20 Ocak 2012 Cuma

Tuncel temyize gidiyor

Tuncel temyize gidiyor

Öldürülen gazeteci Hrant Dink davasında örgüt yöneticiliğinden beraat kararı verilen Erhan Tuncel, mahkemenin Mcdonalds patlamasıyla ilgili verdiği 10 yıl 6 ay hapis cezasına itiraz edeceğini mahkemeye bildirdi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

İSTANBUL - Azmettirici olarak yargılandığı Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davada beraat eden Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe verdi.
Avukat Soruklu, Yasin Hayal'in Trabzon Mcdonalds'a attığı bombayı imal ederek, "patlayıcı madde imal etme ve azmettirme'' suçundan 10 yıl 6 ay hapis alan Tuncel için verilen karara itiraz edeceklerini mahkemeye bildirdi.
Erdoğan Soruklu, dilekçesinde gerekçeli karar açıklandıktan sonra temyiz dilekçesini vereceklerini belirtti.

Albatros uçakta 1 metrelik delik açtı

Albatros uçakta 1 metrelik delik açtı

Japon sahil güvenliğine ait bir uçak Çin Denizi üzerinde büyük bir tehlike atlattı. Çin Denizi üzerinde 300 metre yükseklikte seyir halindeki uçağa çarpan albatros bir metrelik delik açtı.

JAPAN COAST GUARD / KYODO
ntvmsnbc

Japon Times gazetesinin haberine göre, Bombardier DHC8-315 tipi uçağa yerel saatle akşam 5.10'da Çin Denizi üzerinde bir albatros çarptı.
Çarpmanın etkisiyle uçağın ön kısmında bir metre genişliğinde bir yarık oluştu. Ancak albatros çarpmasına rağmen uçak acil iniş yapmayarak, planlandığı gibi Ishigaki kentine vardı.
Japon gazetesinin haberinde uçakta bulunan 9 mürretabattan yaralanan olmadı. Japon Ulaştırma Bakanlığı kazayla ilgili soruşturma başlattığını açıkladı.
Japonya'da kuş çarpmaları hava yolu trafiği için önemli bir tehdit oluşturuyor.
Japon Ulaştırma Bakanlığı önümüzdeki nisan ayında başkent Tokyo'daki Haneda havalimanına, uçakları kuşlardan koruyacak bir radar sistemi yerleştireceğini açıkladı. 

KCK davasında Arapça savunma kabul edildi

KCK davasında Arapça savunma kabul edildi

KCK operasyonunda tutuklanan BDP eski yöneticisi Mashar Akman'ın talebi üzerine, savcılık ve mahkemede Arapça savunma yapması kabul edildi.

ntvmsnbc

İSTANBUL - Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın KCK'ya yönelik sürdürdüğü soruşturma kapsamında Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadale Şube Müdürlüğü ekipleri, Kızıltepe İlçesi'nde önceki gün eş zamanlı operasyon düzenledi.
Operasyonda, BDP eski Kızıltepe İlçe Başkanı Gurbet Tekin, BDP'li yöneticiler Nurhan Özel, Cengiz Demirkıran, Mashar Akman, Çetin Yüksel ile Belediye Meclis üyeleri Hamdullah Bulut, Beşir Dal ve MEYA-DER Şube Başkanı Fettah Tekin, gözaltına alındı.
Polisteki soruşturmalarının ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
KÜRTÇE SAVUNMA İSTEĞİNE RET 
Şüphelilerin savcılık ve mahkeme sorgusu sırasında Kızıltepe'nin eski BDP yöneticisi Mashar Akman, savunmasını ana dili olan Arapça yapmak istediğini söyledi. Akman'ın isteği kabul edilerek savunmasını Arapça yaptı.
Kürtçe savunma yapmak isteyen diğer şüphelilerin talebi ise reddedildi. Nöbetçi mahkemece tutuklanan 8 kişi Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konuldu.

Ya Mandela bir gün ölürse diye...

Ya Mandela bir gün ölürse diye...

Televizyon kanalları komşularının ev kirasını üstleniyor, haber ajansları evinin etrafına casus kameralar yerleştiriyor. Amaç; Güney Afrika'nın ulusal kahramanı Nelson Mandela'ya bir şey olursa, haberi ilk veren olmak.

DW Türkçe

Nelson Mandela’nın Güney Afrikalılar için önemi, kelimelerle anlatılacak gibi değil. Sadece, onun hayattayken aziz sıfatına ulaştığını söylemek mümkün. İşte böyle önemli bir kişiliğin 2003 yılından bu yana gözlerden uzak kalmayı tercih etmesi, bazı medya mensuplarının düzeysiz girişimlere kalkışmasına yol açtı. Zira böyle bir kişiliğin hayata gözlerini yumması durumunda, haberi veren ilk haber ajansı ya da ilk gazeteci olmak, anlaşılan kimilerinin en büyük hayali niteliğinde.
Güney Afrika "ulusunun babası" Mandela, bir yıl önce akciyer enfeksiyonu nedeniyle hastane kaldırıldığında, gazeteciler işte o günün geldiğini sandılar. Hastanenin önü, haberi geçmek için yarışan, hemşire ve bekçilere rüşvet vermeye çalışan muhabir ve fotoğrafçılarla doldu. Bir anda sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden Mandela’nın öldüğü haberi yayıldı. Bu haber ülkede büyük kaosa yol açtı. Mandela’nın ailesi, siyasi partiler, Güney Afrika hükümeti, eski devlet başkanının durumunu sakin bir şekilde açıklığa kavuşturacaklarına şoka girdiler. Devletin tepesinde ise böyle bir durumda konuşma yapma hakkının kime ait olduğu tartışılmaya başlandı.
CASUS KAMERALAR İki günlük sessizliğin ardından Güney Afrika Başkan Yardımcısı Kgalema Motlanthe şu açıklamayı yaptı: “Madiba’nın durumu iyi. Ülkenin en iyi doktorları tarafından en iyi tıbbî tedaviyi görüyor. Paniğe kapılacak ya da onun sağlık durumu için endişelenecek ortada hiçbir sebep yok. Sağlığı yerinde.”
Mandela hastanede gerçekten sağlığına kavuştu. Ancak 93’üncü doğum gününü kutlamadan önce ülkenin güneydoğusundaki memleketi Qunu’ya taşındı.
"Mandela o günden bu yana da evinden çıkmıyor", diyor turist rehberi Zim. Ancak Mandela hakkındaki bu bilgiler kimilerine yeterli gelmiyor. Amerikan ve İngiliz haber kanalları, olur da o beklenen gün gelirse, ilk onların haberi olsun diye Mandela’nın Qunu’daki komşularının birkaç yıldır ev kirasını ödüyor. Haber ajansları AP ve Reuters bir adım daha öteye gidip, komşu evlere casus kameralar yerleştirmiş.

'KİMSE HAZIRLIKSIZ YAKALANMAK İSTEMİYOR' Alman Birinci kanalı ARD’nin Güney Afrika muhabiri Ulli Neuhoff, bu yaşananları “Mandela’nın ölümü üzerine medyada o kadar çok spekülasyon yapıldı ki, bu durumu göz önünde bulundurmak gerekiyor” diye açıklıyor ve şunları ekliyor: “Hepimiz böyle bir duruma kendimizi hazırlıyoruz. Çünkü bu çok büyük bir haber. Ve hepimiz biliyoruz ki bu haber bir gün verilecek, sadece zamanını bilemiyoruz. O nedenle kim bu konuyu duysa, kendini en iyi şekilde hazırlama stresine giriyor. Bunun tabii herkes için farklı sebebi var. Çünkü böyle bir habere hazırlıksız yakalanmamak gerek, çünkü gelmiş geçmiş en büyük tarihi kişiliklerden biri olan Nelson Mandela söz konusu, Güney Afrika’nın kuşkusuz en önemli kişiliği söz konusu. Ve herkes bu insana verdiği değeri göstermek istiyor.”
'BİZDE ÖLÜM HAKKINDA SPEKÜLASAYON YAPILMAZ'Qunu köyün öğretmeni Churchill Bantu Habe de köye gelen birçok meraklı ile muhatap olmuş. Köy öğretmeni yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Buraya gelip oda kiralayan ve cenaze hazırlıkları hakkında bilgi edinmek isteyen birçok insan oluyor. Ben de onlara bir şey bilmediğimi söylüyorum. Bizim kültürümüzde ölüm üzerine spekülasyon yapılmaz, diyorum. Biz, birisi hakkında, 'Şu yaşa geldi ve yakında ölecek' diye konuşmayız.”
AP ve Reuters’in girişimi çoktan polise intikal etti. Casus kameralar yine polis tarafından kaldırıldı. AP, kameraların açık olmadığının garantisini verdi. Soruşturma, Güney Afrika Ulusal Savcılık makamı tarafından devam ediyor.

Pilotun cesedini balıkçılar buldu

Pilotun cesedini balıkçılar buldu

İzmir’de 4 gün önce düşen askeri eğitim uçağında bulunan 2 pilottan birinin cesedi balıkçılar tarafından bulundu.

ntvmsnbc ve Ajanslar

İZMİR - Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan geçen pazartesi günü eğitim için havalandıktan sonra İzmir’in Foça İlçesi açıklarında radardan kaybolan T-37C tipi eğitim uçağının iki pilotundan birinin cesedi arama ekiplerince denizde, uçağın dışında bulundu. Uçağın enkazının bulunduğu yerin daha kuzeyinde, Burunucu mevkii açıklarında saat 16.05’de bulunan ceset Sahil Güvenlik Botu’na alındı. Bulunun cesedin Pakistanlu Binbaşı Masood Hussain Chhachhar olduğu açıklandı. Aynı uçakta bulunan Teğmen Serkan Sağır’ı arama çalışmaları ise halen sürüyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, kurtarma çalışmalarını yürüten Akın gemisi ve destek veren Işın gemisi, ROW adı verilen sualtı robotu aracılığıyla enkazın bulunduğu 125 metre derinlikte çalışmaları yürütüyor.
Çiğli 2. Anajet Üs Uçuş Eğitim Komutanlığından 16 Ocak Pazartesi günü havalanan T-37 tipi bir eğitim uçağı kaybolmuş, görgü tanıklarının Foça ilçesinin kuzeyinde Aslanburnu mevkisi yakınlarında bir uçağın düştüğünü ihbar etmesi üzerine bölgede arama kurtarma çalışması başlatılmıştı.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden önceki gün yapılan açıklamada, 16 Ocak Pazartesi günü saat 16.05'te eğitim uçuşu esnasında, henüz bilinmeyen bir nedenle düşen uçağın ana gövdesine, Yenifoça'nın 5 kilometre açığında, 125 metre derinlikte ulaşıldığı bildirilmişti.
Düşen uçakta, Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması çerçevesinde, Türkiye'de görev yapan Pilot Binbaşı Masood Hussain Chhachhar ile pilot adayı Teğmen Serkan Sağır'ın bulundukları kaydedilmişti.

TSK'nın düşünce kuruluşu kapatıldı

TSK'nın düşünce kuruluşu kapatıldı

TSK'nın 'düşünce kuruluşu' Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi'nin geçen kasımda kapatıldığı ortaya çıktı. Merkez, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tuğcu'ya suikast senaryosuyla gündemi sarsmıştı.

Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ön ayak olduğu, aynı dönem Genelkurmay Başkanı olan emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından açılışı yapılan Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) 2011 kasımında faaliyetlerine son verdi.
Askerin düşünce kuruluşu (Think-tank) olarak bilinen SAREM, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı'na (ATASE) bağlı çalışıyordu. İlk komutanlığını Tuğgeneral Reşat Ödün'ün yaptığı SAREM, özellikle uluslararası ilişkilerde kısa, orta ve uzun vadeli strateji üretiminde Genelkurmay'a katkıda bulunuyordu. Merkezin kuruluşunda, aralarında Nejat Eslen ve Armağan Kuloğlu'nun da bulunduğu 4'ü emekli general 24 kişilik bir ekip görev aldı. Subayların yanı sıra, akademisyenler ve diplomatlar da aynı ekipteydi.
'FELAKET SENARYOSU'YLA GÜNDEME GELDİ SAREM'in adını gündeme getiren en önemli gelişme ise 2007 yılında yaşandı. Türkiye üzerine 'felaket senaryoları'nın konuşulduğu ABD'deki Hudson Enstitüsü'nde düzenlenen toplantıya, dönemin SAREM Başkanı Süha Tanyeri'nin katıldığı ortaya çıktı. Uzun süre tartışılan senayolara göre, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu suikasta kurban gidecek, Beyoğlu'nda düzenlenecek canlı bomba saldırısını PKK üstlenecek, ardından da TSK 50 bin askerle K. Irak'a girecekti. Basına sızan senaryonun ardından Genelkurmay bir açıklama yaparak Tuğgeneral Tanyeri'nin, bir dizi temasta bulunmak üzere ABD'de olduğu, Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıya da bu çerçevede katıldığını duyurdu. Tanyeri daha sonra 'Balyoz' davası kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
İRTİCA VE BÖLÜCÜLÜK İSTİSNA Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu, 8 Ocak 2002'deki açılış konuşmasında SAREM'in faaliyetlerini sıralarken iç politika konularının bunun dışında olduğunu söylemiş ve şöyle demişti: '... İç politika ve iç politik konular, bu kurumun faaliyet alanı dışındadır ve dışında kalacaktır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekası ve milli gücünü doğrudan ilgilendirdiği için irticai ve bölücü faaliyetlere ilişkin değerlendirmeler, bu genellemenin dışında (...) Bu kulüp, güvenlik bağlamında ve geleceğe yönelik jeopolitik ve jeostratejik konularda araştırmalar yaparak karar vericilere önemli veri tabanı, bilgiler ve alternatifler sunacak. SAREM'in çalışmaları resmi ve bağlayıcı bir formatta ve yapıda da olmayacaktır...'
SON KEZ EKİMDE TOPLANDIK Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi'nin Planlama Kurulu Üyesi emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, şunları söyledi:
- Komuta kademesi böyle bir karar vermiş, saygı duymak lazım. Kurulduğu günden bu yana emekli olmama rağmen SAREM'de görev yaptım. Faydalı olduğunu düşünüyordum.
- SAREM'in yıllık planlamalarını yapan ekipteydim. Son toplantıyı 2011 ekiminde yaptık. SAREM'in çalışma yerinin yanlış olduğunu ifade etmiştim. Ama bize kapanacağını söylememişlerdi. O düşünceler komutana aktarılmıştır, o da böyle bir tasarruf kullanmış olabilir. Genelkurmay içine kapandıkça şeffaflığını kaybeder. Dolayısıyla bu konularda çekinmemek gerekiyor. Bence şeffaf olmaya devam etmeli.ntv

En Çok Okunan Haberler

Google Arama