19 Şubat 2012 Pazar

Obezite bel fıtığının da nedeni

Obezite bel fıtığının da nedeni

Obezite sadece diyabet ve kalp hastalıklarında değil, fıtık gibi fiziksel zorlanmalarla ortaya çıkan hastalıklarda da artışa neden oluyor.

AA

İSTANBUL - Türkiye'de yüzde 17 ile 25 oranında görülen obezitenin her geçen gün arttığına dikkat çeken uzmanlar, bu durumun obezitenin tetiklediği hastalıkları da artırdığını belirtiyor.
Fizik tedavi ve manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, ''Fazladan 20–30 kilogramlık bir ağırlığın gün boyunca taşınması bel omurları arasındaki disklerde kronik zorlanmaya yol açıyor. Bu kronik aşırı yüklenme de bel fıtığı oluşumu riskini arttırıyor'' dedi.
''Son 10 yılın verileri gösteriyor ki, Türkiye'de şişmanlık kadınlarda yüzde 65, erkeklerde ise yüzde 30 oranında arttı” diyen Şahabettinoğlu, şöyle devam etti:
“Yeni yapılan bir çalışmada, bölgelere göre şişmanlık yüzde 25 ile en fazla İç Anadolu'da, en az ise yüzde 17,2 ile Doğu Anadolu'da gözleniyor. Obezitenin kendi varlığı dışında diğer tehlikeli boyutu ise obezite kaynaklı hastalıkları beraberinde getirmesi ve duruma eşlik eden hastalıkların cerrahi anlamda tedaviyi güçleştirmesi oluyor. Cerrahide anestezi güçlüğü, iyileşme süresinin uzaması ve farklı komplikasyonlardan dolayı özellikle fiziksel problemlerde cerrahi dışındaki tedavi yöntemleri kolaylık sağlıyor.''
Aşırı kilo ve obezitenin bütün eklemlere, özellikle de omurgaya ekstra yük bindirerek bel fıtığının oluşmasına zemin hazırladığını ifade eden Şahabettinoğlu, şunları dile getirdi: ''Obeziteye eşlik eden hastalıkların başında gelen bel fıtığı, tedavi edilmediği takdirde hareket kısıtlılığından dolayı obezitenin daha da büyük bir sorun haline gelmesine neden oluyor. Omurlar arasındaki disk denilen kıkırdak yapılar bu yük karşısında erken aşınıyor ve bel fıtığı oluşumu oranını arttırıyor. İnsan vücudunun biyomekaniği gereği eğilerek yerden bir şey alırken bele binen yük 6 kat artar. Yani 1 kilogramlık ağırlığı eğilerek alırsanız belinize 6 kilogram yük biner. 20 kilogram fazlalığı olan bir insanın eğilerek bir kibrit çöpü alması durumunda dahi bele 120 kilogram civarında yük bindiği düşünülürse fazla kilonun bel fıtığı oluşumundaki etkisi rahatça anlaşılacaktır. Kaldı ki, eğilmeden bile, fazladan 20–30 kilogramlık bir ağırlığın gün boyunca taşınması bel omurları arasındaki disklerde kronik zorlanmaya yol açıyor. Bu kronik aşırı yüklenme de bel fıtığı oluşumu riskini arttırıyor. Nitekim ülkemizde de bel fıtığı her geçen yıl daha fazla görülüyor.''
ELMA TİPİ KADINLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDAŞahabettinoğlu, her iki ev kadınından birinin aşırı kilolu olduğu aktararak, ''Elma tipi vücut yapısında yağ birikimi özellikle karın ve bel çevresinde toplandığı için bu durum obezitede hastalıklar açısından yüksek risk grubu olarak değerlendiriliyor'' dedi.
Vücut yağlarının ağırlık olarak belirli bir bölgede toplanmasının özellikle bel fıtığı açısından tehlike yarattığını vurgulayan Şahabettinoğlu, şunları kaydetti: ''Bu tip hastalarda elle tedavi ameliyattan daha çok tercih ediliyor. Aşırı kilolu ve obez hastalarda ameliyat çeşitli komplikasyonlara ve risklere sebep olabilir. Bu anlamda elle tedavi başarılı sonuçlar doğuruyor. Bel fıtığında sadece ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı ve idrar-büyük abdest kaçırma şikâyeti olan ya da ameliyatsız tedaviye cevap vermeyen hastaların yüzde 1-2'sinde ameliyat gerekiyor. Bel fıtığı rahatsızlığında hastaların yüzde 98'inde ise ameliyatsız tedavi mümkün.''

Şahabettinoğlu, elle fizik tedavide bel bölgesine germe, bastırma, döndürme gibi çeşitli el teknikleri uygulanarak hafif vakalarda 2-3, orta vakalarda 4-5, ileri vakalarda ise 8-9 seansta iyileşme sağlandığını anlatarak, ayrıca aşırı kilo ve obezite sorunu olan bel fıtığı hastalarında manipülasyon ile tedavi sürecine, diyet ve egzersiz programlarının da ilave edilmesini gerektiğini sözlerine ekledi.

Facebook korsanına 8 ay hapis

Facebook korsanına 8 ay hapis

Facebook sunucularını ele geçirerek giriş kodlarını kendi bilgisayarına indiren 26 yaşındaki bilgisayar korsanı, İngiltere’de görülen davada 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

ntvmsnbc ve Ajanslar

LONDRA - Bilgisayar programcılığı öğrencisi İngiliz Gleen Mangham, geçen yılın nisan ve mayıs aylarında ailesi ile birlikte yaşadığı York kentinde, evindeki bilgisayarından 31 milyar sterlin değerindeki sitenin üç sunucusuna sızarak sitenin giriş kodlarını ele geçirmişti.
Davada, avukatı Tom Ventham, Mangham’ın ‘ahlaklı bir bilgisayar korsanı’ olduğunu belirterek geçmişte arama motoru sitesi Yahoo’ya da güvenlik açıkları konusunda tavsiyelerde bulunduğunu aynı şeyi Facebook için de yapmak istediğini söyledi. Yargıç ise bilgisayar korsanının bu davranışının Facebook için tamamıyla felaket olabileceğini söyleyerek Mangham’ın hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Facebook, bilgisayar korsanının işlediği suç nedeniyle 200 bin dolar harcamak zorunda kaldı.

Yapraktan akaryakıt ürettiler

Yapraktan akaryakıt ürettiler

Bilim adamları laboratuvar'da karbonhidrat yerine araba ve uçaklarda da kullanılabilecek yakıt üreten yaprak geliştirdi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

Daily Telegraph’ın haberine göre Glasgow Üniversitesi bilim adamları, laboratuvar'da geliştirdikleri bir bir tür yapraktan akaryakıt elde ettiler. “Turbo gücünde” diye tarif edilen bu yaprak, doğadaki yapraktan farksız olarak, fotosentezle besleniyor. Ancak fark beslenmesinde değil, ürettiği maddede.
Bu yapraklar, fotosentezin ardından alışılanın aksine karbonhidrat değil, araba ve uçaklarda da kullanılabilecek yakıt üretiyor. Ayrıca yaprak yakıtının tüketilmesi halinde, atmosfere fazladan gaz salınmamış olunuyor ve çevreye zarar verilmiyor.
Bu ilginç buluşa, 2 yıl içinde “ince ayar” yapacaklarını açıklayan araştırmacılar, 5 yıl içinde de bunların kitlesel üretimine geçilmesini ve yeni bir alternatif enerji kaynağı olarak gündeme gelmesini öngörüyor

'Kerberuslar Atina'ya geliyor'

'Kerberuslar Atina'ya geliyor'

Yunanistan için hayati önemi olan AB'nin ikinci yardım paketi için yarın kritik gün. Hükümetin yeni tedbirlerine eleştirlerin geldiği basın, Atina'daki denetimcileri 'Kerberus' köpeklerine benzetildi.

Başbakan Papadimos'un son açıklaması, emekli maaşlarının azaltılmasıyla ilgiliydi.
ntvmsnbc ve Ajanslar

ATİNA - AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF'nin 130 milyar Eurluk yeni yardım paketinin onaylanması için öne sürdüğü talepler Yunan hükümetinin gündeminde.
Talep, harcamaların 325 milyon Euro ek kaynak yaratacak şekilde azaltılması olurken, hükümetin son hamlesi ise emekli maaşları oldu.
Başbakan Lukas Papadimos, dün gerçekleştirilen ve geç saatlere kadar süren olağanüstü bakanlar kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, yeni yardımın onaylanması için emekli maaşlarının azaltılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bu arada, Yunan medyasında çıkan haberlerde, hükümetin, yeni yardım paketinin onaylanması için 'Troyka' ile yeni ekonomik tedbirler içeren bir program konusunda anlaşmaya vardığı belirtildi.
Hükümetin 10 gün içerisinde 79 yasa ve kararname çıkarmayı kabul ettiği öne sürülen haberlerde, yeni tedbirlerin yanı sıra, AB Komisyonu'nun Atina'daki 80 kişilik denetim ekibinin en az üç yıl için 120 kişiye çıkarılması ve yetkilerinin artırılmasının da karara bağlandığı iddia edildi.
Haberlerde, hükümetin onaylanmak üzere parlamentoya getirmeye hazırlandığı yeni yasa ve kararnamelerin bazıları şöyle:

— Kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolu memur statüsünün (süreklilik) kaldırılması,
— işçi ve memur maaşlarıyla emekli maaşlarında, savunma harcamalarında ve kamu yatırımlarında yüzde 50'ye varan oranlarda kesintiler yapılması,
— toplu iş sözleşmelerinin iptal edilmesi, gelir vergilerinin artırılması,
— sosyal yardım kurumları birleştirilerek, zayıf gelirlilere yapılan yardımların iptal edilmesi ve sosyal sigortalıların hastane ve ilaç alımındaki harcamalara olan katkı payının artırılması...
"KERBERUSLAR ATİNA'YA GELİYOR" Diğer yandan yeni tedbirler Yunan basınında sert yorumlara neden oldu.
Haftalık To Vima gazetesi, Avrupa Komisyonu'nun yeni yardım karşılığında kabul ettirdiğini öne sürdüğü yeni koşulları "Troyka'dan Yunanistan'a takılan bir kelepçe" olarak değerlendirdi.
Ethnos gazetesi de, yeni yardım anlaşmasının "kan ve gözyaşları" arasında kabul edildiğini belirttiği haberinde, Komisyon'un Atina'daki denetim timlerini mitolojide, ölülerin bulunduğu yer altında bekçilik yapan üç başlı "Kerberus" köpeklerine benzetti.
1500 KİŞİ MEYDANDA Bu arada yüzlerce kişi yeni tasarruf önlemlerine tepki için parlamentonun bulunduğu Sintagma meydanında toplandı.

Meydana "Hepimiz Yunanız, Merkel ve Sarkozy ucubedir", "Açlık ve fakirliğin milliyeti yoktur" yazılı pankartlarla gelen göstericiler, "Bankacılar ve IMF'ye hayır" şeklinde sloganlar attı.
Bir grup fabrika işçisi ise ellerinde antik Yunan anıtlarını simgeleyen bir pankartla gelerek Yunanistan'ın, işçilerin mezarı haline geldiğini ifade etti.

'Kaddafi'nin sesi' susturuldu

'Kaddafi'nin sesi' susturuldu

Tunus ve Mısır'ın ardından Arap Baharı rüzgarları Libya'da esmeye başladığında devlet kanalında haber spikerliği yapan Hale Misrati, devrik lider Muammer Kaddafi'nin adeta sesi olmuştu. Kaddafi'nin devrilmesi sonrasında tutuklanan spiker Misrati'nin öldürüldüğü iddia edildi.



ntvmsnbc

Libya devlet televizyonunda haber spikerliği yapan Hale Misrati'yi dünya 2011 Ağustos ayında bir görüntüyle tanımıştı. Haber spikerliği yapan Misrati devlet televizyonu ekranına elinde bir silahla çıkmıştı. Libya'daki isyancılara ağza alınmayacak sözler söyledikten sonra genç spiker silahını havaya kaldırmış, "Ben bugün bu silahla ya öldüreceğim ya da öleceğim" demişti.
Misrati'nin ekrandaki bu görüntüsünden birkaç saat sonra isyancılar devlet televizyonunu ele geçirdi. O günden sonra Misrati'nin akibetiyle ilgili en ufak bir ipucuna rastlanmadı.
Suudi Arabistan'ın finanse ettiği El Arabiya televizyonu ise bugün yayınladığı haberde, Hale Misrati'nin öldürüldüğünü duyurdu. Ancak 'Kaddafi'nin sesi" olarak bilinen Misrati'nin o gün Libyalı muhalifler tarafından kurşuna dizilerek mi öldürüldüğü yoksa tutuklandıktan sonra cezaevinde mi öldürüldüğü kesin olarak bilinmiyor.
LİBYA'DA İŞKENCE DEVAM EDİYOR 
Misrati'nin akibetiyle ilgili şimdiye kadar Libya'daki geçiş hükümeti de bir açıklamada bulunmadı. İnsan hakları örgütleri, Kaddafi'nin devrilmesi sonrasında Libya'da işkencenin sona ermediğini, birçok Kaddafi taraftarının ölüm kamplarında direnişciler tarafından tutulduğunu belirtiyor.

OBEYDİ'YE 'FAHİŞE' DEMİŞTİ 
2008 yılında Libya devlet televizyonunda işe başlayan Hala Misrati, Libya'daki isyan boyunca devrik lider Kaddafi'yi ateşli bir şeklide savunmuştu.
Libya'daki ayaklanma sırasında Kaddafi askerlerinin kendisine tecavüz ettiğini belirterek dünya kamuoyunu günlerce meşgul eden İman El Obeydi'yi ekranlarda sert şekilde eleştiren Misrati, "yalancı" ve "fahişe" kelimelerini kullanmıştı.

Tekin: Yarın Başbakan ölse ne olcak?

Tekin: Yarın Başbakan ölse ne olcak?

Son MİT yasası kapsamında Başbakan Erdoğan'ın 'güvenceniz benim' sözünü hatırlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı, "Allah göstermesin ölseler, bir Neron gelse oraya otursa ne olacak bizim güvencemiz?" dedi.

AA

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ankara'da katıldığı bir toplantı öncesi gazetcilerin sorularını yanıtladı.
Tekin'e, Kemal Kılıçdaroğlu'nun vekillere atfen sarf ettiği ileri sürülen 'meyhaneye daha az gidin' sözleri soruldu.

''Aslında Türkiye'nin güncel, sorularıyla ilgili soru sormanızı beklerdim. Tabii ona da cevap vereceğim. Aslında cevap vermemiz gereken çok önemli sorunlar var" diyen Tekin, sözü MİT yasasına getirdi.
Tekin, "Seçimden hemen sonra Sayın Başbakan, AKP yetkilileri ve bakanların defalarca açıklamaları vardı. 'Hiç kimse korkmasın güvenceniz benim' çok sayıda isimlerin böyle beyanları vardı.

Şimdi, Sayın Başbakan ya da yetkililer 'sizin güvenceniziz' dediklerinde ben sormak istiyorum; kendinizi koruyamadınız, bizi mi koruyacaksınız. Böyle mi güvence olacaktınız sonuçta, bir hafta ringde dayak yemiş boksörler gibi, adeta evinizden çıkamadınız. Sonuçta, bir gece yarısı, bir kanunla kendinizi kurtarmaya çalışıyorsunuz, kurtaramayacaksınız. Dünyanın hiçbir yerinde...
Ben şunu beklerdim; o dönem Sayın Başbakan, bakanlar bu lafları ederken, basınımızdan medyamızdan demokrasiye inanmış yazarlarımızın bu ne demek yahu, dünyada iktidar güvencesi diye demokrasilerde böyle bir şey olur mu? Dünyada insanların, bireylerin güvencesi hukuktur, adalettir.
Allah uzun ömür versin sayın Başbakan'a, bakanlara, yetkililere yarın Allah göstermesin ölseler ne olacak? Bir Neron geldi, oraya oturdu. Ne olacak bizim güvencemiz? Bugün Türkiye'de yaşanan sorunların temeli de buradan kaynaklanıyor'' şeklinde konuştu.
WULF'UN İSTİFASI VE GÜL Tekin, Almanya Cumhurbaşkanı'nın istifasını işaret ederek, ''Almanya Cumhurbaşkanı'nın dünkü tavrı... Aynı gün iki cumhurbaşkanın tavırlarına bakın... Aynı gün, aynı tarih bir tanesi Almanya'da bir gazeteciyi tehdit ettiği için istifa etmek zorunda kaldı. Bir başka cumhurbaşkanı 15 saniye içinde karar imzaladı, gönderdi. İki farklı demokrasi, iki farkı hukuk'' dedi
BÜLENT ARINÇ'A YANIT Tekin, ''Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, 'CHP, MİT Kanununu Anayasa Mahkemesine götürsün' açıklaması oldu, nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Sayın Arınç, demeseydi biz götürmeyecektik canım... Bize akıl vermeyi bıraksınlar Türkiye'de demokrasiyi hukuku beraber işletelim. Bu düzen ne Arınç'a ne başbakana hiç kimseye yaramaz. Sonuç itibariyle daha dün güvence olacakları bir ortamda, bugün kendileri bile kendilerini kurtarma peşine düştüler.''
'EN DİNDAR VATANDAŞ'Tekin, bir gazetecinin ''Diyanet İşleri Başkanlığı en dindar vatandaşı seçeceği haberlerin nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine, ''Diyanetin böyle bir hata yapacağını zannetmiyorum. Kimin elinde öyle bir terazi var kimin ne kadar dindar olup olmadığını ölçecek. Eğer Diyanetin öyle bir yetkisi varsa iktidarın şu anda bakanları ve bakan çocuklarını bir ölçsün bakalım ne çıkacak. Öncelikle oradan başlasın'' diye konuştu.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama