'Kurumlar çatışması değil, AKP çatışması’
Üst düzey MİT görevlilerinin KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırılmasını değerlendiren BDP Eş Başkanı Demirtaş, “Hükümet çıkıp açık açık Oslo görüşmelerini, İmralı görüşmelerini sahiplenmelidir. Ortada bir suç yoktur” dedi.
ntvmsnbc
DİYARBAKIR - KCK soruşturması kapsamında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte eski müsteşar Emre Taner ve yardımcısı Afet Güneş’in ifadeye çağırılmasını değerlendiren BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, yaşananların devletin kurumları arasındaki bir çatışma değil, AK Parti içi bir çatışma olduğunu söyledi.
AK Parti’nin yapmış olduğu yasal değişiklikler, atamalar ve fiili uygulamalarla devletin bütün kurumlarını ele geçirdiğini belirten Demirtaş, “Türkiye’de bir vesayet rejimi vardır, AKP bu rejimi ele geçirmiştir. Şimdi kendi içinde bir çatışma yaşıyorlar. Bu hamle Kürt sorununda diyalog temelli arayışlara karşı bir hamle” dedi.
'BAŞBAKAN’IN ELİNE KOZ GEÇTİ'BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın özel açıklamaları şöyle:
-Bakın bu savcının yaptığı işlem vesilesi ile Başbakan’ın eline büyük bir tasfiye kozu geçirmiştir, Şu anda emniyet içerisinde, MİT içerisinde, hatta yargı içerisinde büyük bir tasfiye fırsatı yakalamıştır Başbakan. Dolayısıyla bu çatışmadan güçlenerek çıkacak olan başbakandır. Başbakan şu anda Kürt sorununda diyalog yöntemini kullanan bir politikayı izlemiyor ve desteklemiyor. Dolayısıyla bu çatışmadan güçlü çıkacak olan savaş konseptini savunun zihniyettir.
-Bakın bu savcının yaptığı işlem vesilesi ile Başbakan’ın eline büyük bir tasfiye kozu geçirmiştir, Şu anda emniyet içerisinde, MİT içerisinde, hatta yargı içerisinde büyük bir tasfiye fırsatı yakalamıştır Başbakan. Dolayısıyla bu çatışmadan güçlenerek çıkacak olan başbakandır. Başbakan şu anda Kürt sorununda diyalog yöntemini kullanan bir politikayı izlemiyor ve desteklemiyor. Dolayısıyla bu çatışmadan güçlü çıkacak olan savaş konseptini savunun zihniyettir.
-Bu çatışmadan bir hayır çıkacağını zannetmiyorum. Kürt sorunu ile ilgili gerçekten akılcı bir düşüncenin ve akılcı bir yöntemin egemen olacağını sanmıyorum.
‘MİT’İN KENDİ KURUMUNDAN HABERİ YOK’-Koskoca MİT müsteşarını savcı ifadeye çağırana kadar MİT’in haberi olmadı mı bu gelişmelerden? MİT ne yapıyor bu ülkede bunu da sormak lazımdır. Herkesin yatak odasına kadar dinleyenler, herkesin telefonlarını dinleyenler ne yapıyor? Kendi kurumunda ve emniyette olup bitenlerden haberi yok.
‘EMNİYET-MİT ÇATIŞMASI DEĞİL’
-MİT’in içinde de emniyetin içinde de AKP’nin kadroları ve cemaatin kadroları vardır. Bir de bu iki tarafta olmayan eski kadrolar vardır. Bu kurumlar arası bir çatışma değildir. Bu AKP’nin kendi içindeki bir çatışmadır. Fakat dediğim gibi sonuçta sistem yanlış işlediği için o yanlış işleyişten kaynaklı bütün boşlukları kendi içindeki gruplar birbirleri aleyhine kullanıyorlar. Kendi içlerinde farklı gruplaşmalar, farklı hizipleşmeler söz konusu. Meseleye MİT-emniyet çatışması olarak baktığınızda emniyet sanki AKP’ ye bağlı değilmiş gibi MİT, AKP’ye bağlıymış gibi anlaşılır. Bu doğru değil. Hepsi AKP’ye bağlı, hepsi AKP’nin kontrolündedir.
-MİT’in içinde de emniyetin içinde de AKP’nin kadroları ve cemaatin kadroları vardır. Bir de bu iki tarafta olmayan eski kadrolar vardır. Bu kurumlar arası bir çatışma değildir. Bu AKP’nin kendi içindeki bir çatışmadır. Fakat dediğim gibi sonuçta sistem yanlış işlediği için o yanlış işleyişten kaynaklı bütün boşlukları kendi içindeki gruplar birbirleri aleyhine kullanıyorlar. Kendi içlerinde farklı gruplaşmalar, farklı hizipleşmeler söz konusu. Meseleye MİT-emniyet çatışması olarak baktığınızda emniyet sanki AKP’ ye bağlı değilmiş gibi MİT, AKP’ye bağlıymış gibi anlaşılır. Bu doğru değil. Hepsi AKP’ye bağlı, hepsi AKP’nin kontrolündedir.
‘BAŞBAKAN GÜÇLENEREK ÇIKAR’-Bu süreç MİT müsteşarına karşı bu işlemleri yapanların tasfiye edilmesi ile sonuçlanır. Bu süreçten başbakan ve MİT ekibi güçlü çıkar. Bunun tabi ki savcı tarafından bilinçli olarak yapılıp yapılmadığını araştırmak lazım. Savcı çok iyi biliyor ki MİT müsteşarını ifadeye çağırmak sıradan bir olay değil. İfadeye çağırıp tutuklayarak içeriye atamazlar, bunu da biliyorlar. Hükümetin bir tasfiye operasyonu yapmasına zemin mi hazırlandı, fırsat mı sunuldu diye bakmak lazım.
‘HERKES TEPKİ GÖSTERMELİ’-Biliyorsunuz aynı gün İstanbul emniyetinde bazı operasyonlar başladı. Bu bürokratik değişiklikler MİT’in içinde de yapılacaktır mutlaka. Emniyetin ve MİT’in içinde artık AKP kadrolaşması çok daha güçlü bir şekilde yaşanacaktır. Yoksa buradan bu köhnemiş sistemin, vesayet sisteminin tasfiyesini kimse beklememelidir. Buna karşı herkes mücadele etmelidir. Burada bir demokratik sistem çıkar mı diye beklemek yerine herkesin itirazlarını ve sesini yükseltmesi lazımdır.
‘BAŞBAKAN MI İFADEYE ÇAĞRILIYOR?’-Madem dinleme kaydıyla arkadaşlarımızı tutukluyorlar, bu işin altında bakanlar da çıkar Başbakan da çıkar tabi ki. Çünkü ortada yasa dışı bir iş yok.
-Bugün meselenin bu noktaya gelmesinin en önemli nedeni Başbakan’ın Kürt sorununda diyalog sürecinin arkasında açık bir siyasal irade koymamasıdır. Yani ‘Bunu devlet yürütüyor, hükümet ile alakası yok, bizimle alakası yok’ diyerek topu taca atan ve hedef saptıran bir anlayışı Başbakan’ın. Oysa hem Oslo hem İmralı görüşmelerinde Başbakan çıkıp açık açık ‘Bu bir hükümet politikasıdır, bu bir siyasi irade ve tercihtir’ demiş olsaydı bugün bu noktalara gelinmeyebilirdi.
‘İŞLERİNİ YAPTILAR’
-Ama Başbakan ne yaptı? Sanki bürokratlar istihbarat amaçlı, terörle mücadele amaçlı bir takım görüşmeler yürütüyorlar, hükümet de bunların arkasından değil, ama olup bitenlere göz yumuyorlar havası yarattı. Oysa durum öyle değil, bunlar devlet memuru, bu ekibe talimatı veren hükümetin kendisidir. Bunu çıkıp açık açık söylemesi lazımdı.
-Ama Başbakan ne yaptı? Sanki bürokratlar istihbarat amaçlı, terörle mücadele amaçlı bir takım görüşmeler yürütüyorlar, hükümet de bunların arkasından değil, ama olup bitenlere göz yumuyorlar havası yarattı. Oysa durum öyle değil, bunlar devlet memuru, bu ekibe talimatı veren hükümetin kendisidir. Bunu çıkıp açık açık söylemesi lazımdı.
-Hükümet çıkıp açık açık Oslo görüşmelerini, İmralı görüşmelerini sahiplenmelidir. Ortada bir suç yoktur. Tam tersine geçmiş dönemde diyalog yürütmeyen PKK ile Öcalan ile diyalog yürütmeyen varsa onlar suç işlemiştir. Onların işi diyalog yürütmektir. Bu insanlar işini yapmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder