6 Aralık 2011 Salı

Yerin dibinde öyle birşey besliyor ki!

Yerin dibinde öyle birşey besliyor ki!



Yerin dibinde öyle birşey besliyor ki!
Gün geçmiyor ki Türkiye'de ilginç bir olay yaşanmasın. İşte buna bir örnek...













Trabzon'da 35 yaşındaki Davut Özkarabekir, işletttiği kapalı otoparkın altında yer alan 9 metrekarelik su dolu bölümde 16 yıldır balık besliyor.

Ayasofya Caddesi'nde bulunan Fatih Kapalı Otoparkı'nda, derinliği 2 metreye ulaşan 9 metrekarelik su dolu kapalı alanda 15 sazan ve çok sayıda alabalık yaşıyor. 1989 yılında yapılan binanın zemininde çevreden gelen suyu biriktirmek için çevresi betonla kaplı bir alan oluşturulduğunu anlatan otopark işletmecisi Davut Özkarabekir, "16 yıldır burada balık besliyorum. Kapalı alanda balık yetişip yetişmeyeceğini denemek için alabalık yavrularını suya bırakmıştım. Aradan geçen sürede bu iş benim hobim haline geldi" dedi.

Balıkları beslerken sorun yaşamadığını belirten Özkarabekir, "Havuzda 15 yıllık bir aynalı sazan balığı da var. Çok sayıda irili ufaklı sazan ve alabalık yaşıyor. Balıkları besleme konusunda sıkıntı çekmiyoruz. Kapağı açıp yem atıyorum. Ayrıca havuzun altının engebeli olması balıkların daha da rahat yaşamalarını sağlıyor. Balıkları ticari bir amaç için değil, zevk için besliyoruz" diye konuştu.

Suriye'den sınırda çatışma iddiası.

Suriye'den sınırda çatışma iddiası

Suriye'den sınırda çatışma iddiası.
Suriye, Türkiye sınırından ülkeye giriş yapmaya çalışan silahlı "teröristlerin" engellendiğini açıkladı. İddiaya göre, çıkan çatışmada yaralanan "teröristler" Türk ordusuna ait araçlarla taşındı.

















Suriye'nin resmi haber ajansı SANA'nın bildirdiğine göre, dün gece ülkenin kuzeybatısındaki İdlib kentinin Ayn el Bayda bölgesindeki sınır muhafızları, "Türkiye'den gelen silahlı terörist grupların sızma girişimine engel oldu." 

SANA, yaklaşık 35 kişi olduğu belirtilen gruptan bazılarının çıkan çatışmada yaralandığını, diğerlerinin ise Türkiye'ye geri kaçtığını bildirdi. 

Haberde, yaralıların Türk ordusuna ait araçlarla geri taşındığı öne sürülürken, Suriyeli muhafızlardan ölen ya da yaralanan olmadığı ifade edildi.

Arınç, Soruya Kızınca Mikrofonunu Fırlattı

Arınç, Soruya Kızınca Mikrofonunu Fırlattı

Arınç, Soruya Kızınca Mikrofonunu Fırlattı.
Kısa bir süre önce, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve El Cezire televizyonu arasında oldukça ilginç bir olayın yaşandığı ortaya çıktı... 

















Kısa süre önce Arınç ve El Cezire televizyonu arasında oldukça ilginç bir olay yaşandığı ortaya çıktı. İddiaya göre Arınç, kendisine yöneltilen bir soru üzerine sinirlenerek mikrofonu yere fırlattı ve korumaları da kasete el koydu.

Söz konusu iddiayı ilk olarak Milat gazetesi yazarı Nevzat Çiçek bugünkü yazısında üstü kapalı olarak yazarken, olayın ayrıntılarını ise Güneş gazetesi yazarı Talat Atilla açıkladı.

İşte Talat Atilla'nın köşesine taşıdığı o olay...

Kısa süre önce Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve El Cezire televizyonu arasında oldukça ilginç bir olay yaşandı.

Şimdiye kadar basına sızmayan o gelişmenin ayrıntıları şöyle;

Bugünlerde Türkçesi kurulmakta olan El Cezire Televizyonu'nun Arapça'sında Ahmet Mansur'un "sınırsız" programının konuğu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tı.

Program hard talk tarzında yani oldukça zorlayıcı biçimde kurgulanmıştı.

Banttan çekilip yayınlanacak programda Ahmet Mansur konuya Suriye'den girdikten sonra birbiri ardına zorlayıcı sorulara başladı.

"Türkiye Suriye'deki muhaliflere neden destek veriyor" sorusunda Arınç rahatsızlığını iyice belli edip "Yok böyle bir şey" deyince, Mansur, "O kadar muhalif askeri Türkiye'ye mumyalamak için getirmediniz herhalde" dedi.

Arınç, bunun doğru olmadığını söyleyince Mansur, Türkiye'de bulunan Hür Subaylar'dan muhalif askerleri saymaya onların medyaya verdiği röportajları sıralamaya, Arınç'ı kendince sıkıştırmaya başladı.

Oldukça sinirlenen Bülent Arınç aniden yakasındaki mikrofonu hızla çıkartıp yere fırlattı ve "Beni sorguluyor musunuz? Ben 40 yıllık siyasetçiyim, bana böyle sorular soramazsınız" dedi.

Bu gelişme üzerine Arınç'ın korumaları harekete geçti ve ciddi bir gerilim sonrası kasetleri topladılar. Ancak El Cezire, ertesi gün Arınç röportajının duyurularını vermeye başladı. Oldukça şaşıran Arınç'ın ekibi, birden fazla kamerayla yapılan çekimde El Cezire çalışanlarının bir kaseti gizlediklerini ve bütün kavganın bu kasette olduğunu öğrendi.

Araya sokulan hatırlı kişiler sonrasında Arınç'ın mikrofonu yere fırlattığı, korumalarının kaset topladığı görüntülerin El Cezire'de yayınlanması engellendi.sondakkahaber

Cübbeli Ahmet Hoca'ya Gözaltı

Cübbeli Ahmet Hoca'ya Karagümrük Çetesi şoku


Cübbeli Ahmet Hoca'ya Gözaltı


Karagümrük çetesine yönelik düzenlediği operasyonda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün şoför ve koruması da gözaltına alındı.


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin Karagümrük çetesine yönelik düzenlediği operasyonda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün şoför ve koruması da gözaltına alındı.
Tehdit ve şantaj ihbarları üzerine başlatılan operasyonda aralarında halen cezaevinde olan Nuri ve Vedat Ergin'in abisi Nejat Ergin ve 2007 Best Model Of Turkey Birincisi Neslihan Önder'in de bulunduğu 10 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.mynet

AK Parti'de 'şike' çatlağı

AK Parti'de 'şike' çatlağı

Partisinin tutumu nedeniyle üzüntü ve hayal kırıklığı yaşadığını söyleyen Şamil Tayyar, referandum çağrısı yaptığı yasayla ilgili 'ikinci Habur vakası' uyarısında bulundu.



AA

Meclis'teki 3 partinin imzasıyla Cumhurbaşkanı Gül'ün önüne giden ancak veto yiyen şike yasası, Perşembe günü komisyona Pazar günü de Meclis'e gelecek.
Yine BDP hariç 3 partinin değiştirilmeden Köşk'e yollanmasında hemfikir olduğu yasayla ilgili, AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar açıklamalarda buludnu.
Şike cezalarını indiren kanunun referanduma götürülmesini isteyen Tayyar, ''Eğer referandumdan geçerse, ben geçtiği gün milletvekilliğinden istifaya hazırım'' dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, yasaya 'kesinlikle' oy vermeyi düşünmediğini söyleyen, 'ömrünü çetelerle ve mafyayla mücadeleye adamış birisi' olduğunu ifade eden Tayyar, ''Arkasında tüm spor kulüpleri var. 3 partinin grup başkanvekilinin imzası var. Eğer referandumdan geçerse, ben geçtiği gün milletvekilliğinden istifaya hazırım.
Buradan Grup Başkanvekillerine çağrıda bulunmak istiyorum: Eğer şike konusu referanduma gider ve referandumda reddedilirse, altında imzası bulunan grup başkanvekilleri milletvekili demiyorum, koltuklarını bırakacak mı, bırakmayacak mı?'' diye sordu.

"HERKESİ UYARIYORUM" Tayyar, referanduma gidilmemesi durumunda nasıl bir yol izleyeceğinin sorulması üzerine, şunları söyledi:  ''Bunun, o günkü şartlar içinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Başından beri bu yasanın çıkmaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren spordaki 'Ergenekon'un cirit atacağını, çetelerle ve mafyalarla mücadele etmenin artık imkansız hale geleceğini çok açık bir şekilde görüyoruz.
Bu tehlike ve riske karşı ben halkın desteği ile seçilmiş bir milletvekili olarak hem halkı hem milletvekillerini ve tüm kamuoyunu uyarmak istiyorum. Yarın bu yasa yürürlüğe girdiğinde telafisi mümkün olmayan yaralar açılabilir. Şimdiden bu konuda bir taraftar, bir yazar, bir siyasetçi olarak herkesi uyarmak istiyorum. Yarın ne çıkar, ne karar alınır, bilemiyorum. Bunu o günün şartları içerisinde düşünür ve bir karar veririz.''
''HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYORUM" Şamil Tayyar, ''Kırgın mısınız?'' sorusuna ''Derin bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Önce onu söyleyeyim. 10 yıldır çetelerle mücadele etmiş bir partinin refleksinin bu olmaması gerekirdi. Bundan dolayı çok üzüntülüyüm'' cevabını verdi.

''Başbakan Erdoğan'ın konu ile ilgili düşünceleri nedir? Bir talimatı oldu mu?'' şeklindeki soruya Tayyar, ''Sayın Başbakanın konu ile ilgili düşünceleri nedir bilemiyorum. Ancak iki grup başkanvekilinin aynı minvalde açıklama yapması çok tesadüfi gözükmüyor. Sayın Başbakanın talimatı doğrultusunda bir açıklama gibi geldi bana. İnşallah öyle değildir'' cevabını verdi.
"İKİNCİ BİR HABUR VAKASI" Tayyar, ''AK Parti'nin bu konuda değişmesinin nedeni nedir?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Söylenecek çok şey var ama bazı şeyleri zamana bırakmak istiyorum. Eğer bu kanun çıkarsa ve arkasından bizim korktuğumuz gibi devam eden operasyonun malum şüphelileri bırakılırsa ve bu bir gösteriye dönüşürse Türkiye ikinci bir Habur vakası yaşayabilir AK Parti açısından.''
"KOPYA ÇEKEN ÖĞRENİYE ONLARCA YIL..." Kanunda şike ile ilgili cezaların ağır olduğunun iddia edildiğinin hatırlatılması üzerine Tayyar, ''Şike Kanununu ile eş zamanlı çıkarılmış 4 Mart 2011 tarihli ÖSYM Teşkilat Kanununun 10. maddesinde bazı cezai yaptırımlar var. Bir üniversite sınavına giren öğrenci kopya çektiği zaman 1 yıl ile 4 yıl hapis cezası ile yargılanmaktadır. Salondaki bir görevli eğer öğrencilerden birine yardım ettiği zaman 3 yıl ile 8 yıl arasında yargılanmaktadır. Bu örgütlü olduğu zaman 4,5 yıl ile 12 arasında yargılanmaktadır. Yani bir kopya çeken öğrenciye bile onlarca yıl hapis cezası verildiği bir hukuk sistemi içerisinde, şike suçu için öngörülen cezanın bu kadar az ve çok ağırmış gibi algılanmasını da doğru bulmuyorum'' diye konuştu.
"VEKİLLER KENDİ HALLERİNE BIRAKILIRSA ÇIKMAZ" AK Parti grubundan ve parti yönetiminden kendisine bir tepki gelip gelmediği sorusuna Tayyar, ''Herhangi bir tepki gelmedi'' dedi.
Tayyar, ''Sizin gibi düşünen milletvekillerinin sayısı azınlıkta mı kalıyor, yoksa çoğunlukta mı?'' şeklindeki bir soruyu ''Aslında benim birebir konuştuğumda milletvekillerinin büyük çoğunluğunun yani 3'te 2 çoğunluğunun bu yasaya karşı olduğunu görüyorum. Kendi hallerine bırakılsalar ben eminim ki, bu gruptan bu yasa çıkmaz'' şeklinde cevaplandırdı.

Çetin Doğan Başbakan'ı istedi!

Çetin Doğan Başbakan'ı istedi!

Balyoz davasının tutuklu sanığı Çetin Doğan, Başbakan'ın Erdoğan'ın sahte belge üreten çete tarafından kandırıldığını ve bu çetenin ortaya çıkartılması için Erdoğan'ın ifadesinin alınması gerektiğini söyledi.

AA

İSTANBUL - 'Balyoz Planı' davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz aldı.
Bu davanın kurgulandığını ve vatana ihanet suçunun işlendiğini öne süren Doğan, 1. Ordu Komutanlığının gerçek planlarının istenmeyen kişilerin eline geçtiğini, bunun basında da yer aldığını söyledi.
Doğan'ın konuşmasında dile getirdiği talepler arasında, 'kandırıldı' dediği Başbakan Erdoğan'ın ifadesinin alınması da yer aldı.
Doğan, tespit tutanakları ve fezlekeleri hazırlayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü iken son olarak görev yeri değiştirilen Yurt Atayün ve ekibinin ifadesinin alınmasını istedi.
Doğan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfınca 'Askeri Vesayet ve Demokrasi' konusunda bir toplantının 2004'te yapıldığını Taraf gazetesine açıklayan Alper Görmüş'ün de tanıklığına başvurulmasını talep etti.
"BAŞBAKAN'IN İFADESİ ALINMALI" 'Balyoz Planı' iddialarının gündeme geldiği dönemde kendisinin de kamuoyunu aydınlatmak için, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde 1. Ordu'da icra edilen seminerin gerçek yüzünü ulusal medya organlarında anlatmaya çalıştığını söyledi.
'Başbakan Erdoğan'ın kandırıldığını' öne süren Doğan, ''Bu nedenle maddi gerçeğin, yani sahte belge üreten çetenin ortaya çıkarılması için sayın Başbakanın ifadesine başvurulması gerekmektedir'' dedi.
'Balyoz Planı' soruşturmasında görev yapan savcıların delilleri kararttığını ve sakladığını, gerçekleri çarpıttığını iddia eden Doğan, maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından bu savcıların duruşmaya çağrılarak sorulara cevap vermelerinin sağlanmasını talep etti.

DURUŞMA 5 OCAK'TA
Bu arada mahkeme heyeti, savunmaları alınan ve talepte bulunan tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına karar verdi.
Tutuklu 185 sanığın tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 5 Ocak 2012'ye erteledi. Mahkeme, duruşmaların 6, 9, 10, 12, 13, 16, 17, 19 ve 20 Ocak 2012 tarihlerinde de yapılmasını kararlaştırdı.

Peker: Devlet arsamı 20 milyon dolara aldı

Peker: Devlet arsamı 20 milyon dolara aldı

''Ergenekon'' davası sanığı Sedat Peker, Kartal’daki 1.5 milyon dolarlık arsasını Adalet Bakanlığı’nın 20 milyon dolara satın aldığını öne sürdü.

AA

İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de görülen Birinci ''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti üyesi Sedat Sami Haşıloğlu'nun, Ahmet İhtiyaroğlu'nu tanıyıp tanımadığını sorduğu Boğaç Kaan Murathan, ''2000'li yıllarda senede 2 operasyon geçiriyorduk. Ahmet İhtiyaroğlu da Serkan Akça ile bize işkence yapan Adil Serdar Saçan'ın ekibindeydi'' diye cevap verdi.
Haşıloğlu'nun ''Bayrampaşa Cezaevinden tahliye olduğun 4 Mart 2008 ile Cumhuriyet Gazetesine molotofkokteyli atıldığı 29 Mart 2008 tarihine kadar ne yaptın?'' diye sorduğu Murathan ''Eşimle cezaevinde evlendim. Düğün yapamamıştık. Eşimin dedesi yatalak hasta olduğu için düğünümüzü görmek istedi. Ben de bu süre zarfında kına işleri ve içeride olduğum sürece aksattığım şirket işleri ile ilgilendim. Bu sırada eşim hamile olduğu için onu İstanbul'a ailesinin yanına bıraktım. Haftanın 4 günü Alanya'da şirketimin işleri ile uğraştım, kalan günlerde İstanbul'a eşimin yanına geldim. Olaydan 2 gün önce de eşimle Alanya'ya döndük'' dedi.
‘AYDINLIK'TAKİLER BENDEN İYİ OLABİLİR AMA...’Murathan'ın sorgusundan sonra söz alan Sedat Peker, ''Aydınlık grubundaki insanlar, benden iyi olabilir. Ancak biz ayrı dünyaların insanlarıyız. İdeolojik görüşlerimiz farklıdır'' diye konuştu.
‘SORGUYA ÇAĞRILMAMAK GARİBİME GİTTİ’Sedat Peker, şunları kaydetti:
''Cezaevinde yatarken Serdar Akça ile konuşmak için bazı iş adamları geldi. Serdar Akça hakkındaki şikayetleri geri almamı rica ettiler. 'Meslekten atılırsa çoluğu çocuğu aç kalır' dediler. Ben de onun avukatı aracılığıyla istediği yörüngede ifadeler verdim. Meslekten atılmadı. Öğrendim ki benim iftira attığımı iddia ederek, suç duyurusunda bulunmuş. Son günlerde kamuoyunda şike soruşturması söz konusu oldu. O konuyla ilgili beni nasıl ifadeye çağırmadılar anlamış değilim. Garibime gitti. Her dosyada bir numaralı sanık ben oluyordum. Sonradan öğrendim ki Serdar Akça organize suçlar bölümünden ayrılmış. O yüzden alınmadığımı anladım. Ben bu zamana kadar yaptığım her şeyi söylerim.''
‘ADALET BAKANLIĞI ARSAMI 20 MİLYON DOLARA ALDI’Sanık Bedirhan Şinal'ın ''Sedat Peker'in 3 milyar dolar serveti var'' iddialarına Peker, ''Ben para konusunda çok şanslıyım. Ailem, akrabalarım varlıklı kişiler. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Benim her zaman param oldu ve harcadım. 3 milyar dolar büyük para. Bu para sebebiyle ülkeler arasında savaşlar çıkıyor. Ben de ekonomik olarak zor bir süreç yaşadım. Cezaevindeyken eşimin dostumun parasıyla geçindim. Kartal'da bir arsam vardı. 1,5 milyon dolar değerindeydi. Şu anda oraya Kartal Adliyesi kuruldu. Adalet Bakanlığı benim arsamı 20 milyon dolara satın aldı'' dedi.
İlhan Selçuk'un rahmetli olmadan önce Sedat Peker ile bir ilgisinin olmadığı sözlerini hatırlatan Peker, ''Allah'tan İlhan Selçuk ölmeden açıkladı. Bunları söylemeden ölseydi ne olurdu bilmiyorum. Benim de kendisiyle bir ilgim yoktur'' diye konuştu.
‘KENDİMİ YAŞLI HİSSEDİYORUM’Futbolda şike iddiaları kapsamında gözaltına alınan Olgun Peker ile aralarında 2 yaş olduğunu belirten Peker, ''Benim için 'Olgun Peker'in manevi babası' diyorlar. Kendimi yaşlı hissediyorum. Ben mutlu bir insanım'' dedi.
PERİNÇEK: GÜLEN’LE GÖRÜŞMEDİMTutuklu sanık Doğu Perinçek de çapraz sorguda adı geçtiğini belirterek söz aldı. Perinçek, kendisiyle görüşmek isteyen herkes ile görüşeceğini ifade ederek, ''Kendime güvenim tam ama Sedat Peker ile ne görüştüm, ne de bir görüş talebiyle karşılaştım. Kendisine hiçbir yerde rastlamadım. Abdullah Gül ile de görüştüm. Görüşmeyi reddediğim tek kişi Fethullah Gülen olmuştur. Çünkü Türkiye'yi bugünlere sürükleyeceklerini bildiğim için görüşmedim'' dedi.
Duruşma, 8 Aralık Perşembe gününe ertelendi.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama