18 Kasım 2011 Cuma

Öcalan’ı serbest bıraktıran ismi açıkladı

Öcalan’ı serbest bıraktıran ismi açıkladı


AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Öcalan'ı hapisten kurtaran ismi açıkladı.


Tayyar, “Bir dönem Ergenekon’un bir numarası idi” şeklinde nitelediği Orgeneral Turgut Sunalp’ın Öcalan’ın bırakılması için bizzat devreye girdiğini öne sürdü.
TV8’in canlı yayınında soruları yanıtlayan Tayyar, 1972 yılında Öcalan’ı cezaevinden kurtaran kişiyi açıkladı. Tayyar şunları söyledi:
“Abdullah Öcalan 1971 muhtırasından sonra öğrenci eylemi yaptığı gerekçesi ile gözaltına alındı. 8 nisan 1972 yılında 6 ay cezaevinde kaldı. Ekim 1972’de serbest bırakıldı. Savcı iddinamesinde ağır ifadeler kullanmıştı. O iddianame esas alınsa yıllarca içerde kalırdı. Sonra bir anda Baki Tuğ mütalasını değişirdi. İsim Ramazan Özcan diye yazılmış sekreter isimleri karıştırmış. Abdullah Özcan yazılmış sonra Abdullah Öcalan olmuş. Öcalan’a haksızlık edilmiş. Operasyonu yöneten değil, katılan biriymiş. 3 ay yatıp çıkıyor. Kitap çıktığında bu bilgi elimizde yoktu. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Turgut Sunalp arıyor ve Öcalan adamımızdır serbest bırakın diyor ve iddiname değiştiriliyor. 1972 Ağustos’undan sonra arıyor. Ekim ayında Öcalan serbest kalıyor. Sayın Baki Tuğ’a sesleniyorum lütfen bu bilgiyi, bu gerçeği delikanlıca millete açıklayın. Açıklayın ki bu tezgahları bu millet daha iyi anlasın. Lütfen çıkın ve bunu açıklayın.”



-SAKIK’IN ABİSİNDEN TAYYAR’A MEKTUP-
Sırrı Sakık’ın abisi Şemdin Sakık’ın Diyarbakır E Tipi Cezaevinden kendisinin ‘Kürt Ergenekonu’ kitabına yönelik gönderdiği mektubu da değerlendiren Tayyar, mektupta yer alan ifadeleri paylaştı. Sakık’ın mektubunda kitabına yönelik “PKK için de KCK için de bu kitap ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Terör örgütü ve uzantıları Hakkari ve Şırnak’ta bu kitap yasaklanmış. Okunmasını engellemeye çalışıyorlar. PKK, üzerinde en çok kitap yazılan örgütlerden biridir. PKK’lı kadrolarla ilgil ağır ifadeler vardır bu kitaplarda. Bu kitabın can yakmasının temel sebebi de derin devlet ile PKK arasındaki ilişkinin ortaya konmasıdır. Uğur Mumcu’nun yarım bıraktığı işi Şamil Tayyar devam ettiriyor diyenler var bu kitap hakkında. Diğer kitaplara bu ölçekte reaksiyon gösterilmedi. Ergenekoncular hedefe koymuştu, şimdi PKK hedefe koydu. Biz PKK ve Ergenekon’un kan kardeşi olduğunu söylüyoruz. Doğru yoldayız” ifadelerini kullanıldığını belirten Tayyar, Sakık’ın mektubunu da şu sözlerle değerlendirdi:
“Şemdin Sakık kitapta yer alan ‘PKK’nın Kürt sorunu yoktur Kürtlerin PKK sorunu vardır’ cümlesi hakkında; ‘Bu slogan her şeyi anlatıyor. Kürtlerin, Türklerin bu illetten kurtulması gerekiyor. KCK operasyonlarının yapılması gerekiyor. Aksi halde Kürt sorununun çözülemeyeceğini ve Öcalan’ın Kürt sorununda önemli bir engel olduğunu söylüyor. PKK’nın marjinalleşmesi gerektiğini söylüyor. Bunları söyleyen kendi deyimi ile terörist gruplarına komutanlık yapmış Şemdin Sakık’tır.Şemdin Sakık mektubunun bir bölümünde de o dönemde Diyarbakır Barosu Avukatlarından Sezgin Tanrıkulu’na pişmanlık dilekçesi vermek istedim,talebimi geri çevirdi kabul etmedi diyor. Ardından ‘CHP PKK’nın bitmesini istemiyor ya da Tanrıkulu ikili oynuyor’ diyor. Avukatım ol dedim, istemedi.”
-"HER ÜLKENİN TÜRKİYE ÜZERİNDE HESABI VAR"-


Şemdin Sakık’ın Çukurca saldırısına ilişkin ‘İran ile ilgisi var’ dediğini de sözlerine ekleyen Tayyar, “Ben İran’ın terör ile PKK ile mücadele konusunda samimi olmadığını düşünüyorum. Herkes gözlerini açsın. PKK’nın gerisinde Suriye, İsrail var. 36’ya yakın ülke var. O ülkelerin derin yapıları var. Her ülkenin Türkiye üzerinde hesabı var” diye konuştu. Tayyar yine Sakık’ın mektubundan “Murat Karayılan’ı Suriye’de gördüm karnı ağrıyordu, yıllar sonra yine gördüm hala karnı ağrıyordu. Savaş nedir bilmez bunlar. Karayılan hep kenarda kaldı, Öcalan da onu Avrupa’ya gönderdi. Savaşın ne olduğunu bilmeyenler uzlaşmaya yanaşmazlar’ diyor. PKK’yı yöneten kadroların savaşın ne olduğunu bilmediğini söylüyor. Gencecik insanları savaşa götürdüler diyor” ifadelerini de okudu.
kaynak.mynet.com

İsrail İran'da sivil hedefleri de vuracak

İsrail İran'da sivil hedefleri de vuracak


ABD istihbarat kaynakları, İsrail'in İran'a olası saldırısında sadece nükleer tesisleri değil, alt yapısını çökertmek için internet, telekomünikasyon ve elektrik santrallerini de vuracağını iddia etti..


İsrail ve ABD yıllardır, İran'ı nükleer silah üretmeye çalışmakla suçluyordu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun geçtiğimiz hafta yayımlanan raporunda, "İran atom bombası deneyleri yapıyor" denilerek, bir bakıma İran ve ABD'nin tezine destek çıkıldı.

İsrail gazetesi Haaretz, Tel Aviv'in Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu raporunu kendine dayanak oluşturarak İran'a saldırı düzenleyeceğini yazdı. ABD istihbarat birimleri kaynak gösterilerek verilen haberde, olası bir saldırıda İsrail'in nükleer tesislerin yanı sıra İran'ın alt yapısını çökertmek için telekominikasyon, internet ve elektrik santrallerini vurucağı belirtildi.

BİR KOMUTLA CEP TELEFONU ŞEBEKELERİ DEVRE DIŞI KALACAK
ABD'li istihbarat kaynakları, İsrail'in geliştirdiği bir çeşit silah sayesinde, cep telefonları şebekelerini sadece bir komutla devre dışı bırakabileceğini savundu.

VURMADAN ÖNCE SURİYE'NİN RADAR SİSTEMİ KİLİTLENDİ
Haberde, İsrail'in 2007 yılında Suriye'nin nükleer tesisini vurduğu sırada da benzer bir yöntem kullandığı belirtildi. Aviation Week&Space Technology'nin raporunda, İsrail'in Suriye'nin nükleer tesisini vurmadan önce bu ülkenin tüm radar sistemini kilitlediğini ve daha sonra savaş uçaklarıyla yok ettiği vurgulandı.

PANETTA: İRAN'A SALDIRI KÜRESEL EKONOMİYE ZARAR VERİR



İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'la bir araya gelen ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İran'a olası bir askeri harekatın, küresel ekonomi üzerinde onarılmaz zararları olacağını söyledi. Panetta, İran'ı nükleer programından caydırmak için bu ülkeye siyasi baskının artırılmasının en iyi çözüm olduğunu belirtti.
kaynak.mynet.com

Buda Olurmu Diyeceksiniz..

Mesai bitince kolundaki serumla dışarı atıldı


Mesai bitince kolundaki serumla dışarı atıldı..

Adana'da, Aile Sağlık Merkezine giden bronşit hastası 47 yaşındaki Muzaffer Beyazgeyik, öğlesaatinde kolundaki serumla bahçeye çıkarıldı. Serum şişesini limon ağacına asan Beyazgeyik, sorumlular hakkında suç duyurunda bulunacağını belirtirken, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ise ihmali olanlar hakkında gerekenin yapılacağını bildirdi. 

Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Doğankent Beldesi'nde yaşayan bronşit hastası Muzaffer Beyazgeyik, rahatsızlanınca Doğankent Aile Sağlığı Merkezi'ne gitti. Kendisine serum verilen Beyazgeyik, saat 12.00 olunca "mesai bitti" denilerek dışarı çıkartıldı. Yağan yağmura rağmen kolundaki serumu liman ağacına bağlayıp bekleyen Beyazgeyik, mesainin başlamasıyla aile merkezine girdi. 

"ŞİKAYETTE BULUNACAĞIM"
Beyazgeyik, "Serum takılıyken 'mesai saatimiz bitti, dışarıda bekleyeceksiniz' dediler. Ben de dışarı çıkmak zorunda kaldım. Evim buraya çok uzak olduğu için nereye gideceğimi bilemedim. Bu durum ikinci kez başıma geliyor. Acaba diğer vatandaşlara da bunu sık sık uyguluyorlar mı? Mesai saati dolduğu zaman kapı dışarı ediyorlar. Kapıları kapatıyoruz diyorlar. Zaten bronşit ve aynı zamanda astım hastasıyım. Bu soğukta bu yağmurun altında bekliyoruz. Yetkililer halimizi görsün, bizim sağlıkta çağ atladığımızı söylüyorlar, böyle limon ağacına bağlı şekilde serumla çağ nasıl atlıyoruz?" dedi.
kaynak.mynet.com

ABD sesten 5 kat hızlı silah test etti

ABD sesten 5 kat hızlı silah test etti


ABD ordusu, Pasifik Okyanusu üzerinde sesten 5 kat hızlı gidebilen yeni bir silah test etti.


Başarıyla test edilen bu yeni teknoloji sayesinde ABD gelecekte, dünyanın en uzak noktasındaki bir hedefi bile bir saat içinde vurabilecek.
ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Yarbay Melinda Morgan, Kauai'deki Pasifik Füze Menzil Tesisi'nden atılan Gelişmiş Hipersonik Silah'ın, 3 bin 700 kilometre uzaklıktaki Kwajalein atoluna yarım saatten kısa bir süre içinde ulaştığını söyledi.
 
KÜRESEL SALDIRI PROGRAMININ PARÇASI
Sesten en az beş kat hızlı giden Gelişmiş Hipersonik Silahı'n, atmosfer içinde uzun mesafelere gitmek için tasarlandığı belirtildi. 
 
Yıl başında ABD Kongresi Araştırma Servisi'nin raporunda, Gelişmiş Hipersonik Silah'ın, ABD ordusunun, dünyanın herhangi bir yerindeki hedefleri bir saat kadar kısa bir sürede vurmasını sağlayacak küresel saldırı silahları geliştirme programının parçası olduğu ifade edilmişti.
 
DAHA ÖNCEKİ İKİ DENEME BAŞARISIZDI
Pentagon'un araştırma kolu DARPA 2010 Nisan ve bu yıl ağustos ayında sesten daha hızlı giden uzay aracı denemesi yapmış ancak başarısız olmuştu. Geçtiğimiz ağustos ayında yapılan testte, denemesi yapılan araç kaybolmuştu.
kaynak.mynet.com

CHP'de İstanbul deprem

CHP'de İstanbul depremi


CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasından bu yana İstanbul İl Başkanlığı'na getirilen 5. ismin de görevi son buldu.


CHP Kadıköy İlçe Başkanı Türer Ercan ile Kağıthane İlçe Başkanı Fevzi Şit, İstanbul İl Başkanlığı tarafından görevinden alındı. Yönetim kurulu üyelerinden Nadir Ataman, bu kararlara tepki olarak istifasını sundu.

CHP tüzüğüne göre yönetimden bir ismin istifası dahi yönetimi düşürüyor. İstanbul İl Başkanlığı yönetimi de bu sebeple düştü. Kılıçdaroğlu'nun 18 aylık genel başkanlığı süresinde İstanbul'da sırasıyla, Gürsel Tekin, Berhan Şimşek, Nebil İlseven, Bahri Şahin İstanbul İl Başkanlığı'na getirilmişti.
kaynak.mynet.com

Bir ülkeyle daha vizeler kalkıyor!

Bir ülkeyle daha vizeler kalkıyor!


Kolombiya ile vizelerin kaldırılması kararlaştırıldı.


Cumhurbaşkanı Gül ile Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos, başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Bu ziyaretin iki ülke arasında yeni bir sayfa açılmasına önderlik ettiğini dile getiren Gül, şöyle konuştu:

''Değerli dostum Cumhurbaşkanı Sontos ilebiz, geçen sene New York'ta bir araya gelmiştik. Orada iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirme konusunda anlaşmıştık. Bugün de burada yapılan görüşmelerde bu niyetlerimizi gerçekleştirdiğimiz kanaatindeyim. Kolombiya'ya büyük önem veriyoruz. Latin Amerika'nın en önemli büyük ülkelerinden birisidir. Her bakımdan tarihi, nüfusu, coğrafyası çok önemli bir ülkedir. Türkiye 2006 yılında Latin Amerika Karayip açılımını gerçekleştirmiştir ve Türkiye'de Latin Amerika yılı ilan etmiştik. Birçok faaliyetler yapılmıştı. Hatta o zaman Kolombiya'nın o dönemki Dışişleri Bakanı Türkiye'yi ziyaret etmişti. Bugün geldiğimiz noktada üst düzeyli birçok ziyaretin yapıldığını görüyoruz. Bu ziyaret de bunları taçlandırmıştır. Yine Türkiye'nin Latin Amerika açılımı çerçevesinde birçok büyükelçilikler açtık. Geçen sene Kolombiya'nın başkentinde Türkiye'nin daimi büyükelçilği açıldı, bugün de Ankara'da Kolombiya'nın daimi elçiliği açılacak.''

VİZELER KALKIYOR
Bugün yaptıkları görüşmelerde hem ikili hem çok taraflı birçok konuyu ele aldıklarını belirten Gül, ''İki ülke arasındaki ilişkileri her alanda geliştirmeye karar verdik. Bunların en güzel işaretlerinden birisi de iki ülke arasındaki vizeleri kaldırmaya karar verdik'' dedi.

Türkiye ve Kolombiya arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlenerek geliştiğini, dış ticaret hacminin yarım milyar doları geçtiğini ifade eden Gül, iki ülkenin potansiyelinin çok daha fazla olduğunu bildiklerini kaydetti.

Gül, dış ticaret anlaşması, askeri ve savunma iş birliği anlaşmalarıyla vergi muafiyeti ve yatırımların teşviki anlaşmalarının da en kısa sürede tamamlanacağını bildirdi.

Görüşmede, bölgesel konuların da ele alındığını ifade eden Gül, Kolombiya'nın İsrail ve Filistin meseleleriyle yakından ilgilendiğini, bu konuda Türkiye'nin görüşlerini aktardıklarını dile getirdi.

SANTOS: GÜVENİN GÖSTERGESİ
Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile vizelerin kaldırılması kararını aldıklarını, bu kararın iki ülkenin birbirine olan güveninin göstergesi, çok önemli ve sembolik bir adım olduğunu söyledi.

Santos, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya Köşkü'nde başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinin ardından düzenlenen basın toplantısında, tarihte ilk kez bir Kolombiya Cumhurbaşkanının büyük ülke Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirtti. Van depreminde hayatını kaybedenlerden dolayı Türk halkına başsağlığı dileyen Santos, yaptıkları görüşmelerin çok verimli geçtiğini vurguladı.

Santos, ziyaret çerçevesinde Kolombiya'nın Ankara Büyükelçiliğini ve İstanbul'da bir ticaret müsteşarlığı açmalarının önemli olduğunu ifade ederek, bu çalışmalarla uluslararası pazarlarda kendilerini tanıtma fırsatı bulduklarını, İstanbul'un ise ilk deneyimleri olacağını bildirdi.

Türkiye'nin Kolombiya için çok önemli ve ekonomi açısından geleceği bulunan ülkelerden biri olduğunu dile getiren Santos, yaptıkları anlaşmaların iki ülke ekonomik ilişkilerine daha büyük bir ivme kazandıracağını, birçok ülkenin ekonomik olarak içinde bulunduğu kasırgadan koruyacağını söyledi.

Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşmasının 4. aşamasına gelindiğini dile getiren Santos, savunma sanayi, altyapı sektörü, konut alanlarında işbirliği yapabileceğini, konut inşasıyla ilgili Türkiye'nin deneyimlerinin kendileri için önemli olacağını belirtti.

Santos, Türkiye'nin ileri olduğu tekstil sektöründe de ortak çalışmalar yapılabileceğini ifade etti.

Juan Manuel Santos, Türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün, kültürün önemine ilişkin sözlerine işaret ederek, kültürel işbirliğinin iki ülkeyi daha fazla yakınlaştıracağını dile getirdi.

Bugün iki ülke arasında güven ve dostluğun göstergesi olan önemli bir adımı da attıklarına değinen Santos, ''Sayın Gül ile vizelerin kaldırılması kararı aldık. Artık Türk vatandaşları Kolombiya'ya, Kolombiya vatandaşları ise Türkiye'ye hiçbir kısıtlama olmadan gelebilecek. Bu, birbirimize olan güvenin göstergesi olan, çok önemli ve sembolik bir adım'' diye konuştu.

Kolombiya'nın OECD üyesi olma hedefine de değinen Santos, Türkiye'nin 2012'de OECD'nin dönem başkanı olacağına işaret ederek, kendilerinin üyeliğine destek veren bir ülkenin orada başkan olmasının önemli olduğunu söyledi.

Santos, ziyaretinin, sadece ilk kez bir Kolombiya Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'ye gelmesi dolayısıyla değil, aynı zamanda bugünden itibaren iki ülke arasında işbirliği anlamında büyük imkanlar açması nedeniyle de tarihi olduğunu ifade etti.

Santos, Türkiye ve Kolombiya'nın dünyada ekonomik alanda en büyük başarıya imza atan ülkeler olduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Gül'ü Kolombiya'ya davet etti.

ANLAŞMALAR
İki cumhurbaşkanının himayelerinde basın toplantısının başında iki ülke dışişleri bakanları Ahmet Davutoğlu ve Maria Angela Holguin, Türkiye Kolombiye Dışişleri Bakanlıkları Diplomasi Akademileri arasında işbirliği mutabakatını imzaladı.

Kolombiya Dışişleri Bakanı Holguin, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile de iki ülke arasında hava ulaştırma anlaşmasına imza attı.
kaynak.mynet.com

ABD fena karıştırdı!...

ABD fena karıştırdı!


ABD’de "Wall Street’i İşgal Et" eylemcileri sokaklara döküldü, "Protestoları bitirmeye hazır değiliz" mesajı verdi.


ABD’de iki aydır gelir dağılımı eşitsizliğini, Wall Street’i, bankaları ve ekonomik politikaları protesto eden "Wall Street’i İşgal Et" eylemcileri, ülkenin pek çok yerindeki kamplarının polis tarafından dağıtılmasının ardından sokaklara döküldü, "Protestoları bitirmeye hazır değiliz" mesajı verdi.

New York başta olmak üzere, Los Angeles, Las Vegas, Washington, Chicago, Portland, Seattle, Dallas, Philadelphia ve St. Louis kentlerinde binlerce protestocu, sloganlar atarak sokaklarda ve kentlerin simgeleri haline gelen ünlü köprülerde yürüdü.
 
Bazı kentlerde sendikaların işsizliği protesto etmek için düzenlediği gösterilerle de çakışan "Wall Street" eylemlerinin genellikle barışçıl bir ortamda geçtiği bildirilirken, ülke genelinde yüzlerce protestocunun trafiği aksatmaktan ötürü tutuklandığı belirtildi.
 
ABD’de Eylül ortasında New York’ta doğan "işgal" hareketinin ardından ülkedeki birçok eyalette kurulan çadır kamplarda geçen hafta ölümler yaşanması sonucunda yetkililer göstericilerden kampları boşaltmalarını istemişti.
 
Portland, Denver ve Salt Lake City’deki kampları boşaltan polis, hareketin New York’taki merkezi haline gelen Zuccotti Parkı’ndaki kampı da iki gün önce dağıtmıştı.
kaynak.mynet.com

Kuralları yıkacak iddia

Kuralları yıkacak iddia


Tarihin en kapsamlı fizik deneyinin yapıldığı CERN'de bilimadamları, atomaltı parçacıkların ışıktan hızlıhareket ettiğini ispatlama yolunda bir adım daha attı.


Bilim adamları Eylül ayında, elektriksel yükü sıfır olan ve maddelerin içinden neredeyse hiç etkileşmeden geçebilen temel parçacık nötrinoların saniyede 299 bin 792 kilometre hızla kozmik hız sınırını aştığını açıklamıştı. Sonuçların, ancak yeni deneyler ile kesinleşeceği belirtilmişti.
Bu tespitle ilgili deneylerini sürdüren uzmanlar, ölçümlerde yanlış sonuca neden olabilecek olası hatalardan birini eledi. CERN'den yapılan yeni açıklamada, ileri incelemeler sonucu deneyin en az bir aşamasının güvenirliğinin teyit edildiği bildirildi.
 
Bilimadamlarının, nötrinoların harekete geçme zamanını bu kez farklı bir şekilde ölçtükleri, ancak yine aynı sonuçlara ulaşıldığı belirtiliyor.
 
İddianın kesinleşmesi durumunda, fiziğin temel "hiçbir şey ışıktan hızlı değildir" kuralı yıkılmış olacak.  
kaynak.mynet.com

Münevver Karabulut Davası'nda karar

Karabulut Davası'nda karar


Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'u öldürmek suçundan 24 yıl hapse mahkum oldu.


Münevver Karabulut’un 3 Mart 2009’da öldürülmesinden itibaren 2 yıl 8 ay süren soruşturma ve dava süreci sonunda bugün nihai karar verildi. Garipoğlu, tasarlayarak canavarsa hislerle adam öldürmek suçundan 24 yıl hapse mahkum edildi.
Ayrıca cinayete yardım iddiasıyla suçlanan baba Nida Garipoğlu beraat ederken, diğer sanıklar anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu 3 yıl hapise mahkum oldu. Cem Garipoğlu'na iyi hal uygulanmadı, üst sınırdan ceza verildi.

CANAVARCA HİSLE ADAM ÖLDÜRMEK
Davanın 14 Ekim tarihli son duruşmasında savcı mütalaasını açıklamış Cem Garipoğlu'nun "Tasarlayarak, canavarca hisle adam öldürmek" suçundan 18 ile 24 yıl arasında ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasını istemişti. Garipoğlu suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için TCK'da bu tür suçlar için öngörülen "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verilemiyor.
197 GÜN SONRA YAKALANMIŞTI
Cem Garipoğlu, 3 Mart 2009'da işlediği cinayetin ardından 197 gün boyunca firari olarak saklandı.
DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
Gergin geçen duruşmada, polis zoruyla salondan çıkarılan Münevver'in babası Süreyya Karabulut, mahkeme heyetine "Allah sizi kahretsin" diye bağırdı.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanık Cem Garipoğlu ile baba Mehmet Nida Garipoğlu, anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu'nun da aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklar katıldı. Münevver'in annesi Nagehan Karabulut ve baba Süreyya Karabulut da duruşmada hazır bulundu.
Katil zanlısı Cem Garipoğlu son sözünün sorulması üzerine, "Çok üzgünüm. Çok pişmanım. Münevver'in ailesinden, kendi ailemden özür diliyorum. Cezam neyse çekmeye razıyım" dedi.
Baba Mehmet Nida Garipoğlu ise, "Karabulut Ailesi'nden özür diliyorum. Benim oğlum affedilemez bir hata yaptı. Affedilemeyecek bir şekilde kızlarının canını almıştır. Ne deseler haklıdırlar. Benim cinayete iştirak ettiğimi söylüyorlar. Ben bir sene hapis yattım. Ben hayatımda Münevver'i görmedim. Ben melek gibi bir insanın canını neden alayım. Neden bu suça iştirak edeyim. Güvenlik kameralarında da belli olduğu gibi, ben o gün eve gelmedim. Benim olay günü nerede olduğum telefon ve OGS kayıtlarında bellidir. Ben o gün cep telefonumu sürekli elimde gezdirdim, sürekli konuştum. Ahmet Batur'un da cep telefonu kayıtları benimle aynıdır. İddia makamı o gün 16.20 gibi olay yerine geldiğimi, güvenlik kameralarının beni görmediği şekilde eve girdiğimi, 40 dakikada cinayeti işlediğimi ve olay yerini temizlediğimi ve 5 dakikada da Avcılar'daki ofise gittiğimi söylediler. Benim, evimden Avcılar'daki ofise 5 dakikada gitmem mümkün değildir. Bir insan bu şekilde bir cinayeti işleyip, 17 yaşındaki ehliyetsiz oğluna cesedi teslim edip gitmez. Ben böyle bir şey yapmazdım. Cinayet işleyecek olsam, 4 çocuğumun bulunduğu evde yapmazdım. Yavaş yavaş hareket eder, delilleri ortadan kaldırırdım" diye konuştu.
Gözyaşlarına hakim olamayan Baba Garipoğlu, "Benim yaptığım hata, oğlumu saklamak oldu. Olay günü oğlumu evden alıp Beylikdüzü'ndeki lojmana götürdüm. Anahtarım olmadığı için Habip Karakurt ve Mehmet Karakayalı'yı da çağırdım ama onların olayla hiçbir ilgisi yoktur. Daha sonra evin uygun olmadığını düşünerek başka bir eve götürdüm. Orada sakladım. Ben, ilk günden itibaren oğlumun bu olayı yaptığını düşünmedim. Bunu oğluma yakıştıramadım. Deliller toplanınca ve oğlumun ifadesinden sonra bu cinayeti oğlumun yalnız yaptığını anladım. Karabulut Ailesi'nden özür diliyorum. Geçen duruşmada Nagehan Karabulut'un söylediği sözler aklımdan çıkmıyor. 'Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız' demişti" dediği sırada anne Nagehan Karabulut 'Yeter' diye bağırdı.
Mahkeme heyetinin Nagehan Karabulut'u uyarmasının ardından konuşmasına devam eden Mehmet Nida Garipoğlu, "Ne deseler haklılar. Allah onlara sabır versin. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Sadece, acılarını benim ve ailemin paylaştığını bilmelerini istiyorum" ifadelerini kullandı.
Daha sonra söz alan Hayyam Garipoğlu da, "Aile olarak Cem'in yaptığı hatadan dolayı rüyalarımızda göremeyeceğimiz bir duruma düştük. Ben de Karabulut Ailesi'nin acısını paylaşıyorum ama elden bir şey gelmiyor. Olayla hiçbir ilgim yoktur. Ben Cem'in saklanmasına yardımcı olmakla suçlanıyorum ama aksine ben Cem'in bulunmasına yardımcı oldum. Bunun için emniyetle işbirliği yaptım. Beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu.
Cem Garipoğlu'nun annesi Makbule Garipoğlu, ifadesini gözyaşları içinde verdi. Garipoğlu, evi temizlemekle suçlandığını hatırlatarak, "Gündüz evden çıkarken giydiğim kıyafetler, gece polis beni eve gelip teslim aldığı sıradaki kıyafetlerle aynıdır. Ben evi temizlesem, kıyafetlerimde hiç mi leke olmaz. Evdeki kova ve bezlerde parmak izim olmaz mıydı? Ben eve iki kızım ve kızlarımın öğretmeniyle geldim. Böyle bir manzara görsem, kızlarımı evden çıkartmak istemez miydim? Ne diyeceğimi bilemiyorum. O gün evde uzun uzun telefon görüşmeleri yapmışım. Kayınvalidemin ameliyatı vardı. Onunla ilgili görümcemle görüştüm. Bu kadar vahşice bir cinayetin izlerini kaldırsam, bu kadar rahat konuşabilir miyim? Evde bir terslik görsem eşimi aramaz mıydım? O gün hiç eşimi aramamışım. Polisler gelene kadar bir şeyden haberim yoktu. Olayları polis sorgusunda ve polisin bana gösterdiği görüntüleri birleştirerek çözmeye çalıştım. Cem, bu olaya kadar benim gurur duyduğum evladımdı. Ben, Cem teslim olup 'ben yaptım' diyene kadar hiç inanmadım. Hep içimde bir umut vardı ama Cem itiraf edince 'bunu nasıl yaptı' dedim" diye konuştu.
Bu sırada Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, küfür etti. Mahkeme heyetinin uyardığı Karabulut, "Karşımda katiller var. Nasıl sakin olayım" diye karşılık verince polis zoruyla dışarıya çıkarıldı. Süreyya Karabulut bu sırada, mahkeme heyetine "Allah'ınızdan bulun, Allah sizi kahretsin" diye bağırdı.
Konuşmasına devam eden Makbule Garipoğlu, "Allah düşmanımın başına evlat acısı vermesin. Tarif edilemeyecek çok büyük bir acı. Ben iki tarafa da üzülüyorum. İki ailenin de acısı ayrı. Münevver Karabulut için de en az evladım kadar gözyaşı döktüm, kahroldum. Ben ailenin yüzüne bakamıyorum. Benim güzel bir yuvam, güzel bir hayatım vardı. Her şey bir günde darmadağın oldu" ifadelerini kullandı.
kaynak.mynet.com

Google müzik piyasasına girdi

Google müzik piyasasına girdi


Sanal müzik satışlarında Apple'a rakip olarak piyasaya giren Google, Amerika Birleşik Devletleri'nde Android platformuna dayalı müzik mağazasını açtı.


Google, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Android yazılımını kullanan cihazların MP3 dosyaları satın almalarına, yüklemelerine ve yayınlamalarına olanak verecek bir sanal müzik mağazası açtı.
EMI, Sony Music Entertainment, Universal ve 23 bağımsız müzik şirketi, 13 milyon parçadan oluşacak müzik mağazasına katkı sağlayacak.
Ancak şu aşamada Warner Müzik Grubu, projeye katılmıyor.
Google'ın müzik mağazası, Apple şirketinin bu alandaki egemenliğine meydan okuyacak. Apple, iTunes'u 2003 yılında devreye sokmuştu.
iPod'un yanı sıra iPhone'ların piyasada çok tutulması, internet üzerinden müzik satışlarının artmasına olanak sağladı.
Bununla birlikte araştırma şirketi Gartner'ın yeni bir çalışması, Temmuz ve Eylül ayları arasında satılan akıllı telefonların yarısından fazlasında Android yazılımı olduğunu saptadı. Bu da 60 milyonu aşkın cihaz anlamına geliyor.
Buna karşılık, aynı dönemde Apple'ın iOS cihazlarının, piyasanın sadece yüzde 15'lik payına sahip olduğu belirlendi.

Sosyal paylaşım

Google, bu yeni müzik hizmetini yeni sosyal paylaşım ağı Google+'a da dahil edecek.
Böylece kullanılcılar Circles grubundaki kişilerle müzik paylaşabilecek ve bu kişiler satın almaları gerekmeksizin bir parçayı tümüyle dinleyebilecekler.
Google'ın müzik mağazasında parçaların fiyatı 69 sentten 1,29 dolar arasında değişiyor ve DRM (Dijital Haklar Yönetimi) koruması taşımıyor. Google, ayrıca hergün farklı bir parçayı bedava indirme olanağı sunuyor.
Google'ın sanal müzik mağazasının açılışına katılan rap sanatçısı Busta Rhymes yeni albümünü Android platformunda piyasaya sürecek. The Rolling Stones ve Coldplay de, daha önce yayınlanmamış canlı konser kayıtlarını Android platformundan piyasaya çıkaracak.
Google, yeni sanatçılar grubu altında daha küçük çaptaki sanatçıları da şebekesine almayı umuyor. Müzisyenler 25 dolara kendi sayfalarını ekleyebilecek ve müzik parçalarını istekleri fiyattan satabilecekler. Google, her satıştan yüzde 30 pay alacak.
Google, müzik mağazasının ABD dışında da hizmete sunulması konusunda bir açklama yapmadı.
Müzik endüstrisinde atılıma girişen tek şirket Google değil.
Blackberry de bu hafta İngiltere'de BBM Müzik Servisi'ni hizmete soktu. Blackberry, ayda 4,99 sterline 50 adet DRM korumalı parça indirme olanağı sağlıyor.
Üyeler arkadaşlarının seçimi olan parçaları da dinleyebiliyorlar. Kullanıcılar Blackberry'nin bu hizmetine ABD, Kanada ve Avustralya'da da ulaşılabiliyor.
kaynak/mynet/com

Tümgeneral firarda!

Tümgeneral firarda!


İnternet andıcı davası sanığı Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın firar ettiği ortaya çıktı.


İnternet andıcı davasında hakkında yakalama kararı bulunan Tümgeneral Mustafa Bakıcı, izne ayrılarak ortadan kayboldu. Bakıcı'nın, Kuzey Irak üzerinden Rusya'ya gittiği belirlendi.

Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Bakıcı, firar etmeden önce eşine Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) emekliliğini talep eden bir dilekçe bıraktı ve bu talep eşi tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na iletildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşavirliği'nin, bu talebin işleme konulmasının hukuki sorumluluklar getirdiği uyarısında bulunduğu belirtildi. 12 Eylül 2011 tarihinde gelen talep buna rağmen 20 Eylül 2011'de kabul edildi.

BAKICI NE İLE SUÇLANIYOR?

Kuzey Irak üzerinden Rusya'ya kaçtığı öne sürülen Bakıcı'nın, internet andıcı belgesinde tuğgeneral rütbesi ile Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanvekili olarak imzası bulunuyor. Bakıcı hükümeti yıkma eylemi içinde bulunmanın yanı sıra "delil karartmakla" suçlanıyor.

YAKALAMA KARARI 

Şırnak'ta 23. Sınır Tümen Komutanlığı görevinde bulunan Mustafa Bakıcı, Ağustos 2011 Yüksek Askeri Şura'sında tümgeneralliğe terfi etti. Hakkındaki iddialar nedeniyle pasif bir görev olarak tanımlanan Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Başkan Yardımcılığı'na atandı. İnternet Andıcı iddianamesinin açıklanması ile birlikte, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık durumuna düşen Bakıcı hakkında yakalama kararı verdi. Karara itiraz eden Bakıcı, bir süre sonra GATA'ya yatırıldı ve 26 Ağustos tarihinde taburcu oldu.

İZİN TARTIŞMASI
Bir hafta istirahat raporu alan Bakıcı, Kara Kuvvetleri'ndeki görevine başladı ancak kısa süre sonra bir aylık izin dilekçesi verdi. Hakkında yakalama kararı olan bir komutanın izne ayrılması ve bunun onaylanması tartışma konusu oldu. Konu Genelkurmay Başkanlığı'na intikal etti. Kendisinden teslim olması istendi ancak bu uyarılara karşı Bakıcı, 12 Eylül 2001 tarihinde eşi aracılığıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na emeklilik dilekçesi gönderdi.

BAKICI'NIN TALEBİ REDDEDİLDİ

Bakıcı'nın emeklilik talebini hukuki olarak değerlendiren Kara Kuvvetleri Adli Müşavirliği, bu talebin uygun olmadığını ve kabul edilmesinin sakıncalı bir duruma neden olacağını şu sözlerle dile getirdi: "K.K.K.'lığında göreve başladığı esnada hakkında çıkarılan yakalama kararı gereği yakalanarak adli makamlara teslim edilmiş olması gerektiği, bunun yapılmadığı gibi bazı merciler tarafından kendisine izin verildiği ve emeklilik işlemleri yapıldığı, bu durumun süreçte görev alan makamları sorumlu konuma düşüreceği..."

Bu uyarılara rağmen Bakıcı'nın emeklilik işlemi 20 Eylül tarihinde onaylandı. Bakıcı, kendisinden haber alınamaması ve ailesinin yerini bilmediklerini ifade etmeleri üzerine firari duruma düştü ve sınır kapılarına bildirildi.

300 BİN TL'Yİ DE YANINA ALDI

Sabah'ın haberine göre, İnterpol aracığıyla yapılan incelemede Tümgeneral Bakıcı'nın Kuzey Irak üzerinden Rusya'ya kaçtığı belirlendi. Yapılan istihbarat sonucunda Bakıcı'nın bankalarda bulunan yaklaşık 300 bin TL'yi de beraberinde götürdüğü öğrenildi.

FİRARİLER ARTTI

Tümgeneral Bakıcı'nın firari duruma düşmesi ile birlikte Ergenekon, Balyoz ve İnternet Andıcı Davaları çerçevesinde firari duruma düşen şüpheli sayısı 4'e yükseldi. Ergenekon sanıklarından Yeditepe Üniversitesi'nin sahibi ve İstek Vakfı'nın kurucusu Bedreddin Dalan, AK Parti eski Milletvekili Turhan Çömez ve Çağdaş Eğitim Vakfı Genel Başkanı Gülseven Yaşer firari durumda. Halen tutuklu olan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz de firardayken Ankara 100. Yıl Hastanesi'nde yakalanmıştı.
kayak/mynet/com

En Çok Okunan Haberler

Google Arama