Doğu Anadolu'da ilk kök hücre üretildi.
İnönü Üniversitesi Kök Hücre Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı'nda üretilen kök hücrelerin test aşamalarının ardından sayısı artırılarak, genç yaşta yumurtalık fonksiyonunu kaybeden kadınlara anne olma umudu aşılayacak.
AA
MALATYA - İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önder Çelik başkanlığındaki ekip, kök hücreyi başarıyla üretti.
Çelik, laboratuvarlarında erişkin insan ve hayvan dokularından mezenkimal (erişkin kaynaklı) kök hücre izolasyon işlemlerini başlattıklarını bildirdi. Kök Hücre Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı'ndaki çalışmaların yaklaşık 2 yıl önce İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik'in direktifleriyle başlatıldığını belirten Çelik, altyapı çalışmalarının ardından kök hücre üretimi konusunda ön çalışmalara başladıklarını söyledi.
Bugün itibariyle İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde ilk mezenkimal kök hücrenin izole edildiğini vurgulayan Çelik, ilk hücrelerin tanımlama testleri için 15 ile 30 gün süreye ihtiyaç bulunduğunu ifade etti. Bu süre içinde hücrelerin sayısını artırıp elde edilen hücrelerin kök hücre olup olmadığına dair birtakım testler yapılacağını kaydeden Çelik, ''Bu testlerde elde ettiğimiz hücreler eğer gerçekten mezenkimal kök hücreyse bunların sayılarını artırarak dondurup saklayacağız. Başlangıçta deneysel çalışmalarda kullanılacak olan bu hücrelerin ileri ki dönemlerde klinik çalışmalarda kullanıma hazır hale getirilmesi temel amaçlarımız arasındadır'' diye konuştu.
Kök hücrelerin karakterizasyon çalışmalarının yanı sıra farklılaşma çalışmalarının da devam edeceğini vurgulayan Çelik, elde edilen kök hücreleri kemik, kıkırdak ve yağ hücreleri yönünden farklılaştırmayı düşündüklerini belirtti. Çelik, ''Elde ettiğimiz hücreler bu yönden farklılaşmış olursa bu hücrelerin bir kez daha mezenkimal kök hücre olduğu kanıtlanmış olacağız'' dedi.
BÖLGE ADINA DEV ADIMÇalışmayı ''bölge adına büyük bir adım'' olarak nitelendiren Çelik, İnönü Üniversitesi bünyesinde böyle bir çalışmanın yapılmış olmasının kendilerini bilimsel açıdan daha da güçlü kılacağını dile getirdi.
Diğer teknolojilerde olduğu gibi dışa bağımlıktan da böylece kurtulmuş olacaklarını vurgulayan Çelik, ''Böylece kendi kök hücremizi kendimiz üreteceğiz ve ihtiyacı olan bütün birimlerin ilerleyen zamanlarda hem deneysel hem de klinik çalışmaları için bu ihtiyaçlarını karşılayacağız'' dedi.
Kök hücrenin üretimi aşamasına ilişkin de bilgi veren Çelik, şunları kaydetti: ''Hücre kaynağı olarak deneysel çalışmalarda hayvanlar, insan çalışmalarında ise hastaların onayı ile insan yağ dokusu, omentum yağ dokusu, kemik iliği, gebelerin plasentaları, amniyon sıvısı ve kordon kanı, kök hücre izolasyoununda faydalanacağımız ana kaynaklardır. Üniversitemizde bu teknolojinin kurulmuş olması bilimsel çalışmalarımızın aşamasını bir üst basamağa çıkaracak ve üst düzey uluslararası çalışmalar yapmamız mümkün olacaktır.''
KISIR KADINLARA ANNELİK UMUDU OLACAKKök hücrenin insanlar üzerinde uygulanmasından önce deneysel çalışmalarda kullanılacağını kaydeden Çelik, ''Kök hücrelerle ana hedefimiz yumurtalık fonksiyonlarını genç yaşta kaybetmiş anne adaylarımızın kendi çocuklarını doğurmalarını sağlamak olacak'' dedi.
Bu çerçevede ilk etapta deneysel bir tez yapmayı planladıklarını anlatan Çelik, tezin ardından Sağlık Bakanlığının onay vermesi halinde insan üzerinde yapılacak çalışmalara geçmeyi hedeflediklerini belirtti. Kök hücrenin bütün anabilim dallarına eşit mesafede duran bir teknoloji olduğuna işaret eden Çelik, ''Karaciğer, böbrek, kıkırdak, kemik dokusu, kalp ve nöronal hastalıklar, kornea ve retina hastalıkları gibi akla gelebilecek bütün hastalık tiplerinde kullanılabilecek bir teknolojidir'' diye konuştu.
Bu konuda yapılacak çalışmalarda bütün akademisyenlerin kendilerinden kök hücre talebinde bulunabileceklerini dile getiren Çelik, yapacakları çalışmalar kapsamında en büyük hayallerinin yumurta hücresi oluşturmak olduğunu vurguladı.
Çelik, başta İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik olmak üzere ekipte yer alan akademisyenlere ve bu önemli çalışmada kendilerine bilimsel destek verenlere teşekkür etti.
0 yorum:
Yorum Gönder