14 Kasım 2011 Pazartesi

Van'da 5.2 büyüklüğünde bir deprem daha

Anahtar kelime giriniz
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, merkez üssü Van merkez Mollakasım köyü olan 5,2 büyüklüğünde deprem kaydedildi.Van'da dün Saat 18.47'de merkez üssü Van Gölü olan 4.5 ve dün saat 18.54'te merkez üssü Van Muradiye Kuşçu olan 4.2 büyüklüğünde iki deprem daha meydana gelmişti.


Vicdani ret de geliyor!

Vicdani ret de geliyor!

Adalet Bakanı vicdani ret konusuyla ilgili de bir düzenlemenin söz konusu olduğunu söyledi.


Adalet Bakanı Sadullah Ergin, vicdani ret ileilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı'nın bir çalışma hazırladığını belirterek, ''Bu hafta içinde olmazsa önümüzdeki hafta içinde karar aşamasına gelinmiş olacak. çok kısa süre içinde bunu Bakanlar Kurulunda görüşeceğiz" dedi.
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki dava süreçlerinde Dışişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasındaki işbirliğinin daha etkin hale getirilmesi ve sürecin hızlandırılmasına ilişkin çalışmalar Dışişleri Bakanlığında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından bir basın toplantısıyla değerlendirildi.
Basın toplantısında bir gazetecinin vicdani ret ile ilgili sorusu üzerine Ergin, konuyla ilgili olarak MilliSavunma Bakanlığının bir çalışma hazırladığını belirterek, ''Bu hafta içinde olmazsa önümüzdeki hafta içinde karar aşamasına gelinmiş olacak. Çok kısa süre içinde bunu Bakanlar Kurulu'nda görüşeceğiz. Bu konu öteden beri Türkiye'den beklenen bir konuydu. Milli Savunma Bakanlığımız ile bu konuyu takip ediyoruz. Onlar belli bir hazırlık yaptıklarını ifade ettiler. Kısa süre içerisinde çalışmalarını Başbakanlığa tevdi edecekler'' diye konuştu.
kaynak.mynet.com

Hükümetten bedelli açıklaması...

Hükümetten bedelli açıklaması

 Arınç, bedelli askerlik düzenlemesi için öncelikli konunun TSK'nın asker ihtiyacı olduğunu söyledi.


Hükümet Sözcüsü, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısında ''bedelli askerlik'' konusunun gündeme gelmediğini belirterek, ''bedelli askerlik konusunda bir düzenleme yapılacağını, bunda temel göstergenin Türk Silahlı Kuvvetler'in asker ihtiyacı olduğunu'' dile getirdi.
Arınç, bu konudaki açıklamanın ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacağını söyledi. Bakan Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kamuoyundaki ifadesiyle ''bedelli askerlik'' konusunda yapılan çalışmanın ayrıntılarının sorulması üzerine Arınç, şu yanıtı verdi: ''Bugünkü Bakanlar Kurulu gündemimizde bu konu yoktu. Çünkü öncelikli olan hususları değerlendirmeye alıyoruz. Tabii bu arada basınımızın, ben de sabah saatlerinde bütün televizyonları izlediğimde, Ankara gündemine kulak kesildiğimde, gazetelerin birkaç günde yaptıkları yayınları izlediğimde; bu konu üzerinde farklı beklentilere yol açabilecek haberler yayınlanıyor.

Bunların bir kısmı kulis haberleri, bir kısmı belki verilere, bilgiye dayanan haberler. Ama büyük bir hassasiyet taşıyan bu konuda, beklentileri köpürtmemek, yanlış yönlere sevk etmemek ve böyle bir düzenleme olacaksa, bunun sonucunu sabırla beklemek durumundayız. Çünkü bu konu, kim tarafından konuşulursa konuşulsun, belli yönlere çekilmekte, belki bizler de belli yönlere çekilebilecek cümleler kullanmaktayız.

Bu konu üzerinde benim söyleyebileceğim şudur; bilgim dahilinde olanı söyleyeyim; bedelli askerlik konusunda bir düzenleme yapılacaktır. Bu düzenlemedeki temel gösterge, Silahlı Kuvvetlerimizin asker ihtiyacıdır. Bugüne kadar olduğu gibi bu düzenleme içinde de Genelkurmayımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, asker ihtiyacı birinci derecede dikkate alınacaktır. Ancak, bedelli askerlik konusunda bir düzenleme yapılırken, siyasi kararı hükümetimiz verecektir. Yaş sınırının ne olacağı, bedel noktasında miktarın ne olarak düzenlenebileceği ve buna ilişkin detaylı bilgiler veyahut da kanun metninde yer alacak hususlar bizzat Sayın Başbakanımız tarafından açıklanacaktır.

Bu konu ne olur bir daha bize, bir başkasına sorularak dikkatleri başka tarafa dağıtmadan, beklentileri farklı yönlerde odaklaştırmadan, o insanlarımızın hassasiyetlerini düşünerek, büyük ümit ve hayaller içinde olmamalarını özen göstermemiz lazım. Şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum; bedelli askerlik konusunda, bu isimli söylendiği için söylüyorum, bir düzenleme yapılacaktır. Bu düzenlemenin kapsamı yaşı ve diğer şartları kanun tasarısında gösterilecektir. Elbette, bugüne kadar olduğu gibi TSK'nın asker ihtiyacı önemle dikkate alınacaktır. Bütün bunları bir araya getirecek düzenlemeyi de sanıyorum çok daha büyük vakit geçmeden Sayın Başbakanımız bizzat açıklayacaktır. Bakanlar Kurulunun gündeminde olmamasına rağmen, Sayın Başbakanımızından ve ilgililerden aldığım bilgi bu noktadır.''
kaynak.mynet.com

İstanbul depremini önceden tahmin edebiliriz..


Van depreminin sinyalini 12 saat önceden aldıklarını söyleyen Prof. Aliyev, aynı sistemle olası İstanbul depremini de önceden tahmin edebileceklerini bildirdi.


Azerbeycan Milli İlimler Akademisi Sibernetik Enstitüsü Başkanı Profesör Telman Aliyev, Vandepreminin sinyali aldıklarını ancak geliştirdikleri sistem henüz tamamlanmadığı için depremin yerini belirleyemediklerini söyledi.

Prof. Aliyev kullandıkları sistemin, yeraltındaki hareketliliğin analizine dayandığını belirtti.

Profesör Telman Aliyev, bunun için değişik bölgelerde 5 bin metre derinliğinde kuyular açıldığını, ya da boş petrol kuyularından yararlanıldığını söyledi.

Prof. Aliyev, Van'daki depremden 12 saat önce Azerbaycan'daki Şirvan İstasyonu'ndan sismo akustik dalgaların alındığını kaydetti.

Aliyev, "Yerini bilemedik çünkü 2 istasyon işliyor, 4'ü işlese yerini bilirdik." dedi.

"Belirlemek için 1 Kuyu Yeter" Geliştirdikleri sistemle muhtemel İstanbul depreminin de önceden tahmin edilebileceğini ifade eden Telman Aliyev, şunları söyledi: "1 kuyu ve istasyon kurulmalı. Kömeğe hazırız. Bu işleyenden sonra yahşi netice alınırsa 2-3-4 kuyu açılmakla Türkiye'nin büyük bölümünü kapsayan tahmin sistemi kurulabilir." Kuyunun maliyetinin 1 milyon dolarcivarında olduğunu belirten Aliyev, gerekli sistem ve program desteğini bedelsiz verebileceklerini söyledi.

Prof. Aliyev, 2 istasyonun şu ana kadar bütün depremleri kaydettiğini, tahmin oranının da neredeyse yüzde yüz olduğunu belirtti.
kaynak.milliyet.com.tr

Minibüs hat bedelleri lüks villaları solladı

Dünyanın en pahalı şeyi


Dünyanın en zengin şehirlerinden Dubai’de bir banyo küveti yaklaşık 3 milyon TL'ye (1.75 milyon dolar) satıldı. Ancak dudak uçuklatan fiyatına rağmen dünyanın en pahalı şeyi bu değil. Çünkü Ankara'da sadece bir plakanın fiyatı 2 milyon TL'ye (1.1 milyon dolar) kadar çıkabiliyor.






Ankara'da son yıllarda artan minibüs hat bedelleri, şehirdeki en lüks villaların fiyatlarını bile aştı. Plakanın bedeli, hacim olarak karşılaştırıldığında üzerindeki değerli taşlar ve terapi etkisi yapan malzemesi nedeniyle Dubai'de türünün ilk örneği olan küveti bile geride bıraktı.

Edinilen bilgilere göre Ankara'da yolcu yoğunluğu, minibüsün çalıştığı hat ve alıcı ile satıcı arasındaki pazarlık payı gibi etkenlere göre değişen hat bedelleri 400-450 bin lira ile yaklaşık 2 milyon lira arasında değişiyor.
Dubai'de 1.75 milyon dolara satılan o küvet

Buna göre hat bedelleri Çinçin Mahallesi, Altmışevler gibi bölgelerde 400-450 bin, Ulus-Hasköy hattında 1 milyon 200 ile 1 milyon 250 bin, Keçiören-Ostim hattında 1 milyon 850 bin lirayı buluyor.

Bunun yanı sıra minibüs hatlarının alım-satımının duyurulduğu bazı internet sitelerinde; Eryaman-Ulus-Sıhhiye hattı yaklaşık 1 milyon 100 bin liraya, Ulus-Bahçeli hattı 1 milyon liraya, Ulus-Ostim hattı 1 milyon 200 bin liraya, Ulus-Yenimahalle-Demetevler hattı 1 milyon 160 bin, Ulus-Seyranbağları hattı ise 1 milyon 500 bin liraya satılıyor.

ŞOFÖRLER KAZANÇTAN YÜZDE 20 ALIYOR

Her araçta iki şoförün çalıştığı minibüslerde şoförler, günlük kazancın yüzde 20'si oranında pay alıyor. Şoföre gün içinde yaptığı masraflar da ödenirken kazancın kalan bölümü araç sahibinin geliri olarak kaydediliyor.

Hat bedellerinin adeta yarıştığı Başkentteki lüks villaların fiyatları ise 350-400 bin lira ile 1 milyon 800 bin lira arasında değişiyor.

Ankara Minibüsçüler Esnaf Odası Başkanı Hacıbekir Gani, şu an Ankara'da 29 hatta 2 bin 33 minibüsün faaliyet gösterdiğini belirterek, hat bedellerinin alıcı ve satıcı arasındaki pazarlıklar sonucu oluştuğunu, oda olarak kendilerinin hat bedelleriyle ilgilenmediklerini söyledi.

Zamanında insanların evlerini, arsalarını, tarlalarını satarak minibüsçülük işine girdiğini kaydeden Gani, “Bu işe yatırım yapmışlar. Bunu kaybetmemek için kendi aralarında belli bir hat bedeli ayarlıyorlar” dedi.

Ankara'da 2 bin 950 civarında araç sahibi olduğunu ifade eden Gani, önceki yıllarda daha az olan araç sahibi sayısının, bazı araç sahiplerinin ekonomik şartlar gereği araçlarının yarı hissesini satmaları nedeniyle arttığını dile getirdi. Gani, ticari minibüslerin kiralanması yönteminin de 2009 yılından bu yana yasak olduğunu ve bu konuda denetimlerini devam ettirdiklerini bildirdi.

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın da hat bedelleri ile bilgilerin daha çok illerdeki esnaf odaları ile ilgili bir konu olduğunu, federasyona bu konuda fazla bilgi ulaşmadığını söyledi.

Apaydın, “Son yıllarda görüyoruz. Araçların arkasında 1/3'ü satılık, yarısı satılık şeklinde ilanlar var. Bu, bir ticaret şeklidir. Bunu da çok görmemek lazım” değerlendirmesinde bulundu.
kaynak/hurr'yet/com/tr

Bakan Eroğlu Ilıcak'a Hammurabi Kanunları'nı gönderdi

Büyüksün Hammurabi


9 Kasım tarihinde Van’da meydana gelen ve 40 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından yapı güvenliği ve cezaların yetersizliği ile ilgili tartışmalar yeniden başlarken milattan önce 1728-1686 yılları arasında yaşayan Babil kralı Hammurabi’nin koyduğu ve bütün ağır suçları ölümle cezalandıran kanunlarda inşaat ve yapı güvenliği ile ilgili maddeler dikkat çekiyor.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Hammurabi Kanunu'nun depremle ilgili kısmını Sabah yazarı Nazlı Ilıcak’a göndermesiyle gündeme gelen maddeler şöyle:
229. madde: Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
230. madde: Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
231. madde: Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse, inşaatçı, evin sahibine köle için ödeme yapar.
232. madde: Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.
233. madde: Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir.
HAMMURABİ KANUNLARI
Babil Kralı Hammurabi ülkesinde uygulanan yasaları sisteme bağlayarak Hammurabi Kanunları'nı oluşturdu. 282 madde halinde taş sütunlara yazılan bu yazıtlar, 1900'lü yılların başında keşfedildi ve İran'dan Louvre müzesine taşındı. Kanunların en önemli özelliği, büyük suçların hemen hemen tamamının ölümle cezalandırılmasıydı. Bu kanunlara göre; köleler ve hür insanlar arasındaki farklılıklar belirtilmiş, hür insan olmayanlara kısas kanunu da (hırsızlık yaparsa elinin kesilmesi vb.) başta olmak üzere evlilik gibi konularda günümüzde hala bazı toplumlarda uygulanan kanunlar bu dönemde ortaya çıkmıştır.

kaynak/hurriyet/com/tr

Türkiye ile PKK arasında arabuluculuk yapıyorlar

PKK ile ilgili önemli iddia

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud 

Barzani'nin Türk hükümetiyle PKK arasında arabuluculuk yaptığı öne sürüldü.




Talabani'nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (PUK) sözcüsü Azad Cundiani, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Talabani ve Barzaniİran, Türkiye ve Kürdistan sınır bölgesindeki çatışmaları sonlandırmak için Türk hükümetiyle PKK arasında yürütülen arabuluculuk çabalarına öncülük ediyor" dedi.
Cundiani, "Türk hükümeti, son Türkiye ziyareti sırasında Barzani'ye, söz konusu savaşı bitirme arzusunu aktarmıştı" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı açıklamada, PKK'nın Irak'tan tümüyle tasfiye edilmesi için gerek Bağdat'la gerekse KuzeyIrak bölgesel yönetimi ile temasları yoğunlaştırdıklarını, talep ve baskıları artırmaya devam edeceklerini söylemişti.
kaynak/hurriyet/com/tr

Van'da göç kuyruğu

GÖÇ KUYRUĞU

Van’da meydana gelen depremlerin ardından kentten kaçış sürüyor. Binlerce depremzede başka illerdeki kamu kurumlarının sosyal tesislerine gitmek için başvurdu. Başvuru merkezinin önünde uzun kuyruklar oluşurken, başta Antalya ve Mersin olmak üzere yoğun talep nedeniyle bu illere kayıtlar alınamadı. Van Valisi Münir Karaoğlu da meydana gelen son deprem nedeniyle acil çağrıda bulundu: 'Gıda ve giyim takviyesine ihtiyacımız var.'








Van’da meydana gelen 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki ayrı deprem felaketinin ardından evleri zarar gören depremzedeler, ağır kış şartları ve dondurucu soğuk nedeniyle zor durumda kalınca, kenti terk etmeye başladı. Binlerce depremzede başka illerdeki kamu kurumlarının sosyal tesislerine gitmek için başvuru yaptı. Başvuruların kabul edildiği Başbakanlık Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Toplum Merkezi önünde toplanan binlerce kişi uzun kuyruklar oluşturdu.


Soğuk havaya rağmen saatlerce kuyrukta bekleyen depremzedeler, başvuru formlarını almak için de izdiham yarattı. Formları dolduran depremzedeler yine uzun kuyruklar oluşturarak başvurularını yaptılar.  


Türkiye’nin çeşitli illerindeki kamu kurumlarının sosyal tesislerine gönderilmek üzere başvuran depremzedeler, kenti bir an önce terk etmek istediklerini söylediler. Yoğun talep nedeniyle Antalya ve Mersin’e başvurular ise kabul edilmedi. İzdiham ve yoğunluk nedeniyle yer yer gerginlikler yaşandı. Polis ise çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı.     


VAN VALİSİ'NDEN ACİL ÇAĞRI
Van Valisi Münir Karaloğlu, ilde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin, 7.2 büyüklüğündeki birinci depremden daha yıkıcı olduğunu belirterek, kamuoyunun duyarlılığının devam etmesi gerektiğini söyledi.
Karaloğlu, “Van'da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem, 7.2 büyüklüğündeki birinci depremden daha büyük hasar meydana getirdi. Van'da iki kamu binasının haricinde hiçbir kamu binası kullanılamıyor. Şehir adeta hayalet bir kente dönüşmüş durumda. Halen yardıma büyük ihtiyacımız var. Kamuoyunda duyarlılık düştü. İkinci Van depreminin yıkıcılığı tam anlaşılamadı. Van'da gıda ve giyim takviyesine de ihtiyacımız var. Kamuoyundan yardım bekliyoruz” dedi.
'VAN ÇOK PERİŞAN'
Karaloğlu, birinci depremde sorunlarının Erciş merkezli olduğuna işaret ederek, ikinci depremde Van merkezin “çok perişan” olduğunu vurguladı. Vali Karaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Dün biz bir mahallede, birinci depremin ardından ön hasar tespiti yaptırmış olduğumuz Cumhuriyet Mahallesi'nde sadece 21 binamız kullanılamaz haldeydi. Şimdi tekrar aynı mahalleye ön hasar tespiti yaptırdık. Bu 107'ye çıkmış. Bu deprem, beş kat daha fazla yıkmış anlamına gelir. Biz bunu çok iyi anlatamadık. Kamuoyuna da çok fazla anlatamadık.
Şu anda Van'da kamu kurumu olarak ayakta kalan iki tane bina var. Valilik binamız var hasarlı kullanılabilir, bir de kriz merkezi bu binamız var, hasarsız kullanılabilir olan. Bütün kamu binaları şu anda kullanılamaz durumda. Bu kadar büyük, yıkıcı bir deprem oluştu. Bunu tabii kamuoyu ile doğru paylaşmamız lazım. Onun için kamuoyunun duyarlılığının devam etmesi lazım. Yani bizim sorunumuz, 23 Ekim'den sonra bir hafta 10 günde bitmedi. 9 Kasım'da her şeyi biz sıfırladık Van'da. Hem insanlarımız psikolojik olarak sıfırlandı, hem de şehirdeki yıkılan binalar açısından da çok ciddi... Şu anda şehre gece girseniz hayalet şehir, hiç kullanılan bina yok neredeyse. 500 bin nüfuslu bir şehir burası, küçük bir şehir değil Van, bir metropol.”
'5.6, 7.2'DEN DAHA YIKICIYDI'
Vali Karaloğlu, ikinci depremin yerin 6 kilometre altında, birinci depremin ise 20 kilometre altında meydana geldiğini ifade ederek, son depremden sonra Van merkezdeki durumlarının çok iyi olmadığını vurguladı.
“5.6'ya bakarak, 'Bu küçük bir depremdir' algısı doğru bir algı değil” diye konuşan Karaloğlu, 5.6 büyüklüğündeki depremin, 7.2 büyüklüğündeki depremden daha fazla yıkıcı olduğuna dikkati çekti.
Bu nedenle gösterilen ilginin ve merhametin daha üst noktada olması gerektiğini belirten Karaloğlu, “Biz iki deprem yaşadık. İkisi de büyük deprem, ikisi de yıkıcı deprem” dedi.
'GIDAYA İHTİYACIMIZ VAR'
Şehirde açık lokanta ve iş yerlerinin neredeyse olmadığını, bazı fırınların ve iş yerlerinin yavaş yavaş açılmaya başladığını vurgulayan Karaloğlu, “Şu anda insanların cebinde parası olsa dahi gidip satın alabilecekleri yer bile yok. Onun için gıdaya da ihtiyacımız var. Özellikle paketlenmiş, dağıtımı kolay gıdalara ihtiyacımız var” diye konuştu.
kaynak/hurriyet/com/tr

Merkel: II. Dünya Savaşı'ndan daha zor durumdayız

II. Dünya Savaşı'ndan daha kötü haldeyiz

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa'nın belki İkinci Dünya Savaşı'ndan 

bu yana en zor zamanını yaşadığını söyledi.




Merkel genel başkanlığını yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) Leipzig kentinde düzenlediği parti kurultayında yaptığı konuşmada, her neslin politik güçlükleri bulunduğuna işaret ederek, şuanki jenerasyonun tarihi bir sınamayla karşı karşıya olduğunu vurguladı.         

Avrupa'nın, borç kriziyle birlikte İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en zor zamanlardan birini geçirdiğini vurgulayan Merkel, euronun korunması için her türlü çabanın harcanması gerektiğine dikkat çekti.       
 
“Sorumluluklarımız sınırlarımızla sınırlı değil” diyen Merkel, euronun başarısız olması durumunda Avrupa'nın da başarısız olacağını ifade etti.
 
Euronun bir para biriminden daha fazlası olduğunu kaydeden Merkel, “Euro, 50 yıldır barışın, özgürlüğün ve sosyal refahın simgesi” değerlendirmesinde bulundu.
kaynak/hurriyet/com

Genelkurmay bedellide yaş sınırını açıkladı

Genelkurmay bedellide yaş sınırını açıkladı

Bedelli askerlik konusunda GenelKurmay'ın yaş sınırının 35 olmasını istediği, hükümetin ise 25'te ısrarlı olduğu bildirildi.


Ahaber'in haberine göre, Türkiye son günlerde bedelli askerlik tartışmalarına kilitlendi. Milli Savunma  Bakanlığı bir çalışma gerçekleştirdi.
Bu çalışma bugün toplanan Bakanlar Kurulu'nda da masaya yartırılıyor. Hükümet 25 yaş sınırını teklif ederken Genelkurmay cephesinden yaş sınırına ilişkin farklı bir yaklaşım söz konusu. TSK yaş sınırının 35 olması gerektiğini savunuyor.
kaynak/mynet/com

Suriye Turkiye den özür diledi

 Suriye özür diledi

Türk elçiliklerine yapılan saldırılar sonrası Suriye devleti Türkiye'den özür diledi.


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 'Saldırılara karşı en kararlı tutumu sergileyeceğiz' diye konuştu, Suriye'den ise jet yanıt geldi.

Esad yanlılarının Suriye'deki Türk elçiliklerine saldırmasının ardından Türkiye Suriye'ye nota vermişti. Türkiye'nin, 'Çalışanlarımıza saldıranları bulun yoksa biz gerekeni yaparız' restinden sonra Suriye'den yeni bir açıklama geldi. Suriye, ' Bundan sonraki tavrımızı Türkiye'nin tavrına göre belirleyeceğiz' dedi.

SURİYE ÖZÜR DİLEDİ

Öte yandan Suriye Türk elçiliklerine yapılan saldırılar sonrası Suriye devleti Türkiye'den özür diledi..

DAVUTOĞLU: EN KARARLI TUTUMU ALACAĞIZ

Bu açıklamalara Türk tarafından jet cevap geldi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 'Saldırılara karşı en kararlı tutumu sergileyeceğiz' diye konuştu

Türkiye, Suriye'deki diplomatik misyonlarına yapılan saldırılara "en sert duruşla" yanıt vereceğini söyledi. Bu açıklamanın yapıldığı dakikalarda haber kanalları, Suriye'nin Türkiye'den özür dilediğini bildirdi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye'deki başkonsolosluklarımıza, büyükelçiliğimize yapılan saldırı gerekli diplomatik tepkilerle cevabını görmüştür ama biz bu saldırılara karşı en kararlı tutumu alacağız ve Suriye halkının haklı mücadelesinin yanında yer almaya devam edeceğiz" dedi.

Ankara dün Şam, Halep ve Lazkiye’deki temsilciliklere Cumartesi gecesi düzenlenen saldırılarla ilgili olarak Suriye’ye nota vermişti. Türkiye diplomat ailelerini dün Suriye'den tahliye etti. 

Şam'da ise bir basın toplantısı düzenleyen Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim saldırılardan dolayı Türkiye'den özür dilediklerini açıkladı.

Muallim, Türkiye'nin Suriye sınırına tampon bölge oluşturabileceği iddialarıyla ilgili olarak da, "Türk dostlarımızın bunu yapacağına ihtimal vermiyoruz" dedi.

RUSYA VE ÇİN'E GÜVENİYOR


Muallim, Arap Birliği'nin Suriye'nin üyeliğini askıya almasının ise "aşırı derecede tehlikeli ve yasa dışı bir adım" olacağını söyledi.

Libya'daki senaryonun Suriye'de tekrar etmeyeceğini belirten Muallim, "Rusya''daki dostlarımızla tam koordinasyon içindeyiz. Çin ve Rusya'daki dostlarımız bizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır" diye konuştu.

Muallim, Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'yle ilgili tutumunu değiştirmeyeceğinden emin olduğunu da belirterek, bu nedenle Suriye'ye yabancı müdahale olacağını sanmadığını söyledi.
kaynak/mynet/com

Van'a giden yardım kamyonunda uyuşturucu cikti

Anahtar kelime giriniz
Mersin'den Van'a yardım götüren ve dönüş yolunda uyuşturucu tacirleri tarafından esrar nakliyatında kullanılan kamyon Gaziantep polisine takıldı.Pes dedirten olayda polis kamyon sürücüsüyle birlikte 52 kilo esrar maddesi ele geçirdi.
Edinilen bilgiye göre, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Mersin Van hattında uyuşturucu sevkiyatı yapmaya hazırlanan şahısları takibe aldı. Yapılan istihbarat çalışmaların ardından Gaziantep Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla harekete geçen Gaziantep polisi operasyon için düğmeye bastı.
Mersin'de Van'a götürülmek üzere yardım malzemesi yüklenen ve uyuşturucu sevkiyatında kullanılacağı öğrenilen kamyon adım adım takip edildi. Mersin'de yüklediği yardım malzemelerini Van'a bıraktıktan hemen sonra uyuşturucu tacirlerinin bindiği araca 52 kilo esrar maddesi yüklendi.
Yardımı bıraktıktan sonra dönüş yoluna geçen kamyon Gaziantep'ten geçtiği sırada durduruldu. Kamyonun yatak kısmında yapılan aramalarda 52 kilo esrar maddesi ele geçirildi. Bunun üzerine kamyon sürücüsü gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındıktan sonra adli makamlara sevk edilen şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi.
kaynak/mynet/com

'Molotof atan gerektiğinde vurulmalıdır

'Molotof atan gerektiğinde vurulmalıdır'

Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı, PKK'lıların korsan gösterilerde kullandığı ve birçok insanın yaralanmasına neden olan molotofkokteylinin ’bomba’ kapsamına alınması gerektiğini savundu.


Korsan gösterilerde güvenlik güçlerine molotofkokteyli ile saldırılar yapıldığını, geçen hafta Adana’da molotofkokteyli atılan evde çıkan yangında bir anne ve iki çocuğunun yanmaktan son anda kurtarıldığını hatırlatan Mehmet Avcı, bu konuda yaptığı değerlendirmede, "Molotofkokteyli denilen şey, meyve kokteyli değil. Bu yanıcı, yakıcı malzemelerden oluşan, benzinle, mazotla hazırlanan özel bir malzeme. Bunun likit bomba ya da buna benzer bir tabirle isimlendirilmesi, ceza kanunlarında da bu isimle girmesi ve cezaların arttırılması gerekiyor" dedi.

Terör olaylarında molotofkokteyli kullanılarak yapılan saldırılarda masum insanların malı, canı, işyeri ve evinin yakıldığını, bu olayların zaman zaman ölümle sonuçlandığını hatırlatan Mehmet Avcı, şöyle devam etti:
"Bir yere, bir taarruz var ve başka şekilde engellemek mümkün değilse, silah kullanılabilir. Kademeli olarak silah kullanılabilir. Molotofkokteyli de hukuka, kanuna, belli bir bomba adıyla girmeli, buna karşı da silah kullanılabilmeli, yoksa daha çok canımız yanar. Molotofkokteyli atmak bir terör öylemidir. Terör eylemiyle de ciddi mücadele edilmesi gerekir. Her ne kadar mevzuatlarımız, kanunlarımız ciddi mücadeleyle ilgili hazırlanmışsa da eksiği vardır. Bu eksik de likit bomba meselesidir. Buna bu yönde bir çözüm bulunması gerekir." Eyleme katılan çocukların ve gençlerin ailelerine de seslenen Avcı, "Aileler çocuklarına, gençlere sahip çıksınlar, çıkmalılar. Bu hiç bir hakkın talebi değildir. Hak talep edilerek insanlar öldürülmez. Hak talep edilerek çocuklar öldürülmez" diye konuştu.
kaynak/mynet/com

Kandil’e hava saldırısı

Kandil’e hava saldırısı

Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik hava oeperasyonlarına yeniden başlanırken, F 16’lar, Kandil bölgesini dün iki kere vurdu.


Kuzey Irak’taki Kürt internet sitelerinin haberine göre, örgütün ana eğitim kamplarından olan ve yönetici kadronun faaliyet gösterdiği Kandil bölgesindeki PKK hedeflerine dün iki büyük saldırı gerçekleştirildi. Bölgede önce keşif uçuşları yapıldıktan sonra bombalama başladı. Harekata katılan uçaklar sabah saatlerinde Kandil’in çevresindeki  mevzileri  yoğun bombardıman altında tuttu. Bombalanan noktalar arasında Kandil’e açılan ileri karakolllardan olan Kortek kontrol noktası da yer aldı. Karayolu üzerinde bulunan PKK’nın kontrol noktasına çok sayıda bomba bırakıldı. Sabah saatlerindeki hava saldırısı yaklaşık iki saat sürdü. İkinci bombalama dün saat 14.00’te gerçekleştirildi. İkinci saldırıda ise geniş alanlar bombalandı. Hava harekatı akşam saatlerine kadar belirli aralıklarla devam etti.
kaynak.mynet.com

KURTLAR VADİSİ ÖLECEĞİNİ TAHMİN ETTİ...Kozinoğlu

Kara kutu sırlarıyla gömülecek

Kara kutu sırlarıyla gömülecek

Duruşmasına 9 gün kala cezaevinde hayatını kaybeden MİT'çi Kozinoğlu, ardında birçoksoru işareti bıraktı.

Kimilerine göre MİT'in Yeşil'i kimilerine göre ise Türk 007'ydi...


Türkiye kamuoyu Kaşif Kozinoğlu'nu ilk kez 6 yıl önce dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile Alaattin Çakıcı'nın davası için yaptığı görüşmenin ortaya çıkması ile tanıdı. Ergenekon soruşturması kapsamında 3 Mart'ta başlatılan OdaTV baskınında tekrar gündeme geldi. O güne kadar sadece belli belirsiz tek kare fotoğrafı ile medyada yer alan Kozinoğlu, 10 Mart'ta Beşiktaş Adliyesi'ne yanlış kapıdan girmeye çalışırken gazetecilere yakalandı.
Haberin Devamı

YARGITAY-MİT-MAFYATutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan Kozinoğlu, Türkiye'nin en gizemli adamlarından biriydi. Kimilerine "Türk 007" kimilerine göre ise "MİT'in Yeşil'iydi". Telefon dinleme kayıtları ile ortaya çıkan bu olay o dönemde MİT-Mafya-Yargı üçgeninde yaşanan karmaşık ilişkileri gözönüne sermişti.
Yargıtay-MİT-mafya üçgeninde ortaya çıkan skandalın ardından MİT Kaşif Kozinoğlu'na sahip çıkmıştı.
MİT'e göre Kozinoğlu, Yargıtay Başkanı'na yapılacak bir suikast girişimini araştırıyordu. Ancak daha sonra bu ihbarın Çakıcı tarafından yapıldığı ortaya çıktı.
Mahkeme ise delillerden yola çıkarak yapılan görüşmelerin amacının Çakıcı'nın davasının lehine sonuçlanması için bir girişim olduğunu ortaya koydu.
HAKKINDA DAVA AÇILAN İLK ÜST DÜZEY MİT'ÇİKozinoğlu o dönemde MİT'te Operasyon Başkan Yardımcısı idi ve geçici bir görev için Tokyo'da olduğu açıklanmıştı.
Böylece, MİT tarihinde ilk kez, üst düzey bir görevli için böyle "şok" bir iddiayla ve "çeteye yardım ve yataklık" maddesinden dava açılmış oldu.
Sonuçta Çakıcı'nın Yargıtay'daki davasını, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya aracılığıyla takip ettiği iddia edilen MİT'çi Kaşif Kozinoğlu 5 ay hapis cezası aldı.
ESKİ BORDO BERELİKozinoğlu, hem eski bir bordo bereli hem de üst düzey MİT görevlisi olması nedeniyle ismi bu kadar gündeme gelmesine rağmen halen Türkiye'nin en gizemli isimlerinden biri.
Medyada yer alan fotoğrafı bile yıllar önce çekilmiş görüntü kalitesi oldukça düşük bir kare.
Binbaşı rütbesi ile Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan emekli olan Kozinoğlu, daha sonra MİT'e çalışmaya başladı. Kozinoğlu, MİT'te Operasyon Başkanlığı yapan Şenkal Atasagun'a bağlı olarak çalıştı. Atasagun tarafından CIA'e 'Usame bin Ladin'i yakalayacak istihbaratçı' olarak sunuldu.
İLK PERİNÇEK YAZDIKozinoğlu'nun adı ilk kez Doğu Perinçek'in Susurluk'tan sonra yazdığı, ‘Çiller Özel Örgütü’ kitabında geçti. Perinçek'e göre Kozinoğlu, Çiller ekibinin özel kuvvetlerle bağlantısını sağlıyordu.
ÖZEL HAREKATÇILARI EĞİTTİKaşif Kozinoğlu, 1986 yılında Özel Harp Dairesi'nde görevli iken Polis Özel Harekat timlerini eğitmek üzere görevlendirildi.
1987'de ise MİT'in kurduğu yurtdışında görev yapacak birimin kuruluşunda görev aldı.
AFGANİSTAN'DA GENERALKaşif Kozinoğlu, MİT'te Operasyon Başkanlığı'nın altında Asya Ülkeleri Daire Başkanı Vekilliği yaptı.
Kozinoğlu'nun Afganistan'daki etkinliği hem ABD'nin işgalinden önce hem de sonrasında devam etti.
General Dostum'la yakın dostluğu bulunan Kozinoğlu, bu ülkenin önde gelenleri tarafından hala çok önemsenen bir aktör. Hatta bazı kaynaklara göre Kozinoğlu Afganistan'da general rütbesinde etkinliği olan biri.
SAHTE DİPLOMA SKANDALIÖzel Kuvvetlerin altında hizmet veren Muharebe Arama Kurtarma Birliği'nin kuruculuğunu yaptı. 1994 yılında yurtdışına çıkana kadar bu göredeydi. Görevi yıllar sonra yine Ergenekon operasyonunda yolları kesişecek Levent Göktaş'a bıraktı.
ÇİN'DE ÖZEL GÖREVKozinoğlu'nun MAK'ın ardından Doğu Türkistan'da Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı bağımsızlık mücadelesi veren kadroları eğittiği ileri sürüldü.
MİT-Yargıtay-Mafya üçgeninde yaşanan skandal sırasında Kozinoğlu ile ilgili ilginç bir olay daha ortaya çıktı. O da MİT'te yükselmek için teşkilata verdiği diplomanın sahte çıkması.
İLK DURUŞMA 8 GÜN SONRASoruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz tarafından yaklaşık 2 saat ifadesi alınan Kozinoğlu, 'terör örgütü üyesi olmak' ve 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri sızdırmak' suçlamasıyla tutuklanmıştı. Hakkındaki iddiaları reddeden Kozinoğlu, 'Soner Yalçın'ı tanımıyorum. Hatta gazeteci tanıdığım da yok' demişti. İddianamede, 11.5 yıldan 26 yıla kadar hapsi istenen Kozinoğlu, 22 Kasım'da ilk kez hakim karşısına çıkacaktı.
ÖCALAN'I SORGULAYAN ALBAY KOĞUŞ ARKADAŞIKozinoğlu, Ergenekon davası sanıklarından emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve emekli Yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım'la aynı koğuşta kalıyordu. Uğur, Ergenekon'dan yargılanırken terörist başı Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan Türkiye'ye getiren ekipte olduğu ortaya çıkmıştı.
KURTLAR VADİSİ ÖLECEĞİNİ TAHMİN ETTİKozinoğlu, Kurtlar Vadisi’ne de konu olmuştu. Dizinin 123’üncü bölümünde diziye katılan “Kazım Kaşifoğlu” karakterinin, aslında Kozinoğlu’nu anlattığı öne sürülmüştü. Oyuncu Sedat Savtak’ın canlandırdığı karakter, dizide Cumhurbaşkanını bile tehdit edebilecek derecede güçlüydü. Dizideki Kaşifoğlu karakterinin son bölümde Yeşil’i canlandıran “Kara”, Kaşifoğlu’nu öldürmek için yeniden sahaya iniyordu.
kaynak.mynet.com

En Çok Okunan Haberler

Google Arama