7 Şubat 2012 Salı

Bankaların 2011 karnesi: 19.8 milyar TL kâr

Bankaların 2011 karnesi: 19.8 milyar TL kâr

Bankacılık sektörünün 2011 kârı yüzde 10.3 düşüşle 19.8 milyar TL olarak gerçekleşti.

ntvmsnbc ve Ajanslar

İSTANBUL - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, sektörün dönem kârının, 2011 başındaki yüksek düşüş beklentilerinin tersine, ikinci yarıdaki olumlu trende paralel yüzde 10.3 düşüşle 19.8 milyar liraya gerilediğini açıklarken 2012'de beklentide esas noktanın ise ihtiyatlı iyimserlik olması gerektiğini belirtti.
Bilgin Reuters'a yaptığı açıklamalarda, "Sektörün dönem kârı 2011 başındaki beklentilerin tersine, ikinci yarıdaki olumlu trende paralel yüzde 10.3 düşüşle 19.8 milyar liraya geriledi, 2010 yılında bu rakam 22.1 milyar TL idi.
Kârlılıktaki temel azalış net faiz marjlarının daralması, faiz dışı giderlerin artması, sermaye işlem kâr ve zararındaki azalıştan kaynaklanıyor" dedi. Sektörün 2011 yılında 157 milyar TL kredi verdiğini belirten Bilgin böylece toplam kredilerin 683 milyar TL'ye ulaştığını kur etkisinden arındırılmış kredi artışının ise 2011'de yüzde 21.6 olduğunu söyledi.
Sektörün aktif büyüklüğü 2011 sonunda yüzde 21 artışla 1.22 trilyon TL olurken sermaye yeterlilik rasyosu 2011 sonunda yüzde 16.4 oldu. Verilere göre kredilerin takibe dönüşüm oranı ise 2011 sonunda bir önceki yıla göre 1 puan azalarak yüzde 2.7 oldu.
TEMKİNLİ DURUŞUMUZ BOZULMAMALIBu yıl için beklentilerde esas noktanın ihtiyatlı iyimserlik olması gerektiğine dikkat çeken Bilgin, "Kendimize en çok güvendiğimiz anda dahi temkinli duruşumuz bozulmamalı. 2012 yılı için beklentilerde esas nokta ihtiyatlı iyimserlik olmalı. Kurum olarak gerek SYR'deki banka bazındaki aşağı yönlü hareketlere hassasiyetimiz, gerek likiditeye verdiğimiz önem ve aktif kalitesine yaklaşımımız aynen devam edecektir. Kurum olarak, hem genel hem de banka bazında karar alma geleneğimiz ve esnekliğimiz Türk bankacılık sistemindeki uzun dönemli istikrarın en önemli değişkenleri oldu ve olmaya devam edecek" diye konuştu.
Bilgin, 2012'ye ilişkin verdiği mesajlarda fonlamada, mevduat dışındaki çeşitliliğe ve uzun vadeli kaynağa olan ihtiyacın daha da belirginleşebileceğine de dikkat çekti.
Çalışmaların devam ettiği Basel II sürecinde "çok yakında" yol haritasını açıklayacaklarını belirten Bilgin, süreçte her ülkenin belirleyebileceği ulusal bazı inisiyatifler, haklar olduğunu da belirterek, "Ülkenin ve bankaların lehine olacak her türlü inisiyatif genel kuralları bozmadan en son noktaya kadar kullanılacaktır" dedi.
Bilgin, süreçte bankalarca kredi kullandırılacak reel sektör şirketlerinin derecelendirilmesi gerekliliğine de dikkat çekerek, mevcut kredi derecelendirme şirketlerinin kalitesinin bu kadar sorgulandığı bir dönemde önümüzdeki dönemde tartışılabilecek konulardan birinin de bir çok ülkede de örneklerin bulunduğunu ulusal kredi kuruluşu olabileceğini belirterek, "Bankalarca kredi kullandırılacak reel sektör şirketlerinin derecelendirilmesi gerekiyor, bankaların da işin içinde olacağı ulusal bir kredi derecelendirme şirketine ihtiyaç olabilir" dedi.

Kışanak: Katliamcıya hakaret gururdur

Kışanak: Katliamcıya hakaret gururdur

BDP Eşbaşkanı Kışanak, Uludere olaylarının olduğu gün yapılan MGK toplantısının açıklanmasını istedi. Kışanak, 'Üç paşayı güdemiyorsunuz' sözü için açılan davaya ilişkin ise “Onlar katliamcı sıfatıyla yargılansın, ben de onlara hakaret ettiğim için yargılanmaktan gurur duyarım'' dedi.

AA

ANKARA - BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Uludere'de 40 gündür hala ne olduğunun anlaşılamadığını söyledi.
''Savaş uçaklarına kim emir verebiliyor? Bomba yağdırılmasına kim karar veriyor? Yabancı bir devlet mi bu emri verdi bulup çıkaramıyorlar?'' diyen Kışanak, ''Açık ve aleni bir durumla karşı karşıyayız. Bu ülkede Başbakan, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı emir ve komutasında olan savaş uçakları insanları bombalayıp paramparça etti'' diye konuştu.
Başbakan'ın Suriye'deki katliamla, Filistin'deki insanlık dramıyla ilgilendiğini, bunların da herkesin sorunu olduğunu ancak ''Uludere'deki olayı ağzına almadığını, alamadığını'' savundu.
TBMM İnsan Hakları Komisyonunun Uludere'de inceleme yaptığını anımsatan Kışanak, ''Askeri ve sivil yerel yetkililerin açıklamalarından anlıyoruz ki; bu bombardımanın gerçekleşmesinde yerel güçlerin, yerel karar vericilerin dahli ve etkisi olmamıştır. Açıklamalar, talimatın Ankara'dan verildiğini gösteriyor'' dedi.
‘MGK KONUŞMALARI AÇIKLANSIN’Gültan Kışanak, şunları kaydetti:
''Bu konuda karar verebilecek makamlar bellidir. Bu talimatı ya Başbakan ya Genelkurmay Başkanı ya da ikisi birlikte verdi. Bunu kamuoyuna açıkça söylemeliler.
Uludere olayının olduğu gün MGK toplandı. MGK da o gün bu konu gündeme geldi mi? Hangi yol ve yöntemlerle mücadele etme kararı verildi? 28 Aralıkta MGK'da yapılan konuşmalar kamuoyuna açıklansın.
Heronların uçmasına kim karar verdi? Görüntüler hangi merkezlere aktarıldı, kimler izledi, değerlendirmeyi kimler yaptı? İstihbarat raporları gerçek mi? Bilgi ve belgeleri kamuoyuna açıkça izah edin, anlatın. Böyle bir katliamı gizlilik perdesi arkasında soruşturuyormuş gibi yapıp gerçeğin üstünü örtemeye çalışmayın. Bu sorulara açıkça yanıt verilmediği sürece katliamın sorumluluğu siyasi iktidarın sorumluğu olarak doğrudan anılacaktır.''
‘KATLİAMCILARA HAKARET ETMEKTEN GURUR DUYARIM’Daha kimsenin görevden alınmadığını, soruşturmanın doğru yürüyeceğini kimin garanti altına alabileceğini soran Kışanak, ''(Üç paşayı güdemiyorsunuz) dedik diye birilerinin zoruna gitti. Bu sorunun muhatabı sesini çıkarmadı, birileri üstüne alındı. Onlar katliamcı sıfatıyla yargılansınlar, ben de katliamcılara hakaret etmek sıfatıyla yargılanmaktan gurur duyarım'' dedi.
‘GÜCÜNÜZ YETMEZ’KCK operasyonlarıyla tutsak edilmeye çalışılan şeyin ''halkın iradesi'' olduğunu savunan Gültan Kışanak, ''Bizi cezaevine koyabilirsiniz ama bir halkın özgürlük sevdasını, iradesini, hak ve özgürlük arayışını hapsedemezsiniz. Buna gücünüz yetmeyecek'' dedi.
Tutuklamaların, askeri ve siyasi operasyonların ''Kürtleri taleplerinden vazgeçirmek üzere yapıldığını'' belirten Kışanak, ''Bu zihniyeti değiştirinceye kadar dilimize, kültürümüze, kimliğimize daha fazla sahip çıkacağız. Kürtçe gibi kadim, tarihe mal olmuş, edebi eserler vermiş bir dili asimile etme şansınız yok'' diye konuştu.
‘GELİN AKADEMİMİZDE ÖĞRENİN’Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kürtlerle konuşmayı tercih edin. Kürtleri bir halk olarak kabul edeceksiniz. Bu zihniyetle sorunu çözmeye çalışırsanız, bu çıkmaz yoldur. Bu ülkede kaybolan her can, kültür, kimlik, inanç zaten bu ülkeye ödetilmiş bir bedeldir. Toplam kaybımız var. 'Bizim tankımız, topumuz, kelepçemiz, cezaevimiz var ve biz size bedel ödetiriz' derseniz bedel ödeyen sadece mazlumlar değil zalimler de olacak. Diyalog kurarak bu sorunu çözmek mümkündür. Gelin 90 yıldır denemediğimiz bu yolu deneyelim. Varsa bilgi eksiklikleri gelsinler, siyaset akademilerimizde öğrensinler.''
‘KÜRT HALKINA SORALIM’Birilerinin özgürlüklerle ilgili ''dağa, taşa, ovalara sormaya davet ettiğini'' ifade eden Kışanak, ''Biz diyoruz ki gelin halka soralım. Dili olan, konuşan, politika üreten, çözüm üreten insanlar var. Ana dilde eğitimi Kürt halkına soralım. Hemen yarın Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada sandık koyalım, 'ana dilde eğitim sizin ihtiyacınız mıdır, ana dilde eğitim istiyor musunuz?' diye soralım. Soracak bir yer arıyorlarsa dağa taşa başlarını vurmasınlar.''
Kışanak, sözlerini Orhan Veli'nin ''bedava'' şiirini okuyarak bitirdi.
KÜRKÇÜ: KÖYLÜLER ÖFKELİÖte yandan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, grup toplantısı öncesinde Uludere'de yaptıkları incelemeyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gerek köylüler ve gerekse askeri ve mülki yetkililerin; olayın yerel olmadığını, ''Ankara'dan yönlendirilen bir hava saldırısına maruz kaldıklarını'' söylediklerini aktaran Kürkçü, ''Köylüler son derece öfkeliler. Kendilerinin sadece bir katliama uğratıldıklarını değil aynı zamanda hakarete uğradıklarını düşünüyorlar. Suçluların bir an önce ortaya çıkarılması ve cezalandırılması, değilse köyü ve ülkeyi terk etmekte haklı olduklarını düşünüyorlar'' dedi.
Kürkçü, olan bitenle yerel askeri birliklerin ilgisi olmadığını ifade ederek, ''Bu olayın kaynağının nerede olduğunu sorduğumuzda; askeri yetkililer, sınırötesi harekat yetkisinin hükümette olduğunu hatırlatmakla yetindiler'' diye konuştu.

Batman ve Hakkâri'de KCK operasyonları

Batman ve Hakkâri'de KCK operasyonları

KCK operasyonlarında 15 tutuklama, 17 gözaltı var. Oğul Köyü'nde ise PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla 12 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin 9 askerin şehit edildiği saldırıyla ilgili oldukları belirtildi.

ntvmsnbc ve Ajanslar

BATMAN- HAKKÂRİ - PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK’ya yönelik operasyonlar kapsamında önceki gün gözaltına alınan 20 kişiden, aralarında BDP Batman İl Başkan Vekili Selim Aratemur'un da bulunduğu 15 kişi tutuklandı.
Batman Emniyet Müdürlüğü'nün yürüttüğü KCK operasyonları kapsamında önceki gün 7 ilde 41 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki sorguları tamamlanan 20 kişi dün akşam saatlerinde savcılığa sevk edildi. Saat 02.30'a kadar devam eden ifade alma işleminden sonra, Batman Belediye Başkan Vekili Serhat Temel, Eğitim-Sen Şubesi üyelerinden Onur Künteş, Ercan Astan, Sait İmret ve Metin Nas serbest bırakıldı. BDP Batman İl Başkan Vekili Selim Aratemur'un da aralarında bulunduğu 15 kişi ise nöbetçi mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
ATA: NEVRUZ HAZIRLIĞI
Saat 02.30'a kadar devam eden ifade alma işlemini adliye önünde takip eden BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, KCK operasyonlarının partilerine yönelik sindirme politikası olduğunu belirterek, "Bu hükümetin nevruz öncesi hazırlığıdır. Biz cezaevine de, ölüme de, her şeye de hazırız" dedi.
HAKKÂRİ’DE 17 GÖZALTIBu arada, BDP'nin Hakkâri’deki gençlik yapılanmasına üye 17 kişi gözaltına alındı.
OĞUL KÖYÜ'NDE 12 KİŞİHakkâri’nin merkeze bağlı Oğul Köyü'nde jandarmanın dün yaptığı operasyonda da PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla 12 kişi gözaltına alınmıştı.
Hakkari Valiliği’nin yaptığı yazılı açıklamada, 12 kişinin 17 Ağustos 2011'de askeri konvoya düzenlenen ve 9 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan saldırı ile ilgili yapıldığı bildirildi.
Jandarma ve özel hareket polisleri tarafından gerçekleştirildiği belirtilen yazılı açıklama şöyle:
"Terör örgütü mensuplarınca, 17 Ağustos 2011 günü, askeri konvoya düzenlenen ve 9 Askeri Personelin şehit olduğu silahlı saldırı olayına karışan ve yasadışı KCK kırsal alan yapılanmasına yönelik çalışmalar kapsamında; halkımızın huzur ve güvenliği için TSK ve PÖH birlikleri ile müşterek olarak, derin kar ve şiddetli soğuk ortamında icra edilen operasyon neticesinde; Hakkâri Merkeze bağlı Oğul, Dilekli ve Çanaklı köylerinde, olaya karıştıkları değerlendirilen (12) kişi gözaltına alınmış, bu kişiler ile birlikte çeşitli markalarda silah ve bunlara ait çok sayıda mühimmat ele geçirilmiştir"

Başbuğ'un koğuş arkadaşı belli oldu

Başbuğ'un koğuş arkadaşı belli oldu

'İnternet Andıcı' davası kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un koğuş arkadaşı Emekli Orgeneral Hurşit Tolon.

ntvmsnbc ve Ajanslar

İSTANBUL - Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki 5 No’lu Cezaevi F9 bloğundaki 3 kişilik koğuşta tek başına kalan ve 'İnternet Andıcı' davası kapsamında tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un koğuş arkadaşı Emekli Orgeneral Hurşit Tolon oldu.
İkinci davasının tutuklu sanığı Tolon'un dün akşam saatlerinde Başbuğ'un bulunduğu koğuşa geçtiği öğrenildi. Başbuğ, "İnternet Andıcı" soruşturması kapsamında 6 Ocak'ta tutuklanmıştı.
İkinci “Ergenekon” davasında bir süre tutuklu yargılandıktan sonra 6 Şubat 2009 tarihinde tahliye edilen emekli Orgeneral Tolon, davanın 10 Ocak 2012 tarihli duruşmasında tekrar tutuklanmıştı.

Türkiye sınırına tel örgüye AB'den ret

Türkiye sınırına tel örgüye AB'den ret

AB Komisyonu, Yunanistan'ın kaçak göçü engellemek için Türkiye sınırına Meriç bölgesinde 10 kilometrelik tel örgü inşasına para vermeyeceğini açıkladı.


AA

AB İçişleri Komiseri Cecilie Malmström'ın sözcüsü Michele Cercone, Yunanistan'ın tel örgünün ortaklaşa finansmanı için kendilerine başvurduğunu belirterek ''Komiser Malmström'un tutumu çok net ve Komisyon, (tel örgünün) gereksiz olduğu düşüncesiyle bu talebi karşılamama kararı aldı'' dedi.
Cercone, sınırlara duvar ve örgüleri ''geçici çözüm'' olarak değerlendirdiklerini ve daha önce de farklı üye ülkelerden gelen benzer talepleri reddettiklerini söyledi.
Sözcü Cercone, düzensiz göçle mücadele için Yunanistan'a 2007-2010 döneminde 215 milyon Euro mali destek sağladıklarını ve 2012 yılı içinde kullanılmak üzere 90 milyon Euro daha ayırdıklarını dile getirdi.

En Çok Okunan Haberler

Google Arama