Konut üreten fabrikalar kuracağız'
Mevcut teknoloji ile kentsel dönüşümün en az 80 yılda tamamlanabileceğini belirten Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, olası deprem riskine karşı birçok ülkede uygulanan 'endüstrileşmiş bina üretimi sistemi'nin uygulanması gerektiğini söyledi.
ntvmsnbc
Meclis'te Kentsel Dönüşüm Yasası çalışmaları sürerken mimarlar, inşaat mühendisleri ve kent bilimciler, dönüşüm için alternatif çözüm yolları arıyorlar. Dönüşüme alternatif projeler üreten isimlerden biri de Türkiye’nin yakından tanıdığı Kent Bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp.
Alp’e göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşüm kapsamında Türkiye’deki mevcut inşaat teknolojileri ile 2023 yılına kadar 5 milyon konut üretmesi mümkün değil. Bu sürecin hızlandırılması için konutların fabrikalarda üretildiği 'endüstrileşmiş bina üretimi sistemi'nin uygulanması gerektiğini belirten Alp, bu sistemle yılda depreme dayanıklı 1 milyon konut üretilebileceğini söyledi.
25 M2'LİK MODÜLÜN FİYATI 10 BİN TLEmlaklobisi.com'dan Semih Çavuşlar'a 'endüstrileşmiş bina üretim sistemi' hakkında bilgi veren Alp, "Bu sistem afet riski yüksek olan gecekondu veya niteliksiz yapıların bulunduğu bölgelerin dönüşümü için biçilmiş kaftan. Bu sistemde daireler, modül modül fabrikalarda üretilecek. Her modül 25 metrekareden oluşacak ve içinde mutfağını, tuvaletini ve banyosunu barındıracak. Tek bir modülün fiyatı 10.000 TL olacak. Fabrikada üretilen modüller sahaya sevk edilecek, mevcut binaya takılacak. Daha geniş metrekarelerde yaşamak vatandaşlarımız da birden fazla modülü yan yana takarak 2+1, 3+1 ve daha farklı tiplerde konutlar oluşturabilecekler" dedi.
HER İLE KONUT FABRİKASI
'Endüstrileşmiş bina üretimi sistemi'ni hayata geçirdikleri taktirde üretilen konutların estetik açıdan beğeni toplayacak bir mimariye sahip olacağının altını çizen Alp, endüstrileşmiş bina üretiminde her il için o ilin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan, bölgenin yaşam koşullarına ve iklimine uygun yapılar tasarladıklarını belirtti. Bu yapıları doğal enerjiyi maksimum seviyede kullanabilecek ve doğaya minimum seviyede zarar verecek şekilde projelendirdiklerini de sözlerine ekleyen Alp, her ile bir konut fabrikası kurmayı hedeflediklerini söyledi.
'Endüstrileşmiş bina üretimi sistemi'ni hayata geçirdikleri taktirde üretilen konutların estetik açıdan beğeni toplayacak bir mimariye sahip olacağının altını çizen Alp, endüstrileşmiş bina üretiminde her il için o ilin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan, bölgenin yaşam koşullarına ve iklimine uygun yapılar tasarladıklarını belirtti. Bu yapıları doğal enerjiyi maksimum seviyede kullanabilecek ve doğaya minimum seviyede zarar verecek şekilde projelendirdiklerini de sözlerine ekleyen Alp, her ile bir konut fabrikası kurmayı hedeflediklerini söyledi.
TEK KATLI ÇEKİRDEK KONUTKırsal kesime de hitap eden pratik konut çözümleri ürettiklerinden bahseden Alp, “Kırsal kesim için hazırladığımız projeye de 'çekirdek konut' adını verdik. Çekirdek konutlar tek katlı olacak. Bu projede ise biz sadece ıslak hacim dediğimiz banyo, mutfak ve tuvalet kısımlarını biz yapıyoruz. Odalarını ise mülk sahibine bırakıyoruz. Fakat bu süreçte odaların tip projelerini biz hazırlayıp mülk sahibine veriyoruz. Mülk sahibi de odaların inşasında kullanılacak malzemeleri, oluşturulacak depolardan alacak ve tip projeye uygun olarak odaları inşa edecek. Yerel yönetimlerin hazırladığı altyapı çalışmasıyla birlikte evin doğalgazını, suyunu elektriğini de biz bağlayacağız. Düzgün fabrikalar yapıldığı takdirde bu modelin kırsal kesimde çok rağbet göreceğini ve kentsel dönüşümün Anadolu ayağına büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.
TARİHİ YAPILARA DEPREMSAVARDönüşüm sürecinde tarihi değer taşıyan yapılara büyük özen gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Alp, deprem riskine karşı bu yapıların ayakta tutulabilmesi için tek çözüm yolunun da sismik izolatörler olduğunu şöyle açıkladı:
“Bu dönüşüm sürecinde tarihi değer taşıyan yapıların akıbeti de önemli bir konu. Bu tür yapıların yıkılıp yapılması elbette ki mümkün değil. Bu konudaki tek çözüm yolu sismik izolatör dediğimiz depremin etkisini binaya aksettirmeyen sistemlerin bu yapılara uygulanmasıdır. Bu sistemlerin de kendi aralarında birçok çeşidi var. Fakat bu konuda yaptığım araştırmalar neticesinde en güvenilir sistemin Amerikalı genç bir bilimadamının geliştirdiği 'Friction Pendulum' adında bir sistem olduğunu gördüm. Bu sistemin diğerlerinden farkı, uygulandığı bina veya köprü deprem sonrası orijinal konumuna geri dönmüş oluyor. Diğer depremsavar sistemlerinde de bina yıkılmıyor, ancak deprem sonrası azıcık yerinden kayabiliyor. “
“Bu dönüşüm sürecinde tarihi değer taşıyan yapıların akıbeti de önemli bir konu. Bu tür yapıların yıkılıp yapılması elbette ki mümkün değil. Bu konudaki tek çözüm yolu sismik izolatör dediğimiz depremin etkisini binaya aksettirmeyen sistemlerin bu yapılara uygulanmasıdır. Bu sistemlerin de kendi aralarında birçok çeşidi var. Fakat bu konuda yaptığım araştırmalar neticesinde en güvenilir sistemin Amerikalı genç bir bilimadamının geliştirdiği 'Friction Pendulum' adında bir sistem olduğunu gördüm. Bu sistemin diğerlerinden farkı, uygulandığı bina veya köprü deprem sonrası orijinal konumuna geri dönmüş oluyor. Diğer depremsavar sistemlerinde de bina yıkılmıyor, ancak deprem sonrası azıcık yerinden kayabiliyor. “
Türkiye’de yıllar boyunca şehircilik adına hem hukuksal, hem teknik, hem de şehircilik açısından çok yanlış adımlar atıldığını dile getiren Alp, şu an gündemde olan kentsel dönüşüm projesinin doğru işleyebilmesi için üniversitelerin ve ilgili meslek odalarının işin içinde olduğu bilimsel bir süreç izlenmesini gerektiğini de dile getirdi.
DEMOKRATİK SÜRECİ ZORLAYACAKAhmet Vefik Alp, kentsel dönüşümle ilgili yasa tasarısının Bakanlık'a büyük yetkiler verdiğini ifade ederek: “Kentsel Dönüşüm Yasası’nın insan haklarını ve demokratik süreci zorlayan bir yasa olduğunu da kabul etmek gerekir. Çünkü dönüşümün ne kadar gönüllülük ilkesi doğrultusunda uygulanacağı söylense de yasada birçok yaptırım bulunuyor. Bakanlık'a önüne geçilemeyecek birçok yetki verilmiş durumda. Ayrıca uygulama bütünlüğü ilkesi de büyük sıkıntılar doğuracak. Çünkü yeni yapmış olduğunuz ve depreme dayanıklı olduğunu ispatladığınız binalar dâhi çevredeki diğer binaların dönüştürülecek olmasından dolayı Bakanlık'ın emri ile yıkılabiliyor” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder