Başbakan recep Tayyip Erdoğan Göç Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada PKK saldırılarına değindi.
Başbakan Erdoğan, "Avrupalı dostlarımızın önüne dosyaları koyduğumuzda, tek tek isimleri, dernekleri, yayın kuruluşlarını, aktarılan para miktarlarını koyduğumuzda, bize bahaneler üretiyorlar. Siz o bahaneleri artık bize değil, eğer izah edebiliyorsanız, önce kendi vicdanınıza izah edin" dedi.
Erdoğan, Almanya'ya göçün 50. yılı nedeniyle Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın Tempodrom'da gerçekleştirdiği, "Göç Sempozyumu"nun gala yemeğine katıldı.
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, başbakan yardımcıları Ali Babacan ve Bekir Bozdağ, AB Bakanı ve Başmüzakareci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in de katıldığı yemekte yaptığı konuşmada, Berlin'de Türk vatandaşları ve katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi.
"Solingen saldırısının mağdurları da aramızda"
Sadece Türkiye'de değil, Berlin'deki, Hamburg'taki, Ştutgart'taki, Münih'teki, Almanya'nın ve Avrupa'nın tüm şehirlerindeki Türk vatandaşlarının da bu sarsıntıyı yüreklerinde hissettiklerini belirten Erdoğan, Van depremiyle birlikte kardeşliğin, uhuvvetin ve muhabbetin daha bir güçlendiğini, pekiştiğini ifade etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: "Nifak tohumları ekmeye, aziz milletimizin evlatlarını birbirine düşürmeye, aramıza ayrımcılık sokmaya çalışan şer odakları, Van depremiyle birlikte nasıl beyhude bir çaba içinde olduklarını bir kez daha gördüler. Deprem sonrası ortaya koyduğumuz yardımlaşma ve dayanışma gösterdi ki milletimiz tek yürektir, tek nefestir. Terör saldırısı sonrasında ortaya çıkan toplumsal tepki gösterdi ki milletimiz birdir, bütündür, sıkı sıkıya birbirine kenetlenmiştir.
Şundan lütfen emin olunuz; bugün burada, aramızda, Solingen saldırısının mağdurları, Mevlüde ve Durmuş Genç kardeşlerimiz var... Solingen'in acısı, sızısı, nasıl 74 milyonun yüreğine ateş saldıysa, biliniz ki Türkiye'de yaşanan her acı da buradaki kardeşlerimizin yüreğinde aynı derecede yankı buluyor. Çünkü biz aynı kaderi paylaşıyoruz. Biz aynı toprakların, aynı medeniyetin, aynı kültürün ve aynı inancın mensuplarıyız. Çünkü biz dostuz, biz akrabayız, biz kardeşiz.
Biz, sadece aynı topraklar üzerinde yaşayan değil; kalbi aynı anda atan, yüzü aynı yöne bakan, aynı ay-yıldızlı bayrağın altında toplanmış bir milletiz. Çok açık söylüyorum; bu milletin birliğini, dirliğini, beraberliğini ve kardeşliğini hafife alanlar, bugüne kadar hep kaybettiler, bundan sonra da kaybetmeye mahkumlar. Hiçbir örgüt, hiçbir çaba, hiçbir saldırı bu milletin kardeşliğini sarsmayacak, sarsamayacaktır."
PKK'nın saldırıları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, terör saldırılarına değindi.
Bir ay önce, Batman'da teröristlerin, sağa sola rastgele ateş açtıklarını belirten Erdoğan, 4 yaşındaki Sultan'ın, teröristlerin kurşunlarına hedef olduğunu ve gözlerini hayata yumduğunu ifade etti. Erdoğan, Sultan'ın annesinin de aynı şekilde terörün hedefi olduğunu ve umutlarını geride bırakarak Hakk'a yürüdüğünü dile getirdi.
Anne karnındaki 8 aylık bebeğin de daha gözlerini dünyaya açmadan, daha ismi bile konulmadan, daha ağlayamadan ve gülemeden terörle tanıştığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu insanlık dışı saldırının tek sorumlusu terör örgütü değildir! O tetiği çeken ve çektiren kanlı maşalar kadar, terör örgütüne destek sağlayanlar, örgütün sırtını sıvazlayanlar, örgüte maddi, manevi destek sağlayanlar da o doğmamış bebeğin katledilmesinden en az terör örgütü kadar sorumludurlar. Açık söylüyorum, terörle mücadele bir ülkenin veya bir milletin meselesi değildir; insani değerlere inanan herkesin sorumluluğudur. Terör örgütlerine göz yumanlar, terörün kanlı yüzüne ortak olurlar. Türkiye'ye terörle mücadelede gereken desteği vermeyen ama insan hakları nutku atanlara soruyorum; vahşice katledilen 4 yaşındaki Sultan'dan haberiniz var mı? Bize güya demokrasi dersi verenlere soruyorum; umutlarıyla vefat eden Anne Mizgin Doru'dan haberiniz var mı?
Merkel'e de iletecek
Terör örgütünün faaliyetlerine, yayınlarına, derneklerine, para toplamasına göz yumanlara, suçluların elini kolunu sallayarak dolaşmasına göz yumanlara sesleniyorum; anne karnında öldürülen 8 aylık bebeden haberiniz var mı? Avrupalı dostlarımızın önüne dosyaları koyduğumuzda, tek tek isimleri, dernekleri, yayın kuruluşlarını, aktarılan para miktarlarını koyduğumuzda, bize bahaneler üretiyorlar. Siz o bahaneleri artık bize değil, artık Batman'da öldürülen masum yavrulara değil, eğer izah edebiliyorsanız, önce kendi vicdanınıza izah edin. Terör örgütüne gösterilen müsamahanın, Türkiye'de nasıl kanlı eylemlere dönüştüğü artık daha iyi görülmelidir. Bütün bu görüşlerimizi inşallah yarın mevkidaşım Sayın Şansölye Merkel'e de bir kez daha ileteceğiz."
Erdoğan, Almanya'ya göçün 50. yılı nedeniyle Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın Tempodrom'da gerçekleştirdiği, "Göç Sempozyumu"nun gala yemeğine katıldı.
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, başbakan yardımcıları Ali Babacan ve Bekir Bozdağ, AB Bakanı ve Başmüzakareci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in de katıldığı yemekte yaptığı konuşmada, Berlin'de Türk vatandaşları ve katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi.
"Solingen saldırısının mağdurları da aramızda"
Sadece Türkiye'de değil, Berlin'deki, Hamburg'taki, Ştutgart'taki, Münih'teki, Almanya'nın ve Avrupa'nın tüm şehirlerindeki Türk vatandaşlarının da bu sarsıntıyı yüreklerinde hissettiklerini belirten Erdoğan, Van depremiyle birlikte kardeşliğin, uhuvvetin ve muhabbetin daha bir güçlendiğini, pekiştiğini ifade etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: "Nifak tohumları ekmeye, aziz milletimizin evlatlarını birbirine düşürmeye, aramıza ayrımcılık sokmaya çalışan şer odakları, Van depremiyle birlikte nasıl beyhude bir çaba içinde olduklarını bir kez daha gördüler. Deprem sonrası ortaya koyduğumuz yardımlaşma ve dayanışma gösterdi ki milletimiz tek yürektir, tek nefestir. Terör saldırısı sonrasında ortaya çıkan toplumsal tepki gösterdi ki milletimiz birdir, bütündür, sıkı sıkıya birbirine kenetlenmiştir.
Şundan lütfen emin olunuz; bugün burada, aramızda, Solingen saldırısının mağdurları, Mevlüde ve Durmuş Genç kardeşlerimiz var... Solingen'in acısı, sızısı, nasıl 74 milyonun yüreğine ateş saldıysa, biliniz ki Türkiye'de yaşanan her acı da buradaki kardeşlerimizin yüreğinde aynı derecede yankı buluyor. Çünkü biz aynı kaderi paylaşıyoruz. Biz aynı toprakların, aynı medeniyetin, aynı kültürün ve aynı inancın mensuplarıyız. Çünkü biz dostuz, biz akrabayız, biz kardeşiz.
Biz, sadece aynı topraklar üzerinde yaşayan değil; kalbi aynı anda atan, yüzü aynı yöne bakan, aynı ay-yıldızlı bayrağın altında toplanmış bir milletiz. Çok açık söylüyorum; bu milletin birliğini, dirliğini, beraberliğini ve kardeşliğini hafife alanlar, bugüne kadar hep kaybettiler, bundan sonra da kaybetmeye mahkumlar. Hiçbir örgüt, hiçbir çaba, hiçbir saldırı bu milletin kardeşliğini sarsmayacak, sarsamayacaktır."
PKK'nın saldırıları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, terör saldırılarına değindi.
Bir ay önce, Batman'da teröristlerin, sağa sola rastgele ateş açtıklarını belirten Erdoğan, 4 yaşındaki Sultan'ın, teröristlerin kurşunlarına hedef olduğunu ve gözlerini hayata yumduğunu ifade etti. Erdoğan, Sultan'ın annesinin de aynı şekilde terörün hedefi olduğunu ve umutlarını geride bırakarak Hakk'a yürüdüğünü dile getirdi.
Anne karnındaki 8 aylık bebeğin de daha gözlerini dünyaya açmadan, daha ismi bile konulmadan, daha ağlayamadan ve gülemeden terörle tanıştığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu insanlık dışı saldırının tek sorumlusu terör örgütü değildir! O tetiği çeken ve çektiren kanlı maşalar kadar, terör örgütüne destek sağlayanlar, örgütün sırtını sıvazlayanlar, örgüte maddi, manevi destek sağlayanlar da o doğmamış bebeğin katledilmesinden en az terör örgütü kadar sorumludurlar. Açık söylüyorum, terörle mücadele bir ülkenin veya bir milletin meselesi değildir; insani değerlere inanan herkesin sorumluluğudur. Terör örgütlerine göz yumanlar, terörün kanlı yüzüne ortak olurlar. Türkiye'ye terörle mücadelede gereken desteği vermeyen ama insan hakları nutku atanlara soruyorum; vahşice katledilen 4 yaşındaki Sultan'dan haberiniz var mı? Bize güya demokrasi dersi verenlere soruyorum; umutlarıyla vefat eden Anne Mizgin Doru'dan haberiniz var mı?
Merkel'e de iletecek
Terör örgütünün faaliyetlerine, yayınlarına, derneklerine, para toplamasına göz yumanlara, suçluların elini kolunu sallayarak dolaşmasına göz yumanlara sesleniyorum; anne karnında öldürülen 8 aylık bebeden haberiniz var mı? Avrupalı dostlarımızın önüne dosyaları koyduğumuzda, tek tek isimleri, dernekleri, yayın kuruluşlarını, aktarılan para miktarlarını koyduğumuzda, bize bahaneler üretiyorlar. Siz o bahaneleri artık bize değil, artık Batman'da öldürülen masum yavrulara değil, eğer izah edebiliyorsanız, önce kendi vicdanınıza izah edin. Terör örgütüne gösterilen müsamahanın, Türkiye'de nasıl kanlı eylemlere dönüştüğü artık daha iyi görülmelidir. Bütün bu görüşlerimizi inşallah yarın mevkidaşım Sayın Şansölye Merkel'e de bir kez daha ileteceğiz."
kaynak.mynet.com
0 yorum:
Yorum Gönder