28 Aralık 2011 Çarşamba

Eşek ile aynı yatakta basıldı

Eşek ile aynı yatakta basıldı


Eşek ile aynı yatakta basıldı


Zimbabve'nin Başkenti Harare'nin 300 kilometre güneyindeki Zvishavane kasabasında bir adamla eşek yatakta basıldı.


Komşuların şikayeti üzerine bir evi basan polisler gördükleri karşısında şok geçirdi. Ayaklarını bağladığı eşeğe sarılmış halde yatakta çıplak yakalanan adam tutuklandı. Mahkemeye çıkarılan adamın ifadesi hakimleri bile şaşkına çevirdi. Eşeğe tecavüz ettiğini bir türlü kabul etmeyen adam, eşeğin aslında bir fahişe olduğunu söyledi.
 
Gece çok içki içtiğini anlatan Moyo, bir kadın satıcıdan fahişe kiraladığını, kiraladığı fahişenin eşek olmadığını söyledi. Fahişenin kendisiyle ilişkiye girdikten sonra eşeğe dönüştüğünü anlatan adam hakimleri inandıramadı.
 
Üstüne üstlük fahişeye dönüşen eşeğe aşık olduğunu söyleyince mahkeme Moyo'yu akıl hastanesine sevk etti.mynet

Subay itiraf etti: Bize yanlış yeri arattılar

Subay itiraf etti: Bize yanlış yeri arattılar


Subay itiraf etti: Bize yanlış yeri arattılar


Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin uzun süre neden bulunamadığına ilişkin tartışmaları bitirecek önemli bir gelişme yaşandı. Bir subay her şeyi anlattı.


Zaman gazetesinde yer alan iddialara göre, arama kurtarma faaliyetlerine katılan bir subayın, soruşturmayı yürüten savcılara o gün yaşananlara ilişkin bir mektup gönderdiği öğrenildi. "Şu an itibarı ile ismimi yazmamamı mazur görmenizi rica ediyorum." diye başlayan mektupta, helikopterin düştüğü gün GSM şirketlerinin verdiği koordinatlar ışığında hazırlanan haritaların sümenaltı edildiği iddialarını güçlendiren ifadeler yer alıyor. 
 
Kendilerine günlerce alakasız yerlerde arama yaptırıldığını belirten subay, "Enkaza ulaşım, bilinçli bir şekilde engellendi. Arama tarama yaptırılan yerlerin alakasızlığını, Genelkurmay Karargâhı'ndan gönderilen ve enkazın yerini çok küçük bir alanda net olarak gösteren bir haritanın varlığını öğrenmekle anladım." diyor. 
 
Helikopterin düşmesinin ardından Genelkurmay Karargâhı'ndan, Adana Jandarma Bölge Komutanlığı ve Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı'na krokilerin gönderildiğini anlatan meçhul subay, bu haritanın ilgili komutanlar tarafından bilinçli olarak kaale alınmadığına dikkat çekiyor.
 
Meçhul subay, mektubunda süreci şöyle anlattı: "Bu krokilere konu, Turkcell ve Avea operatörlerinin kaza bölgesinden alınan sinyalleri gösteren yerin kesişme noktasıdır. Bu alan sonradan enkazın bulunmasıyla anlaşıldığı üzere enkazı tam ve doğru olarak tespit edecek hüviyette bir noktadır. Hatta bir köylünün 156 Alo Jandarma'ya yaptığı ihbarın gösterdiği nokta aynı noktayı göstermekteydi. mynet

MGK'dan Fransa açıklaması!

MGK'dan Fransa açıklaması!


MGK'dan Fransa açıklaması!


2011 yılının son MGK toplantısı Çankaya Köşkü'nde yapıldı.


ANKARA(ANKA)-Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen MGK toplantısı, yaklaşık 5 buçuk saat sürdü.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa Parlamentosunda kabul edilen yasa teklifinin toplantıda tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtilerek, ''Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır'' denildi.

MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa'da iktidar partisi tarafından gündeme getirilen ve 22 Aralık 2011 tarihli ulusal meclis oturumunda hükümet temsilcisi tarafından da açıkça desteklenerek kabul edilen yasa teklifinin tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtildi.

Bildiride, anılan yasanın ifade özgürlüğüne, bilimsel çalışmalara ve ilgili uluslararası hukuk kurallarına aykırılığına dikkat çekilerek, bu gelişmenin iki ülke arasındaki tarihe dayanan dostluk ilişkilerine büyük bir darbe vurduğunun kaydedildiği vurgulandı.

Bildiride şöyle denildi:

''Bu konuda hükümetin bu aşamada açıkladığı ve Fransa'nın atacağı adımlara bağlı olarak benimseyebileceği ilave tedbirlerin kararlılıkla uygulanmasının önemi vurgulanmıştır. Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır.''
TERÖRLE MÜCADELE

Toplantıda, vatandaşların canına, malına, hak ve özgürlüklerine kasteden terörist faaliyetler ve oluşumlara karşı güvenlik güçlerinin cesur, kararlı ve fedakarane şekilde ve etkin işbirliğiyle yürüttükleri operasyonlar neticesinde terör örgütüne büyük darbe indirildiğinin altı çizildiği kaydedildi.

Ülkenin birlik ve bütünlüğünü, milletin kardeşlik ve huzurunu hedef alan bölücü terör örgütüne yönelik bu kararlı ve etkin mücadelenin önümüzdeki dönemde de taviz verilmeksizin her alanda sürdürüleceğinin bir kez daha teyit edildiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Diğer yandan, terör örgütünün istismar alanlarının ortadan kaldırılması amacıyla yürütülen kapsamlı çalışmalar gözden geçirilmiş, bu yöndeki çabaların da demokrasiden, hukuk devleti anlayışından ve evrensel değerlerden ödün verilmeksizin kararlılıkla devam ettirileceği kaydedilmiştir.

Aziz milletimizin her vesileyle, son olarak da Van depreminin yaralarının sarılması gayretleri bağlamında somut olarak sergilediği takdire şayan birlik ve kardeşlik anlayışının, terör örgütünün hain hedeflerine ulaşmasına izin vermeyeceğine olan kati inanç vurgulanmıştır.

IRAK VE SURİYE


Irak'ın güvenlik ve istikrarına önem veren Türkiye'nin, Irak'taki siyasi gelişmeleri yakından takip ettiği ve Irak halkının takdire şayan çabaları ve uluslararası toplumun katkılarıyla son yıllarda elde edilen önemli kazanımların yitirilmemesi için tüm Iraklıların birlikte gayret sarfetmesi gerektiğine inandığı kaydedilmiştir. Bu kapsamda ABD askeri güçlerinin çekilmesinin hemen ardından yaşanan siyasi krizin çoğulcu demokrasi anlayışına ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilerek çözüme kavuşturulmasının önem taşıdığı, bu doğrultudaki çabalara her türlü desteğin verileceği vurgulanmıştır.

Ayrıca Irak'la terörle mücadelede somut mesafe kaydedilmesi gereği yinelenmiş, bu çerçevede Irak makamlarının terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetinin sona erdirilmesini teminen etkin işbirliği sergilemeleri yönündeki kati beklentimiz, bir kez daha kuvvetle vurgulanmıştır.

Suriye'de sivil halka ve muhaliflere yönelik şiddet ve yıldırma eylemlerinin bir an önce durdurulmasının ve Suriye'nin geleceğinin, Suriye halkı tarafından belirlenmesinin önemine işaret edilmiş, bu çerçevede halkın meşru talepleri doğrultusunda demokratik geçiş sürecinin süratle başlatılması gerektiği belirtilmiştir.”mynet

İran'ın 'Hürmüz' tehdidine ABD'den cevap

İran'ın 'Hürmüz' tehdidine ABD'den cevap


İran'ın 'Hürmüz' tehdidine ABD'den cevap


"İran'ın Batı bize petrol ambargosu uygularsa Hürmüz Boğazı'ndan tek damla petrol geçirtmeyiz" tehdidine ABD'nin bölgede bulunan 5.Filosu'ndan cevap geldi.


DUBAİ (A.A)Ortadoğu'da İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Basra Körfezi'nde görevli ABD Deniz Kuvvetleri 5. Filosu, İran'ın tehditleri üzerine, Umman Denizi'ne açılan Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasına asla izin verilmeyeceğini bildirdi.
5. Filo sözcüsü, açıklamasında, nükleer araştırmalar yüzünden petrol ambargosu uygulanması ihtimali karşısında Tahran hükümetinin Hürmüz Boğazı'nda petrol sevkıyatını durdurma tehdidine asla müsamaha gösterilmeyeceğini bildirdi.
İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Habibullah Seyyari, İran'ın gerekli görmesi durumunda Hürmüz Boğazı'nı kapatabileceğini açıkladı.

Seyyari, dünya petrol ticaretinin yüzde 40'ının geçtiği Hürmüz Boğazı'nı kapatmanın "İran için bir bardak su içmekten daha kolay olduğunu" söyledi.
Seyyari, Umman Denizi'ni kontrol altında bulundurdukları için şimdilik boğazı kapatmaya gerek görmediklerini belirtti.
Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının üç hafta önce dünyanın 5. büyük ham petrol ihracatçısı olan İran'a yaptırımları artırma kararı almasının ardından İran ile Batı arasında gerilim tekrar tırmanışa geçti.
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, dün yaptığı açıklamada, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İran petrolüne yaptırım uygulaması halinde Hürmüz Boğazı'ndan petrol aktarımına izin vermeyeceklerini belirtmişti.mynet

Çarkın'dan yeni korkunç ifadeler

Çarkın'dan yeni korkunç ifadeler


Çarkın'dan yeni korkunç ifadeler


Çarkın bu kez infazlarını anlattı: "Yaman ve Gül yere çömeldi. Tam tetik düşecekken 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' sloganını attılar. 20 yaşındaki çocukları nasıl öldürdük inanamıyorum."


Faili meçhul cinayetlerle ilgili savcılığa verdiği ifadeler ve yaptığı itiraflarla Türkiye’nin gündemine oturan eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın, ilk kez bizzat kendisinin de katıldığı infazları anlattı.

Radikal Gazetesi’nin haberine göre halen tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Ceza-evi’nde CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile görüşen Çarkın’ın özellikle 1992’den beri kayıp olan Soner Gül ve Hüsamettin Yaman ile ilgili kan donduran detaylar aktardı: “Yaman ve Gül yere çömeldiler. Tam tetiği düşüreceğimizde ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye slogan attılar. Polis otobüsüne bomba atmış diye bir yalanla bizi yönlendirdiler. 20 yaşında bir çocuğu nasıl öldürdük inanamıyorum.”

Çarkın ile 4 saat görüşen Hüseyin Aygün dün açıklama yaparak neler konuştuklarına dair basına bilgi verdi. CHP’li Aygün, “Cinayetler hakkında öyle detaylar anlattı ki, 4 saat sonra dayanamadım ve görüşmeyi ben bitirdim. Zaman zaman ağlıyordu” dedi. Çarkın’ın ‘samimi konuştuğu’nu, 1990’lı yılların aydınlanması için çaba harcayan biri izlemini uyandırdığını ifade eden Aygün, işlediği suçlardan dolayı vicdanını temizlemeye çalışan biri gibi göründüğünü söyledi.

ANNELER RÜYAMA GİRİYOR

Çarkın’ın, faili meçhul cinayetlerin ‘90’lı yıllarda alınmış bir MGK kararı’ sonrası başladığını söylediğini aktaran Aygün, Çarkın’ın, Mehmet Ağar hakkında ‘korkunç şeyler’ anlattığını da sözlerine ekledi. “Ağar ile ilişkilerinde tuhaf şeyler var. Zaman zaman çatışıyormuş Ağar’la. Belki o nedenle konuşuyor” diyen Aygün, Çarkın’ın Siirtliler Grubu, Gayrettepe ve Ankara Özel Harekât Şubesi’nde 1986-1996 yıllarını kapsayan 10 yıllık süre boyunca yaşadıklarını anlattığını belirterek, “Anlattıklarının önemli bir kısmını savcılara da anlatmış. Başıboş cinayetler olduğunu, bazı Özel Harekâtçıların canavarlaştığını, hatta bir tanesinin sevgilisini öldürdüğünü söylüyor” diye konuştu. Aygün, Çarkın’ın faili meçhul cinayetlerle ilgili Emniyet Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nü işaret ettiğini, halen bu insanların bir kısmının görevde olduğunu söylediğini aktardı.

SLOGAN ATIYORLARDI

Çarkın’ın, öldürdüğü ve gözaltında kaybettikleri ile yakınlarının 19 yıldır rüyalarına girdiğini en çok da Cumartesi Anneleri’ni rüyasında gördüğünü anlattığını söyleyen Aygün, gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün öldürülmesiyle ilgili Çarkın’ın anlattıklarını şöyle aktardı: “Çarkın, ‘Yaman ve Gül yere çömeldiler. Tam tetiği düşüreceğimizde ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye slogan attılar. Polis otobüsüne bomba atmış diye bir yalanla bizi yönlendirdiler. 20 yaşında bir çocuğu nasıl öldürdük inanamıyorum. Sonradan öğrendim hiçbir suçları da yoktu’ diyor.” Aygün gözaltındayken öldürülen Ayhan Efeoğlu’nun işkencede öldürüldüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Çarkın, ‘Ayhan Efeoğlu sorguda öldürüldü ve bize teslim edildi. O dönem çok patlayıcı imha ederdik. Öyle bir paket sandım. Açtık içinden insan çıktı. Sonra Cumartesi Anneleri’nin elinde fotoğrafı görünce gömdüğümüz kişinin o olduğunu anladım, mahvoldum. Cumartesi Anneleri’nin eylemlerini izledim uzaktan, öldürdüğümüz insanların fotoları taşınıyordu, bu beni mahvetti’ diyor. En çok Cumartesi Anneleri’ni görüyormuş rüyasında. 20 yıldır evlatlarını aramaları çok etkilemiş. Hâlâ İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde müdür olarak çalışan birinin ismini verdi. Onun sorguda öldürüldüğünü bildiğini söyledi. Dürüst bir müdür diyor.”

MUŞ’TAKİ TOPLU MEZAR


Bu güne kadar bilinmeyen iki olaydan da söz ettiğini söyleyen Aygün, “Muş’ta bir eylemden söz etti. İlk defa bunu açıkladı. 94 kışında Muş’a giderek bu operasyonun yapıldığını söylüyor. Bu 8 kişi Muş merkez mezarlığında mevcut mezarlar açılmak suretiyle gömülmüş, bu da ilginç bir itham. Antep’te 2 araçla 20 kişi gittiklerini, 60 yaşındaki birini alıp Maraş yolunda bir inşaatta infaz ettiklerini söyledi. Bazı operasyonlarda PKK ile işbirliği yapılıyormuş. Çarkın’ın söylediğine göre, bu 8 kişi de barış isteyen grupmuş” dedi. Aygün, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun Çarkın ile görüşmesi ve söylediklerini kayda alması gerektiğini de vurguladı.mynet

Çocuklar sanal ortamda tedavi edilecek

Çocuklar sanal ortamda tedavi edilecek

Tıbbi cihazlar yerini oyuncaklara ve üç boyutlu görüntülere bırakacak, çocuk hastalar 'sanal' ortamda tedavi edilecek. Çocukların ilgisini çekmeyi amaçlayan bu renkli tedavi ortamında çocuklarla iletişimde 'avatar' denilen sanal kimlikler kullanılacak.

ntvmsnbc ve Ajanslar

ANKARA - Kanada'nın Montreal kentindeki Sainte-Justine Hastanesi'nden doktorlar ile bir grup yazılım mühendisi tarafından geliştirilen ''yaşayan laboratuvarlar'', travma geçirmiş çocuk hastaların tedavisini kolaylaştırmak için onların ilgisini çekecek renkli bir dünya sunmayı amaçlıyor.
Montreal'de yarım küre biçimli bir kubbe-ekranı bulunan Satosphere adlı sinemanın içine bir hastane odası kuran uzmanlar, projektörler yardımıyla üç boyutlu ortamlar yarattı ve çocukların korkutucu bulduğu tıbbi cihazları fantastik ve zararsız oyuncaklara dönüştürdü.
Bilişsel yanılsamaların acının algılanış şeklini etkilediğinin bilindiğini vurgulayan uzmanlar, geliştirilen yeni yöntemle yanık tedavisi gören bir çocuğun kutup ortamına ya da buzlarla kaplı bir odaya taşınabildiğini, hastane korkusu olan çocuklar için tedavi odalarının kendi yatak odalarına dönüştürülebildiğini ve iğneden korkan çocuk hastalara şırınganın renkli bir oyuncak gibi sunulabildiğini kaydetti.

TRAVMA GEÇİREN ÇOCUĞU HAYATA BAĞLAYACAK

Uzmanlar, ağır hastalıklar ve kazalar sonucunda travma geçiren ya da sakatlanan ve sıkıntılarını yetişkinlerle paylaşma konusunda rahatsızlık hisseden çocuk hastalarla iletişim kurabilmek için de ''avatar'' denilen sanal kimlikler kullanmayı denediklerini belirtti.
Bu yolla çocukların kendilerine olan güvenlerini arttırmayı amaçladıklarını ifade eden uzmanlar, sanal iletişimin ve video oyunlarının çocukların sosyalleşmesi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğinin bilindiğini, ancak teknolojinin sunduğu araçları doğru biçimde kullanarak travma geçirmiş çocukların normal hayatlarına dönmelerinin sağlanabileceğini bildirdi.

BBC'nin 'panda tercihine' tepki

BBC'nin 'panda tercihine' tepki

Yılın kadınları listesinin Aralık ayı bölümüne dişi panda Tian Tian'ı yerleştiren BBC, twitter'da tartışma yaratırken, bir kadın milletvekili de bu durumu 'sinir bozucu' olark değerlendirdi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

LONDRA - İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin, '2011 yılının kadınları' listesinde Edinburgh hayvanat bahçesindeki pandaya yer vermesi, tepkilere neden oldu.
Yılın her ayında haberlere damga vurduğu düşünülen kadınlara yer verilen listede, Aralık ayı dişi panda Tian Tian'a ayrıldı.
Panda tercihi, sosyal iletişim ağı twitter'da da tartışmalara neden oldu.
İşçi Partisi milletvekili Stella Creasy, "Panda hikayesini hepimiz sevmemize karşın, Christine Lagarde'ın IMF Başkanı olduğu, Helle Thorning-Schmidt'in Danimarka Başbakanı olduğu veya Amy Winehouse'un öldüğü bu yılda, BBC'nin her ay haberlere damga vuran 12 kadın yüzünü bulamamış olması sinir bozucu" açıklamasında bulundu.
BBC ise gelen tepkilere karşı, listede hayvanların bulunmasının ilk kez olmadığını kaydederek, örneğin geçen yıl 'Peppa' isimli dişi domuzun '2010 yılının kadınları' listesinde Nisan ayında yer aldığını belirtti.
Öte yandan listenin Bob Chaundy isimli gazeteci tarafından derlendiği bilgisi yer alsa da, Chaundy'nin BBC editörlerinin listeyi oluşturduğunu söylediği bilgisi basında yer aldı.
Listede göze çarpan isimler — Şubat ayında müzik listelerinin ilk sırasında yer alan İngiliz şarkıcı Adele.
— Temmuz ayında Monako Prensi Albert ile evlenen Charlene Wittstock
— Ekim ayında 85 yaşında kendinden 24 yaş küçük Alfonso Diez Carabantes ile evlenen İspanyol Düşesi...

Ottawa için 'kıyamet senaryosu'

Ottawa için 'kıyamet senaryosu'

Kanada'nın federal başkenti için 7 büyüklüğünde bir deprem uyarısı yapan uzman, çok az binanın ayakta kalacağını ileri sürdü.

Ottawa
AA

OTTAWA - Kanada'nın federal başkenti Ottawa'nın büyük bir deprem riski altında olduğu açıklandı.
Kanada Ulusal Kaynaklar Merkezi sismologlarından John Adams, Ottawa ve St. Lawrence Vadisi bölgesinde 7 büyüklüğünde bir depremi 'kuvvetle muhtemel' olarak nitelendirdi.
Geçen yıl Val-des-Bois bölgesinde meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin, Ottawa'nın nasıl bir tehlike üzerinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Adams, ''Ancak beklenen büyüklükteki deprem, başkent için tam bir kıyamet senaryosu olacaktır. Olası deprem 30 ila 40 kilometre uzağında bile olsa Ottawa için kötünün kötüsü anlamına gelecektir'' dedi.
Böyle bir depremde, yıkılmayacak az bina kalacağını öngören sismolog John Adams, ''Bu deprem bir dakika içinde de olabilir, bin yıl içinde de... Ottawa yakınlarındaki tektonik tabakaların izlenememesi, öngörüyü zorlaştırıyor. Bölgenin altında bulunan orta hatlardaki kaymaların izlenmesi ve incelenmesi, bize gelecekte yeni ipuçları verecektir'' diye konuştu.

Hasan Mutlucan vefat etti

Hasan Mutlucan vefat etti

Seslendirdiği kahramanlık türküleriyle tanınan Hasan Mutlucan, 85 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti.

AA

Kahramanlık türkülerinin usta sesi Hasan Mutlucan, İstanbul'da vefat etti.
Alzheimer hastası olduğu ve İstanbul'daki evinde tedavi gördüğü öğrenilen Mutlucan, rahatsızlığı artınca kaldırıldığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşamını yitirdi.
İzmir'de 1926 yılında doğan Hasan Mutlucan, 6 yaşındayken babasını kaybettikten sonra 13 yaşında annesiyle birlikte İstanbul'a taşındı.
Ortaokul yıllarında dekoratör çırağı olarak çalıştığı tiyatroda oyunculardan biri rahatsızlanınca ilk kez sahneye çıktı.
Tiyatro sanatçısı Necdet Mahfi Ayral tarafından, rahatsızlanan oyuncunun yerine Mutlucan seçildi. Oyuncunun repliği çok kısaydı; ''Burası Kaf Dağı, ne işin var senin burada''. Bu replik, seyirciler arasındaki Muhsin Ertuğrul'un ilgisini çekti ve Mutlucan tiyatroda ufak roller almaya başladı. Daha sonra Muhlis Sebahattin ile tanışan Mutlucan, onun operet kumpanyasına katıldı. Mutlucan, Sebahattin'in ölümünden sonra o dönemde Münir Nurettin Selçuk'un yönettiği İstanbul Belediye Konservatuvarına girdi. Sesinin az bulunur kalitedeki bas tınısı ona Faust operasına girme imkanı bile verdi, fakat Mutlucan türküleri çok sevdiği için bu teklifi kabul etmedi.
1973 yılında TRT radyosunda 15'er dakikalık programlarla Mutlucan'ın davudi sesini tüm Türkiye tanıdı. Sadi Yaver Ataman'ın ısrarıyla kahramanlık türküleri söyledi ve bir plak çıkardı. 12 Eylül 1980'de okunan darbe bildirisinin ardından Hasan Mutlucan'ın Kahramanlık Türküleri albümünden ''Yine de Şahlanıyor'' türküsü çalındı.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama