31 Aralık 2011 Cumartesi

Sınırda ölen 35 kişi için tazminat yolda

Sınırda ölen 35 kişi için tazminat yolda

Güneydoğu sınırındaki bombardımanda yaşamını yitiren 35 kişi için tazminat ödenmesi seçeneğinin de gündeme geleceği öğrenildi.

ntvmsnbc

İSTANBUL - Sınırda 35 kişinin bombardımanda hayatını kaybetmesiyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Genelkurmay Başkanlığı ve hükümetten başsağlığı mesajları gelirken, ölenlerin yakınlarına tazminat ödenebileceği belirtiliyor.
Taraf gazetesine konuşan AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, bu olayın affedilemeyeceğini söyledi.
Dindar, şu ifadeleri kullandı:
“Van ve Diyarbakır gibi bölge illerinin milletvekileriyle bir görüşme gerçekleştirdik. Bir problem olduğu görülüyor. İşin peşini bırakmayacağız. Üzgünüz. Halkımızla beraberiz.
İçişleri Bakanlığı, Şırnak Valiliği ve savcılık ile askeriye de inceleme yapıyor. Tüm ihtimaller değerlendiriliyor. Suçu ve cezası olan kim varsa rütbe ve mevkiisine bakılmaksızın cezalandırılmalıdır. Büyük ihtimalle hayatlarını kaybedenlerin ailelerine tazminat da söz konusu olacaktır. Böyle bir olay affedilemez.
Ölen bu kişiler arasında bizimle seçim döneminde köy köy dolaşanlar vardı.”

1.2 milyonluk ordunun yeni komutanı

1.2 milyonluk ordunun yeni komutanı

Kuzey Kore'nin, babasının ölümünün ardından görevi devralan yeni lideri Kim Jong Un, 1,2 milyon askeri bulunan ordunun komutasını resmen devraldı.

AA

PYONGYANG - Kuzey Kore lideri babası Kim Jong İl’in ölümenden sonra yerine geçen Kim Jong Un, başkomutanlık görevine resmi olarak atandı.
Kim Jong Un, bundan böyle 1.2 milyon askerlik orduya komutanlık yapacak.
Babasının ölümünün ardından iktidardaki İşçi Partisi'nin karar alma organı olan Merkez Komite'nin başkanı ve "yüce lider" ilan edilen Kim Jong Un'un görevleri sırayla onaylanarak resmiyet kazanıyor.

Öte yandan, Kim Jong İl için özel hatıra parası bastırılması kararlaştırıldı. 33 milimetre çapında ve 2 milimetre kalınlığında olacak para altından yapılacak.

‘Orhan Pamuk’un Almanya'da oğlu var’

‘Orhan Pamuk’un Almanya'da oğlu var’

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un, Almanya’da 5 yaşında bir oğlu olduğu iddia edildi.

ntvmsnbc

Pamuk’un hayatına giren son kadınlardan Karolin Fişekçi’nin Pamuk’un bir önceki sevgilisi Hint asıllı yazar Kiran Desai’yle ilgili demeçleri henüz tazeyken, bir başka sevgiliden gelen haber ortalığı karıştırabilir. Bu eski sevgilinin iddiasına göre, Orhan Pamuk’un bir Alman kadından dünyaya gelen 5 yaşında, Albert adında bir oğlu var. Habertürk gazetesinden Elif Key’in haberine göre, adının açıklanmasını istemeyen eski sevgilinin iddiası şöyle:
Orhan Pamuk’un Almanya’da dünyaya gelen oğlunun annesi Hamburg Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümü akademisyenlerinden Prof. Catharina Dufft. Alman Profesör, Orhan Pamuk’la yazarın 2005 yılında Alman Yayıncılar Ödülü’nü aldığı günlerde tanışıyor. Dufft’un oğlu Albert de 2006’da Orhan Pamuk Nobel Ödülü’nü almadan dünyaya geliyor.
ALMANYA’DA BABALIK DAVASI
İddiaya göre Pamuk, Albert’i doğduğu günden beri görmedi. Ve özellikle Nobel Ödülü’nü aldıktan sonra konunun gizli kalmasını istedi ve anneye susması için para gönderdi. Hatta Dufft’un Almanya’da babalık davası açtığı ve bu davayı kazandığı, lakin Pamuk’unmirasından oğlunun pay alabilmesi için bugünlerde Türkiye’de de babalık davası açmayı planladığı söyleniyor.
Orhan Pamuk, son sevgilisi Karolin Fişekçi’den önce Hintli yazar Kiran Desai ile birlikteydi. İki sevgilinin Hindistan’ın turizm cenneti Goa’daki Calangute Beach’te geçirdikleri romantik tatil Goa’da yaşayan bir Türk fotoğraf sanatçısının objektifine takılmıştı. Pamuk (59) ve Desai’nin (39) beraber oldukları ortaya çıktığında, Pamuk Desai’ye olan aşkını itiraf etmiş ve “Kiran’ın kız arkadaşım olduğu bir sır değil. O çok akıllı, güzel bir insan ve büyük bir yazar. Hindistan onunla gurur duymalı” demişti.
BİTEN AŞK, YENİ İLİŞKİPamuk gibi New York’ta yaşayan Desai de ödüllü bir yazar Desai ikinci romanı ‘The Inheritence of Loss’ ile 2006 yılında prestijli Man Booker Ödülü’nü kazanmıştı. Pamuk da beraberlikleri sürerken, bir Hint gazetesine Desai ile ilişkilerini “Birbirimize çok yardımcı oluyoruz. Kiran, kitabımın İngilizce’ye çevrilmesi sırasında bana çok yardımcı oldu” sözleriyle anlatmıştı. Karolin Fişekçi de geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda Pamuk’un Hint yazar Kiran Desai ile yaşadığı ilişkinin çıkar amaçlı olduğunu ima etmişti. Orhan Pamuk’un eski eşi Aylin Türegün’den Rüya adında bir kızı bulunuyor.
NOBEL'Lİ İLK TÜRK YAZAR
Türkiye’nin Nobel Ödülü alan tek yazarı olan Orhan Pamuk 1952 yılında İstanbul’da doğdu. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra İTÜ’de 3 yıl mimarlık okudu. Gazetecilik okuduktan sonra 23 yaşında roman yazmaya başlayan Pamuk’un ilk romanı Cevdet Bey ve Oğulları 1982’de yayımlandı. Bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülü’ne layık görüldü. 1990’da Amerika’ya giden Pamuk, Kara Kitap adlı romanını burada yazdı. Kitapları Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da ödül alan yazar, 2006 yılında İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi oldu. Aynı yıl Time Dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçildi. Kitapları 60 dile çevrildi, 100’ü aşkın ülkede yayımlandı, 11 milyon baskı yaptı. Orhan Pamuk, Türkiye’de romancılığın en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Rüya adlı bir kızı olan Pamuk hakkında bir İsviçre dergisine verdiği röportajda kullandığı “Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi” cümleleri nedeniyle 301. maddeden dava açıldı. Bu dava düştü.
PROF. CATHARINA DUFFT KİMDİR?
Prof. Dufft, Pamuk’u yakından takip edenlerin bildiği bir isim. Catharina Dufft 2007 yılından bu yana Hamburg Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümü’nde profesör unvanına sahip. Dufft, 1993-2001 yılları arasında Berlin Üniversitesi’nde Türkoloji ve Felsefe eğitimi aldı, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde de eşzamanlı eğitim gördü. 2003-2005 yılları arasında da Sabancı Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Alman profesörün “Orhan Pamuk’un İstanbul’u”, “Orhan Pamuk’un Eserlerinde Ben-Kimlikler” adlı çalışmaları bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Gül'den yeni yıl mesajı

Cumhurbaşkanı Gül'den yeni yıl mesajı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yıl mesajı yayınladı.

ntvmsnbc

Gül’ün açıklaması şöyle:
"Acı olayların yanı sıra, güzel gelişmelerin de yaşandığı 2011 yılını geride bırakıyor, umutla ve heyecanla yeni bir yılı karşılıyoruz. Yeni yılın milletimize ve tüm dünyaya barış, huzur, refah getirmesini temenni ediyor, insanlığın karşı karşıya bulunduğu sorunların çözüme kavuşturulmasını diliyorum. 2011 yılı sizlerin de yakından takip ettiği gibi, Türkiye açısından yoğun bir gündemle geçmiştir. Dünyada ve Türkiye’de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bölgemizde başlayan yapısal değişim hareketleri, demokrasinin vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya koyarken, şüphesiz dünyanın istikametine de yeni bir şekil vermiştir.
Yeni uluslararası düzene geçişin sancılarıyla birlikte, dünyada başgösteren ekonomik ve siyasi çalkantılar tüm ülkeleri etkilerken, Türkiye, sahip olduğu değer ve kazanımlar sayesinde yoluna emin adımlarla devam etmiştir. Uzun yıllar ihmal edilen reformlar, evrensel değerlerin ışığında hayata geçirilmiştir. Ülkemizin görünürlüğü ve etkisi artmıştır.
Dolayısıyla bugün ekonomisiyle, gerçekleştirdiği dönüşümlerle, ileri standartlarıyla, demokratik rejimiyle, uluslararası alandaki aktif ve yapıcı tutumuyla, yumuşak gücü ile siyasi değeri artan, dünyanın parlayan yıldızı olarak gösterilen bir ülkede yaşamanın haklı gururu içindeyiz. Türkiye’nin yükselen gücü, tüm dünyada ilgiyle ve dikkatle takip edilmektedir.
Bu başarı, geçmişten gelen birikimlerin, daima onur duyduğumuz köklü tarihimizin ve büyük bir özgüvenin yansımasından başka bir şey değildir"
‘TERÖRLE MÜCADELE HER ALANDA SÜRDÜRÜLECEK’"Dünyanın içinde bulunduğu süreç de gözler önüne sermiştir ki, 2012, ekonomik ve siyasi bakımdan zor bir yıl olacaktır. Ülkemizin çevresinde gelişen önemli siyasi olaylar ve çalkantılar dikkate alındığında, 2012’nin Türkiye’yi meşgul eden, yoğun bir yıl olarak geçeceği kanaatindeyim. Bu nedenle, enerjimizi çevremizdeki gelişmeleri ülkemiz açısından olumlu doğrultuda yönlendirmek için harcamamız ve kendi içimizde dayanışma halinde olmamız şüphesiz her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.
Her vesileyle vurguladığım gibi ben, yarınların Türkiye için büyük umutlar vaadettiği inancındayım. Türkiye’nin önümüzdeki süreçteki öncelikleri ve yapması gerekenler bellidir. Ülkemizin dinamizmi ve yakaladığı gelişme ivmesinin yanı sıra, bu konuda toplumumuzda büyük bir konsensüsün bulunması, bu inancımı kuvvetlendirmektedir.
Ekonomimiz, son yıllardaki performansıyla göz doldurmaktadır. Bu yönüyle Türkiye başarılı bir örnek oluşturmaktadır. Bununla birlikte aşırı bir özgüven içerisine girmeden, alınması gereken tedbirlerin bilinciyle hareket edilmesi önem taşımaktadır.
Terörle mücadele önümüzdeki süreçte de, taviz verilmeksizin her alanda sürdürülecektir. Terörle mücadele devam ederken, vicdanlara ters gelen sorunların da, özgüvenle çözüme kavuşturulması önemli bir zorunluluktur. Milletimizin birlik ve bütünlüğünün muhafazası, büyük hedeflerimizin gerçekleştirilebilmesinin mihenk taşını oluşturmaktadır"
'SORUNLARIMIZIN FARKINDAYIZ'"Türkiye’nin başlattığı sivilleşme ve demokratikleşme adımlarının en önemli ayağı yeni bir anayasadır. 2012 yılında yeni anayasa çalışmalarının nihayete erdirilmesi halkın genel beklentisidir. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anayasa, ülkemizin istikrar içinde ilerlemesinin de yolunu açacaktır. Ülkemiz AB’ye üyelik hedefinden hiçbir zaman vazgeçmemiş, daima samimiyetle gayret göstermiştir. Türkiye AB müktesabatına uyum amaçlı reformları 2012 yılında da kararlı şekilde devam ettirecektir. Diğer taraftan demokratik standartların, hukuk standartlarının daha da yükseltilmesi, özgürlüklerin daha da genişletilmesini öngören reformlara daima önem ve öncelik verecektir. Ekim ayında Van’da meydana gelen depremde kaybettiklerimizin üzüntüsü yüreğimizdedir. Van’ın yeniden ayağa kalkması için çalışmalar büyük bir çabayla sürdürülmektedir. Deprem sırasında birbirine ne kadar sıkı bağlarla bağlı olduğunu bir kez daha gösteren aziz milletimiz, bu sıkıntıları da aşacaktır.
Elbette ki Türkiye hiçbir sorunu olmayan bir ülke değildir. Sorunlarımızın farkındayız. Bunları çözmek için güçlü bir irade sergilenmektedir. Bütün kurumlarımız Türkiye’nin daha da gelişmesi, demokratikleşmesi için işbirliği içinde hareket etmektedir.
Çok çalışırsak ve başaracağımıza inanırsak ulaşamayacağımız hedef yoktur. Gerekli irade, azim ve cesareti gösterebildiğimiz takdirde, yarının daha güçlü, daha huzurlu, daha müreffeh, bölgesine ve uluslararası sisteme yön veren Türkiyesini elbirliğiyle inşa edeceğimizden şüphe duymuyorum. 2011 yılında kaydettiğimiz ilerlemeler, ülkemizin geleceğinin ne kadar parlak olduğunu gösterir mahiyettedir. Şunu ifade etmek isterim ki: Önümüzdeki yıllarda, ülkemizin daha güzel başarılara imza attığına şahit olacağız ve millet olarak bunun gururunu hep beraber yaşayacağız. Yeni bir yıla girerken; insanlar, ülkeler ve milletler arasındaki ilişkilerde barışın, huzurun ve güvenin egemen olması, karşılıklı saygı, anlayış ve hoşgörünün düşmanlıklara, nefrete ve önyargılara galip gelmesini umut ediyorum. Daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye’ye ulaşmak dileğiyle, siz değerli vatandaşlarımızın Yeni Yılını tebrik ediyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum"

Kılıçdaroğlu: Yanlış istihbaratı kim verdi?

Kılıçdaroğlu: Yanlış istihbaratı kim verdi?

Sınırdaki bombardımanda yaşamını yitiren 35 kişi için Şırnak’ın Uludere ilçesine taziye ziyaretinde bulunacağını belirten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “İstihbaratı TSK’ya kim verdi” dedi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

VAN - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yılbaşını geçirmek için geldiği Van'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bombardımanında hayatını kaybeden 35 kişi için yarın Şırnak’ın Uludere gideceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Uludere ilçesine taziye ziyaretine gideceğim. Yurtaşların sorunlarını dinleyeceğim. Ölen bizim yurttaşlarımız. Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Çok acı bir olay. Onların acılarını elimizden geldiğinden paylaşmaya çalışacağız. Bugün bir heyet gidecek, Pazartesi günü de başka bir heyet gidecek.
Hükümetin açıklaması beni tatmin etmedi. Öyle anlaşılıyor ki, olay yanlış istihbarattan kaynaklanıyor. Bu istihbaratı hangi kurumun verdiği bilinmiyor. Bu istihbaratı Genelkurmay’a kim verdi? ‘Hiçbir ülke kendi vatandaşlarını bombalamaz’ deniyor ama bombaladı. Kim verecek bunun hesabını? Herhalde siyasi otorite verecektir.
Medya bu konuda görevini yapıyor. Medyayı suçlamak gibi bir yanlışlığa düşülmemesi gerekiyor. Biz de eleştiririz ama medya halkın gözü kulağı, sesi olmak zorundadır. Hükümetin medyanın sorularına yanıt vermesi gerekir.”

En Çok Okunan Haberler

Google Arama