"Erdoğan'a biat etmedim"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "AK Parti'de biat kültürü yoktur. Biat edecek bir insan varsa bunu benim Erbakan Hocaya yapmam lazımdı.Ama aklımdan bile geçmedi" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Merinos Atatürk Kongre ve
bu inançla çalıştık. Tek derdimiz partimiz, Osmangazi'de
"ERDOĞAN PAZARTESİ GÜNÜ BAKANLAR KURULUNA KATILACAK"
ARINÇ'TAN SEZER'E GÖNDERME
AK Parti kadrolarında kime ne görev verilinse olumlu karşılaması gerektiğini belirten Arınç, "Bize hangi görev verilirse inancımıza da odur. Verilmediği zaman da bağırılıp çağırılmaz. Burada ne yapılıyorsa 10 yıldır o yapılıyor. Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanıydı. Ayrılmak üzereydi. Onu çok seven gazeteleri bilirsiniz. 'Sezer siyasete atılacak' dediler. Bana sordular 'valla çok iyi olur' dedim. Keşke siyasete atılsa. Çünkü siyaset insanı eğitir. Siyaset insanı terbiye eder" dedi.
ARINÇ'TAN 'BİAT' ELEŞTİRİSİ
Refik Özen'in 'Bizler başbakanımıza biat etmiş insanlarız' demesini eleştiren Arınç, "Sistemi disiplin üzerine kurmak gerek. Birbirimize görev anlayışı üzerine kurmalıyız. Refik kardeşimin bütün sözlerine katılıyorum ama bir yanlışını düzeltmem lazım. Onu düzeltemezsem, kendisine ve AK Parti'ye zarar verir. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a biat ettiğini söylüyor. Biat kelimesi dini bir kavramdır. Biat kelimesini birileri için kullanabilirsiniz. Ama genel başkanı için kullanmamalı. Böyle bir
inanıyorsa bile kullanmamalı. Hakkımıza tüm davaların iddianamesinde Milli Selamet Partisi'nden bu yana kadar biliyorum. O zamanlar yeni doğmuş veya kısa pantolonlar duysun diye söylüyorum; biat kelimesi üzerine partiler kapatıldı. Refik kardeşim 'ben genel başkanımı çok seviyorum. O ne derse yaparım' diye düşünüyor. Refik bunu söylemek istedi. Biat anlamında kullanamayız" açıklamalarında bulundu.
"ERBAKAN HOCAYA BİAT ETMEDİM"
Erbakan hocaya karşı sevgi ve saygıyı asla kaybetmediğini belirten Arınç, "Biat edecek bir insan varsa Erbakan Hocaya yapmam lazımdı. 19 yaşındayken odalar birliğindeki mücadelesinde tanıdım. Yanına gittim ve hiçbir zaman ayrılmadım. Milli Selamet'i kurdu, koştum. 24 yaşında Manisa'da il başkanı oldum. Kapatıldı, yasaklı oldum. 'Refah kurulacak' dendi, koştum. Fazilet kapandı, 4 saat konuştum,daha sonra ayrıldım. Erbakan Hocaya biat ediyorlardı. Kendisine şunu söyledim, 'hocam çok seviyorum, ama davamı daha çok seviyorum. Davama hizmet ettiğin sürece senin arkandan gelirim. Öl dediğin yerde ölürüm. Çizgiden saparsan arkandan gelmem' dedim. 28 Şubat sürecine girdik. Bazı yanlışlıklar oldu. Sevgimi ve saygımı asla kaybetmedim. Ama biat etmek aklımdan bile geçmedi. Onuniçin Ben Recep Tayyip Erdoğan'a biat etmemiş bir adamım. Bizim partimizde biat kültürü yok" diye konuştu.
"GEREKİRSE GENEL MERKEZDE TELEFONLARA BAKARIM"
AK Parti'de herkesin her göreve girebileceğini belirten Arınç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ben meclis başkanıyken protokolde 10 adım öndeyim. Başbakanımıza, 'ben meclis başkanıyım ama sen benim genel başkanımsın. Ne emredersen görevim odur' dedim. 5 sene sonra ayrıldım. Kimse bana 'ayrıl' demedi. Kendisine gittim, 'Ben ayrıldım. Nerede bana hizmet düşüyorsa söyle. Gerekirse genel merkezin telefonlarına bakacak bir adama ihtiyaç varsa, ben orada hazırım' dedim. Hiç kimseye kırmak, gücenmek yok. Bizim tüzüğümüzde böyle yazıyor. Bizim yönetimimiz şudur. İl yönetim kurulu toplantılar karar
alacaklar. Ortaya başkan bir karar alacak. Herkes kendince doğru bildiğini söyler. 'Yapalım' diyen olur 'yapmayalım' diyen olur. Türkiye'nin en demokrat partisi; Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Yeri gelir kritik bir konuda gizi oylama yaparız. Yeri gelir herkes fikrini söyler. Başbakanımız not alır. Ondan sonra kararını açıklar. Ona göre karar verilir".
"HAYATTA EN ZOR İŞ SEÇMEKTİR"
Bursa'da son seçimlerde 181 aday adayı olduğunu, 18 adayın milletvekili olduğunu hatırlatan Arınç, "Hayatta en zor iş seçimdir. Kötünün içinde iyisini seçmek kolaydır. İyinin içinden en iyisini seçmek zordur. Eline kağıt versem herkesin birinci sıraya kendisini yazacağından eminim. Genel Merkez bunun için ne yapıyor. Bizim yaptığımız usul özgürlükçü ve demokrat. Bu adayları ilçe ve il teşkilatımız bir değerlendiriyor. Genel merkez kamuoyu yoklamaları yapıyor, 'kimi görmek istersiniz' diye soruyor.Herkes
aklına gelen ilk ismi söylesin diye. Sonra aday adaylarını çağırılıyor. Mülakat yapılıyor. Bir anketi dört defa tekrarladığımızı biliriz. Siz kendinize göre çok önemli bir insansınız. Oyu verecek olan kim; seçmenler. Seçmenlere de sormak lazım. Tabi bundan farklı olanlar da vardır" dedi.
"SİYASETİ KONUŞARAK VE ARAŞTIRARAK YAPACAĞIZ"
Alimlerin ve ariflerin mukayesesinden örnek veren Arınç, "Arif insan ne olduğunu hiç konuşmadan bilirmiş. Bu ikisinin arsında ne fark var. Gel, ben sana göstereyim. Bu gece bilginlerin toplantısı var. On kişi gelecek . Herkese soracaksın. Birinciye sormuşlar, size göre toplantının en bilgini kimmiş. 'Benden başka birisi olabilir mi' demiş. onuncusu da 'benden fazla bilgini yok' demiş. Başka bir yerde de ariflerin toplantısı var. Birinciye sormuşlar 'bu toplantıya gelen en arif zat kimdir'? 'Benden
sonraki' diyor adam. Şimdi onuncuya soruyorlar. Verdiği cevaba bak. 'Hepsi benden önce girdi'. Siz iyisiniz yine, Allah Faruk Çelik'e yardım etsin. Beyler siyaset kolay iş değil. Sonunda doğru ve yanlışbir karar çıkıyor. Benim söylediğim doğru diyor. Hangisi doğru bunlar. Mutlak doğruyu Allah bilir. Bizim inancımız da böyledir. Ama ortada bir karar çıkacak. Bir sonuca doğru gideceğiz. İnancımız açısından Allah'ın dediği doğrudur. Siyasette bunu nasıl yapacağız. Konuşacağız ve araştıracağız. Sonuçta
birileri karar verecek. O karara karşı beğenmemezlik etmeyeceğiz. Siz benden daha iyisiniz. Benim günahlarım sizden çok daha fazla . Ama bu sistemi böyle yürütmeye mecburuz. Bu sistem günün birinde en adil sonuçları verir" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ, BİR GRUBUN PARTİSİ DEĞİL"
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, Bursa'da hiçbir şeyin 9 yıl öncesi gibi olmadığını savunarak, "AK Parti sınırlı bir grubun partisi değildir; milletin partisidir. Hizmet aşkı ve motivasyon, istikrar bu anlayış üzerine gerçekleşti. Siyaset, hepimizin ortak yararına tek yol ve araçtır. Bu yolun titizlik ve sorumlulukla, yozlaştırılmadan yönetilmesi gerek. Bu dönemde demokrasi çok yönlü gelişiyor.Ekonomik kalkınma çok yönlü gelişiyor. Şehirler hızla dönüşüyor. Ülkemiz bölgesinde modern olmaya başladı.
Temel hak ve özgürlüklerde evrensel standartlara ulaştırılıyor. Bölgesinde güçlü ve etkisi hissedilenbir Türkiye'nin varlığı kabul ediliyor. Ülkemizin yakaladığı güven ve istikrar ortamı daha büyük değişimlere imza atacaktır" açıklamalarında bulundu.mynet