9 Kasım 2011 Çarşamba

Flas Haber: Van da Deprem

Van'da deprem

Van'da 21:23'te 5.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.


Van'da 5.6 şiddetinde deprem meydana geldi. Merkez üssü Edremit İlçesi olan depremde, Van merkezde bulunan 2 otel ve 1 dersane binası ile 25 bina yıkıldı. 25 binada 22'sinin boş olduğu bildirilirken çalışmalar 3 binada yoğunlaştı.


Yıkılan Bayram Otel'de gazeteciler ile Kızılay görevlilerinin kaldığı belirtilirken, DHA muhabirleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz'ın da Bayram Otel'in enkazının altında olduğu öğrenildi. Binaların enkazında arama kurtarma çalışmaları başlatılırken, yetkililer 2 otelin enkazından 14 kişinin sağ çıkarıldığını ifade etti. Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi ise, depremin büyüklüğünü 5.7 olarak açıkladı.
Merkez üssü Van'ın Edremit İlçesi olan 5.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nden alınan bilgiye göre, saat 21.23'te yaşanan 5.6 büyüklüğündeki deprem, yerin 5 kilometre altında meydana geldi. Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi ise, depremin büyüklüğünü 5.7 olarak açıkladı.
2 OTEL İLE 1 DERSANE YIKILDI
Depremde, Van merkez Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi'nde bulunan 5 katlı Bayram Oteli ve Aslan Otel ile bir dersaneye ait 6 katlı bina yıkıldı. Bayram Otel'de, genellikle bölgeye gelen gazeteciler ile Kızılay ve yardım ekiplerinin kaldığı, otelin göçüğü altında çok sayıda kişinin olduğu ifade edildi.

İKİ OTELDEN 14 KİŞİ SAĞ ÇIKARILDI

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğündeki Kriz Koordinasyon Merkezinden alınan bilgiye göre, merkez üssü Edremit ilçesi olan 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından yıkılan binaların enkazlarına kısa sürede Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ile Sivil Savunma Müdürlüğüne bağlı ekipler sevk edildi.

Ekiplerin çalışma yaptığı enkazlar arasında bölgede görev yapan bazı gazetecilerin de konakladığı Bayram Oteli'nin yanı sıra Aslan Oteli'nin bulunduğu bildirildi. Arama kurtarma ekipleri Kriz Koordinasyon Merkezi ile sürekli bağlantı kurarak gelişmeler hakkında bilgi aktarırken Erçiş'ten gelene ilk yardım ekipleri de çalışmalara destek veriyor. Yetkililer, Bayram Oteli ile Aslan Oteli'nin enkazından sağ olarak kurtarılanların sayısının 14'e yükseldiğini bildirdiler.
Enkazdan yaralı olarak çıkarılanların Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği öğrenildi.

CHA MUHABİRLERİ SON ANDA KURTULMUŞ
Yıkılan 5 katlı Bayram Otel'de kalan Cihan Haber Ajansı (CHA) muhabirleri ise son anda kurtuldu. CHA canlı yayın ekibinden kameraman İbrahim Bayram ve Uplink görevlisi Fatih Altınkaya otelden çıktıktan 1 dakika sonra deprem meydana geldi. Canlarını son anda kurtardıklarını söyleyen kameraman İbrahim Bayram: "Son bir haftadan buyana otelde kalıyorduk. Artçı sarsıntılarda otel beşik gibi sallanıyordu. Deprem olmadan 1 dakika önce yemek ihtiyacı için otelden ayrıldık. Otelden 50 metre uzaklaştıktan sonra bina çöktü. Gazeteci arkadaşlarımız da otelde bulunuyordu. Canlı yayın aracımız enkaz altında kaldı" dedi. CHA'da görevli 1 muhabirin de, deprem sırasında otelden çıkmayı başararak kurtulduğu ifade edildi.

KIZILAY 15 BİN ÇADIR GÖNDERDİ
Türk Kızılayı'ndan yapılan açıklamada, Van'da meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremden sonra ülke genelindeki lojistik depolarda bulunan 15 bin çadırın araçlara yüklenmesi emri verildiği belirtildi. Türk Kızılayı ayrıca, 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından Edremit ilçe merkezinde yıkım olmadığını, Edremit Devlet Hastanesinin aktif olarak çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.

Türk Kızılayı, Van'da 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından yaralılar için bin 150 ünite kan hazırlıyor.

ARTÇI SARSINTILAR
Van'da, 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından en büyüğü 4.5 olmak üzere 17 artçı sarsıntı daha kaydedildi.

ERCİŞ VE ÇALDIRAN'DA DA HİSSEDİLDİ
Van'da 23 Ekim'de meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremde en büyük yıkımın yaşandığı Erciş'te de vatandaşlar depremin ardından kendilerini sokağa attı. Erciş'e bağlı Çelebibağı Beldesi ile Çaldıran İlçesi'ndeki bazı evlerde de derin çatlaklar olduğu ifade edildi. Deprem Bitlis'te de hissedilirken, vatandaşlar geceyi sokakta geçirdi.
kaynak.mynet.com

Bedelli'nin zamanı belli oldu

Bedelli'nin zamanı belli oldu

Başbakan Yardımcısı Arınç, bedelli askerlik konusuyla ilgili "Yılbaşına kalmadan bir gelişme olacak" dedi.


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Ben de geçmiş bir yıldan bu yana bedelliyi en çok konuşan bir bakan olarak gelişmelerden memnunum. Sanıyorum, bayram sonrasında yılbaşına kalmadan bu konuda bir gelişme olacak'' dedi.

Bolu Dağı Tüneli girişindeki Highway Outlet'te, ailesiyle akşam yemeği yiyen Arınç, daha sonra gazetecilerle ve vatandaşlarla bayramlaştı.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Arınç, Van depreminin ardından Türkiye'nin kenetlendiğini belirterek, yurt dışından da çok yardım geldiğini ifade etti. Önemli olanın Türkiye'deki 74 milyonun Van'daki kardeşleriyle büyük bir dayanışma içerisine girmesi olduğuna dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:

''Başbakan Yardımcımız Sayın Beşir Atalay da sürekli orada görev yaptı. Bakanlarımız geldi. Milletvekillerimiz bölgedeki insanımızla kucaklaştı. Depremin üzüntülerini, kayıplarımızı, yaralılarımızı, evsiz kalanlarımızı bir bayramın sıcaklığı içerisinde kucakladık. Sanıyorum onlar da çok mutlu oldular. Türk halkının güzel meziyetlerindendir, paylaşıyoruz, yardımlaşıyoruz. Duygu beraberliği içerisindeyiz. Tekrar ölenlere rahmet diliyorum.''

Arınç, son dönemdeki terör olaylarında hayatını kaybeden şehitleri minnetle, rahmetle ve şükranla andıklarını dile getirdi.

Bedelli askerlik konusunda gelinen noktanın ne olduğu sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti:

''Bedelli askerlik konusunda sayın Başbakanımız çok açıklamalar yaptı. Sayın Milli Savunma Bakanımız da bu konu üzerinde konuştular. Ben de geçmiş bir yıldan bu yana bedelliyi en çok konuşan bir bakan olarak gelişmelerden memnunum. Sanıyorum bayram sonrasında, yılbaşına kalmadan bu konuda bir gelişme olacak. Yıllardır askerliğini bir şekilde yapamamış, yaş konusu da kanunda ayrıca gösterilecek çok sayıda insanın belli bir bedel mukabilinde askerliğini yapmış sayılması kanunlaşmış olacak. Bunu da umutla bekliyoruz. Bizim beklediğimiz gibi binlerce insanımız da bekliyor.'
kaynak.mynet.com

Gürcülerden Türklere inanılmaz tuzak

Gürcülerden Türklere inanılmaz tuzak

Gürcü polisi Türk iş adamlarının araçlarına eroin koyup hapse atıyor, ‘Para verin serbest bırakalım’ diyor.


Amaç: Gürcistan’ın bütçe açığını kapamak!’
Vatan Gazetesi'nden Arif Taşkın'ın haberine göre, bu iddia Gürcistan’da eroin kaçakçılığı veya sahte fatura gibi farklı bahaneler öne sürülerek hapse atılan Türklere ait. Son 2 yılda Gürcistan’da tam 100 Türk tutuklandı... Başbakan Erdoğan devreye girdi, 33’ü serbest kaldı...
Başbakan Erdoğan’ın memleketi Rize’ye bayramda yaptığı ziyaret sırasında, hemşerileri yolunu keserek “Çocuklarımız Gürcistan’da tutuklu. Lütfen onları kurtarın” diye yalvardı. Başbakan ise, “Allah Allah, biz hepsini kurtardık. Hatta bana telefon açıp teşekkür ediyorlar” diye karşılık verdi. Aslında bu diyalog, yaklaşık 2 yıldır Gürcistan’la yaşanan ciddi bir problemi tekrar gözler önüne serdi. Ticaret ya da ziyaret amacıyla Gürcistan’a giden Türkler, farklı bahaneler öne sürülerek tutuklanıyor. Sonra serbest bırakılmaları için para cezasına çarptırılıyorlar.

‘Para ver, serbest kal’
Son 2 yılda 100 Türk Gürcistan’da tutuklandı. Başbakan Erdoğan’ın devreye girmesiyle 33’ü bırakıldı. 33 kişinin de ortak özelliği, yapılan aramalarda otomobillerinde eroin bulunmasıydı. Ama tutuklanan Türkler bu eroinleri otomobillerine polislerin koyduğunu iddia etti. Yargı sürecinde de yüklü miktarda para karşılığı serbest bırakılma teklifi aldıklarını öne sürdü.
‘Bu resmen devlet mafyası’
Şu anda yaklaşık 62 Türk daha tutuklu. Onların tutuklanma nedenleri ise sahte fatura gibi maliye suçları. Onlar da belgelerin düzmece ve şantaj amaçlı olduğunu iddia ediyorlar. Son olarak Başbakan’dan kurtarılması istenen tutuklular da bu guruba giriyor. Kurtulan Türkler, kendilerine kurulan tuzağın nedeninin ise bütçe açığı olduğuna inanıyor: “Gürcistan’da bütçeye gelir sağlamak için tutuklanan insanlardan, suçsuz oldukları halde Adli Uzlaşma adı altında suçları kabul ettirilip yüksek miktarda para cezası alınıyor.”
Cezaevindekiler tamamen suçsuz
Gürcistan Mağdur Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Nuriye Kaputoğlu, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun girişimleri sayesinde 33 kişinin serbest bırakıldığını ancak halen cezaevlerinde çok sayıda masum Türk vatandaşının bulunduğunu söylüyor: “Türkleri uyuşturucu satıcısı gibi gösterip 1 gram bile gelmeyen eroinleri kendi koydukları bagajlarda bulan polisler tuzak kuruyor. Yoğun çabalarımız sayesinde 33 kişi özgürlüğüne kavuştu. Ancak halen Gürcistan cezaevlerinde 62 Türk vatandaşı var ve bunların neredeyse tamamı suçsuz.”
Kendi yaptığı cezaevinde yatıyor
Kaderin cilvesi
Müteahhit Orhan Aksu, Gürcis’tanda 3 cezaevi inşa etti. Şimdi bunlardan başkent Tiflis’tekinde yatıyor...
Maliye suçundan tutuklu bulunan Türklerden biri de Orhan Aksu. 2000 yılında Gürcistan’la iş yapmaya başlayan Orhan Aksu’ya ait Aksmsheni LTD Şirketi Gürcistan’da İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, 3 cezaevi, banka merkezleri, iş merkezleri, konut ve yol, viyadük başta olmak üzere çok sayıda inşaatı tamamladı. Yaptığı işlerin parasını tahsil edemeyen Türk iş adamına Gürcü Hükümeti ‘Yeni işler verelim ve bu işlerde tahsil edemediğin açığı kapatalım’ teklifini sundu. Yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırım yapan, 15 milyon dolara yakın iş makine ve teçhizatı bulunan Aksu, teklifi kabul etmek zorunda kaldı.
‘Savaştayız, vergi lazım’
Rusya-Gürcistan savaşının başladığı ikinci gün olan 10 Ağustos 2008’de Finans Polisi Aksu’ya ait Aksmsheni LTD Şirketi’ne gelerek incelemede bulundu. Tutuklu iş adamı ve genç mühendisin kuzeni İrfan Şahin, yaşanan süreci şu sözlerle anlattı: “Savaş zamanı finans polisi geldi ve vergi dairesinden inceleme yapmak üzere görevliler geldi. Yaklaşık 8 ay firmada incelemede bulundular. Sudan sebeplerden dolayı firmamıza 1 milyon 450 bin Lari ceza kestiler. Savaş dönemi ve devamında yerli yabancı birçok firmada vergi denetini yapıldı ve yüksek meblağlı cezalar kesildi.”
Gözaltına alındı
“Önce şirketin teknik ofisinde mühendis olarak çalışan Anzor Kekelidze, Finans Polisi tarafından gözaltına alındı. 5 gün ortadan kaybolduktan sonra şirkete gelerek, ‘Torunum hasta olduğu için gelemedim’ dedi. Bu süre içinde Finans Polisi ile anlaşan Anzor Kekelidze kendisini kurtarmak için ‘rüşvet’ verildiği şeklinde ifade vereceğini belirterek Adli Uzlaşma’ya gitmeyi kabul etti. 22 Şubat 2010 günü gece saat 22.00’a kadar Adalet Bakanlığı Ekonomik İşler Departman Başkan Vekili Zaza Chichua ve Yardımcısı Zaza Gadelia’ya inşaat hakkında bilgi veren Orhan Aksu ve Serdar Göksu, aynı gece saat 02.00 sıralarında evlerine baskın yapan Finans Polisi tarafından gözaltına alındı. Kendilerine yapılan suçlama ise ‘Organize suç örgütü kurmak’tı. Aynı baskında Anzor Kekelidze ile Başkan Vekili Zaza Chichua ve Yardımcısı Zaza Gadelia da gözaltına alındı ve tutuklandı.”
Adli uzlaşmaya gitti
“Ancak Finans Polisi ile anlaşan Anzor Kekelidze 5 bin Lari kefalet ücreti ödeyerek serbest kaldı. Finans Polisi de ‘yaptığı başarılı operasyon’ sonucunda hem pirim hem de terfi aldı. Orhan Aksu ise, ‘Organize suç örgütü kurmak’tan 12 yıl hapse mahkum edildi.”
Mahkumlar tehdit ediyor
Kuzeni Şahin’in verdiği bilgilere göre, cezaevine atıldıktan sonra Orhan Aksu’nun çiftliğine, arsasına, 20’ye yakın iş makinesi ve aracına el kondu. Kendi yaptığı cezaevinde 603 gündür ‘para koparma’ amacıyla tutuklu bulunan Aksu, zorla hibe ettiği paralarla yaklaşık 30 milyon dolar zarara uğradı. Kuzeni İrfan Şahin, “Cezaevini inşa ettiği için mahkumlardan sürekli tehdit alıyor. Her gün kötü bir haber gelecek korkusuyla yaşıyoruz” diyor.
BAŞBAKANIN KURTARDIĞI TÜRKLER ANLATTI:
‘100 bin dolar ver bırakalım’ dediler
Gürcistan’da eroin kaçakçılığı iddiasıyla 11 ay tutuklu kalan 33 kişiden biri de Özgür Namlı. 28 yaşındaki Namlı, Bedaş’ta teknisyen olarak çalışıyor. 2010 yılında gezmek Gürcistan’a gittiğini söylüyor: “Beni kapıda otomobilimden indirdiler. Sonra polis arama sırasında jelatine sarılı küçük paket buldu. Eroin bulduk diye havaya zıpladılar. Oysa ben bırakın uyuşturucuyu, sigara bile içmem. Kabul etmedim. Sonra beni hapse attılar. Mahkemede ‘100 bin dolar ver ve suçunu kabul et, bırakalım’ teklifi sunuldu. Benim ailemin bunu karşılamaya gücü yoktu. Mecburen içeride kaldım. 11 ay tutuklu kaldıktan sonra devreye Başbakan girmiş. Eroin iddiasıyla içeri atılan herkes salıverildi.”
‘Eroini gözümün önünde koydular’
Çay eksperi olan ve yakalandığı sedef hastalığının tedavisi için Gürcistan’a giden Hamza Kaputoğlu tam 7 ay tutuklu kaldı. Hikayesini ise şöyle anlattı: “Gürcistan’da polisler beni durdurup arabamı aramak istedi. Bu tuzağı bildiğim için konsolos istedim. Kamerayla kayıt yapıyorlardı. Yapılanın tatbikat olduğunu söylediler. Bu şekilde arabamın aranmasına izin verdim. Ancak arama sırasında aracın yanından ayrılmak istemedim. Bu kez beni araçtan zorla 2 metre uzaklaştırıp beni başka bir yöne bakmaya zorladılar. Bu sırada arabama eroin paketini yerleştirip 5 saniyede kendi koydukları paketi buldular. Bizi önce suçu kabul etmeye zorladılar. Sonra serbest kalmamız için para pazarlığına girdiler. Çok zor günler geçirdik.”
kaynak.mynet.com

Papandreu istifa etti

Papandreu istifa etti

Papandreu: yeni hükümetin önünü açmak için istifa ediyorum.


Yunanistan Başbakan Yorgo Papandreu yaptığı açıklama sonrasında istifa etti. İktidar ve muhalefetin geçici hükümete başbakan olarak Meclis sözcüsü Filipos Petsalnikos ismi üzerinde anlaştığı iddia edildi.

"Bizi bir araya getiren bir program yapmak zorundaydık" diyen Papandreu, "Kesin bir iflasın eşiğinden döndük. Tarihi bir zafer kazandık. Hiçbir şey bizim ulusal işbirliğimizin önüne geçemez. İstifa kararını almış olmam yeni bir hükümet oluşturmanın önünü açmak. Önümüzdeki günlerde de azimle yolumuza devam edeceğiz. Bugün siyasette gücümüzü birleştiriyoruz. AB içinde kalmak için elimizden gelen her şey yapılıyor. Yeni hükümet önümüzdeki aylarda bir yol haritasıyla ilerleyecek" dedi.
Uluslararası haber ajansı Reuters, iktidar ve ana muhalefet liderlerinin, yeni başbakan için Filipos Petsalnikos ismi üzerinde anlaştığını açıkladı.
Hem iktidardaki sosyalist PASOK hem de muhalefetteki muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi'nden kaynaklar, Yunanistan'ın yeni başbakanının Petsalnikos olmasının beklendiğini ifade etti.

Şu an meclis başkanlığı koltuğunda oturan Petsalnikos, PASOK üyesi.

Adlarının açıklanmaması kaydıyla Reuters'a konuşan kaynaklar, "Petsalnikos üzerinde anlaştık. Ancak şu anla Başbakan Yorgo Papandreu'nun Cumhurbaşkanı'yla yapacağı görüşme arasında geçecek sürede değişiklikler yaşanabilir" dedi.

Papandreu ve muhalefet lideri Antonis Samaras, Pazar gününden bu yana, ülkeyi Şubat ayında yapılacak seçimlere götürecek hükümetin liderliğinin kime verilmesi gerektiği konusunda müzakerelerini sürdürüyordu.
Yunanistan'da geçiş hükümetinin bugün açıklanması bekleniyordu. Ancak taraflar yeni başbakan konusunda uzlaşmaya varamadı. Bugün sabah saatlerinde başbakan adayı olarak Avrupa Birliği Adalet Divanı Başkanı Vasilios Skouris'in ismi öne çıkmıştı.

Dün de geçici hükümete Avrupa Merkez Bankası eski başkan yardımcısı Lukas Papadimos'un başbakanlık yapacağı belirtilmişti.
kaynak.myet.com

Meclis aracıyla PKK'lıların mezarına ziyaret

Meclis aracıyla PKK'lıların mezarına ziyaret


BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Iğdır'da partililerle bayramlaştı, "TBMM 029" plakalı meclis aracıyla güvenlik güçlerince öldürülen teröristlerin mezarlarını ziyaret etti.


BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Iğdır'da partililerle bayramlaştı.
Parti binasındaki törenin ardından Buldan, Iğdır Belediye Başkan Vekili Hüseyin Malk ve partililer ile Aralık ilçesine bağlı köylere geçerek vatandaşlarla bayramlaştı.
Bu arada, Pervin Buldan, "TBMM 029" plakalı meclis aracıyla bir köy mezarlığına giderek, güvenlik güçlerince öldürülen teröristlerin mezarlarını ziyaret etti.
kaynak.mynet.com

PKK; Maliye'nin sitesine saldırdı

PKK Maliye'nin sitesine saldırdı

Maliye Bakanlığı'nın resmi internet sitesi www.maliye.gov.tr terör örgütünün saldırısına uğradı.


Maliye Bakanlığı'nın resmi internet sitesi www.maliye.gov.tr terör örgütünün saldırısına uğradı.

Bakanlık yaptığı açıklamada, sitenin en kısa sürede yeniden yayına gireceğini duyurdu.

Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bölücü terör örgütü PKK, kirli emellerinin propagandası için gece yarısı www.maliye.gov.tr internet sitemize saldırmıştır. Bakanlığımız Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı yetkililerinin, olaya en kısa sürede müdahalesiyle kirli propagandanın yapıldığı yayın kesilmiştir. Sadece bilgi amaçlı duyuruların yer aldığı, hiçbir süretle mükellef bilgilerini içermeyen bakanlığımız internet sitesi en kısa sürede yeniden yayına girecektir.''

Bu arada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Twitter hesabından, olayla ilgili konuyu öğrenir öğrenmez gereğinin yapılıp, yayının durdurulduğunu ve müdahale edildiğini yazdı.

Bakan Şimşek, ''Yapanların cezalandırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü gerekli takip ve çalışmalara başladı'' dedi.
kaynak.mynet.com

F-16’lar milli oluyor

F-16’lar milli oluyor

Türkiye, F-16’ların bilgisayar sistemine tam hakimiyet sayesinde Türk malı parçalar ve silahları bu uçaklarda kullanabilecek.


Başka ülkelerin F-16’larını modernize ederek para kazanabilecek.
ABD merkezli Lockheed Martin firması tarafından üretilen ve tüm dünyada savaş uçaklarında standart olarak kabul edilen F-16’lar için Türkiye’nin yıllardır talep ettiği “kaynak kodları” sonunda geliyor.
F-16’nın uçuş sistemi ve silahlarını tamamen kontrol eden bilgisayar programı Amerika’nın tekelindeydi. Şimdiye kadar 4 bin 200 adet üretilen ve dünyada ABD ve İsrail dahil 26 ülke tarafından aktif olarak kullanılan savaş uçaklarındaki bu kısıtlama nedeniyle, hava kuvvetlerinde F-16 bulunan ülkeler, bu uçakları modernize etmek istediklerinde mutlaka ABD’ye başvurmak zorunda kalıyor, kendi fabrikalarında ürettikleri bombaları, füzeleri ya da parçaları da F-16’nın bilgisayar sistemi bunları tanımadığı için kullanamıyordu. İşte bu kısıtlama artık Türk Hava Kuvvetleri için geçerli olmayacak.


ABD’den tanesi 60 milyon dolara yeni sipariş edilen 30 F-16C uçağıyla birlikte envanterinde yaklaşık 250 F-16 bulunan Türk ordusu bu alanda ABD ile birlikte dünyanın en büyük F-16 filosuna sahip ülkesi oldu.
Vatan'ın haberine göre, Ankara ile Washington arasında imzalanan modernizasyon anlaşması uyarınca Türk Hava Kuvvetleri’ne ait 213 adet F-16 savaş uçağı tanesi 5.2 milyon dolardan modernize edilecek. Toplam boyutu 2.9 milyar dolara ulaşan bu anlaşmanın en önemli maddesi ise ABD’nin F-16’ların kaynak kodunu Türkiye’ye vermeyi kabul etmesi oldu.
Türkiye, Türk mühendislerin TAI’de bir F-16 sistem yazılımını başarıyla geliştirmesinin ardından Washington’a uçaklarda bu sistemi kullanma isteğini iletmişti. Obama yönetimi de bu talebe sıcak baktı ve ABD’n bu jesti sayesinde ASELSAN tarafından üretilen silah sistemlerinin F-16’larda kullanılmasının yolu açılmış oldu. Türkiye, dünyada F-16 modernizasyonunda ABD’nin tekelini de bu sayede kırmış olacak. Pakistan’ın kullandığı eski model F-16 uçaklarının modernizasyonunu Türkiye üstleniyor.
SAVAŞAN ŞAHİN
Üretici: Lockheed Martin
İlk Uçuş: 2 Şubat 1974
Hizmete Giriş: 17 Ağustos 1978
Mürettebat: 1-2 Motor: Tek l Uzunluk 14,8 m l Yükseklik 4,8 m
Tırmanma Hızı: 254 m (834 ft) /sn l Servis Tavanı: 15.240 m (50.000 ft)
Menzil: 1.000 km l Hızı: 2175 km/sn (2.05 mach, 12 bin metrede)
kaynak.mynet.com

280 milyon yıllık iz bulundu

280 milyon yıllık iz bulundu

Dinozorlardan bile eski kertenkele izi bulundu.


Fransız paleontologlar, Türkiye'de ilk kez dinozorların ortaya çıkmasından önce yaşamış 280 milyon yaşında bir kertenkelenin izlerini keşfetti.

Fransız bilimadamı Jean-Sebastien Steyer ve Türk kökenli Fransız paleontolog Şevket Şen, yaptıkları açıklamada, Karadeniz kıyısındaki Çakraz'da dinozorlarla ilgili gerçekleştirdikleri bilimsel araştırmalar sırasında tesadüfi şekilde, bir falezde bu kertenkelenin izlerine rastladıklarını belirtti.

Dünyanın bu köşesinde ilk kez söz konusu kertenkelenin izine rastlandığını ifade eden bilimadamları, küçük bir varan ya da büyük bir kertenkele boyutlarındaki bu sürüngenin ilk dinozorların ortaya çıkışından yaklaşık 60 milyon yıl önce yaşadığının altını çizdi.

Araştırmayı finanse eden Fransız Ulusal Doğal Tarih Müzesi (Mnhn) ve Bilimsel Araştırmalar Merkezi (Cnrs) adına yapılan ortak açıklamada ise bu sürüngenin Anadolu'da da yaşadığının tespitinin, bu türün Triassik dönem öncesi tüm yeryüzü kara kütlesini kapsadığı varsayılan kıtanın bulunduğu Pangea döneminde, (-359 yıl ve -200 milyon arasındaki dönem) tüm karalarda yaygın olduğunu gösterdiği kaydedildi.
kaynak.mynet.com

5.4 km'lik tünel trafiği yüzde 30 azaltacak

5.4 km'lik tünel trafiği yüzde 30 azaltacak

Asya ile Avrupa yakasını, denizin altından karayolu ile bağlayacak 5.4 kilometrelik Avrasya Tüneliyle, Tarihi Yarımada içindeki trafik yoğunluğu ve Haliç boyunca trafik akışı yüzde 30 azalacak.


Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar veHava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünün (DLH) İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi için ''Yap-İşlet-Devret'' modeliyle açtığı uluslararası ihaleyi, 30 Haziran 2008 tarihinde Türk-Kore Ortak Girişimi kazandı. Girişim, daha sonra, Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş. (ATAŞ) ismini alarak çalışmalarına başladı.

Avrasya Tüneli Projesi, İstanbul Boğazı'nın deniz tabanının altında, İstanbul'un Avrupa ile Asya yakasındaki sahilleri arasında kalan 5,4 kilometre uzunluğunda karayolu tüneli ile toplam 9,2 kilometre uzunluğundaki mevcut yolların tünele girişlerini sağlamak üzere genişletilmesinden oluşacak.Yol güzergahı toplam 14,6 kilometre olacak.

ATAŞ tarafından hazırlanan Avrasya Tüneli Projesi Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED) çerçevesinde gerçekleştirilen ''Paydaşlar ile Danışma Süreci Raporu'' tamamlandı. 

Rapora göre, projeyle ilgili olarak 7 Mart-8 Mayıs tarihleri arasındaki danışma süresince 246 bireysel ve 20'de kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarından olmak üzere toplam 266 paydaş görüş iletti. Paydaşlardan, yüzde 48'i olumlu ve destekleyici görüş bildirdi.

Kültürel miras ile ilgili görüşler, öncelikle projenin, İstanbul'un tarihi bölgelerine zarar vermemesi konusunda yoğunlaştı. ATAŞ sorulara, ÇSED Raporu doğrultusunda yanıtverdi. Buna göre, proje, İstanbul'un kültürel miras açısından uluslararası öneme sahip ana alanları niteliğindeki UNESCO Dünya Mirası Alanı'nın dört merkez bölgesi yakınında trafiği azaltacak.

Özellikle, Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi ve Topkapı Sarayı dahil olmak üzere Kennedy Caddesi'ndeki trafik akışında dikkate değer azalmalar meydana gelecek. Bu yollarda, sabah en yoğun saatlerindeki azami akış Galata Köprüsü'ne kadar olan bölümde yüzde 28, köprüden sonra yüzde 17 azalacak. Bu trafik modeli, Haliç'i aşan Galata ve Atatürk köprüleri üzerinde de yüzde 7-10 arası azalma öngörüyor. Trafik, Theodosian Kara Surları'nın hemen dışında devam eden çift yönlü ana yol niteliğindeki 10. Yıl Caddesi üzerinde de azalacak.

'TARİHİ SİLUETE ETKİ OLMAYACAK'
Rapora göre, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye Milli Komitesi, 3 Mayıs'ta ATAŞ yetkilileriyle yapılan toplantıda, projeye yönelik eleştirilerine cevap aradı. ATAŞ, ICOMOS'un sorularını yanıtladı.

''Projede yükseltilmiş yol bulunuyor mu?'' sorusunu ATAŞ, ''Mevcut yol yüksekliği korunacak, yükseltilmiş yol olmayacak. Tüm U-dönüşler altgeçit olmakla beraber, Kennedy Caddesi üzerinde 7 yaya üstgeçidi olacak. ICOMOS, yaya üstgeçitlerinin yüksekliğinin tarihi siluete etkisi konusunda kaygılarını belirtti. Buna karşın, proje tasarımı, hiçbir unsurun yerden yüksekliği 7 metreyi geçmeyecek şekilde oluşturuldu. Bu nedenle, tarihi siluete herhangi bir etki olmayacak'' şeklinde yanıtladı.

''Tarihi Yarımada araç trafiği tehdidi altındadır. Bu proje, Tarihi Yarımada'da daha fazla araç olmasına neden olmayacak mı?'' sorusuna ATAŞ, ''Proje geçtiği güzergahta, temel olarak, şehir surlarıyla kıyı şeridi arasındaki dolgu alana yapılmış olan mevcut Kennedy Caddesi'ni kullanacak. Kennedy Caddesi'ndeki araç trafiği yeni tünel nedeniyle artsa da ATAŞ'ın trafik modeline göre, Tarihi Yarımada içindeki trafik yoğunluğu ve Haliç boyunca trafik akışı yüzde 30 azalacak'' yanıtını verdi.
kaynak.mynet.com

En Çok Okunan Haberler

Google Arama