11 Kasım 2011 Cuma

Son Dakika: Deniz otobüsü kaçırıldı

Deniz otobüsü kaçırıldı

İzmit - Gölcük arası sefer yapan deniz otobüsü kaçırıldı.


İzmit-Gölcük seferini yapan Kocaeli Belediyesi'ne ait Kartepe isimli deniz otobüsünün üzerinde bomba olduğunu söyleyen bir kişi tarafından kaçırıldığı bildirildi. Kaptanın etkisiz hale getirildiği belirtilen deniz otobüsünde 4 mürettebat 17 yolcunun bulunduğu öğrenildi.
Deniz otobüsü sahil güvenlik ekipleri tarafından takip ediliyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, eylemi gerçekleştirilen kişinin PKK'nın "silahlı kanadı" HPG üyesi olduğunu söylediğini, örgütün adının medyada yer almasını istediğini belirtti.

Yolcuların cep telefonunu da toplayan eylemcinin medyaya açıklama yapmak istediği bildirildi.
VALİ'DEN AÇIKLAMA
Kocaeli Valisi Ercan Topaca, İzmit-Gölçük seferini yapan yolcu vapurunun kaçırıldığını söyledi.
Vali Topaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde İzmit-Gölçük seferini yapan yolcu vapurunda kaptanın bulunduğu bölüme giren bir kişinin kaptanı rehin aldığını söyledi.
Vapurun kontrolünü ele geçiren kişinin İzmit Körfezi'nde vapuru dolaştırdığını dile getiren Topaca, ''Vapuru kaçıranların bir kişi olduğu net değil. Sadece kaptanın yanında bir kişi var. Güvenlik güçlerimiz olayla ilgili inceleme başlattı. Mürettebatla birlikte vapurda 20 kişi var'' dedi.
Kocaeli Valisi, sahil güvenlik botlarının gemiyi takip ettiğini, şu an için operasyon yapılmadığını, kaçırılan geminin izlendiğini söyledi.
BAKAN ANKARA'YA DÖNÜYOR
Bu arada Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, olay nedeniyle Erzurum gezisini iptal etti ev Ankara'ya dönem kararı aldı.
YALOVA POLİSİ BOT İLE DENİZE AÇILDI
Yalova Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Deniz Şubesi bünyesindeki "Polis-1 Yalova" adındaki özel bot ve zodyaklara binen yaklaşık 25 polis, çelik yeleklerini giyip silahlarını alarak feribotu kontrol altında tutmak üzere denize açıldı.Yalova polisi, deniz otobüsünün kaçırılmasından sonra sahildeki resmi ve sivil ekip sayısını da artırdı.
İDO SEFERLERİ İPTAL EDİLDİ
Kaçırılma haberi üzerine İstanbul ile Yalova arasında sefer yapan İDO'ya ait deniz otobüsü ve feribot seferleri iptal edildi.
TUZLA VE AHIRKAPI İSKELELERİ HAZIRLANIYOR
Kaçırılan Kartepe Deniz Otobüsünün yanaşması için Tuzla İskelesi ve Ahırkapı sahilinde hazırlıklar sürdürülüyor. İstanbul Adalar açığında bulunan ve yakıtı bitmek üzere olan Kartepe Deniz Otobüsü'nün Tuzla İskelesi ile Ahırkapı açıklarına yanaşması bekleniyor. Kartepe'nin yanaşması için Tuzla ve Ahırkapı açıklarında demirleyen gemilerin kaldırılmaya başlandı.
İskele çevresine çok sayıda polis ve ambulans sevkedildi.
 kaynak.mynet.com

Kadıköy - Kartal arası 29 dakika

Kartal-Kadıköy arası 29 dakika



İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olarak tasarlanan ve günde 1,5 milyon yolcu taşıma kapasitesine sahip Kartal-Kadıköy metro hattında test sürüşü yaptı..


Kartal İstasyonu’na gelen Kadir Topbaş, görme engelli vatandaşlar için özel olarak tasarlanan yoldan yürüyerek metroya bindi.

Metronun, Kartal-Kadıköy test sürüşünü bugün için özel bir tarih olan 11.11.2011 tarihinde saat 11.11’de kendisi yapan Topbaş, gazetecilere vatman koltuğunda poz verdi.

Yolculuğun tamamlanmasının ardından Kadıköy İstasyonu’na gelen Topbaş, burada yaptığı açıklamada, Kadıköy-Kartal metro hattının test sürüşünü başlattıklarını, sistemin 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı olarak tasarlandığını, bu hattın günde 1.5 milyon yolcu taşıyabileceğini söyledi.

Özellikle Anadolu yakası için bu hattın çok önemli olduğunu, hattın 29 dakika gibi kısa bir sürede aşılacağını anlatan Topbaş, "Kartal’dan, Ayrılıkçeşme İstasyonu’na gelen vatandaşlarımız Marmaray ile Avrupa yakasındaki diğer istasyonlara geçebilecek. Kadıköy’den deniz ulaşımıyla da İstanbul’un istenilen noktasına ulaşılabilecek" dedi.

Bu yıl sonuna kadar İstanbul’da yapacakları yatırımların toplamının 44 milyar TL olacağını, bu rakamın yarısının ise ulaşıma harcandığını anlatan Topbaş, bu çalışmaların yer altında olması sebebiyle görünmeyen işler olduğunu, ancak yer altında hummalı bir çalışma yürütüldüğünü dile getirdi.

Gece gündüz demeden, yerin 40 metre altında binlerce insanın bu çalışmaları yürüttüğünü belirten Topbaş, "Yakın bir tarihte İstanbullular, bu çalışmaları çok daha iyi hissedecek ve görecek. İstanbul’da mevcut 44,1 kilometrelik raylı sistemi, 82 kilometreye çıkardık ve 2014’te bu rakam, 230 kilometreyi bulacak. 2014’te raylı sistemlerimizi günde 4 milyon 950 bin insan kullanıyor olacak" dedi.

Toplam uzunluğu 22 kilometre olan Kadıköy-Kartal metro hattının maliyetinin 1,6 milyar dolar olduğunu belirten Topbaş, bu hattı 4,5 kilometre daha Pendik-Kaynarca’ya kadar uzatacaklarını, bu hattın da devreye girmesiyle yapılan toplam harcamanın 3 katrilyon 225 milyar liraya ulaşacağını söyledi.

Üsküdar-Ümraniye Tepe Üstü-Çekmeköy istikametindeki metro ihalesini yaptıklarını, 38 aylık bir sürede bu hattın tamamlanmasının planlandığını belirten Topbaş, bu hat da devreye girdiğinde bu istikametteki ciddi trafik yoğunluğunun azaltılacağını ifade etti.

Kadir Topbaş, öte yandan, 2013 yılı sonu itibariyle İstanbul’daki bütün otobüsleri konforlu hale getireceklerini, 3 bin civarında yeni otobüsü kentin hizmetine sunacaklarını söyledi.

Metroları sistem olarak geliştirmek istediklerini, bu sistemle birlikte vatandaşın artık bireysel aracını almayı tercih etmeyeceğini ifade eden Topbaş, "Bu hattımızın test sürüşlerinin, birkaç ay daha devam etmesi gerekiyor. 2012 Şubat ayında, bu hat yolcu taşımaya başlayacak. Bu hattaki vagonlar makinist olmadan da kullanılabilecek bir sisteme sahip. Bir kişiekrandan bakarak, vagonları garaja yerleştirebilecek" dedi.

-Hattın özellikleri- Yaklaşık 22 kilometre uzunluğa sahip olan Kadıköy-Kartal metro hattında toplam 16 istasyon bulunuyor.

Şehir içinde açılan, dünyanın en hızlı tünel çalışmasının yapıldığı hatta günde 150 metreyi bulan rekor tünel kazıları yapıldı.

15 istasyonda elektromekanik ve ince işlere başlandı. Taplam, 48,572 metre ray uzunluğuna sahip hattın Kozyatağı-Kartal arasında ray döşenmesi tamamlandı. Günde 250 metre ray montajlanmaya devam ediliyor.

Hat için temin edilen vagon sayısı, hattın Kaynarca’ya uzatılması sebebiyle 120’den 144’e çıkarıldı. Ocak ayında başlayan sevkıyat sürecinde bugüne kadar 16 vagon sahaya geldi.

Metroda, 4’lü tren dizisinde toplam 1084 yolcu, 8’li tren dizisinde toplam 2 bin 168 yolcu taşınabilecek.

Tüm araçlar, sürücüsüz kullanım özeliğine uygun olarak imal edildi. Bu sayede geceleri parklanma, tamir-bakım atölyesine intikal gibi operasyonlar, kontrol merkezindeki bir operatör vasıtasıyla ve sürücüsüz yapılacak. Bu durum, işletmeye ekonomi ve esneklik sağlayacak.

Vagonlar arasında birbirine geçiş imkanı sağlayan ara geçiş yolları mevcut. Yolcuların 4 vagondan oluşan bir tren içerisinde homojen dağılımı mümkün olacak. Tüm vagonlarda, ısıtma, soğutma ve havalandırma mevcut.

Yolcu güvenliği için araç içi ve dışı, kapalı devre kamera sistemi ile izlenecek. Aracın dışında hangi yöne gittiğini gösteren dijital göstergeler olacak. Vagon içinde kapı üstlerinde aracın hangi istasyona doğru gittiğini, hangi istasyonları geride bıraktığını, hattan aldığı on-line bilgi ile yolculara farklı ışıklarla gösteren "Dinamik Yol Haritası" bulunacak. Ayrıca bu yol haritası üzerinde diğer ulaşım sistemlerine aktarma noktaları gösterilecek.

Her araçta yolcuları bilgilendirmek ve reklam amaçlı kullanılmak üzere 8 adet yolcu bilgilendirme ekranı (LCD ekran) bulunacak.

Yolcular ile makinist arasında aktif iletişim sağlanabilecek. Konforlu bir yolculuk için, titreşim ve ses izolasyonu ile yangın izolatörleri olacak.

Kadıköy-Kartal metro hattı tamamlandığında (ve Marmaray, Yenikapı-Hacıosman, Otogar-Bağcılar-İkitelli hatları gibi yapımı devam eden diğer hatlar tamamlandığında) Kartal’dan metroya binen bir yolcu için yolculuk süreleri; Kadıköy 29 dakika, Üsküdar 35 dakika, Yenikapı 47 dakika, Taksim 55 dakika, Otogar 66 dakika, Hacıosman 79 dakika, Havalimanın 79 dakika, Olimpiyat Stadı 89 dakika olacak.
kaynak.mynet.com

Afgan anneyle kızı taşlanarak öldürüldü

Afgan anneyle kızı taşlanarak öldürüldü

Zina yapmakla suçlanan dul anneyle kızı, evlerini basan silahlı kişilerce taşlanarak öldürüldü.


Afganistan'ın Gazni eyaletinde bir anneyle kızının bir grup silahlı adam tarafından taşlanarak öldürüldüğü bildirildi.
Güvenlik güçleri BBC'ye yaptıkları açıklamada saldırıdan Taliban'ı sorumlu tuttu.
Söz konusu yetkililer, dul kadınla kızının "ahlaki sapkınlık ve zina" ile suçlandıklarını bildirdi.Olay, Gazni'de anneyle kızının yaşadığı Kavaja Hakim bölgesinde geçen Perşembe günü yaşandı.
Polis cinayetlerle ilgili olarak iki erkeği gözaltına aldıklarını açıkladı.
Güvenlik güçleri silahlı kişilerin genç anneyle kızını, baskın düzenledikleri evlerinden dışarı çıkardıklarını, daha sonra da taşlayarak öldürdüklerini aktardı.
Bir görevli, "komşularının olay sırasında anne kıza yardımcı olmadıklarını ya da yetkililere haber vermediklerini" belirtti.
Gazni ve çevresinde bir grup dini liderin "zina yaptığı düşünülen kişilerin kendilerine bildirmelerini isteyen" fetva yayınladıkları belirtiliyor.
Geçen yıl Ekim ayında yine Gazni'de kayınvalidesini öldürmekle suçlanan bir kadın öldürülmüştü.
Gazni'de şiddet olaylarının son yıllarda arttığı da belirtiliyor.
Başkent Kabil ile Kandahar arasında stratejik bir noktada bulunan eyalet bir zamanlar ticaretin merkeziydi.
BBC'nin Kabil'deki muhabiri Bilal Sarvari, Taliban'a bağlı güçlerin eyaletin büyük bölümünde denetimi ellerinde tuttuklarını, 18 bölgeden sadece yedisinin Afgan hükümetinin kontrolünde olduğunu söyledi.
Taliban'ın, eyalet başkentinde kadınlı erkekli düğünleri yasakladığı belirtiliyor.
Buna göre erkekler müzik çalmadan kutlama yapabiliyor, ancak kadınların sadece evlerinde eğlenmelerine izin veriliyor.
Eyalet başkentinde bir çok radyo istasyonu da Taliban'ın onay verdiği şarkıları çalıyor.
kaynak.mynet.com

Kontör aldı, Kazıdı bakın ne çıkdı..

Anahtar kelime giriniz
İzmir'de cep telefonuna para yüklemek için marketten aldığı kartı kazıyan Seval Ulusoy, şifre bölümünde 'Nah çıktı' yazısını görünce büyük şok yaşadı.
Bornova ilçesinde dün saat 19.30 sıralarında, marketten cep telefonuna para yüklemek için kart alan Seval Ulusoy, eve gidip kartın arkasındaki şifre bölümünü kazımaya başladı.
Ulusoy, şifre bölümünü tam olarak kazıdıktan sonra gördüğü yazı karşısında şaşkına döndü. Şifre bölümünde, ’Nah çıktı’ yazısını gören Ulusoy, hemen GSM şirketinin müşteri hizmetlerini aradı.
DOLANDIRICILARIN İŞİOlayı hemen cep telefonu operatörünün müşteri hizmetleri yetkilisine aktaran Ulusoy, böyle bir uygulamanın olmasının imkansız olduğu yönünde aldığı cevap sonrasında, bugün de bayiye gitti.
Dolandırıcıların kart üzerinde oynama yaptığı cevabını alan Seval Ulusoy’un ihbarı üzerine harekete geçen polis ekipleri, market sahibi Mustafa Kaşar ile telefon kartlarını seyyar olarak satan Yüklel Erdem’i gözaltına aldı. İki şüpheli kartlar üzerinde oynama yapmadıklarını, böyle bir olayı kimin yaptığını ise bilmediklerini ileri sürdü.
"SUÇLULAR BULUNSUN"Olayın ardından büyük şok yaşayan Seval Ulusoy dolandırıcıların bulunmasını isteyerek, "İnsanla resmen dalga geçiyorlar.
Hem parasını alıyorlar hem de bu kişilerin kendilerini çok kötü hissetmesi için böyle bir mesaj bırakıyorlar. Bunu yapanların bulunmasını istiyorum" dedi. Polisin olayla ilgili soruşturmasının sürdüğü bildirildi.
kaynak.mynet.com

Bahçeli'yi almadı, görev yeri değişti

Bahçeli'yi almadı, görev yeri değişti

Bahçeli'nin, 25 Eylülde Pamukkale'ye yapacağı ziyarette, Bahçeli'yi aracıyla Pamukkale'ye almadığı iddia edilen Pamukkale Örenyeri İşletme Müdürü Nevzat Sallıo'nun görev yeri değişti.


Denizli İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu, yaptığı açıklamada, MHP lideri Bahçeli'nin Denizli'ye gerçekleştirdiği ziyaretin son gününde yaşanan olayın ardından Pamukkale Örenyeri İşletme Müdürü Sallıo'nun kendi isteği ile görevini bıraktığını belirtti.
Oklu, Salıo'nun başka bir göreve atanmak için verdiği dilekçe üzerine Denizli Valiliği tarafından İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği Proje Koordinatörlüğü'ne getirildiğini kaydetti.
İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği Proje Koordinatörlüğüne atanan Nevzat Sallıo da hakkındaki iddialara ilişkin olarak, Pamukkale ören yerinin İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararına göre birinci derece arkeolojik ve doğal sit alanı içinde kaldığına dikkat çekerek, bölgenin taşıt trafiğine kapalı olduğunu ve asıl o gün araç konvoyuna izin vermesinin görevini suiistimal olacağını ifade etti.


Ören yerine, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı dahil, herkesin kendi aracıyla içeri girmeyip, kendilerinin belirledikleri araçlarla içeri girdiğini dile getiren Sallıo, MHP Lideri Bahçeli'ye ziyaret günü yaptığı uyarının yanlış anlaşıldığını savundu.
kaynakmynet.com

ABD'den İran için geri adım

ABD'den İran için geri adım

ABD Savunma Bakanı Panetta, İran'ın nükleer programına darbe vurmak için düzenlenecek askeri harekatın istenmeyen sonuçlar doğuracağını ve Tahran'ın hedeflerini en fazla üç yıl geciktireceğini söyledi.


ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İran'a karşı bir askeri harekatın ''istenmeyen sonuçlar doğurabileceği'' uyarısında bulundu.
Amerikalı Bakan, olası saldırının İran'ın nükleer çalışmalarını en fazla üç yıl geciktirebileceğini söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu salı günü, İran'ın nükleer araştırmalarının nükleer silah kapasitesine erişme amacı taşıdığını öne sürmüştü.

Panetta Washington'da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, ''İstenmeyen sonuçlar konusunda dikkatli olmalısınız'' dedi ve saldırının İran'ı yapmak istediklerinden caydıramayabileceğini vurguladı.
Amerikalı Bakan, ayrıca ''Daha da önemlisi, bölgede ciddi etkileri olabilir, ayrıca bölgedeki Amerikan güçleri üzerinde de. Bunların hepsinin dikkatli ele alınması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
Panetta, İran'a tavrını değiştirmesi için ''en sert ekonomik yaptırımları ve diplomatik baskıların uygulanması'' gerektiğini söyledi.
Amerikan ve İsrail basınında, son günlerde ABD'yle İsrail'in birlikte ya da bu ülkelerden birinin tek başına İran'a saldırı düzenleyebileceği yönünde yoğun spekülasyonlar yapılıyordu.

İran'a yönelik suçlamalar

Atom Enerjisi Kurumu'nun İran ile nükleer silahları ilişkilendirdiği son rapor, bugüne kadar Tahran yönetimine karşı kullandığı en sert ifadeleri içeriyor.
Atom Enerjisi Kurumu'nca BM Güvenlik Konseyi üyelerine sunulan raporun 13 sayfadan oluşan ek bölümünde, Tahran merkezli nükleer çalışmalar konusunda toplanan istihbarat ve verilere yer verildi.
Raporda, İran'ın "nükleer patlayıcı geliştirmeyle ilgili denemeler yapmakta olduğuna dair bilgilere ulaşıldığı" belirtildi.
Atom Enerjisi Kurumu raporunda, İran'ın yürüttüğü çalışmalar arasında yer alan bilgisayar modellerinin tek amacının "nükleer bombayı harekete geçirecek sistemler geliştirmek" olabileceği kaydedildi.

'Yolumuzdan sapmayacağız'

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ise, ülkesinin nükleer programından ''bir iğnenin ucu kadar bile sapmayacağını'' söylemişti.
İran lideri, raporun ABD tarafından sağlanmış boş iddialara dayandığını kaydetti.
İran'ın nükleer programının enerji amaçlı sivil bir proje olduğu görüşünü tekrarlayan Ahmedinejad, ''Sizin elinizdeki yirmi bin bombanın karşısında, biz iki bomba üretmeyeceğiz.'' dedi.
kaynak.mynet.com

'Türkiye çok diplere vurabilir!'

'Türkiye çok diplere vurabilir!'

'Olası bir depremde dünyanın en önemli on ekonomisi arasında yer alan Türkiye çok diplere vurabilir. Bu noktada, Türkiye nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan İstanbul’un bu riskten kurtulması gerekir''


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da meydana gelecek olası bir depremin, Van depreminden çok daha farklı olacağını, Türkiye’yi birkaç on yıl geriye götüreceğini belirterek, "Faturasını nesiller boyu ödemek zorunda kalırız, sarsılırız. Dünyanın en önemli on ekonomisi arasında yer alan Türkiye çok diplere vurabilir. Bu noktada, Türkiye nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan İstanbul’un bu riskten kurtulması gerekir" dedi

Topbaş, Kadıköy-Kartal metrosunun test sürüşünün ardından gazetecilerin İstanbul’da meydana gelecek olası depreme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ruhsatsız ve çürük binaların yıkılacağına dair bir açıklaması olmuştu. Bu konuda atılmış bir adım var mı, çalışmalar ne zaman başlayacak ve hukuk açısından bir çalışma var mı bu anlamda?" şeklindeki sorusu üzerine Topbaş, şu yanıtı verdi:

"Göreve başladığımda, ’İstanbul’da öncelikli sorun nedir?’ diye sorulduğu zaman hep şunu söyledim; İstanbul’un öncelikli sorunu deprem ama ulaşım günlük hayatımızı etkilediği için hep ulaşımı konuşuyoruz. Esasında hep depremi konuşmamız gerekiyor. Deprem konusunda bu kentte çok ciddi çalışmalar yaptık. Kentin jeolojik etütlerini tamamlayarak ve olası zemin tepkilerini görebilecek
bir sistemi kurduk. Buna göre artık yapıların, parsel ve arsa boyutunda sondajı yapılarak yapı yapma izinleri veriliyor. Belediye binaları, viyadükler, köprüler ve bizim sorumluluk alanımız içinde olan alanlarla ilgili ilgili bir sorun yok. Valilikte, Özel İdare marifetiyle hastane ve okullarla ilgili çalışmalar sürdürülüyor."

"Faturasını nesiller boyu ödemek zorunda kalırız"
Depremle ilgili sorunun, esasında vatandaşın yaşadığı yerle ilgili olduğunu belirten Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul’da olası bir deprem, Van’dan çok daha farklı, Türkiye’yi birkaç on yıl geriye götürür ve faturasını nesiller boyu ödemek zorunda kalırız, sarsılırız. Dünyanın en önemli on ekonomisi arasında yer alan Türkiye çok diplere vurabilir. Bu noktada, Türkiye nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan İstanbul’un bu riskten kurtulması gerekir. Ne yaptık? ’Kentsel dönüşüm’ dedik. Daha sonra, ’Kentsel dönüşümü sanayide uygulayalım’ dedik. Fikirtepe örneğinde, vatandaşlar memnun. Şuurlu bir şekilde projeye başlanacak."

Yakın bir tarihte, İstanbul’daki ilçe belediye başkanlarını toplayarak, deprem konusunda ciddi adımların atılması gerektiğini tekrar hatırlatacağını dile getiren Topbaş, "Kooperatif, site ve bir mahallede yaşayan insanlar birlikte müracaat yaparlarsa, imarda olabilecek şekilde, şartlarını belirli miktarda aktarmak suretiyle onlara imkan verecek bir çalışmayı başlatacağım. Bu uygulama bazı belediyelerde yapılıyor" dedi.

İstanbul’un bütün ilçelerinde bu çalışmanın yapılmasını arzu ettiğini dile getiren Topbaş, Belediye olarak, bugüne kadar 16 bin yıkım gerçekleştirdiklerini, bu yapıların ciddi boyutta deprem riski bulunan yapılar olduğunu söyledi.

Kadir Topbaş, bu uygulamaların bir dönüşüm olduğunu, ancak İstanbul’un büyüklüğüyle kıyaslandığında küçük işler olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Kaçak yapılar ile riskli yapıların farklı olduklarını dile getiren Topbaş, "Adam kaçak yapmıştır, ama sağlam yapmıştır. Bizim ilk önce hayatımıza kast eden yapıların üzerine gitmemiz gerekiyor" dedi.

Tarihi Yarımada gibi bazı yerlere kat yüksekliği verilemeyeceğini, bu tür yerlerde de imar hakları transferi gibi bir hakkın getirilebileceğini anlatan Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliğinin bu konuyla ilgili çalışma yaptığını söyledi.

Deprem konusunda birçok değişim yöntemin bulunduğunu, bunlardan hangisi uygunsa uygulanması gerektiğini ifade eden Topbaş, İstanbul’da riskli yapılara ilişkin 10 ilçede tarama yapıldığını kaydetti.

Van’daki deprem

İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Topbaş, Van’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından çöken otel binasına ilişkin, "Ben de hayret ettim, nasıl bir iştir diye. Çünkü kameralar otel yıkılmadan önce yaptıkları çekimleri gösteriyorlar. Bir önceki depremin izleri var otelde. En azından, ’Belli bir süre kullanılmasın, detaylı bir şekilde incelensin, detaylı bir rapordan sonra iskan edilebilir’ denilebilirdi. Ben kendi evimdeki kiriş ve kolonları, 1999 depreminden sonra tek tek inceledim. Kılcal çatlama dahi olsaydı, girmezdim. Bunlar bir işarettir. O işareti hissetmeniz gerekiyor. Türkiye’deki bütün vatandaşlarımız artık depreme karşı duyarlı hale geldiler. İş birliği yapmaya hazırlar. Devlet, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları beraber olmalıyız. Birbirimizi karalayarak, ’Senin döneminden kaldı, senin suçundu’ deme hakkımız yok. Neticede bir tarafta insanlar hayatını kaybediyor, bir tarafta laf üretiliyor. Laf üretilmemesi lazım, iş üretilmesi lazım" diye konuştu. (AA)
kaynak.mynet.com

Kanserin ilacı ağaç tükeniyor

Kanserin ilacı ağaç tükeniyor

Bilim insanları kanser tedavilerinde kemoterapi ilacı üretmek için kullanılan bir ağacın neslinin tükenme tehlikesi altında bulunduğu uyarısında bulundu.



Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), kabuğundan alınan özü ile Taxol adlı kemoterapi ilacı üretilen porsuk ağacının (Taxus Brevifolin) aşırı kesim nedeniyle neredeyse yok olmak üzerine olduğunu bildirdi. Anavatanı Himalayalar olan ağacın ticaretinin sıkı denetim altına alınması isteniyor.
kaynak.mynet.com

En Çok Okunan Haberler

Google Arama