genel Başkanı’na dişini sökeceğim çık meydana” türünden meydan okumalarının yansız seçmenlerce hoş karşılanmadığını söyleyerek, “Yeni CHP” takısı ile partinin mirasının reddedilmek istenmesinde yönetimin ve özellikle Gürsel Tekin’in hatalı olduğunu ileri sürenlere hak veren bir söylem izliyor.
Eski Genel Sekreter, “Tekin’e tanınan olağanüstü yetkilerin büyük İnönü, oğul İnönü ve Ecevit’te bile olmadığı” görüşünde.
Sözün özü, CHP’de kazan kaynamaya başlamış. Peki, bir kurultay toplanır da yeni bir genel başkan aranırsa kimin yolu açık olabilir?
Akil adamlara göre ibre, Samsun Milletvekili Haluk Koç’u gösteriyor.
***
Ya öteki sosyal demokrat parti?
Not: Dünkü yazımda büyüteç altına aldığım DSP’den ilk tepkiler gelmeye başladı. Genel başkan yardımcıları Hasan Macit ve Uluç Gürkan görevlerinden ayrıldıklarını açıkladılar. Üstelik zehir zemberek denilecek birer gerekçe ile ve genel başkanı suçlayarak.
Kampanya süresince dolaştığı kentlerde yurttaşları parti otobüsünden el sallayarak selamlamakla yetinen, yine otobüs içerisinde medyaya açıklamalar yaparak seçmenle doğrudan iletişim kurmaya bile üşenen genel başkanın durumunu merak edenler için söyleyeyim. Sevgili Masum Türker, tam siper yatmış olmalı. Zira ne sesi var. Ne de nefesi. Uluç Gürkan ve Hasan Macit’in olağanüstü kurultay toplanması isteklerinin nasıl değerlendirileceğini ise şayet parti meclisini toplantıya çağırırsa o zaman öğrenebileceğiz!
kaynak.mynet.com

Eylemsizlik kararı uzuyor!


Abdullah Öcalan, bugün avukatlarıyla yaptığı görüşmede, "Eylemsizlik süreci uzayabilir" dediği öğrenildi.

Güncelleme:15 Haziran 2011 21:55
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, daha önce "15 Haziran’dan sonra ya anlamlı bir müzakere dönemi başlar ya da büyük bir savaş başlar, kıyamet kopar" diyerek yeniden eylemlerin başlayabileceği tehdidini savurmuştu.

Öcalan bugün, İmralı Adası'nda görüştüğü avukatlarına, "Eylemsizlik süreci uzayabilir" dediği öğrenildi.

Öcalan'ın avukatları, yapılan görüşmeye ilişkin yarın bir açıklama yapabileceklerini belirtti.

Abdullah Öcalan'ın savunmasını üstlenen ve bu sabah İmralı'ya giden avukatlarından Doğan Erbaş, İbrahim Bilmez, Hakzan Sadak ve Fuat Coşacak, saat 18.30'da Gemlik'e döndüler.

Avukat Doğan Erbaş, Öcalan'ın 15 Haziran tarihine kadar tanıdığı sürenin dolduğunu hatırlatan ve Öcalan'ın konuyla ilgili bir açıklama yapıp yamadığını soran gazetecilere, "Bununla ilgili olarak gerek görülürse yarın veya öbür gün açıklama yapacağız" dedi.

Avukat Doğan Erbaş, Öcalan'ın İmralı'da devlet yetkilileriyle bir görüşme yapıp yapmadığı sorusuna ise, "Dün yapıldığını öğrendim" yanıtını verdi.

kaynak.mynet.com

14 Haziran 2011 Salı

BDP Tunceli'den neden oy alamadı?


Ahmet Türk, Ferhat Tunç'un bağımsız aday olarak katıldığı seçimlerde neden başarısız olduklarını açıkladı.

Güncelleme:14 Haziran 2011 16:14
Mardin'den milletvikili seçilerek yeniden Meclis'e dönüş bileti alan Ahmet Türk, BDP'nin bağımsız adayı Ferhat Tunç'un Tunceli'de bekledikleri sonucu alamamasını 'Kılıçdaroğlu rüzgarı'na bağladı. Türk alevilerle ilgili politikalarını yeniden gözden geçireceklerini söyledi.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, seçim sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye için önerdikleri demokratik özerkliğin seçimlerde halkın onayına sunulduğunu ve kabul gördüğünü savundu. Koçali, "Artık Başbakan’ın da karar verme zamanıdır. Başbakan Kürtler’e dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtler’in siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya evet mi diyecek? Başbakan, balkon konuşmasında çok umut vermedi" dedi.
BDP desteğiyle milletvekili seçilen Ahmet Türk, Leyla Zana, Sırrı Süreyya Önder, Şerafettin Elçi, Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, Aysel Tuğluk ile Nursel Aydoğan, BDP Genel Başkan Vekili Hamit Geylani ve Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali ile birlikte 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarını Diyarbakır’da biraraya gelerek değerlendirdi.
"SEÇİM BARAJI YIKILDI"
Diyarbakır’da Sümerpark Resepsiyon Salonu’ndaki basın toplantısında konuşan BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, seçimden büyük bir zaferle çıktıklarını, yüzde 30 oranla kadınların temsil edildiği en yüksek grup olduklarını söyledi. Koçali, 12 Haziran seçimlerinin doğru okunmasını isterken şöyle dedi: "Seçimin dünü, bugünü ve yarını doğru tahlil edilmelidir. Adil ve demokratik bir seçim olmadı. Aldığımız oy sezçm barajını artık anlamsız kılmıştır. 36 vekille bu baraj yıkılmıştır. Türkiye seçim tarihinde adeta ilkler yaşandı. Siyasetçilerin kullandığı üslup ve söylemler hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar toplumsal ve ahlaki değerlerden uzak kalmamıştır."
’AKP’NİN EN BÜYÜK ÇILGILIĞI ÖCALAN SÖZLERİDİR’
Koçali, seçim sürecindeki gerginliğin 1’inci derecede sorumlusunun AK Parti olduğunu ve ’çılgınlıkta’ sınır tanımadığını ileri sürerek, "AKP’nin en tehlikeli çılgınlığı sayın Abdullah Öcalan’a ilişkin söz ve davranışları olmuştur. Kürt halkı, AKP’nin ülke ve toplum açısından ciddi tehlike yaratan bu oyununu, meydanlarda ve sandıkta gösterdiği direnişle boşa çıkarmıştır" dedi.
TÜRK: HÜKÜMETİN TAVRI ATEŞKESİ BELİRLER
Mardin’den seçilen Ahmet Türk, gazetecilerin sorularını yanıtladı. PKK’nın ilan ettiği ateşkesin 15 Haziran’da sona ereceği açıklamaların hatırlatılması üzerine Türk, "15 Haziran; Kürtler, Türkiye açısından önemli bir tarih. Türkiye’nin dönüşüm gösterebilmesi için önemli bir fırsat. Eğer hükümet, devlet 15 Haziran’da Kürt sorunu çözümü konusunda yol haritası ortaya çıkarmasa veya buna dönük inandırıcı açıklamalar yapmazsa Kürtler açısından kabul edilmeyecek bir süreç olarak görülür. 15 Haziran; yapılacak müzakerelere ve hükümetin ortaya koyacağı tavra göre değişecektir. Hükümetin Kürt sorununa yaklaşımı sürecin nasıl gideceğini belirleyecektir" dedi.
kaynak.mynet.com

Muharrem İnce: ''Ortada başarı yok''

 

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, partisinin aldığı oy oranına ilişkin, ''Ortada başarı filan yoktur'' dedi.

14 Haziran 2011 16:05
İnce, Yalova'da düzenlediği basın toplantısında, seçim çalışmalarında Yalova'da en çok üzerine gidilen kişinin kendisi olduğunu söyledi

Hiç kimseden korkusu olmadığını ifade eden İnce, ''Seçim kampanyasında en çok eleştirilen, üzerine oynanan, tankıyla, topuyla üzerine saldırılan benim. Ben bunların hiçbirine cevap vermedim. Muhatap almadığım için cevap vermedim. Ben çiğ yemedim karnım ağrısın. Hiç kimseden korkum yok, seviyeyi düşürmek istemedim ama seviye ne yazık ki düştü. Kim ne biliyorsa konuşur'' dedi.

‘BU PARTİDE İRLANDALI OLMAYACAK’
İnce, seçim sürecinde merkez ilçe teşkilatının istifasına da değinerek, şöyle devam etti:

''Ben büyük işlerle uğraşıyorum. Küçük siyasi tartışmalara giremeyeceğim ama bu partide İrlandalılar olmayacak. Bu dönemde partiden İrlandalıları temizleyeceğiz. Ağabeylik yapacağım. Bu partide İrlandalı olmayacak. Başka partilerden talimat alan kişi olmayacak. Bunları barındırmayacağım.''
‘BU PARTİDE İRLANDALI OLMAYACAK’
Yalova'da AK Parti'nin kendisini sandıktan çıkartmamak için elinden geleni yaptığını öne süren İnce, ''Bir parti düşünün; kampanyasını anamuhalefet partisinin üzerine kuruyor. Saçmalık buradan başlıyor. Başbakan, eski 4 il başkanını toplayıp, Yalova'daki seçim stratejisini benim üzerine kurarsa örgüt böyle yapar. Bunun üzerinde kampanya yapılırsa bu beni büyütür. Stratejisi yanlıştı'' diye konuştu.
‘YÜZDE 50’Sİ DE AKP’YE OY VERMEDİ’
İnce, bir soru üzerine AK Parti'nin aldığı oyu değerlendirirken şunları söyledi:
''Yalova'da kimseye ben bedava kömür, makarna vermedim. Kimseye iş vaadinde bulunmadım. Sadece insanlara gönlümü, yüreğimi açtım. Her gördüğünüz üç kişiden birisi bana, partime oy verdi. Ben de böyle bakıyorum. (AK Parti'den Yalova Milletvekili seçilen) Temel Coşkun , 'her iki kişiden biri bana oy verdi' diyorsa ben de bunu söylüyorum. Neden olumsuz bakayım. AKP'ye toplumun yüzde 50'si oy verdiyse yüzde 50'si de oy vermedi. O tarafından bakın.''

13 Haziran 2011 Pazartesi

Bizi desteklemek Öcalan'ı desteklemektir


Yıldız, yaptığı konuşmada, "Bizi desteklemek Öcalan'ı desteklemektir, dağdaki yoldaşlarımızı desteklemektir" dedi. 

13 Haziran 2011 13:40

Batman'da, BDP'nin desteklediği Milletvekili adaylarından Ayla Akat Ata ve Bengi Yıldız yeniden milletvekili seçildi. Ata sevincini oğlu ile paylaştı, Yıldız ise, Ahmet Türk ile girdiği iddiayı kazanarak takım elbise kazandığını söyledi.
 
BDP'nin yeni milletvekilleri Ata ve Yıldız, seçim lokalinde seçmenlerine teşekkür ederek kutlama yaptı. Yıldız, seçim lokalinde yaptığı konuşmada, "Bizi desteklemek Öcalan'ı desteklemektir, dağdaki yoldaşlarımızı desteklemektir" dedi.
 
Batman'da, BDP'nin bağımsız olarak desteklediği Ayla Akat Ata ve Bengi Yıldız'ın yeniden milletvekili seçilmesi üzerine seçim lokalinde dün gece geç saatlerde havai fişekli kutlama yapıldı. Burada seçmenlerine seslenen Bengi Yıldız, yüzde 51,84 oranıyla partilerinin oylarını 113 bine çıkararak neredeyse oylarını ikiye katladıklarını söyledi. Daha önce 35 üzerinde milletvekili çıkaracaklarını açıkladığını söyleyen Yıldız, "Bu rakamı da yerel gazetelere vermiştim. DTK Genel Başkanı sayın Ahmet Türk ile takım elbise iddiasına girmiştim ve bu iddiayı kazandım. Bu seçimden zaferle çıktım. Türkiye'yi yönetenlere bu halk mesaj vermiştir. Barışçıl bir anayasa ve halkın özlem duyduğu barış ortamına yönelik kullandığı bu tercihinden ötürü herkese şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.
 
"BİZİ DESTEKLEMEK ÖCALAN'I DESTEKLEMEKTİR"
Yeniden seçilen Bengi Yıldız, kendilerinin desteklenmesinin 'özgürlük hareketinin' desteklenmesi demek olduğunu anlatırken, şöyle dedi:
 
"Bizi desteklemek; Sayın Öcalan'ı desteklemektir. Bizi desteklemek; dağdaki yoldaşımızı desteklemektir. Bizi desteklemek zindandaki belediye başkanlarımızı, arkadaşlarımızı desteklemektir. Size müjdeyi verelim, bu akşamdan itibaren izleyin, Türkiye'nin televizyonu, yazarı-çizeri 'Kürdistan'ı konuşacak. Sadece onlar mı, güneydeki Kürt kardeşlerimiz de sizi konuşacak, herkes diyecek ki; 'Orası Kürdistan'dır, orada Kürtler var.' Görevinizi yaptınız, emanetinizi bizim omuzlara yüklediniz. İnşallah, Allah'ın izniyle halkımızın desteğiyle sözlere layık olmaya çalışacağız. Hiçbir şey yapmasak bile şu sözü verebilirim, asla bu halka ihanet etmeyeceğiz. Bir canımız vardır, söz veriyoruz canımız pahasına sizi savunacağız."
kaynak.meynet.com

12 Haziran 2011 Pazar

Kılıçdaroğlu: Daha güçlü bir CHP var

 

Seçim sonuçlarının belli olmasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde açıklama yaptı.

12 Haziran 2011 22:15
ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı ilk değerlendirmede milletvekili sayısını arttıran tek partinin CHP olduğunu ifade ederken, 6 aylık bir süreçte 3.5 milyon yeni oy kazandıklarını belirterek, “Hiç kimse umudunu kaybetmesin. 6 aylık bir süreçte 3.5 milyon yeni oydaş kazanıyorsak önümüzde 4 yıllık bir süreç var, hedefimiz 4 yıllık süreç içinde iktidardır” dedi.
Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından ilk değerlendirmesini CHP Genel Merkezi önünde yaptı. Kılıçdaroğlu açıklamasını yaparken Ankara’da bulunan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin tamamının kürsünün arkasında hazır bulundu. Kılıçdaroğlu kürsüye geldiği sırada partililer alkışlarla ve “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” ve “Başbakan Kemal” sloganlarıyla Kılıçdaroğlu’na destek verdiler. Kılıçdaroğlu konuşmasına partililere teşekkür ederek başladı. Üç temel mesajının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “CHP, bu kısa süre içinde 3.5 milyon yeni oydaş kazanmıştır. Daha güçlüdür, 12 Eylül darbesinden bu yana en yüksek oyunu almıştır” dedi.
-“SEÇİMDE MİLLETVEKİLİ SAYISINI ARTTIRAN TEK PARTİ CHP”-
Seçimde milletvekili sayısını arttıran tek partinin CHP olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Seçime giren partilerden diğerleri milletvekili sayısını düşürmüşlerdir, milletvekili sayısını arttıran tek parti CHP’dir. Demokrasiye her zaman güvendik, demokrasiyi her zaman savunduk, her koşulda savunacağız. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne başarılar diliyoruz. Ancak şunu unutmasınlar, daha güçlü bir CHP var. Sadece AKP değil, bütün dünya unutmasın, daha güçlü, daha dinamik, daha genç ve daha özgür ve daha demokrat bir CHP var” diye konuştu.
Özgürlükler, kadın erkek eşitliği ve medya özgürlüğü konusunu yakından takip edeceklerini ve Türkiye’nin çağdaş anlamda uygar dünyayla eşit konuma getirilmesinde mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Özgür ve bağımsız bir Türkiye, baskılardan arınmış bir Türkiye, bunun mücadelesini vereceğiz ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
-“HEDEFİMİZ 4 YIL İÇİNDE İKTİDAR OLMAK”-
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 81 iline gittiğini, 270’in üzerinde ilçeyi ziyaret ettiğini dile getirerek, “Yarın sabah örgütlerimizle beraber seçim varmış gibi aynı heyecanı sürdüreceğiz. Hiç kimse umudunu kaybetmesin. 6 aylık bir süreçte 3.5 milyon yeni oydaş kazanıyorsak önümüzde 4 yıllık bir süreç var, hedefimiz 4 yıllık süreç içinde iktidardır. Bu konudaki hedefimizi şimdiden ortaya koyuyoruz ve bu hedeften vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
-“KİMSE UMUTSUZLUĞA KAPILMASIN”-
Parti örgütlerine teşekkür eden ve heyecanlarını yitirmemeleri çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Miting meydanlarındaki heyecanlarını da biliyorum, aynı heyecanımızı sürdüreceğiz. Hepinize teşekkür ediyorum, yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Moralimizi bozmayacağız. Az önce söyledim, seçime girip milletvekili sayısını arttıran tek parti CHP’dir. Onların milletvekili sayıları düştü, bunu da biliyoruz, yüzde 10 barajının AKP’ye getirdiği avantajı da biliyoruz. Hiç meraklanmayın, Türkiye’nin çağdaşlaşması, uygarlaşması, özgürleşmesi açısından elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Ve bu seçimlerde kazandığımız 3.5 milyon oydaşın büyük bir kesimi gençler ve kadınlar. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmaya hakkı da yoktur, yetkisi de yoktur. Verilen tüm taahhütlerin takipçisi olacağımızı da buradan ifade edeyim.”
kaynak.mynet.com

BAŞBAKAN ERDOĞAN OYUNU KULLANDI VE İLK MESAJI


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oyunu kullandığı Üsküdar Altunizade'deki Burhaniye İlköğretim Okulu'nun önünde kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşlarla bir süre sohbet etti. Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı
Erdoğan,"Şu ana kadar aldığım haberlere göre, ülke genelinde gayet sakin bir şekilde seçim devam ediyor. Benim
aldığım haberlere göre, katılım oranının en yüksek olduğu bir seçim yaşanması söz konusu. Bu da ülkemizin nerelere geldiğinin en güzel göstergesi. Bu saygın neticeye herkesin saygı göstermesi gerekir. Temennimiz odur ki ileri demokrasi arzumuz tecelli eder. Temel hak ve özgürlüklerin en süt düzeyde hazırlanmasına vesile teşkil eder. Barış, saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde ülkemizde yeni bir dönemin başlamasına vesile olur diye düşünüyorum.Tüm sandık çevresinde sandık çevresinde ve başında görev yapanları kutluyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan bir gazetecinin, "Gerginlikler bitti diyebilir miyiz?Meclis'te diğer liderlerle tokalaşacak mısınız?" şeklindeki sorusuna da yanıt verdi. Erdoğan, "Mecliste ben tokalaşmadan hiçbir zaman uzak olmadım. Eğer davetlerimiz veya davet olursa, bunlar bizden en üst düzeyde nezaketi görür. Ama bizim ziyaret taleplerimize olumlu yanıt vermeyenler olmuştur, iadeyi ziyareti yapmayanlar da olmuştur." diye konuştu. Erdoğan, "Balkon konuşması yapacak mısınız?" sorusuna ise "evet" yanıtını verdi.
kaynak.milliyet.com

Sahte oy pusulası ile yakalandılar

12 Haziran 2011 11:20
Sahte oy pusulası ile yakalandılar
Van'ın Özalp ilçesinde 2 kişi, bir bağımsız adayın adına basılmış mühürlü sahte oy pusulası ile yakalandı.

Jandarma Komutanlığı ekipleri, Özalp ilçsine bağlı Bodurağaç köyünde, durumundan şüphelendikleri A.R.S ile T.S'yi, yakın takibe aldı.

Şüphelilerin, bir bağımsız adayın adına basılmış mühürlü, aslına uygun şekilde düzenlenmiş sahte oy pusulasını, vatandaşlara dağıtmaya çalıştığı belirlendi. Olayla ilgili gözaltına alınan A.R.S ile T.S'nin, Jandarma Komutanlığındaki işlemleri devam ediyor.
kaynak.mynet.com

11 Haziran 2011 Cumartesi

Yalçın Küçük: Öldürülmeden Öcalan dinlenmeli

İkinci Ergenekon Davası’nın 23’ü tutuklu 117 sanığın yargılandığı 126. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık Yalçın Küçük şöyle konuştu:

11 Haziran 2011
Küçük: Öldürülmeden Öcalan dinlenmeli
Yalçın Küçük
SERPİL KIRKESER İstanbul DHA
“Yargılandığım dava ceza davası değil, drama dersidir. Mahkeme bizi biraz geri zekâlı kabul ederek her soruyu 20 defa soruyor.  Biz kimin tutuklanacağını, ne yapılacağını mahkemeye gelmeden Fetullah Gülen’e ait bir televizyondan ve gazeteden öğreniyoruz. Savcı Zekeriya Öz’e ‘Beni tutuklayacaksın ama seni de görevden alacaklar’ dedim.”

Küçük, şöyle devam etti: “Bazı gazete ve televizyon yayınlarına göre, PKK ‘iyi ve kötü’ diye ikiye bölünmüştür ve artık Öcalan iyi PKK’dır, hükümet yanındadır. Şimdi Kandil kötü PKK’dır. Silivri’den yönetiliyorlar. Üstelik iyi PKK olan Öcalan’ı da öldürmek istiyorlar. İmralı’daki mahkûmun öldürülme ihtimali göz önüne alınarak, Abdullah ÖCALAN’ın dinlenilmesini istiyorum.”
Küçük, Öcalan ile Bekaa’da yaptığı görüşmenin tespitini istedi. Küçük, “Öcalan’la olan fotoğrafın arkasında bulunan diğer kişi Haluk Yurtsever. Öcalan’ın buraya getirilmesi zahmetli olur ama, Yurtsever’in buraya getirilmesini istiyorum” dedi. 
kaynak.milliyet.com.

18 YAŞINDA KÜÇÜK ADAM

Küçük adam ilk birasında kadın istedi

Filipinli Junrey Balawing geçtiğimiz hafta 18 yaşına basınca dünyanın en kısa adamı olarak Guinness Rekorlar kitabına girmeye hak kazandı

11 Haziran 2011
Küçük adam ilk birasında kadın istedi
Sadece 55 santimetre olan Balawing reşit oluşunu bira içerek kutladı. Balawing, “Küçüğüm ama şimdi gerçek bir adam oldum. Hayatımda ilk defa bira denedim. Şimdi de güzel bir karım olsun istiyorum. Ama benden uzun olacağına eminim” dedi. Tıp tarafından tanı koyulamayan Balawing’in küçük kardeşi bile ondan uzun.

Türkiye'nin nüfusu 2019 da 100 milyon olmayacak

Türkiye'nin nüfusu 100 milyon olmayacak

Türkiye nüfusunun, nüfus artış hızı, kaba doğum hızı ve ölen kişi sayısındaki seyir dikkate alındığında 100 milyona ulaşması pek mümkün görünmüyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) projeksiyonuna göre, 2011 yılı itibariyle binde 12,8 olarak hesaplanan nüfusa artış hızı, 2019'a gelindiğinde ilk kez binde 10'un altına düşecek. 2019'da Türkiye nüfusu binde 9,9'luk artış hızıyla 80 milyon 983 bin kişiye ulaşacak.

11 Haziran 2011
Nüfus artış hızı 2025 yılına gelindiğinde binde 7,7'ye gerileyecek. Bu tarihte Türkiye nüfusu 85 milyon 407 bin olacak.
Tuik'in 2011-2025 nüfus artış hızı projeksiyonlarını baz alarak geleceğe yönelik yapılan tahminlere göre, nüfus artış hızı 2033 yılına gelindiğinde binde 4,8'e, 2046 yılına gelindiğinde de binde 0,1'e gerileyecek ve 2046'ta Türkiye nüfusu 92 milyon 276 bin kişi olacak. Benzer eğilim devam ederse, 2046'dan sonra ise nüfus artış hızı sıfırın altına düşecek ve nüfus azalmaya başlayacak.
Nüfus artış hızı 2055'te binde eksi 3,2'ye, 2060 yılında ise binde eksi 5'e gerileyecek. 2060 yılında Türkiye nüfusu neredeyse 30 yıl önceki seviyesine dönecek ve 88 milyon 870 bin kişi olacak. KADIN BAŞINA ÇOCUK SAYISI TÜİK rakamlarına göre, 1990 yılında 2,93 olan toplam doğurganlık hızı (kadın başına çocuk sayısı) giderek azalıyor. Söz konusu rakam 1998'de 2,46'ya, 2000'de 2,38'e, 2010'da 2,11'e indi. Kadın başına çocuk sayısı, bu yıl ilk kez, nüfusun kendini yenilemesi için gerekli olan 2,1 çocuk sayısının altına ineceği ve 2,09 çocuk olacağı tahmin ediliyor. Uzmanlara göre, bu önemli bir eşik değer. Kadın başına çocuk sayısının 2,1'in altına inmesi, nüfusun belli bir zaman sonra (30-40 yıl) durağanlaşmaya, ardından azalmaya başlaması anlamına geliyor. TÜİK tahminlere göre, bu rakam 2022'de 2'ye, 2025'de ise 1,97'ye düşecek. KABA DOĞUM HIZI AZALIYOR, ÖLÜMLER ARTIYOR Nüfusun gelecekte ne kadar olacağına dair önemli hesaplama kriterlerden biri olan kaba doğum hızı da giderek azalıyor. 1990 yılında binde 24,1 olan kaba doğum hızı, 2001 yılında binde 20'ye, 2011 yılında ise binde 17,3'e geriledi. TÜİK tahminlerine göre söz konusu rakam, 2018'de binde 15,8'e, 2023 yılında binde 14,8'e ve 2025 yılında da binde 14,4'e düşecek. Kaba doğum hızındaki bu seyir 35 yılda neredeyse binde 10 puanlık bir azalışa tekabül edecek. Ölen kişi sayısı da her yıl artıyor. 1990 yılında 392 bin kişi olan ölüm sayısı, 2010 yılında 459 bine çıktı. Ölen kişi sayısının 2016 yılında 500 binin, 2025 yılında da 600 binin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
kaynak.milliyet.com

OY KULLANIRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN

Oy kullanırken bunlara dikkat!

Yarın yapılacak seçimlerde oy kullanabilmek için alınacak önlemler ve liderlerin oy adresleri...



12 Haziran Pazar günü Türkiye genelinde gerçekleştirelecek milletvekili seçimlerinde, 50 milyon 189 bin 930 seçmen 199 bin 207 sandıkta oy kullanacak.
NEREDE OY KULLANACAKSINIZ?
Özellikle PKK ve KCK’nın Doğu’da gerilim artırması üzerine bu noktalarda ekstra güvenlik önlemleri devreye sokuldu. Seçmenlerin oy kullanabilmeleri için ve güvenli bir seçim dizi kuralı yerine getirmesi gerekiyor:

VATANDAŞLIK NUMARASI OLMALI
Seçmenler, bağlı bulundukları oy sandıklarına, adrese dayalı sistem ile kayıtlı bulundukları adreslere gönderilen seçmen bilgi kağıdı ile gidecek. Seçmen bilgi kağıdı gelmemiş ya da kaybolmuş vatandaşlar da kimlik numarası bulunan nüfus kağıdı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, ehliyet, evlenme cüzdanı ile gidip oy verme işlemini gerçekleştirebilecekler. Bu belgelerden birini sandık görevlilerine gösteremeyen seçmen ise, oy kullanamayacak. Üzeri çizik zarf geçersiz sayılacak Seçmen oyunun geçersiz sayılmaması için oy kullanmadan önce son bir kontrolü kendi yapacak. Üzerinde herhangi bir çizik ya da özel anlam taşıyan işaret bulunan ya da yırtık olan oy pusulası ve zarfı ile kullanılan oy geçersiz sayılacak.

EVET MÜHRÜNÜ DIŞA KATLAYIN
Oy vereceğiniz partiye ait alana veya bağımsızın adının bulunduğu bölüme “evet” mührünü basın. Pusulaya başkaca herhangi bir işaret koymayın. Pusulayı, mürekkebin bulaşmasını önlemek için dışa doğru katlayın ve zarfa koyun.
Oyunuzun bulunduğu zarfı, şeffaf sandığa atın. Oy kullandığınıza ilişkin imzanızı atmayı unutmayın.

OY KABİNİNDE CEP TELEFONU YASAK
Oy pusulası, zarf ve mührünü “sorunsuz olarak” alan seçmen, oy kullanma bölümüne cep telefonu ve fotoğraf makinesi sokamayacak. Cep telefonu ile kabine girmeye çalışana para cezası kesilecek.

SANDIK ÜYELERİ POLİSTEN YARDIM İSTEYEBİLECEK
Milletvekilleriİ, milletvekili kimliği ve seçmen bilgi kağıdını, milletvekili adayları ise her hangi bir İl Seçim Kurulu Başkanınca milletvekili adayı olduklarına dair verilmiş seçmen bilgi kağıdını göstererek kayıtlı oldukları seçim çevresi dışında da oylarını kullanabilecek.

SEÇMENE MÜDAHALEYE 5 YIL CEZA VERİLECEK
Seçim güvenliği de geçmiş seçimlere göre daha farklı uygulanacak. Önceki seçimlerde, seçim güvenliğini tehdit edenlere karşı müdahale eden güvenlik güçleri 100 metre uzaklıkta bulunurken, 2011 Genel Seçimleri’nde güvenlik güçleri sandığa yaklaşma mesafesi 20 metre olacak. Daha önceki seçimlerde sandık başına polis çağırma yetkisi sandık başkanlarında bulunurken, 2011 Genel Seçimleri’nde diğer sandık üyeleri de güvenlik güçlerinin müdahalesini isteyebilecek. Ayrıca seçmen iradesine müdahalede bulunanlar hakkında da 3 ile 5 yıl arasında ceza istemiyle dava açılacak.

PARTİ TEMSİLCİLERİ YSK'DA GÖREV YAPACAK
Geçmiş seçimlerde sandıklarda ve il seçim kurullarında görev yapan siyasi parti temsilcileri bu yıl YSK’da da görev yapabilecek.

LİDERLERİN OY ADRESLERİ
12 Haziran Pazar günü siyasi parti liderlerinin nerede oy kullanacağı belli oldu. Star'da yer alan habere göre, 12 Haziran sabahı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile Kuvvet Komutanları Çankaya İlköğretim Okulu’nda sandık başına gidecek. Başbakan Erdoğan, seçim bölgesi olan İstanbul’da Üsküdar Burhaniye İlköğretim Okulu’nda oyunu kullanacak. CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Bahçeli Başkent’te oy kullanacak. HAS Parti lideri Numan Kurtulmuş da oyunu İstanbul’da kullanacak.
kaynak.milliyet.com 

DÜNYACA ÜNLÜ PROFESÖR HAKKINDA TECAVÜZ SUÇLAMASI

Bana evin her odasında tecavüz etti

İzmir
İzmir'de tecavüz suçundan verilen 6 yıl 9 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanınca ortadan kaybolan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yavuz Astarcıoğlu, 562 gündür aranıyor.

İzmir'de yaptığı karaciğer nakilleriyle adını dünya çapında duyuran Prof. Dr. Astarcıoğlu, tecavüz suçundan verilen 6 yıl 9 ay hapis cezasının onanmasının ardından rapor alıp ortadan kaybolmuştu. Savcılık tarafından hakkında yakalama emri çıkarılan Astarcıoğlu, polis ve jandarma tarafından her yerde aranmasına rağmen bir türlü bulunamadı.

562 gündür kaçmayı başaran Prof. Dr. Hüseyin Yavuz Astarcıoğlu'nun yurt dışında olma ihtimali nedeniyle Interpol polisi devreye sokuldu. Yapılan istihbarat çalışmalarının ardından ünlü profesörün Fransa'ya kaçma ihtimalinin yüksek olduğu ve Interpol'ün bu ülkede arama çalışmaları başlattığı öğrenildi.

"EVİN HER ODASINDA BANA TECAVÜZ ETTİ"
İzmir 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2005 yılında açılan davanın mağduru G.A.Y., "Prof. Astarcıoğlu ile 1997-1998 yıllarında asistan doktor olarak görev yaparken tanıştım. 2000 yılında okuldan mezun olup onunla aynı hastanede çalışmaya başladım. O günlerde nişanlımdan ayrılmıştım ve Astarcıoğlu ile aramızda duygusal yakınlaşma oldu. Aramızdaki bu duygusal ilişki 3- 4 ay sürdü.

Olay günü akşamı Astarcıoğlu beni evine çay içmeye çağırdı. Evine saat 23.00 gibi gittiğimde kendisi alkol alıyordu. Beraber çay içtik. Gece yarısı benimle oral ilişkiye girmek istedi. Kabul etmeyince bana vurdu. Kendime gelmek için banyoya gittiğimde bana yeniden saldırdı ve zorla tecavüz etti. Ben kaçmak isteyince bu kez beni yatak odasına götürüp orada yeniden tecavüzde bulundu. Yeniden kaçmak istediğimde de bu sefer koridorda tecavüz etti. Sonra bunları anlatmamam için beni tehdit etti. Sonra olayı anlattığım yakın bir arkadaşımın desteğiyle şikayetçi oldum" şeklinde ifade vermişti.

SUÇLAMAYI REDDETMİŞTİ
İzmir 9 Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Genel Cerrahi Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan ve karaciğer nakil grubunda yer alan Prof. Dr. Hüseyin Yavuz Astarcıoğlu ile aynı bölümde çalışan doktor G.A.Y. arasındaki ilişki, 2005 yılında davalık olmuştu. Karakola giderek Prof. Dr. Astarcoğlu'ndan şikayetçi olan uzman dr. G.A.Y., Astarcıoğlu'nun kendisine birkaç kez tecavüz ettiğini, evinde zorla alıkoyduğunu ve dövdüğünü iddia etmişti. Adli Tıp Kurumu'ndan darp ve tecavüzle ilgili rapor alan G.A.Y.'nin şikayeti üzerine savcılığa ifade veren Prof. Dr. Hüseyin Astarcıoğlu, G.A.Y. ile aralarında duygusal ilişki olduğunu söyleyip suçlamaları kabul etmemişti. Şikayet üzerine soruşturma başlatan cumhuriyet savcısı, Hüseyin Astarcıoğlu hakkında "zorla cinsel ilişkiye girmek ve alıkoymak" suçlarından dava açmıştı.

"KENDİ İSTEĞİYLE BİRLİKTE OLDUK"
Tutuksuz yargılanan ve 15 yıl hapis cezası istenen Prof. Dr. Hüseyin Yavuz Astarcıoğlu, dava sürecince tecavüz iddialarını kabul etmedi. Prof. Dr. Astarcıoğlu, G.A.Y. ile aralarında duygusal ilişki olduğunu, olay günü isteyerek ve kendi rızasıyla birlikte olduklarını vurgulayarak, "Kendisi benimle evlenmek istiyordu. Ben ise buna yanaşmadım. Birlikte olduktan sonra aramızdaki ilişkinin devam edip etmeyeceğini sordu. Ben de etmeyeceğini söyleyince sinirlendi. Kendisine bu seveble tokat attım. Ancak iddia edildiği gibi kendisine zorla sahip olmuş değilim" iddialarında bulundu.

Duruşmaların sonunda mahkeme heyeti, Prof. Dr. Hüseyin Yavuz Astarcıoğlu'nu "zorla cinsel ilişkiye girme" suçundan 6 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırırken, zanlının "alıkoyma" suçundan ise beraatine karar verdi. Dr. G.A.Y'nin avukatları kararı temyiz etti. Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, "zorla ilişkiye girme" suçundan verilen 6 yıl 9 ay hapis cezasını onadı. Astarcıoğlu, cezanın onandığı günden sonra rapor alarak ortadan kayboldu. Polis ve jandarma şimdi her yerde Astarcıoğlu'nu arıyor. Fransa'da olma ihtimali üzerinde duran polis Interpol desteği istedi. Ünlü profesör yakalandığı yerde tutuklanıp cezaevine gönderilecek.
kaynak.mynet.coım

9 Haziran 2011 Perşembe

ERDOĞAN A SERT ELEŞTRİ


WSJ: Erdoğan Boğaziçi'ndeki Mahathir

WSJ: Erdoğan Boğaziçi'ndeki Mahathir

Amerikan The Wall Street Journal gazetesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, dünyayı birkaç milyon Yahudi'nin kontrol ettiğini söyleyen eski Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'e benzetti.

Türkiye'de genel seçimlere üç gün kala dış basında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a belki de en sert eleştiri Amerikan The Wall Street Journal gazetesinden geldi.
Wall Street Journal okurlarına, Erdoğan'ın The Economist dergisine yönelik sözlerini hatırlattı
Gazete bugunkü başyazısında Erdoğan'ı, daha önce dünyayı birkaç milyon Yahudi'nin kontrol ettiğini söyleyen eski Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'e benzetti.


"Boğaziçi'ndeki Mahathir" başlıklı yazı, Erdoğan'ın Türkiye'de popüler bir kişi olduğu ve kamuoyu araştırmalarına göre Pazar günü mecliste rahat bir çoğunlukla görevde üçüncü dönemine başlayacağı tespiti ile başlıyor.
Ancak Wall Street Journal Erdoğan'ın, kendisini eleştirenlere tavrına dikkat çekiyor.
Gazete Başbakan'ın geçen haftaki başyazısı sonrası The Economist dergisine yönelik sözlerini hatırlatıyor.
Dergi, Erdoğan'ın özellikle ekonomideki başarılarını övmüş ancak Türkiye'de seçmene Adalet ve Kalkınma Partisi'nin gücünün kontrol edilmesi için ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermesi çağrısında bulunmuştu.
Wall Street Journal bugünkü başyazısında Erdoğan'ın şu sözlerine tepki göstermiş:
"Uluslararası medya İsrail tarafından desteklendiği için AK Parti hükümetinin devamından mutlu olmayacaktır."
Wall Street Journal, Economist'in genelde editoryal yaklaşımının İsrail'e düşmanca olduğunu, buna rağmen Erdoğan'ın bakanlarından birinin Economist dergisinden özür dilemesini istediğini belirtiyor.
Amerikan gazetesininin başyazısı şu sözlerle noktalanmış:"Sayın Erdoğan, bölgesinde lider olmayı ve küresel düzeyde saygı görmeyi arzuluyor. Ancak her köşede Yahudi komploları gördüğünü iddia eden liderler bu statüyü elde edemezler. Sayın Erdoğan'a yönelik bir korku, kendisinin gizlice İslamcı ve otoriter bir proje tasarlaması. Biz bu yargıya direndik. Ancak Türkiye Başbakanı, eski Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'in Yahudi karşıtı çılgın medya teorilerini canlandırdıkça, bu tip endişeleri gidermeyecektir."
kaynak.mynet.com

6 Haziran 2011 Pazartesi

Bahçeli Diyarbakır da

Anadil gelince karnınız doyacak mı?

Anadil gelince karnınız doyacak mı?

16 yıl aradan sonra Diyarbakır'da miting yapan MHP için olağanüstü güvenlik önlemleri alındı.

06 Haziran 2011 15:11
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenişehir ilçesindeki İstasyon Meydanı'nda yaptığı mitingde önemli açıklamalar yaptı. Bahçeli yaklaşık 40 dakika süren konuşmasında ağırlıklı olarak birlik beraberlik mesajları verdi. Konuşmasında BDP'den hiç bahsetmedi AKP ve CHP'ye yüklendi.


İşte Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:


DİYARBAKIR BİZE KUCAĞINI AÇTI
Diyarbakır’da bulunmaktan ve sizlerle bir araya gelmekten dolayı son derece bahtiyarım. Diyarbakır bugün bize kucağını açtı. Diyarbakır kardeşliğin birliğin ve sevginin tarafında olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Türkiye’nin ve Türk milletinin sonsuza kadar yaşaması için katkı veren desteklerini esirgemeyen ve dua eden her kardeşimle el ele omuz omuza olacağız. Diyarbakır’ın her köşesindeki vatandaşlarıma buradan en kalbi duygularımı gönderiyorum.
Bismil’i, Çınar’ı, Dicle’yi, Eğil’i, Ergani’yi, Hani’yi, Kulp’u, Lice’yi, Silvan’ı, Sur’u ve Diyarbakır’ı hürmetle ve sevgiyle selamlıyorum. Hepinizi bağrıma basıyorum. Hepinizi kucaklıyorum.
12 Haziran’da yapılacak seçimlerin barışa, huzura, berekete ve esenlik dolu günlere vesile olmasını niyaz ediyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen Diyarbakır İl Başkanı’mıza takdirlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, şeref verdiniz.


ASALET VE GÜZELLİK FIŞKIRIYOR
Aziz Diyarbakırlı kardeşlerim Diyarbakır bize çok şey anlatır. Aklımıza çok şey gelir. Fikir pınarlarımızın kurumayan kaynağı olan Zya Gökalp bey bize Diyarbakır’ın armağanıdır. Yaşamak için bir insanın ülküsünün olması gerektiğini ulaştıran bize odur. Şiirleriyle kalbimize huzur veren ve nasıl bir memleket istediğini mısralarıyla bize miras bırakan Cahit Sıtkı Tarancı bu şehirden yola çıkmıştır. Şair yazar ve devlet adamı merhum Süleyman Nazif Diyarbakır’ın Türk milletine hediyesidir. Diyarbakır’ın karpuzu, ağzımızın tadıdır. On gözlü köprü dünden miras aldığımız umutlarımızı üzerinde gezdirir. Ulu cami aynı kıbleye hep beraber baş koyduğumuzu dile getirir. Dicle nehri sevdalarımızı yüzdürür. Adeta aynı yüzün iki yanağı olduğumuzu hatırlatır. Diyarbakır surları, bir bedende aynı ruh olduğumuzu kanıtlar. Kadim yapısıyla üzerimize gölgelik olur, ayrılığı değil bütünleşmeyi sağlayan kemer gibi hepimizi sımsıkı sarar.
Gururla söyleyebilirim ki bu şehrin her köşesinden asalet ve güzellik fışkırıyor. Dağılmaya değil toplanmaya, kavgaya değil barışmaya, husumete değil uzlaşmaya varım ve hazırım diyor.
Diyarbakırlı kardeşim 'nifak saçanlardan yoruldum' diyor. Tezgahlardan bıktım diyor. Ses ver Diyarbakır, sesime kulak ver Türkiye. İnanıyorum ki Diyarbakırlı vatandaşım istismara fitneye bölünmeye karşı çare arıyor. Kandan beslenen teröristlere karşı yardım bekliyor. AKP iktidarının yalanlarına, işbirlikçi duruşuna son vermeyi umut ediyor. Merak etmeyin biz varız, milliyetçi hareket partisi var.
OY İSTEMEYE GELMEDİM
Ben buraya sizlerden oy istemeye gelmedim. Ben Diyarbakırlı kardeşlerimin sorunlarını dinlemeye ve hasret gidermeye geldim. Başbakan Erdoğan’ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını çürütmeye geldim. Kafasında küstahça çizdiği, Sivas-Gavurdağı hattını yerle bir etmeye geldim. İnanın bana bize yönelik iftiraları gıybetleri aşmak için buraya koştum. Bin yıllık kardeşliği ayakta tutmak ve sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım.

KARDEŞLİĞİ YAŞATMAK İÇİN ARANIZDAYIM
Bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak için aranızdayım. Milliyetçi hareketin mesajını çağrısını sizlere getirdim. Aramıza inşa etmeye çalıştıkları bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdik. Ekmeğimizi suyumuzu özlemlerimizi mahallelerimizi paylaştık. Balkanlarda birlikteydik. Yemen’de yan yanaydık. Çanakkale’de şahadet şerbetinden birlikte içtik. Hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalistlere direndik. Birlikte güldük, birlikte ağladık. Sevgimizi bölüştük, ama insanımızı bölmedik. Kız aldık kız verdik. Sıla özlemini hep beraber duyduk. Alın terlerimizi şehit kanlarıyla kazandığımız vatan topraklarına düşürdük. Deliloyla esmerle çaçanla, tek ayakla, çift ayakla birlikte oynadık birlikte güldük. Asırlarca el birlik güç birliği yaptık. Aynı güneşle ısındık. Benzer düşleri kurduk. Yunus’tan Mevlana’dan aynı hissiyatı aldık. Aynı gülün yaprakları gibi açtık. Duamız bir yakarışımız bir safımız bir oldu. Adımız bir acımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük Türk milleti olduk.
Aradan geçen asırlar boyunca bu topraklara hep beraber mührümüzü vurduk. Bilmeyene anlamak istemeyene tekraren hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milletidir. Milletimizin kökenleri dilleri alt kültür gruplarını mezhepleri birlikte yaşama ülküsüyle aynı hedefe yönlendirmiş ve kopmaz bir bağ ile irtibatı kurmuştur.

ADIMIZ BİR, ACIMIZ BİR OLDU
Duamız bir, yakarışımız bir, safımız bir oldu. Adımız bir, acımız bir oldu. Birlikte büyüdük, Türk milleti olduk.
Doyduğumuz yer, adımız, anamızın dili, inancımız ne olursa olsun hepimiz Türk milletiyiz. Bu büyük milletin adı Türk milletidir. Milletimiz kopmaz bir bağ ile bağlıdır.
SİZ BİZSİNİZ, BİZ DE SİZ
Türk milletinin hiç bir ferdi bu ülkenin ötekisi değildir. Diyarbakırlı kardeşim, ayrımız gayrımız yok. Siz bizsiniz, biz de siz. Bölücü PKK'ya inat ayrımız gayrımız yok. Herkesi bir gördük ve beraber kabul ettik. Etnik tahrikçilerin sözlerine kanmayın. Siz bu devletin asli sahiplerindensiniz.
Yıkım projesinin etnik taraflarına inanmayın, oynanan oyunları görün, kışkırtmaları anlayın.
Erbil'deki peşmerge sizi benden çok sahiplenemez.
Nafakanızdan kazanmak uğruna siz de ananızdan yavrunuzdan ayrılmadınız mı

NE VERECEK BİR ÇAKIL TAŞI, NE VAZGEÇECEK İNSANIMIZ VAR
Türk milletini topla tüfekle yenemeyeceğini anlayanlar bizi içten dağıtmaya çalışıyor. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım, kardeş kavgasının tarafları olalım, istiyorlar ki birbirimize küs olalım. Ancak, bizim ne verecek bir çakıl taşımız ne de vazgeçecek bir insanımız vardır. Türk milleti için gidelecek bir yer yaşanacak başka bir toprak parçası yoktur. 
Şimdi de bizi dağıtarak sonuç almaya çalışıyorlar. Ama bizi asla bölemeyecekler. Kimse heveslenmesin. Türkiye'ye hep birlikte sahip çıkacak. Türk milletini sonsuza kadar var edeceğiz. Her zamankinden daha çok uyanık olmamız gereken bir dönemdeyiz.
WASHINGTON'DAKİLER SİZİ BENDEN DAHA ÇOK SEVEMEZ
Beyefendiler bir zahmet gelsinler de iş açsınlar, tesis açsınlar. Diyarbakırlı vatandaşımın elinden tutsunlar. Tuzakları, komploları, kışkırtmaları anlayın. Siz Türk
milletinin eşit onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Washington’dakiler sizi benden daha çok sevemez. Brüksel’dekiler daha iyi anlayamaz. Erbil’deki Peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez.

BİZİ BİZ YAPAN HASLETLER
Trakya’da söylenen şarkı duymadınız mı? Çermik’te pişen içli köfteyi İstanbul’da tatmadınız mı? Horonun sesini duymadınız mı? Dicle’de çalan davulun sesiyle Ankara’da heyecanlanmadınız mı? Ege zeybeğinin sesini Ergani’de işitmediniz mi? Hani’den Hazro’dan Kocaköy’den, İzmir’e, Manisa’ya Çorum’a sevdalarınızı götürmediniz mi? Nafakalarınızı kazanmak uğruna siz de anneannenizden, annenizden, bacınızdan, yavuklunuzdan ayrı düşmediniz mi? Bizi bir yapan hasletlerimizin bazıları bunlar.

ASIL SORUNUMUZ İŞSİZLİK, YOKSULLUK VE ADALETSİZLİKTİR
Ana diliniz ne olursa olsun konuşmanıza saygımız vardır ama bizim asıl sorunumuz işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliktir. Sorunların merkezinde sosyo ekonomik açmazlar vardır. Yoksulluk çoğalmaktadır, işsizlik artmaktadır. Diyarbakırlı esnafıız siftah yapmadan kepenk kapatmaktadır.
Birlikteyken çözülemeyen sorunlar ayrılınca nasıl bitecektir?. MHP'yi kardeş kavgasının tarafı yapmaya uğraşıyorlar. Biz kavgadan sonuna kadar uzak kalacağız.
Erdoğan kendi çocuklarına iyi bir gelecek hazırlarken, başka vatan evlatları aklına bile gelmemektedir.

AKP KRİZ OLMUŞTUR
AKP hükümeti ülkemizi perişan bir duruma getirmiştir. AKP  kriz olmuş, kaos olmuştur. AKP ve CHP'nin danışıklı dövüşü ülkemizi uçurumun kenarına getirmiştir. Erdoğan'ın yönettiği Türkiye, yaşanamayacak hale gelmiştir.
KAĞITTAN KAPLAN MIYIZ YOKSA ENSESİNDEN TUTAN BOZKURT MU, GÖRECEK
 Bize kağıttan kaplan diyen Başbakan Erdoğan kağıttan kaplan mı yoksa ensesinden tutan bozkurt mu olduğumuzu 12 Haziran’dan sonra görecektir.

KARDEŞÇE YAŞAMAKTAN TARAFIZ
Diyarbakırlı kardeşim emin olsun yoksulluk belasını mağlup edeceğiz. Hilal Kart projemizle her yoksul vatandaşımızın elinden tutacağız.
Kim olursa olsun kökeni nereye dayanırsa dayansın Türk milletinin her ferdini bir beraber görüceğiz ve kucaklayacağız. Kürt kökenli vatandaşım hiç merak etmesin ortak payda çerçevesinde her derdin üstesinden geleceğiz.
Biz bölünmeye karşı değiliz ancak soframızı ekmeğimizi paylaşmaktan yanayız. Bir kardeşçe yaşamaktan tarafız. Bizi kim nasıl anlarsa anlasın biz buyuz. Ülke sizin karar sizin. Ülke sizin tercih sizin.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Bugün buraya gelerek toplantımızı şereflendiren Diyarbakırlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Türk milletinin engin sağduyusuna idrakine vicdanına sonuna kadar inanıyorum.
Cenab-ı Allah birliğimizi beraberliğimiz bozmazın, bozmak isteyen simsarlara da izin vermesin.
Ne mutlu Türküm diyene
Kim ne derse desin biz buyuz. Ülke sizin karar sizin, ülke sizin tercih sizin.
kaynak.mynet.com

2 Haziran 2011 Perşembe

Sözleşmeli personele Twıtter'dan müjde

Sözleşmeli personele Twıtter'dan müjde


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "kamuda sözleşmeli personele ilişkin çalışmalarının çok yakında müjdeye taşınacağını" bildirdi.

02 Haziran 2011 


 
BATMAN (A.A)Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "kamuda sözleşmeli personele ilişkin çalışmalarının çok yakında müjdeye taşınacağını" bildirdi.
Bakan Şimşek, Batman'da, Twitter'dan sözleşmeli personele ilişkin açıklamalar yaptı.
Bakan Şimşek, sayfasındaki tweetlerinde, Twitter kullanmaya başladığından beri kendisine en fazla iletilen sorunun, sözleşmeli statüde 4 B çalışanlarla ilgili olduğunu belirtirken, kamuda sözleşmeli 4 B statüsünde 70 bini sözleşmeli öğretmen olmak üzere yaklaşık 192 bin civarında çalışan olduğunu belirtti.


Sözleşmeli çalışan personelin memur kadrosunda çalışanlara göre bazı dezavantajları olduğunu bildiğini ifade eden Şimşek, bu dezavantajların başta yer değiştirme hususu ve kurumlar arası nakil ve iş güvencesi olduğunu kaydetti.
-''SÖZLEŞMELİ PERSONELİN KADROYA ATANMALARINI DESTEKLİYORUM''-
4 B pozisyonunda çalışan sözleşmeli personelin, memur kadrosuna atanmalarını desteklediğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
''Biliyorum bu konuda çok mağdur olan ve sıkıntılar yaşayan arkadaşlarımız var. Bu konuda yapılan düzenlemeleri destekliyor ve yakın zamanda bu sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Eminim ve diliyorum ki buna ilişkin çalışmalarımız çok yakında müjdeye dönüşecek bir boyuta taşınacaktır. Her zaman olduğu gibi bu konuda da kamuoyunun beklentileri doğrultusunda bir pozisyon almamız söz konusu olacaktır.
Sevgili dostlar ifadelerimin satır aralarını iyi okuyun lütfen. Çok detay vermek istemiyorum. Siz leb demeden leblebiyi anlıyorsunuz zaten.''
Geçmişte örnekleri sıkça görüldüğü gibi bu konuda da toplumsal hassasiyetlere icap ettiği oranda çözüm üretmenin temel ilkeleri olduğunu vurgulayan Şimşek, bu sorunun çok kısa zamanda çözüme kavuşacağını ifade etti.
-ZAMANLAMA: SEÇİM ÖNCESİ-
Bakan Şimşek'e bu tweetleri üzerine bir vatandaşın ''Sayın Bakanım program yapan sunucular gibisiniz bizi heyecanlandırıyorsunuz. İnşallah reklamlardan sonra demezsiniz'' şeklinde esprili yazısı üzerine de Şimşek, ''çok yakın zamandan kastımın seçim öncesi olduğu yeterince aşikar değil mi?'' diye yanıt verdi.
-ŞİMŞEK'İN KARARNAMEYİ İMZALADIĞI ÖĞRENİLDİ-
Öte yandan, Bakan Şimşek'in Twitter'daki yazıları öncesinde, 4B pozisyonunda çalışan 192 bin sözleşmeli personelin kadroya alınmasına ilişkin kararnameyi imzaladığı öğrenildi.
kaynak.mynet.com

En Çok Okunan Haberler

Google Arama