18 Aralık 2011 Pazar

Türk jetleri bomba yağdırdı

Türk jetleri bomba yağdırdı


Türk jetleri bomba yağdırdı

Hava Kuvvetleri F-16'lılarla terör örgütünün Zap ve Metina kamplarını bomba yağmuruna tuttu


Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı 8. Ana Jet Üstünden kalkan F-16 savaş uçakları PKK terör örgütünün Zap ve Metina kamplarını bomba yağmuruna tuttu.

PKK terör örgütünün ana karargah olarak kullandığı ZAP ve Metina kampları Diyarbakır'dan kalkan F.16'lar tarafından bombalandı. Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvetleri Komutanlığından bugün akşam saatlerinde ard arda kalkan çok sayıda savaş uçağı Kuzey Irak'ta bulunan PKK kamplarına doğru yöneldi. Yerel kaynaklar savaş uçaklarının PKK terör örgütü tarafından ana karargah olarak kullanılan Zap ve Metina kamplarının bombalandığını doğrularken, bombardılan sonucu ölen ve yaralanan PKK'lının olup olmadığı hakkında ise bir bilgi alınamadı.mynet

"Emek sineması yıkılmayacak"

"Emek sineması yıkılmayacak"


"Emek sineması yıkılmayacak"

Kültür ve Turizm Bakanı Günay'dan sinemaseverlere müjde!


Kültür Merkezi açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Beyoğlu Emek Sineması yıkılmayacak" dedi. Başakşehir Belediyesi tarafından inşa edilen Bahçeşehir Kültür ve Sanat Merkezi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın katılımı ve Royal Filarmoni Orkestrası konseri ile hizmete açıldı. Açılış öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Bu güzelsalonun açılışında emeği geçenleri kutluyorum.

Türkiye'de yeni yapıları görmeye kendimizi alıştıralım. Başakşehir Belediyesi 120 kişili her türlü donanımıyla güzel bir salon inşa etti. Emeği geçenlere teşekkür ederim"diye konuştu. Bakan Günay, basın mensuplarının Emek Sinemasının yıkılması ile ilgili sorusuna ise "Emek sineması yıkılmayacak" dedi. Başakşehir Belediyesi tarafından dünya standartlarında inşa edilerek İstanbullulara armağanedilen Bahçeşehir Kültür ve Sanat Merkezi açılışının ardından sahne alan dünyaca ünlü Royal Filarmoni Orkestrası performansıyla katılımcılara keyifli anlar yaşattı.
 1200 kişilik oturma kapasitesi ve 570 metrekare sahneye sahip olan Bahçeşehir Kültür ve Sanat Merkezi, aynı zamanda sahne tekniközellikleriyle de dikkat çekiyor. Döner ve hidrolik sahnesi ve sofist ve derinlik özellikleriyle de büyük ve iddialı performanslar ve etkinlikler için uygun olan salon pek çok önemli uluslararası kültür ve sanatorganizasyonuna ev sahipliği yapmaya hazır. Ayrıca, 25 kişilik duyma özürlüler için özel iletişim bandı ve simültane çeviri sistemleri ile de İstanbul'un konferans salonu sıkıntısına çözüm olacak.mynet

İsrail 550 Filistinliyi daha serbest bıraktı

İsrail 550 Filistinliyi daha serbest bıraktı

İsrail, Hamas ile vardığı takas anlaşması uyarınca 550 Filistinli tutukluyu daha serbest bıraktı.

AA
KUDÜS - İsrail, Hamas'la Ekim ayında varılan tutuklu takası anlaşması çerçevesinde bugün 550 Filistinliyi daha serbest bıraktı.
İsrail askeri Gilad Şalit'e karşılık ilk olarak 477 Filistinliyi 18 Ekim'de serbest bırakan İsrail'in anlaşma uyarınca serbest bıraktığı ikinci grupta 6 kadın ile 14-17 yaşında 55 gencin bulunduğu belirtildi.
Ekim'de Hamas üyeleri serbest kalmıştı. Bugün serbest kalanlar arasında ise Hamas üyeleri bulunmuyor.
Serbest kalanlardan 41'i Gazze Şeridi, 2'si Doğu Kudüs, 2'si Ürdün ve 505'i Batı Şeria'ya gidecek.
Salıverilenler arasında annesi Fransız, babası Filistinli 26 yaşındaki Kudüs doğumlu Salih Hamuri de bulunuyor.
Hamuri, 13 Mart 2005'te tutuklanmış, 2008'de İsrail askeri mahkemesi tarafından İsrail Şas partisinin ruhani lideri Haham Ovadia Yusuf'a suikast planlamaktan suçlu bulunmuş, 7 yıl hapse mahkum edilmişti.
İkinci kafilenin serbest bırakılması Filistin topraklarında sevinçle karşılandı.
İsrail radyosu, serbest bırakılan Filistinlilerin çoğunun, ''hafif suçlar nedeniyle'' tutuklu bulunan El Fetih örgütü üyesi olduklarını bildirmişti.
İsrail ile Hamas, Ekim'de Şalit karşılığında 1027 Filistinli tutuklunun serbest bırakılması konusunda anlaşmıştı.

Otobüs alev alev yandı

Otobüs alev alev yandı

Düzce'de TEM otoyolunda hareket halindeyken yanan otobüsün 46 yolcusu tahliye edildi.

AA

DÜZCE - TEM otoyolu Gümüşova mevkisinde İstanbul'dan Hatay'a giden Bahri Kaplan yönetimindeki 31 HF 284 plakalı yolcu otobüsünün motor bölümü henüz belirlenemeyen bir nedenle alev aldı.
Sürücü Kaplan'ın alevleri fark ederek aracı emniyet şeridine park etmesinin ardından, otobüsteki 46 yolcu tahliye edildi.
Olay yerine gelen Hendek ve Gümüşova Belediyesi itfaiye ekipleri, alevler içinde kalan otobüse müdahale etti. Yarım saat süren çalışmanın ardından söndürülen yangında, yolcu otobüsü bagaj bölümündeki valizlerle birlikte yanarak kullanılamaz hale geldi.
Bu arada, yangını söndürmeye çalışan 4 yolcu da yoğun dumandan etkilendi. İlkyardım ekiplerinin müdahale ettiği yolculardan 2'si Düzce Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı, diğer 2 yolcu da ayakta tedavi edildi.
Yangının söndürülmesinin ardından kısa süreyle Ankara yönüne kapanan ulaşım normale döndü.
Yolcuların jandarmaya verdikleri ifadede otobüsün motor bölümünde patlama sesi duyduklarını ve sürücünün aracı emniyet şeridine aldığını söyledikleri öğrenildi.
Yolcu otobüsünde 6'sı Suriye, 2'si Arnavutluk olmak üzere, 8 de yabancı uyruklu yolcu bulunduğu belirtildi.

'Ermeni teklifi geçerse Avrupa ortaçağa döner'

'Ermeni teklifi geçerse Avrupa ortaçağa döner'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunda Fransa'daki girişimle ilgili, "Bu yasa geçmiş olsa bile bu yasa yaşayamaz. Bunu bilsinler. Avrupa'nın merkezinde bu yasa yaşarsa Avrupa orta çağlardaki dogmalar dönemine geri döner" dedi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

KONYA - Reform İzleme Grubu'nun 24. Toplantısı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğinde yapıldı.  Toplantının ardından, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin özgürlük alanlarını genişletme çabası içerisinde olduğunu ancak bazı ülkelerin ifade özgürlüğü alanını daraltma peşinde olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Ümit ederiz Fransa'da da entelektüellerden oluşan bir reform izleme gurubu kurulur, Fransız hükümetine bu çağdışı yasanın bırakın 21. yüzyıla, 18. yüzyıl Fransız aydınlanmasına bile uygun düşmediğini hatırlatır. Fransa yeni dogmalar inşa edecekse bunu başka alanlarda arasın. Aynı şekilde ümit ederiz ki AB Fransa'yı izlemeye alır, Fransa'daki ifade özgürlüğünü izlemeye alır ve bu çağdışı yaklaşımın, bir tarih yorumunun bir Meclis tarafından bir dogma olarak kabul edilmesine dayalı çağdışı yaklaşım konusunda Brüksel'de bir izleme mekanizması kurulur.''
Böyle bir mekanizma kurulması halinde Fransa'nın yanlış bir sürece girdiğini kabul edeceğini ümit ettiklerini söyleyen Davutoğlu, Fransa entelektüellerine ve sivil toplumuna ''Fransa'da ifade özgürlüğüne sahip çıkın'' çağrısında bulundu.
Davutoğlu, şu anda Fransız değerlerinin ve Avrupa değerlerinin tehdit altında olduğunu da kaydetti.
Tasarı Fransa Meclisi'nden geçerse Türkiye'nin neler yapabileceği konusundaki soru üzerine Davutoğlu, Fransa'nın bir bütün olarak bir sınavla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, Fransa'da yapılacak tercihin seçim kazanılmasına dönük sınırlı bir etkisi olabileceğini ama uzun dönemde Fransa ortak vicdanının bunu kabullenemeyeceğini belirtti.
Bakan Davutoğlu, ''Biz bunu reddettiğimizde bize karşı da mı hukuki müeyyide uygulanacak?'' dedi.
Davutoğlu, Türk diplomatı Yılmaz Çolpan'ın 22 Aralık 1979'da Fransa'da şehit edildiğini hatırlatarak, ''Siz aynı gün sanki onu şehit eden teröristlere mesaj verircesine onları neredeyse haklı çıkarırcasına bir yasa çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Herhangi bir şekilde Türkiye'nin uygulayacağı müeyyideden önce biz Fransız toplumunun müeyyide uygulamasını istiyoruz'' dedi.
Yasa geçmiş olsa dahi bu yasanın yaşayamayacağını ifade eden Davutoğlu, ''Bu yasa yaşarsa Avrupa orta çağlardaki dogmalar dönemine geri döner'' diye konuştu.
Türkiye-AB ilişkilerinin kopup kopmadığı sorusu üzerine Davutoğlu, ''Biz tanımadığımız bir devleti dönem başkanı olarak muhatap almayız. AB eğer bir krizi engellemek istiyorsa hemen devreye girsin'' ifadelerini kullandı.
AB ile ilişkileri tamamen kesecekleri yönünde bir ifadeleri olmadığını dile getiren Davutoğlu, ''İkili ilişkiler bağlamında bütün ülkelerle ilişkilerimiz sürer. AB ile teknik düzeyde çalışmalarımız sürer, bölgesel konularda istişarelerimiz sürer. Fakat Güney Kıbrıs Rum Yönetimi başkanlığındaki hiçbir toplantıya katılmayız. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilgili, onları muhatap alacak hiçbir doküman ya da faaliyetin içinde yer almayız'' dedi.
'BİZ YÜZLEŞMEYE HAZIRIZ'Bir basın mensubunun, Fransızların oluşturacağı bir tarih komisyonunu olumlu karşılayacağı yönünde açıklamaları bulunduğunu belirterek, halen böyle düşünüp düşünmediğini sorması üzerine Davutoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe'nin Türkiye ziyaretinin çok başarılı geçtiğini söyledi.
Bu ziyarette muhatabına Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Ermenistan ziyaretindeki mesajlarını hatırlattığını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'ye başka bir ülkeden mesaj vermenin doğru olmadığını söylediğini, ''konuşulacak bir şey varsa açık açık konuşuruz'' dediğini kaydetti.
Davutoğlu, 2005 yılında yaptıkları teklifi yeniden gündeme getirdiklerini ve kim istiyorsa adil bir hafıza çerçevesinde, ortak tarih komisyonu çerçevesinde bütün arşivleri açmaya hazır olduklarını belirttiğini aktardı.
Juppe'nin de bunu ilgili taraflara ileteceğini kaydettiğini anlatan Davutoğlu, ancak bir ay geçmeden yaşananların, Juppe'nin benimsediği ifade özgürlüğü ve tarihin araştırılarak çözüme kavuşturulabileceği görüşüne karşı, Fransa'da dogmatik bir zihniyetin devreye girdiğini gösterdiğini söyledi.
Davutoğlu, ''Bu anda da benim değerli dostumdan beklentim ki buna da eminim, ifade özgürlüğüne sahip çıkmasıdır'' dedi.
Bu konu kamuoyuna mal olmadan muhataplarıyla bunun doğurabileceği sonuçları konuştuklarını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Sayın Juppe'ye ben saygı duyuyorum. Ankara'da benimsediği bu fikrin bugün için de geçerli olduğunu ve bunun Fransız Meclisi'ne anlatılması durumunda Türkiye'nin her zaman tarihi, ortak ve ayrı ayrı arşivleri açarak araştırmaya hazır olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Esas tarihle yüzleşmek budur. Biz yüzleşmeye hazırız. Ama eğer bu yüzleşme imkanı verilmez ve bir dogma oluşturulursa gittiğimiz her ülkede Fransız koloniciliği, sömürgeciliği üzerine konuşmaya başlarız. Bütün Afrika'da. Bunun da bilinmesi lazım. Tarih açılacaksa maalesef sonuçları hiçbir açıdan doğru olmaz. Fransa'da konuşamayacağımız gerçekleri dünyanın her yerinde konuşmaya başlarız.''

'Esad barış planına imza atacak'

'Esad barış planına imza atacak'

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın hükümet karşıtı protestolara karşı, Arap Birliği'nin barış planına imza atacağı ileri sürüldü.

AA

DUBAİ - El Arabiya televizyonu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın hükümet karşıtı protestolara karşı barış planına imza atacağını bildirdi.
Haberde, Arap Birliği Dönem Başkanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamid Bin Casim Ettani'nin Suriye Devlet Başkanı Esad'ın barış planına imza atacağı bilgisine yer verdi, ancak planın ayrıntıları hakkında bir şey açıklamadı.

"Tecavüze uğrayan ben, dışlanan yine ben"

Anahtar kelime giriniz






Tecavüz mağduru genç kız: "Bu olaydan sonra toplum tarafından damgalandım.
İzmir’de, bindiği kamyonettiki 2 kişinin tecavüzüne uğrayan üniversite öğrencisi, yargılama sürecinde, koluna mühür vurulup, ruh ve beden sağlığının kontrolü için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine tepki gösterirdi.
"Bir yıl aradan sonra aynı acıyı tekrar tekrar yaşattılar. Yarama tuz bastılar" diye konuşan genç kız, olayın ardından aktivist olarak ’Kadın Cinayetlerini Durduracağız’ adlı platforma katılıp destek verdiğini anlattı.
Olay, geçen yıl 21 Kasım’da, İzmir Kuzey Çevre Yolu Bornova geçişi viyadükleri altında meydana geldi. Eğitim giderlerini karşılamak için barda çalışan üniversite öğrencisi, Alsancak Hocazade Camii karşısındaki otobüs duraklarında zaman zaman karşılaştığı İ.O.D. ile gece otobüs beklediği sırada, yardım etme bahanesiyle önlerinde duran 2 kişinin araçlarına bindi.
Yola çıktıktan kısa süre sonra 2 kişi, gençlerden İ.O.D.’yi tartakladıktan sonra araçtan indirdi. Bu sırada inmeye çalışan genç kızı zorla kamyonette tutan 2 kişi, viyadüklerin altında durup, tecavüz etti. İki saldırgan, bunu polise anlatmaması için dövüp, tehdit ettikleri genç kızı metro istasyonunda bıraktı. Genç kız, anlattıkları ve araca ait plaka bilgisinden yola çıkan polis ekipleri, tecavüz zanlıları 31 yaşındaki Ali Yavaş ile 24 yaşındaki Gökhan Muşmula’yı yakaladı. İki kişi hastaneden tecavüz bulgularının yer aldığı raporunun alınmasının ardından tutuklandı.
Tecavüz sanıkları hakkında, 24’er yıl hapis cezası istemiyle İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Karar aşamasına gelen davanın son duruşmasında, üniversite öğrencisi, ruh ve beden sağlığının kontrolü için sol koluna mühür vurulup İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda muayeneden geçirilen genç kız, döndüğü kentte uygulamaya tepki gösterdi. Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan genç kız, "Bu olaydan sonra toplum tarafından damgalandım. Beni suçlayıcı bir sürü yorumlarda bulunuldu. Benzer şeyleri yaşayan kadınlar, aynı şekilde toplumumuzda damgalanıyor. Sol koluma da mühür vurularak somut bir şekilde damgalama yapıldı. Adli Tıp Kurumu’na, zaten içerisinde fotoğrafım olan kapalı bir zarfla gittim. Mühüre ne gerek vardı? İlkel bir uygulama, teknolojinin geliştiği günümüzde hala devam ettiriliyor. Bu şekilde rencide edildim, incindim, gururum kırıldı. Olayın psikolojisinden kurtulmaya çalışırken, bir yıl sonra tekrar tekrar, üstüne basa basa aynı acıyı yaşattılar. Yarama tuz bastılar."
"KORKUYLA GİTTİM"Mühürün sol koluna, omzuna yakın yere vurulduğunu anlatan genç kız, şöyle devam etti:
"Kış olması nedeniyle uzun kollu giyindiğim için fark edilmedi. Ya yazın gönderilseydim, bunun yaratacağı rahatsızlığın hesabını kim verecekti? Kuruma girdiğimde çok heyecanlandım, zaten korkuyla gittim. Etrafımda 5-6 mağdur kişi daha vardı, onlar da sıra bekliyorlardı. Onlarla göz göze geliyorduk ama konuşamıyorduk. Daha sonra içeri alınıp ortadaki sandalyeye oturtulup, kimliğim ve hayatımla ilgili soruları cevaplandırdım, oradan ayrıldım. Gerçekten yıkıldım, saatler geçmek bilmedi" diye konuştu.
"KADIN SUÇLU DURUMA DÜŞÜRÜLÜYOR"Son günlerde kadına yönelik şiddet olaylarının da artmasına tepki gösteren, yaşadığı olayın ardından aktivist olarak ’Kadın Cinayetlerini Durduracağız’ adlı platforma katılıp destek verdiğini anlatan genç kız, şöyle konuştu:
"Her gün bir yerlerde yaşanan bu olaylar canıma tak etti. Hepimizin canı yanıyor. Çok katı ve duyarsız düşünceler ortaya çıkıyor. Kadın suçlu duruma düşürülüyor, bu kadar çirkinleşiyoruz."
BÖLGESEL ARACI KURUMLAR OLUŞTURULMALIUygulamanın tamamen kaldırılması gerektiğini dile getiren genç kızın avukatı Can Canbek ise, "Türkiye’de kadınlara pozitif ayrım sağlayacak ciddi bir yaptırım yok. Bu çağda lüzumsuz mühür uygulamasının bir an önce ortadan kaldırılması lazım, buna yönelik yasal çalışma da yapılmalı. Olayın ardından aylar sonra gönderilmesi ise başka bir vahim durum. İstanbul’a gönderilmek yerine bölgesel aracı kurumlar oluşturulup yaşanan mağduriyet en aza indirilebilir" dedi.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama