9 Ağustos 2011 Salı

Suriye ile ilgili 5 müthiş iddia



Suriye ile ilgili 5 müthiş iddia

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın dün Savunma Bakanı General Ali Habib'i görevden almasıyla ilgili ortaya birbirinden ilginç ve teoriler atılıyor.
Güncelleme:09 Ağustos 2011 15:22

Savunma Bakanlığı görevini 2009 yılından bu yana yürüten Habib, Esad'ın en güvendiği isimlerden birisi olarak gösteriliyor. 
Suriye'de resmi kaynakların yaptığı açıklamalar, Habib'in rahatsızlığından dolayı görevden alındığı yönünde.
Ancak bu değişiklikle ilgili ortada çok ilginç iddialar dolaşıyor.
HAYATINI KAYBETTİĞİ ÖNE SÜRÜLÜYOR
Londra merkezli el Şark el Avsat gazetesi, Habib'in Hama'da düzenlenen operasyona karşı çıktığı ve bu nedenle görevden alındığını bildirdi.
Suriyeli muhalif bazı internet siteleri ise Habib'in görevden alınmadığını ancak doğal yollardan hayatını kaybettiğini öne sürdü.
Bu iddiaya göre, Habib'in öldüğünün açıklanmamasının nedeni de ülkenin en güçlü ailelerinden birine mensup olması ve bu durumun yaratacağı kargaşadan uzak durma isteği.
Buna benzer bir başka iddia da İsrailli yayın organlarında ve diğer muhalif sitelerde yer alıyor. Habib'in görevden alındıktan birkaç saat sonra, yani bugün sabah saatlerinde evinde ölü bulunduğu iddia edildi. İddialara göre, Habib, silahla vurularak öldürüldü.
ARAP BASININDA TARTIŞILIYOR
El Bavaba sitesi, "Habib'in görevden alınması soru işaretleri doğurdu" başlıklı haberinde bu değişikliğin nedenlerini sorguladı.
Sitedeki habere göre, Habib'in Esad'a karşı darbe yapmaya hazırlanan Alevi bir gruba mensup olması görevden alınmasına neden oldu. 
Haberde, New York Times'ın kısa bir süre önce yayımladığı habere gönderme yapılarak, rejimin bazı Alevi üst düzey isimlerinin can güvenliklerini tehdit altında gördükleri için muhalefet saflarına katılmaya hazırlandıkları vurgulandı.
El Bavaba ayrıca, Habib'in mensubu olduğu ailenin Esad ailesinden çok daha geniş olduğunu da ifade etti.
kaynak.mynet.com

'Tanrının gözleri' bulundu


09 Ağustos 2011 16:54
'Tanrının gözleri' bulundu
Denizli’nin Eskihisar Mahallesi yakınındaki antik kent Laodikya’da sürdürülen kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan bir kilisede ’tanrının gözleri’ diye adlandırılan mozaikler bulundu. Laodikya kazı heyeti başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, kilisenin girişinde yerde bulunan mozaiklerdeki ’tanrının gözleri’ deseninin kiliseye gelen insanları gözetleyip, koruduğuna inanılarak yapıldığını söyledi.
Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında Laodikya antik kentinde 8 yıldır yapılan kazı çalışmalarında önemli eserler ortaya çıkarıldı. İncil’de adı geçen 7 kutsal kiliseden birinin bulunduğu Laodikya antik kentinde bulunan 3 ayrı kilisede kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Merkezi kilisede kazı, kutsal haç kilisesinde ise restorasyon çalışmaları yapılıyor.
Bu yıl ortaya çıkarılan en önemli eserler arasında ise kuzey tiyatro yanında bulunan kilise içindeki tanrının gözleri mozaikleri oldu. Kazı heyeti başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, tanrının gözlerinin kiliseye gelen insanları koruduğuna inanıldığını belirterek şunları söyledi:

"Kutsal kent Laodikya kiliseleri özelikle de M.S. 4. yüzyıl itibariyle erken kilise mimarisine yeni bir renk ve soluk katacak niteliktedir. Buradaki kilise yapısının Laodikya’ya özgü bir ev kompleksinin kutsal mekanı olarak düşünüyoruz. Kuzey tiyatrosuna ulaşımı sağlayan kilisede iç içe iki tane ön giriş holü yer almakta. Bu kilisenin önemli bir özelliği de var. M.S. 375 yılında Papalık bir düzenleme yapıyor. Kiliseler nizamnamesini yayınlıyor. Kiliseler belli bir yöne bakacak diye karar alınıyor. Buradaki kilise doğuya değil, Kudüs’e değil. Kuzey doğuya yani Hierapolis’e bakıyor. Bu nedenle önemli bir yapı, çünkü yönü farklıAncak bu kilisede öne çıkan husus giriş bölümünde, yerdeki mozaiklerde iç içe iki tane haç ve onun yanında iki tane göz var. Yani tanrının gözü olarak yorumlayabileceğim gözler yer almakta. Bu gözlerin kiliseye gelen insanları gözetlemesi ve koruması için yapıldığını düşünüyoruz."

Bugüne kadar böyle bir kilise yapısı ortaya çıkarılmadığını ve önemli bir yapı olduğunu belirten Şimşek, "Yön itibariyle ve özellikle kilisenin kutsallığını ön plana çıkaran tanrının gözü itibariyle değişik bir yapı. Gözün biri sağlam ama diğer göz tuğla döşemelerinin bir kısmının sökülmesi nedeniyle zarar görmüş. Ama yarısı yerinde bu sayede de iki tane tanrının gözünü burada görüyoruz. Bu yönüyle kiliseyi çok özel kılıyor" diye konuştu
KAYNAK.MYNET.COM

"Hükümet iç çatışmanın hazırlığını yapıyor"



   

"Hükümet iç çatışmanın hazırlığını yapıyor"





BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin iç savaşın eşiğine geldiğini savundu.

:09 Ağustos 2011 17:22
Demirtaş "AKP hükümeti ısrarla stratejik değişikliklere gideceğiz söylemleriyle iç çatışmanın, savaşın psikolojik hazırlığını yapıyor. Savaş senaryoları hayata geçmeden durdurmak zorundayız. Her gün ölüm haberleri geliyorsa bunu durdurmak Başbakan'ın iki dudağı arasındaysa ve bunu yapmıyorsa, nedeni başka yerde aramamalıdır. Bu ülkede yaşanacak savaş tek şeyi koruyacaktır. Kürtlerin Türkiye toplumunu demokrasi talepleri Türkiye için bir tehdit değildir. Demokratik özerlik Türkiye için tehdit değildir. Bu savaş AKP’nin kendi çıkarları için geliştirdiği konsepttir" dedi.
Meclis'i boykot eden BDP, üçüncü grup toplantısını Diyarbakır’da Kayapınar Belediye’sinin Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdi. Toplantıya milletvekilleri Şerafettin Elçi, Emine Ayna,Altan Tan, Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Hasip Kaplan, Gültan Kışanak’ında aralarında bulunduğu 20 milletvekili katıldı.
Grup toplantısındaki konuşmasını başında geçtiğimiz yıl yurtdışında hayatını kaybeden Ermeni asıllı Kürt sanatçı Aram Tigran’ı anarak başlayan BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, parlamentonun tatile girdiğini hatırlatarak, "Önemli gelişmelerin yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında siyaset tatile girmez dedik" dedi.
BDP bloğunun 30 yıldır Türkiye’de Kürt sorununu tartışmadığı bir günü olmadığını kaydeden Demirtaş, sorunun can yakmaya başladığı zamanlarda hükümetin gündemine girdiğini savundu. Kürt sorunun hükümetin gündemine güvenlik bakış açısıyla girdiğini ileri süren Demirtaş, "Biz Kürt sorununa bir hafta, ya da bir yıl ele alınacak konuşulacak bir sorun olarak bakmıyoruz. Hükümet gerekirse, bir hafta, bir ay işini gücünü bırakıp bu meseleyle uğraşmalı" dedi.
İMRALI İLE GÖRÜŞÜYORSAN ÖZEL ORDU NİYE?
Türkiye’nin iç savaşa gittiğini iddia eden Demirtaş şöyle dedi:
"Silvan olayı AKP’nin iki yıldır hazırlığını yaptığı politikayı ortaya çıkarmıştır. AKP’nin polise yönelik hazırlığını geçen yıldan biliyoruz. 15 bin kişilik özel orduyu niye oluşturuyorsun diye sorduk. Madem İmralı ile görüşme yapıyorsunuz, 15 bin kişilik özel orduya ne gerek var. Geçen yıl Silvan olayı mı vardı. AKP’nin son iki yılda olgunlaşmış projeleridir. Bu söylemlerine kimse aldanmasın. Çaba sarf eden herkes şundan emin olmalı ki, AKP iktidarı samimi bir çözümden, Türkiye’nin birliği bütünlüğü içindeki çözümden yanaysa sorunlar bir hafta çözülür. Savaş hazırlığı niye yapılıyor. Bu gün Kürtler, ‘biz hiçbir şey istemiyoruz’ dese bile AKP kabul etmeyecek. Kürtler, biz, ‘bizim hiçbir talebimiz yoktur, akan kan dursun’ desek bile kesinlikle buna yanaşmayacaktır. İçeride ve dışarıda büyük bir savaş hazırlığı yapıyor. Kazanım elde etmeyi hedefliyor. Tartışmaların seyri bunu gösteriyor. Seçim sonrası fırsatların bu kadar heba edilmesinin altında yatan nedenler bunlardır. Yoksa Silvan olayı, özerklik ilanı, süreç tıkandığı gibi söylemler AKP’nin bahaneleridir"
TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ TEHDİDİ VAR
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Anayasal çözümle birlikte Türkiye’nin bütün sorunlarının çözüleceğine inandıklarını kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama AKP hükümeti ısrarla stratejik değişikliklere gideceğiz söylemleriyle iç çatışmanın, savaşın psikolojik hazırlığını yapıyor. Savaş senaryoları hayata geçmeden durdurmak zorundayız. Her gün ölüm haberleri geliyorsa bunu durdurmak Başbakan'ın iki dudağı arasındaysa ve bunu yapmıyorsa, nedeni başka yerde aramamalıdır. Bu ülkede yaşanacak savaş tek şeyi koruyacaktır. Kürtlerin Türkiye toplumunu demokrasi talepleri Türkiye için bir tehdit değildir. Demokratik özerlik Türkiye için tehdit değildir. Bu savaş AKP’nin kendi çıkarları için geliştirdiği konsepttir. Bunu orduda, poliste, tüm Türkiye kamuoyuda iyi bilmelidir. Hiçbirimiz AKP iktidarı biraz daha güçlensin diye gençlerin ölümüne göz yummayız. Başbakan eğer samimiyse gümbür gümbür gelen bu tehlikeyi durdurması gerekiyor. Bu bizim kaderimiz değildir. Buna mecbur değiliz. Barışçıl çözümün koşulları her zamankinden daha uygundur. AKP iktidarı Milliyetçiliği, ırkçılığı özelikle linç kültürünü geliştirerek toplumsal baskı oluşturmaya çalışıyor. Bütün muhalefeti boyduruk altına almaya çalışıyor"
KCK DAVASI
Terör örgütü PKK’nın gizli şehir yapılanması KCK/TM davasına da tepki gösteren Demirtaş, "Duruşma demek için bin şahit olması lazım. Ortada sanık yok. Mahkeme sanıkları duruşmaya getirmiyor. Sanık yok avukat yok kapalı duruşmalar. Üç tane hakim, bir tane savcı ile Kürt siyaseti yargılanıyor. Biz buna utanç davası diyoruz. Böyle bir rezilliği halkımıza dayatan AKP’nin çirkin yüzüdür" dedi.
AKP SİYASİ HEYETİNİ İMRALI’YA GÖNDERSİN
Ak Parti hükümetinin 9 yıldır kendilerine karşı iyi niyeti ile karşılaşmadıklarını belirten Demirtaş, tahammüllerinin kalmadığını söyledi. Demirtaş, Kürt sorunun, bir dönem verin devletin engel olduğu bahanesiyle çözülmdiğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
"Eğer İmralı’da görüşmeler tıkandıysa o zaman sayın Öcalan’ın barışa katkı sunması için önünün açılması lazım. Açık açık her şeyi tartışmalıyız.. Müzakere olacaksa açık olacak. Hükümet siyasi heyetini İmralı’ya göndermelidir. ‘Diyalogun önünü açıyorum’ derse ilk desteği biz vereceğiz. Barış için her çalışmasına kayıksız şartsız destek vereceğiz. Kürt sorununda açık hamleler yapılmalıdır. Hükümet neyi kimden saklıyor. Görüşmeleri, protokolleri açıklasın. Savaşı durdurmanın tek yolu açık müzakeredir. Biz bunu talep ediyoruz. Hükümet kendisine verilen desteği görmeli, kimse AKP’ye git savaş, özel ordu kur diye yüzde 50 oy vermedi. Türkiye toplumu buna destek verdi. Gerçekler saklanmamalıdır. AKP’yi samimi olmaya davet ediyoruz. BDP olarak bu tartışmayı sürdüreceğiz. Ciddi bir tehlike olduğunu telkin ediyoruz"
SURİYE İLE NEREDEYSE SAVAŞ İLAN EDECEK
Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın Suriye’ye ilişkin çıkışlarını ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye ziyaretine sert tepki gösterdi. Hükümetin Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler karşısında Amerika için koçbaşı rolü üstlendiğini ifade eden Demirtaş şöyle dedi:
"Yani diplomaside çareler tükendi demek. Komşusuna tahammülü kalmadı demek ne demek, Parlamentoya sormuyor, muhalefete sormuyor. Suriye’ye karşı savaşabiliriz diyor. Tek başına Suriye’ye savaş açacak neredeyse. Halka bu işi anlatacak. Türkiye adım adım Suriye ile savaşa gidiyor. Başbakan bunu yanıltarak anlatıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hangi sıfatla orada? Amerikan elçisi olarak orada, yatla boğaz turu yaptığınız Esad bu Esad değil miydi?. Ne değişti. Şimdi Amerika’nın çıkarları gereği düşman Esad var. AKP Irak’ta yaptığı hatayı Suriye’de yapmamak için kamuoyunu hazırlıyor. Davutoğlu Suriye’ye 37 defa gitmekle övünüyor. 37 defa da Suriye’deki gerçekliği görmediniz mi? Bunların hepsi Türkiye’deki Kürt sorunuyla bağlantılıdır. AKP Esad rejiminden sonra, İran’a sıra geldiğinde Molla rejime karşı çıkacak"
TÜRKİYE CENAZELERDEN KRİZİ HİSSETMEYECEK
Ekonomik gelişmelere de değinen Demirtaş, "Başbakan ‘teğet bile geçmeyecek’ diyor. Ya sen Başbakan değilsin ya bunlar senin bakanın değil. Kara para, kayıt dışına ve savaş politikalarına güveniyor. Türkiye toplumu her gün cenazeleriyle acılarıyla uğraşacaktır, krizi hissetmeyecektir. Kastettiği budur. Krizi yaşamayanlar Türkiye’nin elit kesimidir. Kendileri döneminde sayısı 38‘ye çıkan dolar milyonerleriydi. Evinde ekmek bulamayanlar, mevsimlik işçi olarak çalışanlar, evine ekmek götürmek için tershanelerde canını verenler, bu savaşın bizim savaşımız olmadığını bilmeli. Herkes bu savaşa karşı çıkmak zorundadır. Savaş hazırlığına karşı, herkesi barış şemsiyesi altına bir araya gelmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
kaynak.mynet.com

Esad masada, tanklar Türkiye sınırında


Esad yönetimi, Türkiye sınırına yakın bir bölgede tanklar eşliğinde operasyon başlattı.

:09 Ağustos 2011 17:10
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir araya geldi. Görüşme devam ederken Suriye ordusunun Türkiye sınırına yakın bir kasabada operasyon başlattığı haberi geldi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını iletmek üzere bu sabah Şam'a gitti. Ancak ziyaret gerekçesinden rahatsızlığını daha önce belli eden Başkan Beşşar Esad’ın siyasi danışmanı Dr. Shaaban “Davutoğlu sert mesaj getirirse karşılığını da alır” mesajı vermişti. Ziyaretin gerilimli geçeceği daha Şam havalimanında ipuçları vermeye başladı.

PROTOKOL AYIBI

Davutoğlu ve beraberindeki heyeti, Şam havaalanında Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim değil, yardımcısı Abdülfettah Ammura karşıladı. Şam yönetiminin bu tavrı rahatsızlığının göstergesi olarak yorumlandı.

Bakan Davutoğlu'nun Esad ile saat 11.00 sıralarında başlan görüşmesine Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de katıldı.
GÖRÜŞME 6 SAAT SÜRDÜ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kritik görüşmesi 6 saat sürdü. Görüşmenin ilk üç saatlik bölümüne heyetler de katılırken, kalan kısmı başbaşa gerçekleştirildi.

Bu kritik görüşmenin saatlerce sürmesi, Suriye'de tansiyonun düşürülmesi ve istikrarın yeniden tahsisi için bir yol haritası ya da takvimle ilgili detayların ele alındığı yorumlarının yapılmasına neden oldu.

Davutoğlu, bugünkü görüşmede, Esad'ın askeri operasyonları durdurması ve reformlara hız vermesi yönünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını iletiyor.  

Esad ve Davutoğlu başkanlığındaki heyetler arası görüşme sabah saat 11 sularında başladı ve üç saat sürdü.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in de katıldığı heyetler arası görüşmenin ardından Davutoğlu ve Esad arasında baş başa görüşmeye geçildi. Görüşmenin tamamlanmasının ardından bir açıklama yapılmadı.

Türkiye, bu görüşmeden bir sonuç alınamazsa, farklı bir yol haritası izleneceğini vurguluyor. Davutoğlu'nun Şam ziyareti, Suriye üzerindeki uluslararası baskının arttığı bir döneme denk geldi.

ANKARA TEDBİRLERİ DEĞERLENDİRDİ

Dün Ankara’da Suriye’yle ilgili yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı. Hem Başbakanlık’ta toplanan “Dış Güvenlik Zirvesi”nin hem de Bakanlar Kurulu’nun gündeminde en üst sırayı Suriye’deki olaylar aldı.

Toplantılarda Suriye tarafında “tampon bölge” kurulmasını da içeren tüm senaryolar değerlendirilirken, ABD ile Şam yönetimine yönelik sert tedbirler konusunda pazarlık yapıldığı öğrenildi.

Suriye zirvesinde Davutoğlu’nun ziyaretinde, Esad’a “Sonunuzun diğer Arap liderleri gibi olmasını arzulamıyoruz” mesajı vermesi öne çıkarken, Erdoğan’dan yazılı bir mesaj götüreceği de öne sürüldü.

WASHINGTON'DAN ANKARA'YA SÜRPRİZ TEMSİLCİ

Davutoğlu’nun bugünkü kritik ziyareti öncesi Ankara ile Washington arasında iki kez temas oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın önceki gece Davutoğlu’nu telefonla aramasından sonra dün de Bakanlık Suriye Masası Şefi Fred Hof ve ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Dışişleri’nde Türk yetkililerle görüştü.

Görüşmelerde Hof, Türk tarafının Suriye nezdinde ne gibi yaptırım ve tedbirlerden yana olduğunu öğrenmeye çalışarak, “Başkan Obama Suriye’de yaşananlardan çok üzgün. Bu nedenle bir an önce harekete geçilmesini istiyor. Reformlar konusunda Esad’dan ümidini kesti. Bundan dolayı sert tedbirlerin devreye girmesinden yanayız” dedi.

Ankara ise Hof’a, “Davutoğlu’nun yapacağı görüşmeyi beklememiz lazım. Bu görüşme sonrası yeni bir yol haritası belirleyebiliriz. Bizden hemen sert tedbir beklemeyin. Bölgenin yeniden bir sorunlar yumağı haline gelmesini istemiyoruz” mesajını verdi.

TANKLAR SINIRDA

Öte yandan, diplomatik görüşmeler sürerken, Şam yönetimi de geri adım atmıyor.

Suriye ordusu, Türkiye sınırı yakınlarındaki Binniş kasabasında operasyon başlattı.

 DAVUTOĞLU’NUN ŞAM ZİYARETİ YANKILANDI

Yabancı meyda, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Suriye ziyaretini "Davutoğlu son bir uyarı iletecek", "Türkiye daha sert yaklaşıma hazırlanıyor", "Türkiye, Esad’a sert mesaj götürüyor", "Türkiye, Esad’a eleştirilerine hız verdi" ifadeleriyle değerlendirdi.

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye ziyareti, yabancı medyanın ilgisini uyandırdı. Ziyarete ilişkin haber ve analizlerde "Davutoğlu son bir uyarı iletecek", "Türkiye daha sert yaklaşıma hazırlanıyor", "Türkiye, Esad’a sert mesaj götürüyor", "Türkiye, Esad’a eleştirilerine hız verdi" yorumları yapıldı.

-NYT : "DAVUTOĞLU SON BİR UYARI İLETECEK"- New York Times, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kınamasına rağmen Esad’ın askeri saldırılarını sürdürdüğünü belirttiği haberinde Davutoğlu’nun "son bir uyarı" iletmek üzere Şam’da beklendiğini kaydetti.

-LATİMES : "TÜRKİYE DAHA SERT YAKLAŞIMA HAZIRLANIYOR"- ABD’nin büyük gazetelerinden Los Angeles Times, Suriye ile ilgili bir analizinde "Bir zamanlar sadık bir müttefik olan Türkiye, daha sert bir yaklaşım almaya hazırlanıyor" derken Türk medyasının Davutoğlu’nun Şam’a bir "ultimatom" ileteceği yönündeki haberlerine de dikkat çekti.

-BBC : "DAVUTOĞLU ESAD’I İKNA İÇİN SON BİR ÇABA YAPACAK"- İngiliz yayın kuruluşu BBC ise, Davutoğlu’nun Şam’da operasyonların sonlandırılmasını talep edeceğini belirterek "Türkiye’nin Arap komşularını el uzatma politikasının mimarı olan Sayın Davutoğlu, Cumurbaşkanı Esad’ı politikayı değiştirmeye ikna için son bir çaba yapacak" değerlendirmesinde bulundu. Haberde Türkiye’nin ilke olarak ekonomik yaptırımlara karşı olduğu, halbuki bu yöndeki yaptırımların, Türkiye tarafından uygulanması halinde "gerçekten Suriye hükümetini vurabileceği" görüşü savunuldu.

-TELEGRAPH : "TÜRKİYE ESAD’A ELEŞTİRİLERİNE HIZ VERDİ"- İngiliz The Telegraph gazetesi "Son yıllarda Suriye ile bir zamanlar gergin olan ilişkileri iyileştirmek için önemli bir diplomatik çaba gösteren Türkiye de, Ankara’nın ‘sabrının tükendiği’ uyarısıyla Sayın Esad’a eleştirilerini hızlandırdı" yorumunu yaptı.

-JPOST : "DAVUTOĞLU KADDAFİ UYARISINI YAPACAK "- İsrailli Jerusalem Post gazetesi, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Şam’da "Kaddafi’nin yolundasın" uyarısını yapacağını öne sürdüğü haberinde ziyaretin Arap devletlerinin Şam’daki büyükelçilerini geri çektikleri bir sırada gerçekleşeceğine işaret etti.

-LİBERATİON : "DAVUTOĞLU SERT MESAJ GÖTÜRÜYOR"- Fransız Liberation da, Davutoğlu’nun ziyaretini, Suriye rejimini protestoları bastırmaktan vazgeçmeye iknaya yönelik "yeni bir girişim" olarak nitelediği haberinde Davutoğlu’nun "sert bir mesaj" ileteceğini de yazdı.
kaynak.mynet.com

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Memura zam Geldi

Pazarlık ertelendi ama memurun zamlı maaşı gecikmeyecek

Meclis açılınca yeni yasa için çalışma yapılacak. Düzenlemenin tamamlanmasının ardından da toplusözleşme görüşmeleri başlayacak. Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması halinde ise 'uzlaştırma kurulu' devreye girecek. Sürecin uzaması durumunda 2012 bütçesinde memurun alacağı zam oranına yer verilmeyecek. Hükümet, karşısına çıkabilecek bu problemi aşmak için şimdiden tedbirlerini alıyor. Buna göre gerekli kaynak bütçeye konularak memurun zamlı maaşı 15 Ocak 2012 tarihine yetiştirilecek.

Her yıl 15 Ağustos ile 30 Ağustos arasında yapılan ve 2,5 milyon memurun zam miktarının belirlendiği toplu görüşme dönemi tarihe karıştı. Geçtiğimiz hafta Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile bir araya gelen üç memur konfederasyonunun başkanı, 12 Eylül referandumu ile memurun toplu sözleşme hakkının Anayasa'ya girdiğini hatırlatarak, artık toplu görüşme yapmak istemediklerini ilettiler. Varılan uzlaşma sonucunda toplu görüşme döneminin fiilen sona erdirilerek toplu sözleşme yapılabilmesi için gerekli olan yasal düzenlemenin Meclis'ten geçirilmesi kararlaştırıldı. Toplu sözleşme yasası çıkana kadar da zam pazarlıkları ertelendi. Ancak bu durum, çeşitli soru işaretlerini beraberinde getiriyor. 12 Eylül referandumunun ardından Meclis'in yaklaşık 7 ay çalışmış olmasına rağmen toplu sözleşme yasasının çıkarılamamış olması, endişeleri artırıyor.



Ancak Çalışma Bakanlığı, memurun zamlı maaşının 15 Ocak'a yetişmesi için işi sıkı tutuyor. Yeniyasanın hazırlanması için sendikalarla birlikte ortak çalışma başlatıldı. Toplu sözleşme hakkının nasıl kullanılacağının ayrıntılı olarak yer alacağı yasa için bugün sendikalar ile Bakanlığın teknik heyetleri çalışmaya başlayacak. Teknik heyetlerin çalışmasının ardından toplu sözleşme yasasına son şekli verilecek. Yasa, eylül ayının ikinci yarısında Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Böylece 1 Ekim'den itibaren konunun TBMM gündeminde hızla yer alması sağlanacak. Bu sürecin en az 1 aylık zaman alması bekleniyor. Kasım ayında ise ertelenen zam pazarlığının başlaması bekleniyor. Ancak yasanın Meclis'ten geçme süreci uzarsa zam pazarlığı da sarkacak. Anlaşamama durumunda ise uzlaştırma kurulu ya da hakem heyeti devreye girecek.

Öte yandan aralık ayı, Meclis'te bütçe görüşmelerinin sürdüğü dönem oluyor. Meclis'te bütçe görüşmeleri yapılırken memurun alacağı zammın henüz belirlenmemiş olması, önemli bir sorun teşkil edecek. Bu durumun önüne geçmek için de Çalışma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığıkoordineli çalışma yapacak. Memurun alacağı zam miktarının bütçe görüşmeleri öncesinde tespit edilmesine çalışılacak. Her yıl 15 Ocak'ta zamlı maaş alan memurun bu yıl da aynı şekilde zamlı maaşını gününde alması sağlanacak. Hükümetin, zamlı maaşların ertelenmesi gibi bir ihtimale sıcak bakmadığı belirtiliyor.

KAYNAK.MİLİYET.COM

İşte PKK'nın yeni hedefi

İçişleri Bakanlığı istihbarat birimleri, PKK terör örgütünün İran’daki PJAK'a yönelik operasyonları bahane ederek İran konsolosluklarına karşı eylem hazırlığında olduğu uyarısını yaptı.


Trabzon Valiliği’ne bir yazı gönderen İçişleri Bakanlığı, İran İslam Cumhuriyeti’ne ait konsolosluklar önünde önlemlerin artırılmasını istedi. İçişleri Bakanlığı, Valilik kanalıyla emniyet müdürlüklerini kriptolu yazıyla uyardı. Terör örgütünün İran'daki kolu olan PJAK'a karşı sürdürülen operasyonları bahane eden PKK'nın İran Büyükelçiliği, konsolosluğu veya İran plakalı araçlara yönelik saldırı planladığı belirtildi. Trabzon Valiliği, bugün gelen yazıyı Emniyet Müdürlüğü'ne bildirerek gerekli önlemlerin alınmasını istedi.

Talimat üzerine Trabzon’daki İran Başkonsolosluğu önündeki nöbet kulübelerinde bekleyen polis sayısının ve güvenlik önlemlerinin artırılacağı belirtildi.
KAYNAK.MYNET.COM

En Çok Okunan Haberler

Google Arama