17 Şubat 2012 Cuma

İnce: Mesele 'Allah'a şükür' dememesi

İnce: Mesele 'Allah'a şükür' dememesi

CHP'li Muharrem İnce, AK Parti Milletvekili Hakan Şükür'ün televizyonda yorumculuk yapmasıyla ilgili, ''Mesele, Hakan Şükür'ün, 'Allah'a şükür' dememesi olayı'' dedi.

AA
Güncelleme: 17:54 TSİ 17 Şubat. 2012 Cuma
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün ve CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ile düzenlendiği basın toplantısında, Düzgün'ün hekim, Kurt'un avukat, kendisinin de öğretmen olduğunu anımsattı.
TBMM Başkanlığınca bugün AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür'ün bir televizyon kanalında yorumculuk yapmasına ilişkin açıklama yapıldığını hatırlatan İnce, ''Mesele, Hakan Şükür'ün, 'Allah'a şükür' dememesi olayı'' dedi.
Kendisiyle birlikte Düzgün ve Kurt'un mesleklerini ücretsiz olarak icra etmek için başvurduğunu ve reddedildiklerini belirten İnce, şöyle devam etti:
''Olay benimle başlamıştı. Balgat'ta bir lisede boş geçen derse ücretsiz girebilmek için izin istemiştim. Dönemin TBMM Başkanı Arınç, bana, 'devlet okulu olduğu için yürütmenin emrine gireceğim, benim yasamanın bir parçası olduğum' gerekçesiyle kabul etmemişti. Sayın Düzgün de aynı şekilde yanıt aldı. Kafaya, mantığa bakın. Devlette ücretsiz çalışmak isteyeceksin, yürütmenin emrine gireceksin ama holdingin bir hastanesinde doktorluk yapabilirim. İşte tüccar siyaset anlayışının geldiği nokta bu.''
''Şikeyle ilgili yasada en çok konuşmasını beklediğim kişi Hakan Şükür idi'' ifadesini kullanan İnce, ''Şike yasasında bile konuşamadı. 'Ket vurdum düşüncelerime' dedi. Şirket kuran bir başbakanın milletvekili de ancak böyle olur'' dedi.
AK Parti'li Şükür'ün, ''bana izni Başbakan verdi'' sözlerini anımsatan İnce, ''Bir milletvekiline izni Genel Başkan, Başbakan vermez. İzin verilecekse anayasa açık, Meclis Başkanı verir bu izni. Artık AKP'nin bu Mecliste karar yeter sayısı bulma şansı hiç kalmamıştır. Hepsi bir ek iş peşine düşmeye başlayacaklar ve milletvekilliği artık bir ek iş olacak'' şeklinde konuştu.
'MECLİS TAKIMININ TEKNİK DİREKTÖRÜ OLSUN'
''Meclis Başkanı'nın belki aklına gelmemiştir, bir öneride bulunayım'' diyen İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hakan Şükür, Meclis çalışmalarına katılmayacak. 4 komisyon toplantısının 3'üne katılmamış. 35 açık oylamanın 25'inde oy kullanmamış, bir soru önergesi vermemiş, bir araştırma önergesi yok. Bir dakika yerinden konuşmuş, dışarıda 200 milyar maaş peşine düşmüş. Meclis Başkanı'na önerim şu: Meclis'te bir futbol takımı kuralım. Hakan Şükür teknik direktör olsun. Meclis bütçesinden para ayrılmasın, milletvekillerinden para keselim, bütçe oluşturulsun. Hakan Şükür'ün, 'Allah'a şükür' dememesi sonucu doğan ücret merakı, milletvekillerinden kesilen paradan kendisine verilsin. Kampus içerisinde olacağı için oylamalara katılabilir. Belki canı sıkılırsa ara sıra Meclis kürsüsüne de çıkabilir.''
'YA BOKSÖR, KARATECİ OLSAYDI...'
CHP milletvekillerinin tüm olan bitene rağmen Hakan Şükür'den yine de memnun olduğunu belirten İnce, ''Eski bir futbolcu Meclis çalışmalarına katılmıyor. Ya boksör, karateci olsaydı ve Meclis çalışmalarına katılsaydı, işte o zaman halimiz daha kötü olurdu diye düşünüyorum'' dedi.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in TBMM İçtüzüğü ile arasının pek iyi olmadığını öne süren Muharrem İnce, ''İçtüzük 68'i uygulamadı geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz. Meclisi kapatmadı. Gonga bastı, ringe davet etti insanları, çekti, gitti'' ifadesini kullandı.
Çiçek'in milletvekillerinin devamsızlığıyla ilgili İçtüzük maddesini unutmuş göründüğünü savunan İnce, bu maddenin Hakan Şükür'e uygulanması talebinde bulundu.
Şükür'e ilişkin TBMM Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamayı ''içler acısı'' olarak niteleyen İnce, ''Takibimiz sürecek. 11 bin lira maaşı yeterli görmeyip, televizyonlarda futbol yorumculuğu yapan bu arkadaşımızı takip etmeye devam edeceğiz'' dedi.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İnce, ''MİT Kanununda değişiklik yapan kanun'' hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:
''Dün iktidar partisi milletvekillerinin sağduyularına seslenmeye çalıştık ancak başarılı olamadık. Çünkü talimat almışlardı. Hatta açık oylamalarda süreyi kaçıran bazı milletvekilleri, Başkanlık Divanındaki bürokratlarla kavga ettiler, 'oyumu kabul edin' diye. Oy kullanmasa Başbakan görecek bunların oy kullanmadığını, yok sayacak. Bu büyük bir dayatmadır, baskıdır. Korkunun bir dışa vurumuydu. Sayın Cumhurbaşkanın bunu geri göndermesini istiyoruz. Takdir Sayın Cumhurbaşkanınındır. Gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.''

0 yorum:

Yorum Gönder

En Çok Okunan Haberler

Google Arama