24 Kasım 2011 Perşembe

Nedim Şener’e saz yasağı

Nedim Şener’e saz yasağı


Nedim Şener’e saz yasağı

Gazetecilere Özgür Platformunadestek veren Uluslararası Basın Kuruluşlarının Temsilcileri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde tutuklu gazetecilerin yakınlarıyla bir araya geldi.


Nedim Şener’e saz yasağı Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi “Cezaevindeki meslektaşlarımız terörist olarak suçlanıyor. Biz çok iyi biliyoruz ki onlar, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklular” dedi.

Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne Konig, 2002 ‘de de Türkiye’ye geldiğini ve o günden bugüne durumun daha da kötüye gittiğini gözlemlediğini söyledi. Konig, “O dönemde 40 gazeteci hapisdeydi. Şimdi 63 gazeteci hapiste” dedi.

Gazeteci Nedim Şener’in eşi Vecide Şenel de cezaevinde eşiyle görüştükten sonra TGC’nin Cağaloğlu’ndaki merkezinde yapılan toplantıya geldi.

Şener, eşinin cezaevinde vakit geçirmek için saz kursuna katılmak istediğini ancak, cezaevi yönetiminin güvenlik gerekçesiyle bu isteği kabul etmediğini söyledi.
kaynak.mynet

Üvey kızına tecavüz edip, erkeklere pazarladı..

Üvey kızına tecavüz edip, erkeklere pazarladı


Üvey kızına tecavüz edip, erkeklere pazarladı


Adana'da üvey babası Önder Y'nin tecavüzüne uğrayan ve öz annesiyle birlikte erkeklere pazarlanan 15 yaşındaki A, fuhuş batağından kurtarıldı.
A.G.’nin hayatını karartan olaylar zinciri, bir yıl önce annesi 31 yaşındaki Meryem Y.’nin eşini terk edip, 40 yaşındaki Önder Y. ile birlikte olmasıyla başladı. Meryem Y., kızı A.G.’yi de yanına alıp Önder Y. ile birlikte Antalya’nın Manavgat İlçesi’ne yerleşti. Meryem Y., boşandıktan bir süre sonra da birlikte yaşadığı Önder Y. ile evlendi.
ÖNCE EŞİNİ, SONRA KIZINI PAZARLADI
Fuhşa aracılık etmek suçundan kaydı bulunan Önder Y., bir süre sonra nikahlı eşini para karşılığı erkeklere pazarlamaya başladı. 6 ay kadar önce annesinin evde olmadığı sırada A.G. de üvey babasının tecavüzüne uğradı.
Önder Y., ardından da A.G.’ye "Kimseye anlatma. Anlatırsan seni de anneni de öldürürüm" diyerekküçük kızın tehditle susmasını sağladı. Defalarca üvey babasının tecavüzüne uğrayan küçük kız, 2 ay sonra yaşadıklarını annesine anlattı. Kızına inanmayan anne Meryem Y., "İftira atıyorsun" diyerek, A.G.’yi Adana’da yaşayan anneannesinin yanına gönderdi.
TEHDİTLE FUHUŞ YAPTIRILDI
Adana’nın Hürriyet Mahallesi’nde anneannesinin yanına yerleşen A.G., bir kargo şirketinde iş bulup, çalışmaya başladı. İlköğretim 3’üncü sınıftan terk olan A.G., birkaç hafta çalıştıktan sonra buradan da ayrıldı.
"DEDİKLERİMİ YAPMAZSAN, KOCANA ANLATIRIM"
Anneannesinin aracılığıyla küçük kız, kendisinden 10 yaş büyük Sezgin Ş. ile evlendirildi. Karısıyla birlikte Manavgat’tan Adana’ya gelen Önder Y., üvey kızı A.G.’ye "Eğer dediklerimi yapmazsan, kocana benimle birlikte olduğunu anlatırım" diye tehdit ederek fuhuş yapmaya zorladı.
Gördüğü baskı sonucu evinden ayrılan A.G. üvey babasının yönlendirmesiyle D-400 karayolunda yoldan geçen taşıtlara otostop yaparak, para karşılığı fuhuş yapmaya başladı.
ÜVEY BABA KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ
Önder Y., 40 gün kadar önce kalp krizi geçirip öldü. A.G. ise ortadan kayboldu. Anne Meryem Y., kızının bulunması içinpolise başvurdu. Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerince aranan A.G., fuhuş için D-400 Karayolu’nda müşteri beklerken bulundu.
Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülen A.G. başından geçenleri gözyaşlarıyla anlattı. A.G. devlet korumasına alınıp, yurda yerleştirildi. A.G. ile nikahsız evlenen Sezgin Ş. ’küçük yaşta mağdureyle evlenmek’ suçundan sevk edildiği mahkemede tutuklandı.
ANNE SERBEST, 6 KİŞİ TUTUKLANDI
Soruşturmayı derinleştiren polis, A.G.’nin ifadesinde birlikte olduğunu söylediği 7 erkek ile annesi Meryem Y.’yi gözaltına aldı. Sorgulanan şüpheliler 28 yaşındaki L.A., 24 yaşındaki İ.D., 31 yaşındaki C.B., 23 yaşındaki H.B., 33 yaşındaki N.A., 31 yaşındaki A.T. ile 28 yaşındaki K.D., küçük kızla kendi isteğiyle birlikte olduklarını itiraf etti.
’Küçük yaştaki mağdureyle ilişkiye girmek, para karşılığı fuhuş yapmak ve zorla alıkoymak’ suçlarından Adliye’ye sevk edilen şüphelilerden 6’sı tutuklandı, Meryem Y. ve K.D. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 
kaynak.mynet

PKK sığınakları imha edildi..

PKK sığınakları imha edildi


PKK sığınakları imha edildi
Bingöl'ün Genç İlçesi'nin kırsal kesiminde PKK'lı teröristlerin kış üstlenmesini boşa çıkarmak içingerçekleştirilen operasyonda, tespit edilen depo vesığınaklar imha edildi. Sığınak ve depolarda bol miktarda patlayıcı maddenin de ele geçirildiği belirtildi.
Bingöl Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre,güvenlik güçleri tarafından Genç İlçesi' ebağlı Bulgurluk ile Dikpınar Köyü'nün kırsal alanında düzenlenen operasyonda, bölücü terör örgütü mensuplarına ait arazide gizlenmiş halde 3 sığınakve 6 depo tespit edildi. 
Yapılan incelemede, depo ve sığınakların girişinde tespit edilmesi halinde güvenlik güçlerine zaiyat vermek amacıyla tuzaklanmış, üzerinde özel anahtarsistemi ve elektronik devre kartı bulundu. Depo ve sığığnaklarda, 20-25 kilo patlayıcı ile hazırlanmış el yapımı patlayıcı düzeneği, el yapımı patlayıcı madde yapımında kullanılan yaklaşık 45 kilo amonyum nitrat ve patlayıcının etkisini artırmak maksadıyla kullanılan 1 kilo çivi, 1 elektrikli fünye, 2 el bombası ile 250 kilo çeşitli yiyecek malzemesi, çok miktarda giyecek, ilaç, mutfak ve yaşam malzemesi bulundu.
Genç Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla el yapımı patlayıcı madde düzeneği ve 2 adet el bombası muhafaza altına alınırken, diğer malzemeler, depo ve sığınaklar imha edildi.
kaynak.mynet

Kandil değil, piknik hatırası

Kandil değil, piknik hatırası


İrfan Dündar'ın basında Kandil Hatırası şeklinde sunulan fotoğrafının bir piknikte çekildiği iddia edildi.


Son KCK operasyonunda gözaltına alınan İrfan Dündar’ın avukatı Özcan Kılıç, müvekkilinin silahla atış yaparken çekilen vebasında ‘Kandil hatırası’ diye sunulanfotoğrafının Hakkari’de bir piknik buluşmasında çekildiğini söyledi. Kılıç, söz konusu fotoğrafta görülen silahın da Dündar’ın bir arkadaşının ailesine ait ruhsatlı silah olduğunu iddia etti.

KCK operasyonunun son dalgasında gözaltına alınan ve İmralı’dan Kandil’e kuryelik yapmakla suçlanan 41 avukat arasında İrfan Dündar da yer alıyor. Operasyon sonrasında basında çıkan haberlerde İrfan’ın KCK’nın önderlik komitesinde yönetici olduğu ve evinde yapılan aramada “Kandil’de çekilen ve Kalaşnikof tüfekle atış yaptığını” gösteren fotoğraf ele geçirildiği belirtilmişti.

Haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Dündar’ın avukatı Özcan Kılıç ise emniyetten basına servisedilen fotoğrafla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"1992’nin yazında Hakkari’de ziyaret ettiği üniversiteden arkadaşı olan Kadir Adıyaman’ın mensup olduğu ailesine ait ruhsatlı bir silah olup, ailece çıktıkları piknikte çekilmiş bir hatıra fotoğrafıdır. Fotoğrafta müvekkilimin giymiş olduğu beyaz kısa kollu gömlek ve beyaz pantolan ile piknik çantası dikkate alındığında söz konusu bu kıyafetlerin herhangi bir örgütün üniforması veya eğitim kamp kıyafeti olmadığı aşikârdır.”

Ayrıca Dündar'ın 'Kandil hatırası' olarak sunulan fotoğraftaki kıyafetleriyle üzerine aynı giysilerin bulunduğu diğer karelerin http://twitpic.com/7ifn40 adresinde yer aldığı belirtildi.
kaynak.mynet

Gül'ün sözleri Rumları kızdırdı

Gül'ün sözleri Rumları kızdırdı


Gül'ün Londra gezisi sırasında söylediği sözlere Rumlardan tepki geldi.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Londra’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasındaAvrupa Birliği için “sefil”, Kıbrıs Rum Kesimi için de “yarım ülke” ifadelerini kullanması Rumlar tarafından Brüksel’in gündeminetaşındı.

9 Aralık’ta Brüksel’de yapılacak olan AB Zirvesi’nin sonuç bildirisinin genişlemeyle ilgili bölümünü masaya yatırmak üzere önceki gün toplanan AB Daimi Temsilciler Komitesi’nde (COREPER), Gül’ün yaptığı açıklamaların detayları Rum temsilci tarafından okundu.

Rumların, Gül’ün açıklamalarını COREPER toplantısının gündemine getirmesinin nedeni ise Türkiye’yle ilgili paragrafların, özellikle de Kıbrıs konusuyla bağlantılı olan ifadelerin sertleşmesini sağlamaktı.
Mevcut taslak belgede Türkiye’ye yönelik pozitif söylemlerin dikkat çekmesi ve ne Doğu Akdeniz’dekidoğalgaz çalışmaları konusunda ne de Rum Kesimi’nin 2012’nin ikinci yarısında devralacağı ABDönem Başkanlığı konusunda Ankara’dan gelen sert çıkışlara spesifik olarak atıf yapılmaması Rumların bu yönde bir adım atması sonucunu doğurdu. Ancak toplantıdaki diğer ülkelerden destekgelmedi.
kaynak.mynet

Şike tasarısı Meclis'ten geçti

Şike tasarısı Meclis'ten geçti


Şike tasarısı Meclis'ten geçti

Sporda şike, spor alanlarına yasak madde sokma, hakaret içeren tezahüratta bulunma cezalarını azaltan yasa teklifi, TBMM GenelKurulu'nda kabul edildi.


Ak Parti, CHP, MHP ve BDP'nin ortaklaşa hazırladıkları tasarıyla “şike ve teşvik” primi maddesinde yapılan değişiklikle, belirli birspor müsabakasının sonucunu etkilemekamacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişiye “5 yıldan 12 yıla”kadar hapis yerine, “1 yıldan 3 yıla” kadar şeklinde değiştiriliyor.

Teklifle birlikte suçun federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişileringenel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticileri ile kulüplerin ve sporcuların menajer veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından işlenmesi durumunda veilecek cezalar ise yarı oranında artırılacak. Ayrıca şike ve teşvik primi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, CMK’ya göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek, verilen hapis cezası seçenekyaptırımlara çevrilemeyecek ve ertelenemeyecek.
SPOR ALANINDA YABANCI MADDE



Spor alanlarına bulundurulması yasak olmamakla beraber kesici, ezici, bereleyici veya delici aletler ilepatlayıcı, parlayıcı, yanıcı veya yakıcı maddeleri seyircilere temin etmek amacıyla sokan veya sporalanında seyircilere temin eden kişi için “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası”, “6 aydan iki yıla kadar hapis”, bu alet veya maddeleri spor alanında kullanan kişi, bu suretle müsabaka düzeninin bozulması halinde, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” yerine ise “3 aydan bir yıla kadar hapis” cezası getiriliyor.
KÖTÜ TEZAHÜRAT
Hakaret içeren tezahürat maddesi kapsamında spor alanlarında veya çevresinde toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç işlemediği takdirde, “altı aydan iki yıla kadarhapis cezası” yerine “3 aydan bir yıla kadar hapis cezasına” çarptırılacak.
SOYUNMA ODALARINA GİRENE PARA CEZASI
Müsabaka için seyircilerin kabulüne başlanmasından itibaren müsabaka sonrası tamamen tahliyesinekadarki zaman içinde yetkisiz olarak müsabaka alanına, soyunma odalarına, odaların koridorlarına, sporcu çıkış tünellerine giren kişi, “üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası” yerine, “20 günden az olmamak üzere adli para cezası” alacak.
Fiilin müsabakanın seyrini veya güvenliğini bozması halinde, fail hakkında ''bir yıldan üç yıla kadarhapis cezası'' ise ''3 aydan bir yıla kadar hapis cezası'' olarak değiştiriliyor.
Bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği asliye veya ağır ceza mahkemeleri değil, sulh ve asliye mahkemesi yetkili olacak.

SAKIK: FEDERASYON BEŞİKTAŞ'I MAHKUM ETTİ
TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerde söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “Dersim” tartışmalarına işaret ederek, “1915'ler ile yüzleşseydik 1938'ler yaşanmayacaktı. Bugün dağda bulunanlar Seyit Rıza'nın torunlarıdır. Onların torunlarını yok edeceksiniz bir taraftan da olanlardan dolayı özür dileyeceksiniz. Bunlar birbiriyle çelişir” dedi.
Sakık, 45 yıllık Fenerbahçeli olduğunu, ancak bu akşam kimliğini burada bırakarak ayrıldığını, “Çarşı”ya doğru gittiğini, güçlülerden değil, mazlumlardan yana olduğunu belirtti. Sakık, ÇarşıGrubu'nun Van depremiyle ilgili topluma duyarlılık mesajı verdiğini anımsatarak, özgürlüklerden bahseden Futbol Federasyonunun Beşiktaş'ı para cezasına mahkum ettiğini belirtti.

Ak Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, şikenin, daha önce dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirildiğini, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulandığını anımsattı. Sporda Şiddet veDüzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile şikeye verilen cezanın 5 ile 12 yıl hapis olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, burada büyük bir orantısızlığın açıkça görüldüğünü söyledi.
Çavuşoğlu, teklifle fiil ile ceza arasındaki dengenin gözetildiğini, bir af olmadığını belirtti. Ak PartiÇankırı Milletvekili İdris Şahin de teklifin asıl amacının af olmadığını dile getirdi.

SUAT KILIÇ: HERKES İŞLEDİĞİ FİİLİN KARŞILIĞI SUÇTAN YANGILANIRGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, diğer davalardan tutuklu olanlarla, futbolda şike kapsamında tutuklu olanlar arasında paralellik kurma arayışı olduğunu belirterek, “Herkes işlediği fiilin karşılığı olan suçlardan yargılanmaktadır” dedi.

Kılıç, dördüncü madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Teklifteki cezaların hafif olduğu yönündeki eleştirilere değinen Kılıç, teklifte “Ceza kanunlarında tanımlanmış başka bir suçun kapsamına girmediği takdirde bu kanun teklifindeki cezalar uygulanır” şeklinde açık bir ibarenin bulunduğunu söyledi.

Diğer davalardan tutuklu olanlarla, futbolda şike kapsamında tutuklu olanlar arasında paralellik kurma arayışının söz konusu olduğuna dikkati çeken Kılıç, “Herkes işlediği fiilin karşılığı olan suçlardan yargılanmaktadır. Kanun önünde eşitlik prensibi vardır. Futbolda şike soruşturması ile diğer soruşturmaları aynı kefede değerlendirebilmek hukuk bilgisiyle bağdaşmayan bir yaklaşımdır. Diğer taraftan KCK tutuklularıyla bu kanun teklifi arasında paralellik kurmayı da kesinlikle çok zorlama bir çaba olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.

BEŞİKTAŞ'A VERİLER CEZA SAHAYA ATILAN ATKILAR YÜZÜNDEN DEĞİL
Başka bir soruyu yanıtlarken Beşiktaş taraftarlarının Van'a yönelik güzel bir duyarlılık sergilediğini belirten Kılıç, şunlar söyledi:
“İlk olarak atkıların sahaya atıldığı Beşiktaş-Fenerbahçe maçında ben de izleyici olarak oradaydım. Tribünde, iki kulübün başkanlarıyla birlikte oturuyordum. Biz de bize armağan edilen Beşiktaş atkısını o gün sahaya gönderdik. Yani eğer burada bir kabahat varsa biz de o gün itibariyle ihlal yoluyla bu kabahatin ortağı olmuş olduk.

Fakat burada bir şeyin istismar edilmemesi lazım. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Beşiktaş Kulübüne verilmiş olan ceza, kesinlikle Van'a gönderilmek üzere atkıların sahaya atılmasıyla ilgili değil. Sahaya yabancı cisim atılmasıyla alakalı bir konudur.”

Beşiktaş taraftarının Van'a yönelik sergilemiş olduğu tavrın doğru olduğunu belirten Kılıç, “Bu kapsamda son iki günde Fenerbahçe Kulübü de kapsamlı bir şekilde Van'a kolilerini göndermiştir. Van'a yaptığım ziyaret sırasında Trabzonspor Kulübü tarafından gönderilen çok sayıda sportifmalzemenin de dağıtıldığını gördüm. Galatasaray Kulübü adına da gönderilen sportif ürünlerin Van'da bulunduğunu biliyorum. Sporun kardeşlik ruhu, kulüplerin üzerinde Van halkına yönelik olarak kararlıve samimi bir şekilde sergilendi” diye konuştu.
kaynak.mynet

Avrupa'da ilk onay Türkiye'den

Avrupa'da ilk onay Türkiye'den


Kadına yönelik şiddetle ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmesi TBMM'de onaylandı


Türkiye, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni, imzaatan ülkeler arasında, parlamentosunda ilkonaylayan ülke oldu.
TBMM Genel Kurulu, ''25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'' öncesinde, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkinAvrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısını kabul ederek, yasalaştırdı.
Tasarı, 1 çekimser oya karşın 246 oyla kabul edildi.
Haberin Devamı

Sözleşme ne getiriyor?
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da imzalan sözleşme, ''Kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Sözleşme, taraflara, kadın erkek eşitliği, kalıplaştırılmamış toplumsal cinsiyet rolleri, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı gibi konulara ilişkin öğretim malzemelerinin, resmi müfredat içerisine ve eğitimin her seviyesine eklenmesi için gerekli adımları atma yükümlülüğü getiriyor.

Sözleşmeye imza koyan ülkeler, cinsel suç faillerinin tekrar suç işlemesini engelleyen tedavi programlarını oluşturulması için önlem alacak. Şiddet mağdurlarına, yasal ve psikolojik danışmanlık, mali yardımkonut, eğitim, öğretim ve iş bulma desteği sağlanacak.

Sözleşme, taraflara, zorla gerçekleştirilen evlilikler, psikolojik şiddet, taciz, fiziksel şiddet, tecavüz dahil olmak üzere cinsel şiddet, zorla kürtaj ve kısırlaştırma, kadın sünneti, sözde namus adına işlenen suçların cezalandırılmasına yönelik gerekli hukuki ve diğer önlemleri alması konusunda yükümlülük getiriyor.
Sözleşme, uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyor. Sözleşmede, devlet kurumlarının ve görevlilerinin kadına karşı şiddet uygulanmamasını sağlaması, kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesi, cezalandırılması, ulusal düzeyde veri toplanması ve eşgüdümden sorumlu bir resmi kurumun tespit edilmesine yönelik düzenlemeler de bulunuyor.

Sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere bir uluslararası izleme mekanizması (Kadına Karşı Şiddet veAile İçi Şiddetle Mücadele Uzmanlar Grubu-GREVIO) oluşturulacak, ulusal düzeyde toplanan veriler bu mekanizma ile paylaşılacak.
kaynak.mynet

İmralı-Kandil bağlantısı kesildi

İmralı-Kandil bağlantısı kesildi


İmralı-Kandil bağlantısı kesildi

Başbakan Yardımcısı Arınç, terör örgütüne yönelik operasyonlarla ilgili açıklamlarda bulundu.


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terörle mücadelede hükümetin hiçbir zaman olunmadığı kadar başarılı olduğunu belirterek, "Artık İmralı- Kandil ilişkisi ortadan kalkmıştır" dedi. Arınç, "Talimatlar gitmemektedir ve örgütün başlarındakiler de bu konuda bir dağınıklık içindedir. Dış destek Türkiye'nin her zamankinden daha fazla yanındadır ve güvenlik güçlerimiz her zamankinden daha iyi bir noktadadır" diye konuştu. Arınç, Başbakan Erdoğan'ın da Cumhurbaşkanlığını sonuna kadar hak ettiğini söyledi.

"İMRALI-KANDİL İLİŞKİSİ ORTADAN KALKMIŞTIR"
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde dört yerel televizyonun ortak yayınında konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terörle mücadelede hükümetin başarılarından ve gelinen noktayla ilgili bilgiler verdi. Arınç, son 6 -7 ay içerisinde olağanüstü terör eylemlerinin yapıldığını, çok sıkıntıların çekildiğini, gözlerden yaş geldiğini belirterek, şöyle konuştu:



"Terörle mücadele eden bir ülkede yaşıyoruz. Artık İmralı-Kandil ilişkisi ortadan kalkmıştır. Talimatlar gitmemektedir ve örgütün başlarındakiler de bu konuda bir dağınıklık içindedir. Dış destek Türkiye'nin her zamankinden daha fazla yanındadır ve güvenlik güçlerimiz her zamankinden daha iyi bir noktadadır. Biz de teröre çok güzel cevaplar verdik. Ben bütün sevincimle yüreğimle söylemeliyim ki hiçbir zaman olmadığı kadar terörle mücadelede başarılı bir dönemdeyiz. Hiç girilmeyen yerlere giriliyor. Temelinden meseleye bakılıyor. Kafası ile gövdesinin arası kopartılıyor. Eylem yapamaz noktaya, sadece birilerinin çılgınca kendisini feda ederek yaptığı eylemler gözüküyor. Ben umuyorum ki yakın zamanda örgüt eylem yapamaz duruma gelir. Kökünü kazımak, sonuna kadar gitmek, bunlar ayrı bir şey, bunlar da mümkün olacak, ama bizim bütün amacımız silah bırakılmalı, örgütün eylem yapamaz noktaya gelmesidir."

"ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞINI YERDEN GÖĞE KADAR HAK EDİYOR"
Bülent Arınç, bir gazetecinin "Sizin düşüncülerinizi merak ediyorum, Erdoğan cumhurbaşkanı olur mu?" sorusunu cevaplandırdı. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili Bursa'daki bayramlaşmada 'Güller, sümbüller, laleler' açıklamasına atıfta bulunan Arınç, "Günü geldiğinde halk cumhurbaşkanını seçecek. Kim aday olur, kim aday olmalı? Biz günü geldiğinde sandık başına gittiğimiz zaman sivil cumhurbaşkanlığı adayları için oy kullanacağız. Bana sorarsanız (Sayın Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığını hak ediyor mu?) diye. Benim cevabım da (Yerden göğe kadar hak ediyor) olur. Kendisi arzu eder mi? Bunu şimdiden değerlendirmek mümkün değil. Ama biz o dönem geldiğinde Türk halkı olarak cumhurbaşkanını başarıyla seçeceğiz" ifadelerini kullandı.
kaynak.mynet

Ünlü işadamının aracına silahlı saldırı

Ünlü işadamının aracına silahlı saldırı


Ceylan Otel'in ortaklarından Mahmut Ceylan'ın aracına Taksim'de silahlı saldırıda bulunuldu.


Mahmut Ceylan'ın araçta bulunmadığı sırada gerçekleşen saldırıda, vucüduna 5 kurşun isabet eden şoför ağır yaralandı.

İstanbul Beyoğlu'ndaki Ceylan Intercontinental Otel'in ortaklarından Mahmut Ceylan'ın aracına silahlı saldırıda bulunuldu. Mahmut Ceylan'ın araçta bulunmadığı sırada gerçekleşen saldırıda ağır yaralanan şoförü Ramazan S. hastaneye kaldırıldı. Ameliyata alınan Ramazan S.'nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.

Olay, Beyoğlu 'deki Ceylah Intercontinental Oteli'nin giriş kapısında saat 21.00 sıralarında meydana geldi. Otelin ortaklarından Mahmut Ceylan'ın 06 MBC 55 plakalı aracına kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından silahlı saldırıda bulunuldu. Mahmut Ceylan'ın araçta bulunmadığı sırada gerçekleştirilen saldırıda, Ceylan'ın şoförü 48 yaşındaki Ramazan S. ağır bir şekilde yaralandı. Saldırganlar, saldırıyı gerçekleştirdikleri plakası alınamayan beyaz renkli ciple olay yerinden kaçtı.

Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Ramazan S.'nin göğsüne 4, kalçasına da 1 kurşun isabet ettiği öğrenildi. Ameliyata alınan Ramazan S.'nin hayatiyi tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Polisinin olayla ilgili geniş çaplı çalışması sürüyor.
kaynak.mynet

Esad'ın mesajı TV'den Apo'nunki mektupla

Esad'ın mesajı TV'den Apo'nunki mektupla


Son operasyonda ele geçirilen belgeler arasında Öcalan'ın Esad'e yazdığı mektup da var..


Son operasyonda gözaltına alınan KCK avukatlarının ofislerinden Öcalan'ın talimatlarının ve Beşşar Esad'a mektubunun çıktığı öğrenildi. Buna göre Apo, 6 ay önce İmralı'dan isyanın bastırılması ve Esad'a destek için 1000 PKK'lının Suriye'ye gönderilmesi talimatı vermiş
 
Akşam gazetesinde yer alan habere göre; KCK'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan avukatların İmralı ile Kandil arasında kuryelik yaptığı öne sürülmüştü. Avukatların ofislerinde yapılan aramalarda Suriye ile PKK arasındaki ilişkileri gösteren örgütsel notlar da ele geçirildi. Buna göre, Hafız Esad döneminde 20 yıl boyunca PKK'yı Suriye'den yöneten Öcalan'ın bölgeden ayrıldıktan sonra mevcut hükümetle ilişkilerini kesmemiş ve Beşşar Esad'a kendi ağzından mektup yazılması talimatı veriyor.
 
SAVCI SEÇEN: ÖNDERLİK KOMİTESİ ALINDI
İSTANBUL özel yetkili Başsavcı Vekili Fikret Seçen, KCK operasyonuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Öcalan ile görüşme yapan ve KCK sözleşmesinde yer alan örgütün 'Önderlik Komitesi'nde faaliyette bulunan bazı avukatların, Öcalan'la yaptıkları görüşmeleri talimat olarak örgütün dağ kadrosuna ulaştırdıkları' belirtildi.
 
Baba Esad'ın görüşüne de uygun
ÖCALAN Suriye'deki olaylar sonrası TV'lere konuşan Beşşar Esad'ın konuşmalarından mesaj aldığını vurgulayarak avukatlarından Esad'a hitaben mektup yazılmasını istiyor. 12 Mayıs 2010'daki görüşmenotları avukat ofisinde bulunmuştu. O görüşme notlarında Öcalan Suriye Esad konusunda şunları söylüyor. 'Esad Ailesi Kürtlerle düşmanlık yapmak istemez. Hafız Esad'ın oğlunun da babasına layık olmasını ve Kürtlere haklarını vermesini diliyorum. Güzel bir mesaj iletin Suriye'ye. Esad'ın TV'de bir demeci çıkmış. Önemli benim için. Kürtler meselesi, bölgede müzakereyle halledilmeli demiş. Esad, Türkiye'de, İran'da Kürtlere yönelik şiddet yöntemlerine katılmıyor. Mesajından bu çıkıyor. En azından şöyle bir mektup yazın benim adıma: 'Sayın Esad Suriye'deki Kürt dostlarımızla ilgili TV'deki mesajınızı aldım. 'Bölgesel müzakereyle tayin edilmeli' fikriniz, çözüm yolunda bizim açımızdan çok önemli, teşekkür ederiz. Bu durum babanızın görüşüne de uygundur. Ben tekrar Cemil Esad ve Hafız Esad'ı saygıyla anıyorum.'
 
BDP'liler oturma eyleminde
BDP milletvekilleri Hasip Kaplan, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata, dün İstanbul Adliyesi'nde Başsavcı Vekili Fikret Seçen'le görüştü. Ardından da meslektaşlarının KCK operasyonunda gözaltına alınmasını protesto eden bir grup avukatın adliye önünde yaptığı eyleme katıldı.
 
1000 PKK'lı Suriye'de
SON  dönemde Suriye'de Esad yanlısı gösteriler ve Türkiye karşıtı eylemlerde açılan PKK posterleri dikkat çekmişti. İşte bu gösterilerde yer alan PKK'lıların Suriye'deki olaylar sonrası bölgeye geçtiğini gösteren mektup, 18 Mayıs 2011'deki İmralı-avukat görüşünü gözler önüne seriyor:

Avukatlar: Avrupa'daki arkadaşlar Suriye'ye, son olaylardan sonra yeteri kadar kadro aktarıldığını belirtiyor
 
A.Ö: 1000 kadar kadro aktarılmış herhalde. Yeteri kadar kadronun olması önemli. Bu kadronun gidişi Esad ile bir anlaşma temelli mi, Esad'la ilişki kurmuşlar mı?
 
Avukatlar: Onu bilemiyoruz.
 
A.Ö: Hemen bu konuda şunu söyleyeyim. Suriye'de yeterli kadronun olması gerekir. Halkı demokratik çözüme hazırlayacak, onları örgütleyecek, onlara öncülük edecek kadronun olması gerekir. Biranlaşma temelinde olması önemli. Suriye konusu önemli, ihmale gelmez.
kaynak.mynet

En Çok Okunan Haberler

Google Arama