9 Aralık 2011 Cuma

El Kaide bankalara el attı

El Kaide bankalara el attı





El Kaide bankalara el attı.
Filmlere taş çıkartacak operasyon, El Kaide militanlarının bir tekstilcinin banka hesabını boşaltmasıyla ortaya çıktı. 











Laleli'de tekstil işiyle uğraşan Mardinli işadamı A.C, bir bankanın Beyazıt şubesindeki hesabında bulunan 3.5 milyon dolarına uzun süre dokunmadı. İşadamı, geçen temmuzda parasının bir bölümünü çekmek için oğlunu şubeye gönderdi. Banka memuru, A.C.'nin hesabında hiç para olmadığını gördü. Hesabının boşaltıldığını anlayan işadamı bankadan şikayetçi oldu. Banka dolandırıcılıkla ilgili müfettiş görevlendirdi. Müfettişler, A.C.'nin hesaplarındaki oynamaları tek tek inceledi. Bankada görevli Hatice I. ve Engin I.'nın şifreleriyle A.C.'nin hesabına girdiğini ve kimlik bilgilerinin bulunduğu sayfayı kopyaladığını tespit etti. Devreye giren mali polis, banka görevlilerini sorguladı. Şüpheliler ifadelerinin ardından serbest kaldı ancak polis işin peşini bırakmadı ve telefon irtibatlarını tespit etti ve Osman Ş. ile dolandırıcılığın yapıldığı tarihlerde sık sık görüştüklerini belirledi. Polis bu sırada dolandırıcılığın El Kaide militanı Faruk Ersoy ve Tarkan Dolunay'ca yapıldığını öne süren bir ihbar mektubu aldı. Terörle Mücadele Şubesi, Dolunay ve Ersoy'un El-Kaide militanı olduğunu doğrulayınca olayın boyutu değişti. Militan Ersoy'un, örgüte para sağlamak için örgüt üyesi Erdal Uçkan'la irtibata geçtiği belirlendi. Uçkan'ın arkadaşı Osman Ş.'ye konuyu anlattığı ve onun da tanıdığı bankacılar Hatice İ. ve Engin I.'la görüştüğü tespit edildi. Osman Ş.'nin iki bankacıya arkadaşlarına bazı bilgiler vermeleri karşılığında 5 bin ile 10 bin lira arasında para ödediği belirlendi.

ALTIN ALIP KAYIPLARA KARIŞTILAR

2 banka çalışanından kimlik bilgilerini alan El Kaide üyesi Dolunay ve Ersoy, A.C.'nin kimlik bilgileriyle sahte kimlik çıkarttı ve Sakarya'da iki ayrı bankada A.C. adına hesap açtırdı. A.C.'nin hesabında bulunan 3.5 milyon doları (dönemin kuruyla 4 milyon 700 bin lira) 2 ay içinde bu hesaplara aktardılar. Militanlar bu hesapları da bazen ATM'lerden para çekerek, bazen de kuyumculardan altın alarak erittiler ve paranın izini kaybettirdiler. Mali polis bir yıl süren çalışmanın ardından geçtiğimiz ay ikinci operasyonu başlattı. Baskınlarda bankacı Hatice I, Engin I ve aracılık eden Osman Ş. olaya karışan Zekayi S. tutuklandı. Sahte kimlikle izlerini kaybettiren El-Kaide militanları Tarkan Dolunay, Faruk Ersoy, Erdal Uçkan ve 5 kişi ise aranıyor.(aksam)

AB'den Rumlar'a destek Türkiye'ye uyarı

AB'den Rumlar'a destek Türkiye'ye uyarı



AB'den Rumlar'a destek Türkiye'ye uyarı.
Kıbrıs Rum Kesimi'nin bütün taleplerini karşılayan Avrupa Birliği, zirve taslak bildirisine bir destek mesajı daha ekledi. 















AB Zirvesi taslak sonuç bildirisine, son dakikada Türkiye adı zikredilmeden, "AB partnerleri AB Dönem Başkanlıklarını kabul etmelidir" cümlesi eklendi.

Türkiye, AB liderler Zivesi taslak sonuç bildirisinde adı zikredilmeden Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB Dönem Başkanlığı konusunda uyarıldı.

AB Haber’e göre, AB liderler zirvesi taslak sonuç bildirisinin 17. paragrafına son anda "AB partnerleri AB Dönem Başkanlıklarını kabul etmelidir" cümlesi eklendi.

Sonuç bildirisinde ayrıca, AB liderleri 5 Aralık AB Dışişleri Bakanları kararlarına da atıfta bulunuldu.

Türkiye, Rum kesiminin 1 Temmuz 2012’de AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesi halinde başkanlıkla ilişkilerini donduracağını açıklamıştı.( Rumlara desteğini en üst düzeyde bir defa daha teyit eden AB, Türkiye'yi de isim zikretmeden tekrar uyardı.

AB liderleri, hafta başında Türkiye'yi ikaz edip, Rumları kuvvetle destekleyen dışişleri bakanlarının kararlarına ilaveten bir tavır daha aldı.

Birkaç saat içinde neticelenmesi beklenen AB Zirvesi'ne yapılan bir ekle, isim verilmeden Türkiye'ye Rumların dönem başkanlığına "saygılı ol" mesaji veriliyor. Henüz taslak olan metinde şöyle deniyor:

"AB Konseyi, anlaşmalardan doğan ve Birlik'in temel kurumsal özelliklerinden olan dönem başkanlığına tam olarak saygı duyulması için bütün ortaklarına çağrı yapar."

-AP SOSYALİST GRUP BAŞKANI SCHULZ: "TÜRKİYE’NİN KIBRIS TEHDİTLERİ KABUL EDİLEMEZ"

AP Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, Rum lider Hristofyas ile bir araya gelirken, AB üyesi olmak isteyen bir ülkenin, AB üyesi bir devleti tehdit ettiğini bunun ise kabul edilemez olduğunu söyledi.

AP ÜYELERİNDEN ARNAVUTLUK´A DA ’REFORMLARA HIZ VERMELİSİNİZ’ MESAJI

AVRUPA Parlamentosu (AP) üyeleri, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan konuklar Arnavutluk’a, ’reformlara hız vermesi gerektiği’ mesajını verdi.

Avrupa Parlamento üyesi Victor Boshtinaro çok açık ve net konuştu. Avrupa Birliği yolunda ilerlemenin engellenmesinde iki büyük siyasi partinin sorumlu olduğunu söyledi. Boshtinaro, "2012 yılı son şansınız olabilir, entegre olma şansınızı kaybetmeyiniz. Aday statüsü alabilmek için reformlara hız vererek başarılı olmalısınız. Sonsuz siyasi çekişmelerle bütünleşme süreciyle oynamayın, Arnavutluk için son bir şanstır ya bu statüyü kazanacak ya da son şansını kaybedecek" dedi.

Toplantıda konuşan Eduard Kukan, Arnavutluk’un siyasi çıkmaz nedeniyle entegrasyon süreci yarışında çok fazla zaman kaybettiğini ve adaylık statüsü almamasının nedeni de bu olduğunu söyleyerek, "Tiran pozitif sinyaller vermiştir. Şimdi Arnavutluk’un kazanma zamanıdır. Siyasi bir çıkmazdan sonra Parlamentoda partiler arası olumlu gelişme var ve reformlar için projeler geliştirilir" dedi.

Viyana'da İsrail gerilimi

Viyana'da İsrail gerilimi.

Viyana'da düzenlenen Dünya Siyaset Konferansı'na Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak arasındaki gerilim damgasını vurdu. Gül, konferansın başlangıcındaki ''Aile Fotoğrafı'' çekiminde yer almadı.

AA

VİYANA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fisher'in 4. Dünya Siyaset Konferansı'na katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verdiği yemekte, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın da yer alacağının öğrenilmesi üzerine katılmadı.
Gül, konferansın başlangıcındaki ''Aile Fotoğrafı'' çekiminde de aynı nedenle yer almadı.
İsrail'in, ''Mavi Marmara'' gemisine düzenlediği baskından sonra Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yaşanan soğukluk Viyana'da da hissedildi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Viyana'daki programında, Avusturya Cumhurbaşkanı Fisher'in 4. Dünya Siyaset Konferansı'na katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna verdiği yemek de bulunuyordu. Yemeğe katılım listesi, Türk yetkililerin günler öncesinden istemesine rağmen dün akşam iletildi ve yemeğe İsrail Savunma Bakanı Barak'ın da davetli olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine, Cumhurbaşkanı Gül, bugünkü öğle yemeğine katılmaktan vazgeçti ve Viyana'da Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir semtte Cuma namazına gitti.
Konferans öncesinde yine konuk devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla yapılacak aile fotoğrafı çekimine Ehud Barak da katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, fotoğraf çekimine katılmayarak İsrailli Bakan ile aynı karede yer almadı.
Barak ve beraberindeki İsrailli heyet ise Cumhurbaşkanı Gül'ün, konferansın açılışında yaptığı konuşmadan önce salondan ayrıldı.

'Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır'

'Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresiyle ilgili tartışmalara ilişkin, ''Bana göre Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır. Bu benim şahsi görüşüm'' dedi.

AA

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Başbakanlık, MİT, MGK Genel Sekreterliği’nin 2012 yılı bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorusunu yanıtladı.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun ''Belki ben de Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum. Mevcut Cumhurbaşkanının görev süresi nedir? Hazırlık süresi geçirmem gerekiyor, aksi halde haksız rekabete neden oluyorsunuz'' şeklindeki sorusu üzerine Bozdağ, Anayasanın ilgili maddesinde yapılan değişiklikten sonra Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini hatırlattı.
Mevcut Cumhurbaşkanının eski hukuka göre seçildiğini ifade eden Bozdağ, görev süresine ilişkin tartışmaları ortadan kaldıracak bir geçiş hükmünün de bulunmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin Anayasa hukukçularının bir kısmının 5 yıl, diğer bir kısmının da 7 yıl olduğu konusunda görüşlerinin bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:
''Her iki tarafın tartışmalarında da haklılık payları var. Bakanlar Kurulunda bu konuyla ilgili herhangi bir görüşme kesinlikle yapılmamıştır. Bu konuya dair Hükümetin oluşturduğu bir görüşü sözkonusu değildir. Bu konu Hükümette görüşülerek, 'şudur budur' şeklinde bir görüşün oluşturulduğu konu değildir. Bu konu Meclisin takdirinde olan bir konudur. Eğer Meclis çıkaracağı bir yasayla geçiş hükmü koyduğu takdirde ona göre hareket edilir. Cumhurbaşkanı eski hukuka göre seçildi. Böyle bir durumda bu geçiş hükmüyle belirlenebilir. Bu konuda kanun çıkarma, hüküm koyma yetkisi parlamentodadır.
Bana göre Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır. Şahsi görüşümdür. Eğer 5 yıl kabul ederseniz, Cumhurbaşkanını görevden almanın yolunu açarsınız. Parlamentolar gelir, çoğunluk elinde olur, Cumhurbaşkanının görev süresini her zaman öne çekebilirler. Böylelikle Cumhurbaşkanını görevden alabilirler. Bu benim şahsi görüşüm. Kabul edersiniz, etmezsiniz.''
'TERÖRLE MÜCADELE MİT'İN GÖREVLERİ ARASINDA'
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın, ''Oslo'daki görüşmelerle ilgili Hakan Fidan'ı hangi tarihte İmralı'ya gönderdiniz? Dönünce nasıl bir rapor verdi?'' sorusunu yanıtlarken, MİT'in, ülkenin güvenliği ve huzurunun sağlanmasına ilişkin olarak, yasanın kendisine verdiği görevleri yaptığını belirtti.
Bozdağ, ''Terörle mücadele MİT'in görevleri arasındadır. Onunla ilgili alanlarda olandan bitenden haberiniz olacak. Teşkilat, ülke güvenliği açısından gerekli olanları yasanın çizdiği sınırlar içerisinde yapacaktır, yapmaya devam edecektir. Bu konuda bir protokol kesinlikle yoktur. Bunu hem Sayın Başbakan hem de Hükümet defalarca yalanlamıştır'' diye konuştu.

El Kaide Meclis'i vuracaktı!

El Kaide Meclis'i vuracaktı!


El Kaide Meclis'i vuracaktı!


Terör örgütü El Kaide üyesi 11 kişinin TBMM'yi ve Ankara'daki kiliseleri vurmak için hedef aldıkları ortaya çıktı


ABD Büyükelçiliği’ne saldırmak için Ankara’nın Sincan İlçesi’nde kiraladıkları dubleks evde 700 kg patlayıcı madde ile yakalanan El Kaide üyeleri hakkındaki iddianame tamamlandı. 
 
TBMM HEDEF ALINDI
50 sayfalık iddianamede, örgüt üyelerinin, Türkiye’yi ‘Dar-ül Harp’ (savaş bölgesi), yöneticileri ‘Mürted’ (İslamiyet’i terk edip, eski dinine ya da başka dine geçen) ve devleti ‘Tağut’ (şeytan) olarak tanımladıkları ve TBMM’yi hedef aldıkları ortaya çıktı.
 
SİNCAN'DA EĞİTİM ALDILAR
Örgüt üyelerinin Sincan’daki evde kalaşnikoflu eğitim aldıkları ve bu eğitimi CD’lere kaydettikleri öğrenildi. Ankara dışında ikâmet eden ve oğlunun El Kaide tarafından kaçırıldığını iddia eden bir kişinin ihbarıyla başlayan soruşturmada polis, örgütün ABD Büyükelçiliği’ne saldırı için tüm hazırlıklarını tamamladığını saptadı. Bunun üzerine Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı ekipler, 14 Temmuz 2011 tarihinde Bursa’dan eylem yapmak üzere Ankara’ya geldikleri saptanan örgüt üyelerin kaldığı Sincan Törekent’teki dubleks daireye baskın düzenledi. 
 
700 KG PATLAYICI MADDE ELE GEÇTİ
Evde yapılan aramada 700 kg patlayıcı madde, 70 kg çivi, 7 CD, örgüt tarafından illegal yolla hazırlanmış bir kitap, ajanda ve çok sayıda doküman ele geçirildi. 7 CD’nin içeriğine ilişkin çözümlemeleri yaptıran savcılık, CD’lerden birinde Sincan’daki dubleks evde kalaşnikof eğitimi yapıldığını ve bunun kameraya kaydedildiğini saptadı.
 
'TÜRKİYE'YE SAVAŞ AÇMAK DAHA HAYIRLI!' 
Ankara Özel Yetkili Savcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan 50 sayfalık iddianamede önemli bilgiler yer aldı. Evde çıkan dokümanlarda örgüt üyelerinin Türkiye’yi ‘Dar-ül harp’, hükümet yöneticilerini ‘Mürted’, devleti ise ‘Tağut’ olarak tanımladıkları öğrenildi. Başka bir notta ise Türkiye’ye savaş açılmasının ABD ve diğer ülkelere savaş açmaktan daha hayırlı olduğu ve cihada önce Türkiye’den başlanması gerektiği yönünde ifadeler yer aldı.
 
MECLİS VE KİLİSELER BOMBALANACAKTI
Örgüt üyelerinde bulunan kroki ve notlar, El Kaide’nin Meclis’e ve Ankara’daki tüm kiliselere yönelik eylem hazırlığı içinde olduğunu ortaya koydu. Deşifre edilen CD’ler ve krokilere göre militanlar yakalanmasaydı, Meclis ve Ankara’daki kiliseler bombalanacaktı. Bir başka notta ise kiliselerde görev yapan din adamlarının isimleri ve ev adreslerinin yer aldığı liste de bulundu.
 
ÖRGÜTÜN YASAKLARI
Taraf'ın haberine göre, “Örgüt yöneticisi olmak”tan tutuklanan 11 El Kaide üyesinin, yakın çevresine, “askere gitmeyin, Türk mahkemelerini tanımayın, çocuklarınızı okula göndermeyin, Diyanet tarafından görevlendirilen imamların ardında namaz kılmayın, seçimlerde oy kullanmayan” şeklinde talimatlar verdiği, uymayanları ise cezalandırdığı ortaya çıktı. 
 
'SORGUDA SAKİN OLUN'
El Kaide’nin Afganistan’da bulunan yöneticileri ile internet üzerinden haberleştikleri belirlenen militanlara ait ajandada, “yakalandığınız takdirde sorguda rahat bir tavır içerisinde olun, suçlamaları makul cevaplar vererek kabul etmeyin. Cemaat ile ilgili bilgi vermeyin” şeklinde notlar ele geçirildi.mynet

F.Bahçe, G.Saray'a para teklif etmiş!





F.Bahçe, G.Saray'a para teklif etmiş!


İddianameye göre, FenerbahçeGalatasaray'a para teklif etti. İşte o bölüm...


Şike İddianamesine göre; dinlemeye takılan konuşmalarda Aziz Yıldırım'ın Şekip Mosturoğlu vasıtasıyla Adnan Sezgin'e ulaşıp, Galatasaray'ın Trabzonspor'u yenmesi için para teklif ettiği görülüyor. Ayrıca Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşması öncesi futbolcu Barış Özbek'e ulaşılmaya çalışıldığı belirtiliyor.

Hopa davasında 22 tahliye

Hopa davasında 22 tahliye


Hopa davasında 22 tahliye.

Ankara'daki Hopa gösterileriyle ilgili olarak 28 kişi hakkında açılan davada, 22 tutuklu sanığın tamamının tahliyesine karar verildi.


Duruşma öncesinde adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Emniyet birimleri adliye binasının dört bir yanına demir bariyerler çekti. Adliye çevresinde park halindeki araçlar kaldırılırken, adliyenin otoparkına araç girişi güvenlik önlemleri altında yapıldı.

Giriş çıkışların yapıldığı tüm kapılardan diğer vatandaşlar ve adliye personeli de üst araması ve kimlik kontrolü sonrasında ancak adliye binasına alındı.

Tutuklamaları protesto eden çok sayıda kişi, adliye önünde slogan atarak bekledi.

Binlerce kişi 'Metin Lokumcu onurumuzdur', 'Her yer Hopa, her yer direniş', 'Direne direne kazanacağız' şeklinde slogan atıyor. Pankartlar açan ve sanıkların fotoğraflarını taşıyan grup, tutuklu sanıkların serbest bırakılmasını istedi.

Adliye önünde bekleyen binlerce kişiye destek verenler arasında CHP'li ve BDP'li milletvekilleri de vardı. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, burada yaptığı kısa konuşmada, “Zalimin zulmüne direnmek eşkiyalıksa bu bizim taşıyacağımız en büyük onurdur. Bugün bu yargılama bitecek, çocuklarımızı alıp gideceğiz” dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Türkiye'de özgürlük, adalet, kardeşliğin yok edilmeye çalışıldığını ileri sürerek, haksızlığı, halkın güç birliğinin giderebileceğini söyledi. “Özel yetkili mahkemelerin de Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi tarihin çöplüğüne atılacağını” ifade eden Kaplan, “Darbeler hukuku sürüyor. Siz adaletin simgesi değil, adaletsizliğin simgesi oldunuz. Bu halk bir gün bunun hesabını sorar” dedi.

CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın da yaptığı açıklamada, mahkemelerin eleştiri hakkını kullananları “eşkiya” olarak nitelemeyeceğine inanmak istediklerini belirterek, “adalete güveniyor, yargı bağımsızlığına inanıyoruz, bağımsız yargımızın demokrasinin en büyük teminatı olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Görevsizlik talebine ret

Mahkeme heyeti savunma avukatlarının görevsizlik talepleri reddedildi.

Mahkemenin görevsizlik talebini reddetmesini değerlendiren CHP’li İsa Gök, “Dünyanın neresinde eylem yapan biri için 25 yıl ceza isteniyor? Bu demokrasinin insan haklarının bittiğinin göstergesidir. Heyet içeriye gitti geldi, dört dakikada görevsizlik itirazını reddetti. Bu önceden alınmış bir karardır. Ağır Ceza Mahkemesi kendisini yetkili buldu. Pankart açana, 3 slogan atana 25 yıl ceza nasıl dersiniz. Bunların hepsi öğrenci. O zaman kimse slogan atamayacak. Memurlara sesleniyorum aman sakın ‘maaşımız az’ demeyin. İşsizler ‘sendikalı olmak istiyoruz’ demesin. Cezası 25 yıl" diye konuştu.

Hakim, katibe kızdı: "Lenin ya! Bilmiyor musun Lenin'i"

Duruşmayı takip edenler eş zamanlı olarak sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan mahkeme heyetinin sorularını, sanıkların savunmalarını ve avukatların müdahalelerini paylaştı. Sanıkların Ankara'daki gösterilerin ardından ilk gözaltına alındıklarında polis otobüsünde saatlerce kaba dayak ve işkenceye maruz kaldığını anlattıkları ifadeleri Twitter'dan yazıldı. Duruşma sırasında zaman zaman esprili olaylar da oldu. Gazeteci Kumru Başer'in paylaştığına göre, tutuklu sanıklardan Can Kaya, duruşmaya beraberinde Lenin'in "Emperyalizm: Kapitalizmin En yüksek Aşaması" adlı kitabını getirdi. Mahkeme Başkanı, bunu kayda geçirmek istediğinde katip Lenin'in adını doğru yazamadı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Lenin ya! Lenin'i bilmiyor musun?" diyerek katibe kızdı.


"Yargıdan utanç manzaraları"

Duruşmayı takip eden CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, 84 sayfalık iddianamenin yarısının, sanıklarla hiç alakası bulunmayan eylemlerle ilgili olduğunu vurguladı. İddianamedeki suç delillerinden birisinin "şemsiye" olduğuna dikkat çeken Tarhan, şöyle konuştu:

"Terör örgütü üyesi olmakla suçlanan genç insanların eylemleri tanımlanırken, herhangi bir eylem ve doğru dürüst silahtan bahsedilmiyor. Ve silahlı terör örgütüne üye oldukları iddiasında bulunuluyor. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet olduğu konusundaki ve görevsizlik kararı verilmesi yolundaki itirazlar, heyetçe çok kısa bir görüşmeden sonra reddedildi. Burada yaşadığımız şey 2012 arifesinde 'yargıdan utanç manzaraları' diye düşünüyorum. Yeni bir Silivri olayıyla karşı karşıyayız."

Çok sayıda polis de adliye önünde güvenlik önlemi aldı. Adliyeye girecekler, üzerleri aranarak içeri alındı. Adliye çevresine, polis panzerleri yerleştirildi.

Saçlarını kestirmişlerdi

Tutuklanan arkadaşlarıyla dayanışmak için saçlarını traş ettirerek fotoğraflarını cezaevine gönderen 3 öğrencinin bile, "olaylara katıldınız; tanınmamak için saçlarınızı traş ettirdiniz" denilerek tutuklandığı davada yargılanan öğrencilerle dayanışma göstermek için dün arkadaşlarının yanı sıra, kamuoyunun yakından tanıdığı sanatçı, siyasetçi ve akademisyenler saçlarını kestirmişti.

Davada yargılanan  isimler şöyle: Ozan Sürer, Ömür Çağdaş Ersoy, Ozan Gündoğdu, Kadir Aydoğan, Başak Eylül Şan, Pelin Bayram, Tayfun Yıldırım, Uğur Uzunpınar, Mehmet Cem Çıplak, Uğur Tuna, Hikmet Tanıl, Göksel Ilgın, Sevgi Sönmez, Soner Torlak, Ferat Konukçu, Can Kaya, Çağrı Yılmaz, Can Türkyılmaz, Hazal Kangal, Nuri Özçelik, Özge Aydın, Demet Yılan, Mahir Mansuroğlu, Zafer Algül, Hamza Doruk Yıldırım, Özgür Atmaca, Cüneyt Çakır ve Eda Dişkaya.

31 Mayıs'ta Ne Olmuştu?

31 Mayıs'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim mitingi için her zamanki gibi Artvin merkezi değil, bu kez Hopa'yı seçmişti. Hopa halkı, mitingin yapılacağı yerle arasından "duble yol" geçen bir mesafede HES'leri ve çaydaki sömürüyü protesto etmek için toplanmış ve binalara pankartlarını asmıştı. Ancak polis buna imkan vermeyerek halkı dağıtmak için cop ve biber gazı kullandı. Gaz bulutu içinde emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Hopa'daki olayların ardından Tayyip Erdoğan Trabzon'da aynı gün yaptığı mitingde, protestoda bulunan Hopa halkına "eşkıyalar" dedi.

Halka yapılan saldırının ve Metin Lokumcu'nun öldürülmesini protesto etmek için 31 Mayıs'ta emek ve meslek örgütlerinin, siyasi partilerin çağrısıyla Ankara'da protesto yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüş Sakarya Caddesi'nden başlayarak AKP İl Binası önüne kadar sürdü. AKP'nin önüne kurulan barikattaki polisler Hopa'dakine benzer şekilde gaz ve coplarla "müdahalede" bulundu. Kitlenin dağılmasının ardından ÖDP Ankara İl Başkanlığı binası polis tarafından basıldı. Polis 79 kişiyi gözaltına aldı. Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulanan bu kişilerden 5'i tutuklandı.

Operasyonların ikinci evresi ise 12 Haziran seçimlerin hemen ardından evlere yapılan baskınlarla başladı. Ankara'da ev baskınları yapıldı. Evlerden kitaplar, bilgisayarlar toplandı. 18 kişi gözaltına alındı ve 15'i tutuklandı. Bu operasyonlar sırasında ÖDP Parti Meclisi üyesi Ozan Sürer de tutuklandı. Defalarca yapılan itirazlara rağmen protestocular 6 aydır tutuklu. Bu itirazlara yönelik mahkemelerin verdiği red kararlarının metinlerinin de noktası virgülüne kadar aynı olması, "copy paste" (kopyala-yapıştır" eleştirilerine neden olmuştu.

Olmayan örgüte üyelik

Tutuklananların üyesi oldukları yasal kitle örgütleri, siyasi partilerin yapısı hiçe sayıldı ve tutuklular THKP-C gibi olmayan bir örgütün üyeleri kabul edildi. Lokumcu'nun hayatını kaybettiği eylem esnasında ve sonrasında Hopa'da gözaltına alınıp ardından tutuklananlar hakkında Terörle Mücadele Kanunu'na dayandırılarak oluşturulan suç, davadan düşürülürken, onlara Ankara'da destek verenlerin TMK kapsamına sokulması davadaki bir diğer önemli hukuksuzluk olarak dikkat çekti.

Kitaplı Terör Örgütü Üyesi

Ev baskınları, medyaya yansıyan iddialar ve 6 aydır tutuklu bulunan şüphelileri içeren soruşturmanın delilleri ise, baskın yapılan evlerden toplanan kitapların içerikleri.

SOL Yayınları Halen Yasaklı

Ev baskınlarında Marksist klasikleri basan  "SOL Yayınları"na ait kitaplar delil olarak toplandı. Bunların dışında üzerinde Marx, Lenin ile Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya'nın adı ya da fotoğrafı görülen tüm kitaplar baskınlarda, örgüt üyeliği delili olarak sayıldı. İddianemenin büyük bölümü sosyalizmden söz eden bu kitaplardan oluşuyor.

İddinamede ayrıca bu kitapların kimilerine ilişkin yasaklama tarih ve karar sayısı da bulunuyor. Örneğin, Lenin'in "Gençlik Üzerine" kitabı için 1975/65, Mahir Çayan'ın "Toplu Yazılar"ı için ise 1979/34.

Ağır Suç Delilleri

"Silahlı terör örgütü" üyesi olmakla suçlananlara ilişkin kitaplar dışındaki suç delilleri ise şunlar:

- 150 cm uzunluğunda, 2 cm kalınlığında sert plastik sopa
- 90*90 çapta kareli puşi
- 4 adet 60 cm tahta sopa
- Üzerinde TTB yazan şemsiye
- Sopasız flama
mynet

Pentagon'un şifre kırma yarışmasını o kazandı

Pentagon'un şifre kırma yarışmasını o kazandı


Pentagon'un şifre kırma yarışmasını Can YILDIZLI  kazandı.


Yarışmada, "LoneWolf-Yalnız Kurt" adıyla "tek başına" yarışan Can Yıldızlı, adını siber aleme altın harflerle yazdırdı.


ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'a bağlı Siber Suç Merkezi'nin düzenlediği uluslararası yarışmaya Türkiye'den katılan Bilgisayar Mühendisi Can Yıldızlı (25), büyük bir başarıya imza atarak birinci oldu.Pentagon bünyesindeki Siber Suç Merkezi (The Department of Defense Cyber Crime Center's) tarafından düzenlenen Dijital Adli Tıp Yarışması'na (Digital Forensics Challenge) bu yıl 52 ülkeden bin 147 grup katıldı.
Dünya çapında büyük ilgi gören yarışmada, 3'er ve 4'er kişilik gruplar arasında bilgisayar teknolojileri üreten şirketler ve siber savaş konusunda uzman istihbaratçılar ile askeri ve polisiye birimlerde görev yapan ekiplerin yanı sıra çeşitli üniversitelerde görev yapan bilişim uzmanları yer aldı.
Sanal alemde hackerların izlerini sürme ve delil toplama ile ilgili istihbarat problemlerinin çözüldüğü yarışmada, “LoneWolf-Yalnız Kurt” adıyla “tek başına” yarışan Can Yıldızlı, yarışma süresince hedef olarak gösterilen dijital ortamdaki onlarca şifreyi kırarak resim ve müzik dosyalarının arkasına gizlenen verileri buldu. Geliştirdiği programlarla da profesyonel hackerların izlerini süren Yıldızlı, elde ettiği dijital deliller sayesinde de adını siber aleme altın harflerle yazdırdı.


Yarışma dijital delil toplama ve istihbarat alanında yapılan “en büyük ve en uzun süreli yarışma” özelliğini taşıyor. Yarışma ile bu alanda çalışacak yetenekli insanları keşfetmeyi amaçlayan Pentagon, bu sayede daha çok bilişim uzmanını siber güvenlik alanında çalışmaya teşvik ediyor.

Pentagon'dan davet mektubu
Bilgisayar Mühendisi Can Yıldızlı  yaptığı açıklamada, yarışmanın Ocak 2011'de başladığını hatırlatarak, yaklaşık 1 yıl boyunca katılımcılara çözmeleri için değişik zorlukta problemler verildiğini söyledi.
Dijital delil toplamak, şifre kırmak ve değişik istihbarat konularını ele alan problemler hakkında da bilgi veren Yıldızlı, “Senaryo gereği bir terörist tarafından dijital ortamdaki bir fotoğrafın arkasına gizlenen şifreyi çözerek içeriğindeki kriptolu mesajı buldum. Bunun yanı sıra hackerların izlerini sürerek suçları ve kimliklerinin tespitine yönelik deliller topladım” dedi.

Yıldızlı, yarışma süresince önlerine konulan çeşitli problemleri çözmek için yazılımlar da geliştirdiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “52 farklı ülkeden katılan bin 147 takım arasından birinci oldum. Rakiplerim genellikle 4'er kişilik gruplar halinde yarışırken, ben 'LoneWolf' yani 'Yalnız Kurt' olarak tek başıma yarıştım. Yarışma sonunda 4 bin 789 puanla zirveye adımı yazdırırken 4'er kişiden oluşan ikinci ve üçüncü takımlar ise 3 bin 500'lü puanlarda kaldı. Yani tek başıma olmama rağmen 4 kişilik takımlara büyük fark attım.”

Yarışmada ödül olarak ABD Savunma Bakanlığı'nın Atlanta'da düzenleyeceği uluslararası konferansa davet mektubu aldığını, ulaşım, konaklama ve diğer masraflar dahil olmak üzere bir tur kazandığını belirten Yıldızlı, burada düzenlenecek törenle plaket alacağını söyledi.

Ayrıca ödül olarak “siber terörle mücadele” için ABD tarafından Malezya'da kurulan “Siber Terörizme Karşı Uluslararası Çok Taraflı Ortaklık” (IMPACT) adlı organizasyonun ana binasına davet edildiğini anlatan Yıldızlı, bu ziyarete ilişkin de tüm masrafların Pentagon tarafından karşılanacağını belirtti.

Türkiye'de eğitim gördü ABD'de doktora yapıyor
Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu olan Can Yıldızlı, aynı üniversitede yüksek lisans yaptığı sırada Pentagon'a bağlı Siber Suç Merkezi'nin yarışma ilanını gördü. Başvuruda bulunan Yıldızlı, internet üzerinden on-line gerçekleştirilen yarışmada, önüne çıkan her problemi ustalıkla çözerek kısa sürede rakiplerine fark attı. Yarışmada birinci olduğu haberini tatilde bulunduğu Paris'te öğrenen Yıldızlı, yaşadığı mutluluğu üniversitedeki hocalarıyla paylaştı.

Bu sırada ABD'deki Rensselaer Polytechnique Institute'ye başvuran Yıldızlı, önümüzdeki aylarda bu enstitüde burslu olarak doktoraya başlayacak.
AA

En Çok Okunan Haberler

Google Arama