Böbrek Vakfı tuza savaş açtı
Tuz, günlük tüketim miktarının üzerine çıktığında yaşamsal risk taşıyan hastalıkları tetikliyor. Türk Böbrek Vakfı da bu nedenle tuz tüketimiyle ilgili yeni önerilerde bulundu.
AA
ANKARA - Türkiye'de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerde kişi başına günlük 6 gram yerine 24 grama kadar çıkabilen aşırı tuz tüketiminin engellenebilmesi için harekete geçen Türk Böbrek Vakfı, paketli gıdalardaki kodeksin değiştirilmesini, yemek salonlarında masalardan tuzlukların kaldırılmasını, tuzla ilgili çalışmaların Milli Eğitim Bakanlığınca müfredata alınmasını talep ediyor.
Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu ve Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, günlük yaşamda çok sık kullanılan tuzun (sodyum klorür) çok önemli bir kimyasal olduğunu, her kimyasalın aynı zamanda ilaç görevini üstlendiğini belirterek, ilaç kullanımında da tuzda da mühim olan unsurun miktarı olduğunu söyledi.
AZI YARAR, ÇOĞU ZARARTuz için ''Azı yarar, çoğu zarar'' diyen Erk, bir kişinin gün içinde ortalama 6 gram tuz alması gerektiğini ifade etti. Erk, Türkiye'de aşırı tuz tüketiminin olduğunu vurgulayarak, ''Proteinin fazla tüketildiği Güneydoğu Anadolu bölgesindeki illerde, özellikle Adana ve Urfa'da tuz, 3-4 misli daha fazla tüketiliyor'' dedi.
Türk Nefroloji Derneği ve Türk Böbrek Vakfı tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye genelinde kişi başı tuz tüketiminin 18 gram olduğuna dikkati çeken Erk, ''Ama Güneydoğu Anadolu ve Güney Anadolu'da ne yazık ki günlük kişi başı tuz tüketimi 24 grama kadar çıkabiliyor'' dedi.
AŞIRI TUZ BÖBREKLERİ VURUYORTimur Erk, fazla tuz tüketiminin hipertansiyon, kalp ve böbrek hastalıklarını tetiklediğinin altını çizdi. Tuz tüketiminin mutlaka azaltılması gerektiğinin altını çizen Erk, ''Türkiye genelinde günlük tuz kullanımını, 18 gramlardan 15 grama dahi düşürsek hastane masraflarından Türkiye'ye yüzde 20'lik kazanç sağlamış olacağız. İngiltere'de bu şekilde yüzde 22 kazanç sağlandığı belirlenmiştir'' diye konuştu.
Türkiye'de tuz tüketiminin azaltılabilmesi için damak tadının değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Erk, Türk insanının beslenmesinin yüzde 40'ını unlu gıdalardan karşıladığını ve her 300 gramlık ekmeğin içinde genellikle 2 gram tuz bulunduğunu söyledi. Erk, İstanbul Halk Ekmek Genel Müdürlüğünün, vakfın yürüttüğü çalışmalardan esinlenerek ekmekteki tuz miktarını 1 grama düşürdüğünü, bunun mutlaka yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.
MASALARDAN TUZLUK KALDIRILSINGıdalardaki tuz miktarının azaltılabilmesi için yapılabilecekler hakkında TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl ile geçen günlerde görüştüklerini anlatan Erk, şunları kaydetti:
''Yapılan görüşme çok olumlu geçti, kendisi son derece destek veriyor. Önümüzdeki toplantılardan bir tanesinde komisyon toplanacak ve ilgili bakanlıkların müsteşarları ve genel müdür yardımcıları, tüm endüstriyel kuruluşlar ile federasyon temsilcileri, bütün restorancılar federasyonu yöneticileri ve tuz üreticileri bir araya gelecek. Bunun uygulamaya geçirilmesi için ilk adımlar atılacak. Biz, Dünya Sağlık Örgütünün de çağrısını yaptığı paketli gıda ürünlerindeki kodeksin değiştirilmesini istiyoruz. Bunun için öngördüğümüz değişikliği ilettik. Teklifimizin gerçekleşmesi halinde tüm paketli gıdalarda 'Bu üründe X miktarda tuz bulunmaktadır' ibaresi yer alacak. Tüm paketli gıdalarda tüketicinin görebileceği bir şekilde içerdiği tuz miktarı belirgin bir şekilde yazacak. Bunda Tarım Bakanlığı yetkili olacak ve işlemleri yürütecek.''
Yemek salonlarında da bir düzenlemeye gidilmesini arzu ettiklerini ifade eden Erk, şöyle konuştu:
''Masalara konulan tuzlukların delik sayısının azaltılarak 1'e indirilmesini, hatta masalara hiç tuzluk konulmamasını istiyoruz. Müşteri tarafından talep edildiğinde getirilmesini uygun buluyoruz. Bu durum Finlandiya'da 15 yıldır uygulanıyor. Finlandiya'da tuzluk talep üzerine masaya getiriliyor. Fastfood zincirlerinden de bu çalışmalara destek geldi. Bazı markalar, tepsilere paket tuzları talep olmadığı takdirde koymuyorlar. Tuzun azaltılması konusunda başta büyük direnişler olacaktır. Bu tamamen alışkanlıkların değişmesiyle doğru orantılı, sigara örneğinde olduğu gibi. Sigara yasaklandığı zaman büyük bir hengâme yaşandı. Ancak gelinen noktada Türkiye genelinde sigara tüketimi yüzde 20 azaldı, önemli olan budur.''
MÜFREDATLA BİLİNÇLENDİRME İSTİYORUZTimur Erk, bilinç yaratmanın ve duyarlılığı arttırmanın eğitimden geçtiğine işaret ederek, bunun için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfredatlara tuzla ilgili bilinçlendirmeyi yaratacak çalışmaların sokulmasını da istediklerini belirtti.
İlköğretim çağlarında davranış değişikliğinin çok daha kolay olduğuna değinen Erk, ''Sayın Milli Eğitim Bakanımızla bu anlamda herhangi bir görüşmemiz olmadı. Ancak, önümüzdeki günlerde kendileriyle irtibata geçeceğiz'' dedi.
Özellikle kadınların bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erk, halkın çok izlediği dizilerde de az tuz tüketilmesine ilişkin vurgu yapılmasını istediklerini dile getirdi. Erk, ''En son bir dizide senaryo gereği restoran sahibi olan Metin Akpınar müşteri kaybetmeyi göze alarak masalardan tuzlukları toplattı. Bu ve benzeri mesajlar sık verilmeli'' diye konuştu.