20 Şubat 2012 Pazartesi

İran'dan AB'ye yeni tehdit

İran'dan AB'ye yeni tehdit

Fransa ve İngiliz şirketlerine ham petrol satışını kestiğini dün açıklayan İran, bugün de diğer Avrupa Birliği üyesi ülkeleri tehdit etti.

ntvmsnbc

İran Petrol Bakan yardımcısı Ahmed Kalebani, Avrupa Birliği'nin ülkesine karşı düşman tutumunu sürdürmesi halinde İspanya, Hollanda, Yunanistan, Almanya, İtalya ve Portekiz'e petrol ihracatını durduracaklarını söyledi.
Aynı zamanda İran Ulusal Petrol Şirketi Başkanlığını da yapan Ahmed Kalebani, "Avrupa Birliği düşmanca hareketlerini bize karşı sürdürmeye devam ederse, bu ülkelere petrol ihracatımızı durdururuz" dedi.
İran'ın dün İngiliz ve Fransız şirketlerine petrol satışını durdurduğunu açıklamasının ardındandan Asya borsasında petrol fiyatları son dokuz ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
İran Petrol Bakanlığı 4 Şubat'ta yaptağı açıklamada Tahran'ın bazı Avrupa ülkelerine petrol ihracatını durduracağını duyurmuştu.
AB: 120 GÜNLÜK PETROL STOKUMUZ VAR 
Avrupa Birliği Komisyonu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, İran'ın ham petrol ihracatını durdurması halinde stoklarda bir sorun yaşamayacaklarını belirtmişti. AB'li yetkililer 120 günlük bir ham petrol stokuna sahip olduklarını vurgulamıştı.
Tahran yönetiminin nükleer programına karşı çıkan Avrupa Birliği 1 Temmuz tarihinden itibaren İran petrolüne ambargo uygulamayı kararlaştırmıştı.

Benzine 7 kuruş zam

Benzine 7 kuruş zam

Benzine ham petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle pompada litre başına 7 kuruş zam yapıldı.

ntvmsnbc ve Ajanslar

İSTANBUL - Ham petrol fiyatlarındaki artış benzine zam getirdi.
Petrol fiyatlarındaki artışa paralel olarak Türkiye'de benzinin litre fiyatına ortalama 7 kuruş zam yapıldı.
Bir sektör yetkilisi Reuters'a yaptığı açıklamada, "Ham petrol fiyatlarındaki artışa paralel olarak benzin fiyatlarına ortalama 7 kuruş civarında zam yapıldı. Bu da pompada vergili fiyatın yüzde 1.73 oranında artırılması anlamına geliyor. Motorin fiyatlarının da bu doğrultuda önümüzdeki günlerde artırılacağını düşünüyorum" dedi.

Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama

Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama


Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama


Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakması çağrısı yaptı.


Kuzey Irak’ın Erbil Kenti’nde gerçekleştirilen ’Mahabat Kürt Cumhuriyeti Anma Konferansı’nda, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 yıldır yapılması konuşulan ancak sürekli ertelenen ’Kürt Ulusal Konferansı’nı gündeme getirdi. Barzani, konferansın yapılması için PKK’nın iyi niyet gösterip silahlı mücadeleyi durdurması ve sorunun çözümü için artık siyaset ve diyalogu tercih ettiğini göstermesi gerektiğini söyledi. Demirtaş da, konferansın hayati önemde olduğunu ve artık ertelenmemesi gerektiğini savundu.
 
Kuzey Irak’ın Erbil Kenti’nde düzenlenen Mahabat Kürt Cumhuriyeti Anma Konferansı’na katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bölgesel Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 yıldır yapılması planlanan ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen Kürt Ulusal Konferansı’nı gündeme getirdi.
 
Yönetime yakın Peyamder adlı internet sitesinde yeralan habere göre konferansta konuşan Barzani, Kürdistan’ın dört parçasından davetlilerin katılımı ile Muhabat Cumhuriyeti Anma Konferansı yapabiliyorsa, Kürt Ulusal Konferansı’nın da bu yıl yapılabileceğini söyledi. Barzani şöyle konuştu: "Eğer PKK’nın iyi niyet gösterip savaşı durdurarak barış için siyaset yapma ihtimali varsa, bu yıl her parça Kürdistan’dan davetliler ile Kürdistan Ulusal Konferansı yapılabilir. Bu konferansta, Kürtler dünyaya ve komşu devletlere çalışmalarını siyaset ve diyalog üzerine kurduklarını söyleyecek ve PKK da silahlı mücadeleyi bırakacak" dedi.
 
DEMİRTAŞ: KONFERANS YAPILMALI
 
Daha sonra kürsüye gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtçe’nin Kurmanci lehçesini iyi konuşamadığını, ana dilinin Zazaca olduğunu belirterek, ilk kez hazırladığı metinden Kürtçe konuştu. Suriye’deki gelişmelere değinen ve buradaki Kürtlere destek olunması gerektiğini söyleyen Demirtaş şunları şöyle dedi: "Tüm Kürt hareketleri ve temsilcileri bu sorumlulukla hareket etmeli ve tarihin üzerine farz kıldığı bu sorumluluğu yerine getirmelidir. Bunun için bir an önce ulusal konferans yapılmalı ve bir daha ertelenmemelidir. Bu bizim birliğimiz için hayati önemdedir. Tüm Kürdistan halkı için başarılar diliyorum ve bu konferansın Kürt ulusal birliğine destek ve vesile olmasını diliyorum."
 
DHA

'11 kişiyi öldüren bombacıyı, "MİT'çi" diye..

'11 kişiyi öldüren bombacıyı, "MİT'çi" diye..


'11 kişiyi öldüren bombacıyı, "MİT'çi" diye..


MİT-Emniyet çekişmesi iddialarını Batman eski Valisi Salih Şarman’ın açıklamaları yeni bir boyut kazandırdı.


MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın KCK’ya yönelik soruşturma çerçevesinde şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasıyla ortaya çıkan MİT-Emniyet çekişmesi iddialarını Batman eski Valisi Salih Şarman’ın açıklamaları yeni bir boyut kazandırdı.
 
11 kişiyi öldüren bombacıyı, MİT muhbiri diye elimden aldılar" diyen Şarman’ın Aksiyon Dergisi’ndeki açıklamaları, son dönemde PKK-KCK operasyonlarında MİT muhbirlerinin yakalandığı iddialarıyla paralellik taşıyor. Şarman, Batman’da valilik yaptığı döneme ilişkin bir olayla ilgili bilgi verirken, "Bombayı koyan MİT elemanıydı. Polis olayı çözdü. Ama, kurumlar arasında çatışma çıktı. Baskılardan şahsı teslim ettim" şeklindeki sözleri dikkat çekti. Terörün en yoğun yaşandığı 1993 yılında Batman’a vali olarak atan emekli Vali Şarman, görevli olduğu şehirde terörle mücadeleye karşı proje hazırladığını ve dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e sunduğunu ve projenin de kabul gördüğünü kaydetti.
 
Valiliği süresince yaşadıklarını anlatan Şarman, "Koruculuk sistemini kabul edenlere özel cezalandırma operasyonu yapılıyordu. Batman merkezine yakın bir köyümüz uzun süre korucu olmamak için direndi. PKK, imamını öldürdü. Gittik anlattık, 20 kişiye silah verdik. Bir hafta sonra şehir merkezinden o köye kalkan minibüslerin durağını TNT kalıplarıyla patlattılar. 11 kişi öldü o olayda. Kolları, bacakları bahçelerden topladık. 5 dakika sonra patlasaydı en az 50 ilkokul çocuğu ölecekti, çünkü okul dağılacaktı" değerlendirmesinde bulundu.
 
-"MİT ‘BİZİM ELEMANIMIZ’ DİYE DEVREYE GİRDİ, CİDDİ GERGİNLİK OLDU"-
 
Vali Şarman, minibüs durağına bomba koyan kişiye ulaşıldığını, 11 korucunun öldüğü minibüs durağı saldırısıyla ilgili teknik takibe yakalanan kişinin şifreli konuştuğunu ancak bu konuşmanın çok kapalı olmadığını ve şüphe üzerine bu kişinin evinden alındığının altını çizdi. Şarman, saldırıya yönelik şüphelenilen kişinin gözaltına alınmasının kurumlar arasında gerginliğe neden olduğunu kaydederek, OHAL Valisi Ünal Erkan’ın, kendisini aradığını, Diyarbakır’dan ‘konuyla ilgilenmek üzere’ Batman’a geldiğini söyledi. Şarman, "O olayda kimseyi evine yollamadım, bir kişi teknik takibe yakalandı. Alındı, fakat MİT ‘bizim elemanımız’ diye devreye girdi. Bayağı ciddi gerginlik oldu. Ünal Erkan kalkıp Diyarbakır’dan geldi. Toplantılar yapıldı. Konuyu devrettim" diye konuştu. Şarman’ın, "Aldığınız kişinin rolü neydi" sorusuna verdiği "Olayın faili olarak alındı. Öyle rastgele alınmadı. MİT’in elemanı, ama kadrolu değildi. Terör örgütünün eline malzeme vermemek için MİT muhbirini teslim ettim" yanıtı, terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlarda Emniyet ile MİT arasındaki çekişmeye dikkat çekti. Şarman, görev yaptığı 1993-1997 yılları arasında MİT’in, kendisine ciddi istihbarat vermediğinin de altını çizdi.
 
-"PKK SADAKAT TESTİ YAPAN"-
 
PKK’nın içine giren yeni isimleri sadakat testine tabi tuttuğunu ifade eden Şarman, "PKK ‘git ananı vur’ der. Bunu yaptırdıkları çok insan vardır. Gözünü kırpmadan vurursa kabul görür. Aralarına alırlar, eylem boyunca takip ederler. Ateş ederken havaya mı ediyor, rapor verirler. Ona göre karar verir. İstihbarat örgütlerinin suça karışmaması mümkün değil. Bir MİT ajanı PKK’nın içine girdi, ‘Hadi bakalım, şuradan askeri servisler geçiyor. Al uzaktan kumanda, bunu patlatacaksın.’ Yanlış patlattı, gelmeden patlattı. Öldürürler" dedi.
 
ANKA

Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılıyor

Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılıyor


Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılıyor


Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin, kısa sürede yasalaşması planlanıyor.


TBMM (A.A) - AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ve bazı milletvekillerinin, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını içeren yasa teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklif, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı kanunlarda değişiklik yapıyor. Teklif, zorunlu eğitimin (4 4 4) şeklinde uygulanmasını içeriyor.
25 maddeden oluşan teklifte, üniversite sınavlarında uygulanan katsayıya ilişkin düzenleme yer alıyor. Teklif, Rize Üniversitesinin adının "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi", Kayseri Abdullah Gül Üniversitesinin adının ise "Abdullah Gül Üniversitesi" olarak değiştirilmesi, ayrıca FATİH Projesi ile ilgili düzenlemeleri de kapsıyor.
Yasa teklifi, 23 Şubat Perşembe günü TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülecek.
Teklifin, gelecek hafta TBMM Genel Kurulunda ele alınarak yasalaştırılması planlanıyor.mynet

Bir yılda 3 bin 866 organ nakli yapıldı

Bir yılda 3 bin 866 organ nakli yapıldı

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, kalp kapakçığı ve ince bağırsak dahil toplam 3 bin 866 organ nakli gerçekleştirildi.

AA

ANKARA - Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, Türkiye'de organ nakli için çok sayıda kişinin sıra beklediğini, organ naklinin bu hastalar için ''yaşam umudu'' olduğunu söyledi.
Herkesin bir gün kendisi ya da yakını için organa ihtiyaç duyabileceğini unutmadan hareket etmesi gerektiğini belirten Kapuağası, özellikle beyin ölümü tanısı alan hastalar için tıbben yapılacak bir şey olmadığını, ancak organ bağışı ile başka insanlara yaşam şansı verilebileceğini vurguladı.
Kapuağası, kadavradan ve canlıdan yapılan nakil sayılarının her geçen yıl artmasına karşın, hala çok sayıda kişinin, organ beklerken yaşamını yitirdiğini ya da kalitesiz hayat sürmek zorunda kaldığını dile getirdi.
20 BİN 315 KİŞİ ORGAN NAKLİ İÇİN SIRADA 2002-2012 (Ocak) tarihleri arasında canlı ve kadavra nakil istatistiklerine göre, 2002'de 550 olan böbrek nakil sayısı 2005'te 926'ya, 2008'de bin 665'e, 2009'da 2 bin 362'ye ve 2011'de 2 bin 849'a çıktığını bildiren Kapuağası, şunları kaydetti:
''2002'de 159 olan karaciğer nakil sayısı 2005'te 324'e, 2008'de 602'ye, 2011'de 892'ye; 2002'de 20 olan kalp nakli 2005'te 36'ya, 2008'de 50'ye ve 2011'de 93'e yükseldi. 2002 yılında 15 olan kalp kapakçığı nakil sayısı 2005'te 19, 2008'de 29 olurken 2011'de bire düştü. 2002'de hiç yapılmayan akciğer nakil sayısı 2005'te 1 ve 2011 yılında 6 oldu. 2005 yılında 13 olan pankreas nakil sayısı da 2008'de 10 ve 2011'de 24 olarak gerçekleşti. 2002 yılında bir olarak belirtilen ince bağırsak nakil sayısı da 2008'de 3 olurken 2011'de bire düştü.
2011 yılı toplam verilere bakıldığında 2 bin 849 böbrek nakil yapıldı, 18 bin 128 kişi sıra bekliyor. Bin 707 kişi karaciğer nakli için sırada bekliyor ve 892 kişiye nakil gerçekleştirildi. 262 kişi kalp için sırada ve 93 kişiye nakil yapıldı. Akciğer nakli için 8 kişi sırada bulunuyor ve 6 kişiye nakil yapıldı. Toplam 206 kişi pankreas için sıra bekliyor ve 24 kişiye nakil gerçekleştirildi. Toplam 3 kişi kalp kapakçığı ve bir kişi ince bağırsak için sıra beklerken, geçtiğimiz yıl birer kişiye bu nakiller yapıldı.''
''NAKİLLERDE VATANDAŞTAN PARA ALINAMAZ''Organ nakil merkezlerinin denetim altında olduğunu, tüm kayıtlarının incelendiğini ve hastaların takip edildiğini belirten Kapuağası, ''Biz, vatandaşa eziyet çektirilmesini istemiyoruz. Merkezler, nakillerde vatandaştan kesinlikle para alamaz'' dedi.
Kapuağası, Türkiye'de nakil olmamış bir diyaliz hastasının yıllık maliyetinin 23-25 bin dolar tuttuğuna dikkati çekerek, ''Aynı hasta böbrek nakli olduğunda birinci yıl devlete maliyeti 25 bin dolar, ikinci yıl bu rakam yarıya, üçüncü yıl ise üçte birine düşüyor. Daha sonra da yıllık 5-6 bin dolar tutan bir maliyete iniyor'' diye konuştu.
Türkiye'de 55 bin hastanın diyalize girdiğini ifade eden Kapuağası, hastaların tedavilerinin devlete maliyetinin yüksek rakamlara mal olduğunu söyledi. Nakillerin dış ülkelerde yapılmasını da istemediklerini, operasyonların Türk hekimleri tarafından ülkede yapılmasını arzu ettiklerini dile getiren Kapuağası, ''Bir akciğer nakli için bana SGK'dan 'Akciğer nakli için gönderilen hastanın tedavisi için 300 bin Avro'nun altına imza atıyoruz' denildi. Bu sadece, hasta için ödenen para. Tedavi süresince harcanan para çok daha fazla oluyor'' dedi.
YENİ AKCİĞER NAKİL MERKEZLERİ AÇILACAKKapuağası, ABD ve Avusturya'ya bu yıl akciğer nakli konusunda eğitim için hekimler gönderdiklerini ve Türkiye'de de üniversitelerle görüşerek akciğer nakil merkezi açmaları konusunda teşvikte bulunduklarını belirtti.
''Şimdi Ege'de akciğer merkezi açtık, Akdeniz Üniversitesi de sırada'' diyen Kapuağası, Marmara Üniversitesi ile GATA'da da akciğer nakil merkezlerinin açılacağını, Yüksek İhtisas Hastanesinin de başvuruda bulunacağını söyledi. Kapuağası, kalp nakil merkezleri açısından bir sıkıntı bulunmadığını da sözlerine ekledi.

'İran'ı Türkiye ve Çin kurtarıyor'

'İran'ı Türkiye ve Çin kurtarıyor'

Nükleer programından dolayı Birleşmiş Milletler'in ekonomik yaptırım uyguladığı İran'a, Türkiye ve Çin'in gizli mali yardım sağladıkları iddia edildi.



BBC Türkçe

İngiliz Daily Telegraph gazetesinin Batılı güvenlik yetkililerine dayandırılarak verdiği haberde, BM'nin nükleer programıyla ilgili uyguladığı yaptırımlardan kurtarmak için Türkiye ve Çin'in İran adına bankacılık faaliyetleri yaptığını yazdı.
Batılı güvenlik yetkilileri, İran Merkez Bankası'nın, ülkenin ekonomisini ayakta tutmak için Çin ve Türkiye'de çok sayıda finansal kurumu kendi çıkarları için kullandığını belirtti.
'KANITLAR VAR'Gazete, ABD Hazine Bakanlığı yetkililerinin Türkiye'den Almanya bankalarına yapılan çok sayıda işlemin, gerçekte Tahran tarafından kontrol edildiği yönünde kanıt buldukları bilgisine yer verdi. Çin'in de İran'dan satın aldığı petrol karşılığında ödemesi gereken parayı İran adına ihtiyaç duyulan malları almak için kullandığı belirtildi.
Gazete ayrıca, Avrupa ile sıkı ticari ilişkilere sahip Türkiye'nin Tahran’la da diplomatik ilişkilerini iyi tuttuğuna vurgu yaptı.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama